tahammül edilemeyen insan özellikleri
kibirli olan insan tipi.
hep ben merkezli konuşur.
her şeyin en iyisini o bilir.
mükemmeldir, hata yapma şansı da yoktur.
çevresinde çok insan vardır ama bir o kadar da yalnızdır. zannımca.
hep ben merkezli konuşur.
her şeyin en iyisini o bilir.
mükemmeldir, hata yapma şansı da yoktur.
çevresinde çok insan vardır ama bir o kadar da yalnızdır. zannımca.
devamını gör...
frijidite
cinsel etkinlikte bulunma isteği olmayan kadınların muzdarip olduğu hastalık. bu durumdaki kadınlar frijit olarak adlandırılır.
bu durumda olan kadınlar genel olarak cinselliğe karşı hiçbir istek duymazlar. mastürbasyon da dahil olmak üzere cinsellik içeren herhangi bir aktiviteye girmek istemezler. hatta bunu bir işkence olarak görürler. rüyalarında dahi bu tür durumları görmedikleri bilinir.
hastalığın tedavi edilebilmesi için öncelikle sebebinin teşhis edilmesi gerekir. bu sebepler kişiden kişiye değişebilir. örneğin normal şartlarda daha genç kadınların cinsel ilişkiden daha fazla zevk aldığını sanıyor olabilirsiniz ama durum her zaman böyle değildir. cinsel ilişkiden zevk almanın en önemli kurallarından biri tecrübe ve kendini tanımaktır. bu nedenle genç insanlar arasında da yaygın bir rahatsızlıktır bu.
herhangi bir fiziksel nedenle ilişki sırasında acı duyan kadınlar da zamanla bundan nefret etmeye ve uzak durmaya başlarlar. ilişki zevk aracı olmaktan çok fiziksel bir işkenceye dönüşür.
daha önce yaşanmış tecavüz, taciz gibi travmalar frijidite ile sonuçlanabilir.
hormon dengesizlikleri de kadınların cinsellikten zevk almasını engelleyebilir. zira hormonlar, miktarı hayat boyu sabit kalan kimyasallar değildir.
hastalığın sebebi anlaşıldıktan sonra buna yönelik bir tedavi süreci başlatılır. durumun tıbbi ya da psikolojik olmasına bağlı olarak tedavi şekli de değişir.
cinsel soğukluk erkeklerde de görülebilir ve büyük oranda psikolojiktir. bu durumdaki erkekler frijit olarak adlandırılmaz.
bu durumda olan kadınlar genel olarak cinselliğe karşı hiçbir istek duymazlar. mastürbasyon da dahil olmak üzere cinsellik içeren herhangi bir aktiviteye girmek istemezler. hatta bunu bir işkence olarak görürler. rüyalarında dahi bu tür durumları görmedikleri bilinir.
hastalığın tedavi edilebilmesi için öncelikle sebebinin teşhis edilmesi gerekir. bu sebepler kişiden kişiye değişebilir. örneğin normal şartlarda daha genç kadınların cinsel ilişkiden daha fazla zevk aldığını sanıyor olabilirsiniz ama durum her zaman böyle değildir. cinsel ilişkiden zevk almanın en önemli kurallarından biri tecrübe ve kendini tanımaktır. bu nedenle genç insanlar arasında da yaygın bir rahatsızlıktır bu.
herhangi bir fiziksel nedenle ilişki sırasında acı duyan kadınlar da zamanla bundan nefret etmeye ve uzak durmaya başlarlar. ilişki zevk aracı olmaktan çok fiziksel bir işkenceye dönüşür.
daha önce yaşanmış tecavüz, taciz gibi travmalar frijidite ile sonuçlanabilir.
hormon dengesizlikleri de kadınların cinsellikten zevk almasını engelleyebilir. zira hormonlar, miktarı hayat boyu sabit kalan kimyasallar değildir.
hastalığın sebebi anlaşıldıktan sonra buna yönelik bir tedavi süreci başlatılır. durumun tıbbi ya da psikolojik olmasına bağlı olarak tedavi şekli de değişir.
cinsel soğukluk erkeklerde de görülebilir ve büyük oranda psikolojiktir. bu durumdaki erkekler frijit olarak adlandırılmaz.
devamını gör...
kadın olmanın zorlukları
sürekli güzel ve kibar olmak zorunda bırakılmak.
sürekli kalıplara sokulmaya çalışılması.
ağlak ve kırılgan olarak görülmesi.
