yemek yapmayı sevmeyen kadın
normal kızdır, sadece yemek yapmayı sevmiyordur aynı resim yapmayı sevmemek gibi.
yemek yapmayı sevmemesi yemek yapmadığı anlamına gelmez.*
(bkz: ben)*
yemek yapmayı sevmemesi yemek yapmadığı anlamına gelmez.*
(bkz: ben)*
devamını gör...
türkiye bir mühendis kaybetti ama amerika bir bakıcı kazandı
sözlükte senin iplenmediğin kadar twitter'da iplenmiş kadın arkadaş. gençlerine gelecek vaat edemeyen bir ülkede daha çok beyin göçü veririz. keşke beyin göçü yerine senin gibi yobaz tiplemelerin göçünü versek.
edit: yorumum o kadar haklıymış ki özelden hakaret etti yazar bozuntusu.
edit: yorumum o kadar haklıymış ki özelden hakaret etti yazar bozuntusu.
devamını gör...
amerikan salatası
kafalar karışık; hemen izah edeyim.
kıymetli dostlarım, gönülden seven kardeşlerim, aradığı anonim aşkı tanım aralarına saklayan arkadaşlarım; rafadan omleti kafadan omlet, kime niyet kime kısmet yazarlarım, maceraperest yoldaşlar;
rusya biliyorsunuz soğuk memleket, damak tatları da ciltleri ve havası gibi kuru oluyor; o yüzdendir ki salatalarına kurutulmuş et ekleme hususunda çok ciddiler ve taviz vermek istemezler.
o yüzdendir ki orjinal rus salatalarında, tıpkı bizim şu an mevzu bahis ettiğimiz salata gibi; kurutulmuş et bulunur. bu, bir.
italya'yı da biliyorsunuz; inşallah biliyorsunuzdur, yani sözlükte yazar olup da bilmiyorsanız hakikaten ayıp, kıvrım kıvrım bir akdeniz ülkesidir, pizza ve bizim el yapımı onların ev yapımı dediği makarnaları ile meşhurdur. pekiii, nereden nereye geldik. şimdi bu arkadaşlar uzun uzun spagetti tarzı el işçiliğine alışık olduklarından mütevellit, mümkün mertebe uzun ince bir yoldayım tarzı doğrama ve biçme tekniklerini tüm yemeklerine yansıtmışlar. bilin bakalım bizim yoğurtlayıp mayonezlediğimiz salatanın içine de ne katmışlar; bildiniz, jülyen salamlar!
buraya kadar anlaşıldı sanıyorum, kuru etlisi rus salatası, salamlısı italyan salatası.
geriye ne kaldı?
pek tabi ki de dünyanın süper gücü, fast food zincirleri ile dünyanı işgal etmiş, her ülke ve her mutfağa girmiş amerika!
fıtratlarında zaten yemek hazırlamak olmayan bu adamlar sizce salamdır, sucuktur, ettir, tavuktur; uğraşırlar mı; tabi ki de hayır. neydi, fast food. garnitür en çabuk nasıl servis edilir, mayonezli karıştır bitsin gitsin. al sana amerikan salatası...
burada öğrenin ki sonra sağda solda vay kafa sözlük yazarları salata çeşitlerini ve tarihini, gastronomik gelişmeleri takip etmiyor, anlamıyor demesinler. hadi bağalım.
kıymetli dostlarım, gönülden seven kardeşlerim, aradığı anonim aşkı tanım aralarına saklayan arkadaşlarım; rafadan omleti kafadan omlet, kime niyet kime kısmet yazarlarım, maceraperest yoldaşlar;
rusya biliyorsunuz soğuk memleket, damak tatları da ciltleri ve havası gibi kuru oluyor; o yüzdendir ki salatalarına kurutulmuş et ekleme hususunda çok ciddiler ve taviz vermek istemezler.
o yüzdendir ki orjinal rus salatalarında, tıpkı bizim şu an mevzu bahis ettiğimiz salata gibi; kurutulmuş et bulunur. bu, bir.