çok konuşan, dedikodu yapan, trip atan varlık olarak görülmesi.
sürekli kalıplara sokulmaya çalışılması.
ağlak ve kırılgan olarak görülmesi.
çok konuşan, dedikodu yapan, trip atan varlık olarak görülmesi.
devamını gör...
islam ve demokrasi
islam, demokrasiye karşı değildir. demokrasinin işleyişinin, şartlar ve durumlara göre uygulanıp, uygulanmayacağını yorumlar.
murtaza mutahhari*; islami demokrasinin uygulanması için, toplumun her kesiminin belli bir düzeyde bilinçli olması gerektiğini, doğru ve yanlışın, menfaat ve zararın boyutlarının, seçim yapacak kişilerin bilgisi dahilinde olması gerektiğini savunur.
islam da icma* nın uygulanabilmesi için, doğru ve yanlışın apaçık ortada olması gerekir. doğru ve yanlış gizli kalmış ise icma uygulanmaz.
kısacası islamın demokrasiye yaklaşımı, toplumun bilinciyle doğru orantılıdır. eğer toplum, seçme yetisine haiz ise uygulanır. eğer toplum, seçme yetisine haiz değil ise uygulanamaz.
nitekim hz ali şöyle buyuruyor;
"zalimlerin saltanatı, cahillerin omuzlarında yükselir."
murtaza mutahhari*; islami demokrasinin uygulanması için, toplumun her kesiminin belli bir düzeyde bilinçli olması gerektiğini, doğru ve yanlışın, menfaat ve zararın boyutlarının, seçim yapacak kişilerin bilgisi dahilinde olması gerektiğini savunur.
islam da icma* nın uygulanabilmesi için, doğru ve yanlışın apaçık ortada olması gerekir. doğru ve yanlış gizli kalmış ise icma uygulanmaz.
kısacası islamın demokrasiye yaklaşımı, toplumun bilinciyle doğru orantılıdır. eğer toplum, seçme yetisine haiz ise uygulanır. eğer toplum, seçme yetisine haiz değil ise uygulanamaz.
nitekim hz ali şöyle buyuruyor;
"zalimlerin saltanatı, cahillerin omuzlarında yükselir."
devamını gör...
dünyanın en saçma sorusu
uyandın mı?
geldin mi?
uyandığınızı veya geldiğinizi gözleriyle gören kişiler tarafından sorulunca çileden çıkarır.
geldin mi?
uyandığınızı veya geldiğinizi gözleriyle gören kişiler tarafından sorulunca çileden çıkarır.
devamını gör...
adalet bakanı'nın adaletsizliğe isyan etmesi
adalet bakanının konumundan bir haber olduğunu gösteren durumdur. adalet senin elinde, sen düzeltmek yerine yakınıyorsun bundan. o zaman sen neden varsın diye sormak hakkımız değil mi?
buradan
buradan
devamını gör...
anthropos
yunanca insan anlamına gelen kelime. ayrıca gnostik terim olan anthropos, tanrısal varlık tarafından yaratılmış, maddeden farklı saf zihinden oluşan göksel bir insan prototipidir.
"bu 'daha aşağı' ruh, physis'te hapsedilmiş, iran kökenli, doğasından ötürü ikicinslikli zamansal olarak ilk insandır. o, zamanın başlangıcında ve sonunda görünen ve kendi başlangıcı ve sonu olan göksel, yani kusursuz insandır. o cinslerin bölünmesinin ötesinde olan ve ancak erkekle dişi bir haline geldiğinde ulaşılabilecek olan, insanın bütünlüğüdür. bu daha yüksek anlamın açığa çıkması, 'uğursuz' temasın yarattığı sorunu çözer ve kaotik karanlıktan lumen quod superat omnia lumina'yı (tüm ışıkların üstünde yükselen ışığı) üretir.
(bkz: carl gustav jung)
(bkz: the psychology of the transference)
anthropos'un açığa çıkması olağan herhangi bir dinsel duyguyla ilişkili değildir; hristiyanlığa inananlar için mesih görünüşüyle neredeyse aynı şeydir. bununla birlikte o, ex opere divino (tanrısal bir eylemin sonucu olarak) değil, ex opere naturae (doğanın eyleminin bir sonucu olarak) yukarıdan değil, kendisi kötüye yakın olan ve pagan vahiy tanrısının adını taşıyan hades'ten, bir gölgenin dönüşümünün ürünüdür."
"simyada yumurta, usta tarafından kavranan kaosu, tutsak-dünya ruhunu içeren prima materia'yı sembolize eder. yuvarlak pişirme kabıyla sembolize edilen yumurtanın içinden, kartal ya da physis'in kollarında tutsak kalan anthropos'la özdeş zümrüdüanka, yani azat edilmiş ruh çıkacaktır.
(bkz: carl gustav jung)
(bkz: rüyalar)
"bu 'daha aşağı' ruh, physis'te hapsedilmiş, iran kökenli, doğasından ötürü ikicinslikli zamansal olarak ilk insandır. o, zamanın başlangıcında ve sonunda görünen ve kendi başlangıcı ve sonu olan göksel, yani kusursuz insandır. o cinslerin bölünmesinin ötesinde olan ve ancak erkekle dişi bir haline geldiğinde ulaşılabilecek olan, insanın bütünlüğüdür. bu daha yüksek anlamın açığa çıkması, 'uğursuz' temasın yarattığı sorunu çözer ve kaotik karanlıktan lumen quod superat omnia lumina'yı (tüm ışıkların üstünde yükselen ışığı) üretir.
(bkz: the psychology of the transference)
anthropos'un açığa çıkması olağan herhangi bir dinsel duyguyla ilişkili değildir; hristiyanlığa inananlar için mesih görünüşüyle neredeyse aynı şeydir. bununla birlikte o, ex opere divino (tanrısal bir eylemin sonucu olarak) değil, ex opere naturae (doğanın eyleminin bir sonucu olarak) yukarıdan değil, kendisi kötüye yakın olan ve pagan vahiy tanrısının adını taşıyan hades'ten, bir gölgenin dönüşümünün ürünüdür."
"simyada yumurta, usta tarafından kavranan kaosu, tutsak-dünya ruhunu içeren prima materia'yı sembolize eder. yuvarlak pişirme kabıyla sembolize edilen yumurtanın içinden, kartal ya da physis'in kollarında tutsak kalan anthropos'la özdeş zümrüdüanka, yani azat edilmiş ruh çıkacaktır.
(bkz: rüyalar)
devamını gör...
gece saat 2'de sözlüğe giren kadının asıl amacı
bana amacımı sorgulatan başlık. düşündüm bulamadım .
devamını gör...
adagio for strings
samuel barber tarafından bestelenen ve klasik müzik dünyasında bu parçayla adını duyurduğu, acıklı ve rahatlatıcı bir müziktir adagio for strings. birçok filmde çalınan ve insanların hüznüyle birleşen bu müzik, hafızalardan maalesef ki silinemiyor. 1936 yılında çıkan bu parça hala birçok müzisyen tarafından çalınmakta ve adını sildirmemektedir.
insanın duygularını en üst zirveye taşıyan, her notasında farklı anlamlar bulunan ve kısa yaşamımızın amacını sorgulatan nadide bir eserdir. her dinlediğimde kendimi kaybediyorum. öylesine derinden etkiliyor ki, sadece dinlemek değil adeta yaşıyorum müziğin içinde. her bir dizesinde denizin dalgasına tutulmuş gibi oradan oraya savruluyorum. bazen bağırmak istiyorum herkese ve her şeye. bazen de herkesi ve her şeyi unutmak istiyorum. bir müzik bile bu kadar acıtıyorsa beni, gerçekten savunmasızım demek ki. yalnız kaldığım her an müziklerle avutuyorum kendimi. onlarla yaşamın amacını anlıyorum. onlarla kendimi buluyorum, kendi eksikliğimi. zaten bir bütün değilim ki, her bir parçaya ayrılmışken. her bir parçada görüyorum ben, benden gidişimi.
bu müziği kesinlikle dinlemenizi istiyorum. eğer dram türü bir kitap okuyorsanız arka planda bunu dinlemek sizi kitabın daha da derinliklerine sokacaktır.
aşağıya linki bırakıyorum. iyi dinlemeler ^^
https://youtu.be/izqsge0l450
insanın duygularını en üst zirveye taşıyan, her notasında farklı anlamlar bulunan ve kısa yaşamımızın amacını sorgulatan nadide bir eserdir. her dinlediğimde kendimi kaybediyorum. öylesine derinden etkiliyor ki, sadece dinlemek değil adeta yaşıyorum müziğin içinde. her bir dizesinde denizin dalgasına tutulmuş gibi oradan oraya savruluyorum. bazen bağırmak istiyorum herkese ve her şeye. bazen de herkesi ve her şeyi unutmak istiyorum. bir müzik bile bu kadar acıtıyorsa beni, gerçekten savunmasızım demek ki. yalnız kaldığım her an müziklerle avutuyorum kendimi. onlarla yaşamın amacını anlıyorum. onlarla kendimi buluyorum, kendi eksikliğimi. zaten bir bütün değilim ki, her bir parçaya ayrılmışken. her bir parçada görüyorum ben, benden gidişimi.