italya'yı da biliyorsunuz; inşallah biliyorsunuzdur, yani sözlükte yazar olup da bilmiyorsanız hakikaten ayıp, kıvrım kıvrım bir akdeniz ülkesidir, pizza ve bizim el yapımı onların ev yapımı dediği makarnaları ile meşhurdur. pekiii, nereden nereye geldik. şimdi bu arkadaşlar uzun uzun spagetti tarzı el işçiliğine alışık olduklarından mütevellit, mümkün mertebe uzun ince bir yoldayım tarzı doğrama ve biçme tekniklerini tüm yemeklerine yansıtmışlar. bilin bakalım bizim yoğurtlayıp mayonezlediğimiz salatanın içine de ne katmışlar; bildiniz, jülyen salamlar!
buraya kadar anlaşıldı sanıyorum, kuru etlisi rus salatası, salamlısı italyan salatası.
geriye ne kaldı?
pek tabi ki de dünyanın süper gücü, fast food zincirleri ile dünyanı işgal etmiş, her ülke ve her mutfağa girmiş amerika!
fıtratlarında zaten yemek hazırlamak olmayan bu adamlar sizce salamdır, sucuktur, ettir, tavuktur; uğraşırlar mı; tabi ki de hayır. neydi, fast food. garnitür en çabuk nasıl servis edilir, mayonezli karıştır bitsin gitsin. al sana amerikan salatası...
burada öğrenin ki sonra sağda solda vay kafa sözlük yazarları salata çeşitlerini ve tarihini, gastronomik gelişmeleri takip etmiyor, anlamıyor demesinler. hadi bağalım.
devamını gör...
26 nisan lezbiyen görünürlük günü
sizin gözünüze sokuyorlar çünkü her yerde görünmek gibi bir bahaneleri yok. çünkü toplumda bir insandan ziyade lgbtq üyeleri negatif bir biçimde görülüyorlar ve homofobiye maruz kalıyorlar. ondan gözümüze soksunlar. soksunlar ki onların bizden farkının olmadığını görelim.
devamını gör...
hermetika
antik mısır'a kadar dayanan orijinal kayıtları, yıkılan iskenderiye kütüphanesinden kaçırılmıştır. ortadoğu'daki zerdüştlük, saabilik, ve sufilik gibi ezoterik ekollere kaynak oluşturmasının yanında, buradan eski yunanistan'a geçmiş ve şimdiki adını da veren hermes trismegistus tarafından yunancaya çevrilmiştir. pisagor ve platon gibi eski yunan düşünürlere ilham olmuştur. eski yunan'dan gelen bu kayıtlar latinceye de çevrilmiştir. newton ve kopernik gibi zamanın düşünürlerini de etkilemiştir.
hermetika bir takım öğretileri içinde barındıran bir eserdir. şiir gibi yazılan bu öğretilerden bir örnek;
"haydi dinleyin çamurdan insanlar!
bir an düşün, nasıl oluştuğunu ana rahminde.
aklına getir o usta işçiliği ve ara o sanatçıyı,
böyle güzel bir görüntüye şekil veren.
kim çizdi göz yuvalarını?
kim açtı burun deliklerini, kulaklarını ve ağzını?
kim uzattı sinirlerini ve sıkıca bağladı?
kim yaptı kemiklerini ve etini deriyle örttü?
kim ayırdı parmaklarını ve düzleştirdi tabanlarını?
kim hazırladı kalbini ve boşluklar bıraktı ciğerlerinde?
kim görünür kıldı güzelliğini
ve sakladı bağırsaklarını içeride?
kaç çeşit beceri kullanıldı
ve kaç tane sanat eseri yaratıldı
oluşturmak için bir insanı?
(…) gözlerinle görmek için o’nu,
mükemmel düzenine bak evrenin;
algıladığın her şeyi yöneten
zorunlu yasalara ve
olan ve olacak olan her şeyin
mükemmelliğine bak!
uzayda kendine verilen yerde dolaşır her yıldız.
niçin bütün yıldızlar aynı yolu izlemezler?
her birinin yerini tayin eden kimdir?
bunların yapımcısı ve sahibi olmalıdır birisi.
mümkün değildir tesadüfen ortaya çıkmaları.
düzen tümüyle yaratılmış olmalıdır mutlaka.