bu müziği kesinlikle dinlemenizi istiyorum. eğer dram türü bir kitap okuyorsanız arka planda bunu dinlemek sizi kitabın daha da derinliklerine sokacaktır.
aşağıya linki bırakıyorum. iyi dinlemeler ^^
https://youtu.be/izqsge0l450
devamını gör...
normal sözlük’ün arkasındaki güç
bugünkü resim ekleme özelliğinin gelmesi ile sorgulamaya başladığım durum. bu sözlük bu kadar kısa sürede bir iki kişinin yapabileceği çapta bir proje değil. yani hiç reklamsız sunucu ücretlerini dahi karşılamak imkansıza yakın bir şey. kaldı ki resim ekleme özelliği de sunucu ücretini arttıracaktır. şahsen sözlüğün arkasında bir kuruluşun olduğunu düşünüyorum. ya da finanse eden zengin birileri var. tabi nasıl bir beklentiyle finanse ediliyor bilemiyorum ama var bir şeyler.
not: evet büyük resim kursuna gittim.
not: evet büyük resim kursuna gittim.
devamını gör...
kız isteme cinsiyetçi midir sorunsalı
bence gereksiz ve abartılan bir adet. umarım yakında tarihin tozlu raflarında yerini alır.
devamını gör...
sıcak saatler
1997-2000 yılları arasında atv'de yönetmenliğini osman sınav, mustafa şevki doğan, veli çelik, sadullah celen ve mehmet aslantuğ'un senaristliğini ahmet yurdakul'un yaotığı polisiye, macera, dram dizisi.
başrollerinde,
mehmet aslantuğ
arzum onan
nihat nikerel
kenan ışık
aytaç yörükaslan
sevda ferdağ
sedat yalçın (mehmet aslantuğ), sağlam, atraksiyonu bol, gözünü budaktan sakınmayan bir gazetecidir. buket hazal (arzum onan) sedat'ın ekibine henüz çok yeni katılmıştır. başta birbirleriyle pek anlaşamaz zıtlaşırlar zamanla arkadaş olur ve bu arkadaşlığı başka boyutlara taşırlar.
pek macera seven sedat çok zorlu görevlerde bile geri durmaz ve başına bir takım işler açar. remzi baba (aytaç yörükaslan) , başkomiser cehennem cevdet (nihat nikerel) , rıfat hazal (kenan ışık), komiser doğan (mehmet çepiç), coşkun (cihat şener), ayşe (nazan kaya), cahide ana (sevda ferdağ), şükran yalçın (füsun kostak), çolak nedim (uğur çavuş oğlu),
komiser doğan erkal (mehmet çepiç), noyan (engin inal), kaptan (uğur polat) ve daha bir çoğuyla maceradan maceraya atılmış her bölüm farklı bir serüvenin içine dahil olmuşlardır.
bu dizi çekilirken sanırım arzum onan ve mehmet aslantuğ evliydi. birbirlerine bu kadar yakışan ve bu kadar uzun süre magazinden, kaostan carttan curttan uzak kalıp güzel bir evlilik süren nadir çiftlerin arasındalar. ben şahsen bu ikiliyi pek seviyorum.
dizi 3 sezon devam edip bitirdi. o dönemin parmakla gösterilen değişik ve güzel dizilerindendi. keyifle seyretmiştik. hoş ben çocuktum ama aile bireyleriyle oturup izliyorduk.
başrollerinde,
mehmet aslantuğ
arzum onan
nihat nikerel
kenan ışık
aytaç yörükaslan
sevda ferdağ
sedat yalçın (mehmet aslantuğ), sağlam, atraksiyonu bol, gözünü budaktan sakınmayan bir gazetecidir. buket hazal (arzum onan) sedat'ın ekibine henüz çok yeni katılmıştır. başta birbirleriyle pek anlaşamaz zıtlaşırlar zamanla arkadaş olur ve bu arkadaşlığı başka boyutlara taşırlar.
pek macera seven sedat çok zorlu görevlerde bile geri durmaz ve başına bir takım işler açar. remzi baba (aytaç yörükaslan) , başkomiser cehennem cevdet (nihat nikerel) , rıfat hazal (kenan ışık), komiser doğan (mehmet çepiç), coşkun (cihat şener), ayşe (nazan kaya), cahide ana (sevda ferdağ), şükran yalçın (füsun kostak), çolak nedim (uğur çavuş oğlu),
komiser doğan erkal (mehmet çepiç), noyan (engin inal), kaptan (uğur polat) ve daha bir çoğuyla maceradan maceraya atılmış her bölüm farklı bir serüvenin içine dahil olmuşlardır.
bu dizi çekilirken sanırım arzum onan ve mehmet aslantuğ evliydi. birbirlerine bu kadar yakışan ve bu kadar uzun süre magazinden, kaostan carttan curttan uzak kalıp güzel bir evlilik süren nadir çiftlerin arasındalar. ben şahsen bu ikiliyi pek seviyorum.
dizi 3 sezon devam edip bitirdi. o dönemin parmakla gösterilen değişik ve güzel dizilerindendi. keyifle seyretmiştik. hoş ben çocuktum ama aile bireyleriyle oturup izliyorduk.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının ruh halleri
" içimden gelen garip bir ses,
al demiri git diyor.
içimden garip bir ses
sen sonunu bekleme!
tez elden al demiri,
gün doğarken git diyor."
al demiri git diyor.
içimden garip bir ses
sen sonunu bekleme!
tez elden al demiri,
gün doğarken git diyor."
devamını gör...
chocolatine

kuzeyde pain au chocolat* olarak anılan kahvaltılık. güneyliler ise, zeytinli poğaçaya zeytinli demek gibi, çikolatalı poğaçaya da sadece chocolatine* demeyi tercih eder. fanatikleri paris'tedir. pariste herhangi bi fırında chocolatine istiyorum derseniz "şokolatin değil pain au chocolat" uyarısı almanız on emirden birisi olarak kabul edilir.
devamını gör...
münir nurettin selçuk
musiki nazariyesi bilen, müzik aşkı yüzünden macaristan'da okuduğu ziraatı bırakarak yurduna dönmüş olan, sultan vahideddin zamanında mızıkayi hümayun müezzinliği yapmış, daha sonra riyaset-i cumhur musiki heyetinde*
mülazım-ı evvellik*görevini ifa etmiş büyük sanatçı. derinlemesine bildiği musiki nazariyesinin yanında, paris'te öğrendiği piyano,şan ve solfeji kendinde birleştirerek türk müziğini yeniden ayağa kaldırmıştır. en sevdiğim eserini aşağıya iliştiriyorum.
mülazım-ı evvellik*görevini ifa etmiş büyük sanatçı. derinlemesine bildiği musiki nazariyesinin yanında, paris'te öğrendiği piyano,şan ve solfeji kendinde birleştirerek türk müziğini yeniden ayağa kaldırmıştır. en sevdiğim eserini aşağıya iliştiriyorum.
devamını gör...
kitap okuyamamak
çeşitli sebeplerden dolayı istenildiği halde kitap okunamaması durumu.
ocak ayında 13 kitap okuyabilmiş biri olarak şubat ayında henüz tek bir kitabı bile okuyamamış olmam durumu. 3 kitaba başlamış bulunuyorum birbirinden farklı tarzlarda ama tek satır okumaya fırsatım olmuyor.
en büyük etken vakit olmaması.* günler 27 saat olsaydı o zaman 3 saat okumayla geçebilirdi.
ocak ayında 13 kitap okuyabilmiş biri olarak şubat ayında henüz tek bir kitabı bile okuyamamış olmam durumu. 3 kitaba başlamış bulunuyorum birbirinden farklı tarzlarda ama tek satır okumaya fırsatım olmuyor.
en büyük etken vakit olmaması.* günler 27 saat olsaydı o zaman 3 saat okumayla geçebilirdi.
devamını gör...
normal sözlük için alternatif küfür önerileri
(bkz: sen tam bir turunçgilsin)
devamını gör...
detaylı arama
annamadım ben ne ki bu?
t: yoldaş iko'nun henüz anlaşılmayan eseri. en azından benim için.
yoldaş babayani'ye açıklamasından dolayı teşekkürü borç bilirim.*
t: yoldaş iko'nun henüz anlaşılmayan eseri. en azından benim için.
yoldaş babayani'ye açıklamasından dolayı teşekkürü borç bilirim.*
devamını gör...