ölçüye sığmayan sadece
ortaya çıkandır ‘tesadüfen’."
bu eserin birçok dine de kaynak oluşturduğu düşünülmektedir.
hermetika bir takım öğretileri içinde barındıran bir eserdir. şiir gibi yazılan bu öğretilerden bir örnek;
"haydi dinleyin çamurdan insanlar!
bir an düşün, nasıl oluştuğunu ana rahminde.
aklına getir o usta işçiliği ve ara o sanatçıyı,
böyle güzel bir görüntüye şekil veren.
kim çizdi göz yuvalarını?
kim açtı burun deliklerini, kulaklarını ve ağzını?
kim uzattı sinirlerini ve sıkıca bağladı?
kim yaptı kemiklerini ve etini deriyle örttü?
kim ayırdı parmaklarını ve düzleştirdi tabanlarını?
kim hazırladı kalbini ve boşluklar bıraktı ciğerlerinde?
kim görünür kıldı güzelliğini
ve sakladı bağırsaklarını içeride?
kaç çeşit beceri kullanıldı
ve kaç tane sanat eseri yaratıldı
oluşturmak için bir insanı?
(…) gözlerinle görmek için o’nu,
mükemmel düzenine bak evrenin;
algıladığın her şeyi yöneten
zorunlu yasalara ve
olan ve olacak olan her şeyin
mükemmelliğine bak!
uzayda kendine verilen yerde dolaşır her yıldız.
niçin bütün yıldızlar aynı yolu izlemezler?
her birinin yerini tayin eden kimdir?
bunların yapımcısı ve sahibi olmalıdır birisi.
mümkün değildir tesadüfen ortaya çıkmaları.
düzen tümüyle yaratılmış olmalıdır mutlaka.
ölçüye sığmayan sadece
ortaya çıkandır ‘tesadüfen’."
bu eserin birçok dine de kaynak oluşturduğu düşünülmektedir.
devamını gör...
tanımadığın biriyle sohbet etmek
yapmayı oldukça sevdiğim eylemdir. buna dair olan anılarımdan birini de anlatmak isterim.
bundan yaklaşık 8 ay kadar öncesi, bir kafede çalışıyorum, malum kafe sektörü gece geç çıkıyoruz işten. o vakitlerde de sokaklarda in cin top oynuyor hızlı hızlı biraz da ürkerek * yürüyorum durağa. oturup otobüsü beklerken yanıma bir erkek çocuğu geldi elinde bir adet cüz var bana satmak istedi. böyle çocukları görünce oturup saatlerce konuşmak istiyorum onlarla, ona da sorular sormaya başladım. kaç yaşındasın? annen baban nerede? okula gidiyor musun?...
yanıma oturdu o da, sohbet etmeye başladık. babası hapisteymiş annesi de çalışmayıp çocuğu çalıştırıyormuş işte, onun da bir şikayeti yok gerçi başka bir ihtimal olduğundan haberi yok ki. bizim ailede kadınlar çalışmaz abla, evin erkeği çalışır o da benim diyor. okul falan hak getire. o gün otobüsüm gelinceye kadar sohbet ettik. ertesi gün yine aynı yer, aynı saat karşılaştık. oturdu yanıma bekledi benimle otobüsü. ertesi gün yine... sonra yine...
bir gün arkadaşlarından biri de geldi yanımıza, yaşı ondan daha küçük bir erkek çocuğu, hikayeleri aynı. baba hapiste annenin ya bebeği var ya çalışmıyor. tek dertleri izleyemediği çizgi filmler, oynayamadığı oyunlar olması gerekirken ekmek derdine düşmüşler.
velhasıl alıştık birbirimize her gün gözüm onu arardı, sonrasında işten çıktım bir daha hiç göremedim hâlâ dışarda zaman zaman gözüm arıyor, bir gün yine denk gelmek umuduyla mehmet.
bundan yaklaşık 8 ay kadar öncesi, bir kafede çalışıyorum, malum kafe sektörü gece geç çıkıyoruz işten. o vakitlerde de sokaklarda in cin top oynuyor hızlı hızlı biraz da ürkerek * yürüyorum durağa. oturup otobüsü beklerken yanıma bir erkek çocuğu geldi elinde bir adet cüz var bana satmak istedi. böyle çocukları görünce oturup saatlerce konuşmak istiyorum onlarla, ona da sorular sormaya başladım. kaç yaşındasın? annen baban nerede? okula gidiyor musun?...
yanıma oturdu o da, sohbet etmeye başladık. babası hapisteymiş annesi de çalışmayıp çocuğu çalıştırıyormuş işte, onun da bir şikayeti yok gerçi başka bir ihtimal olduğundan haberi yok ki. bizim ailede kadınlar çalışmaz abla, evin erkeği çalışır o da benim diyor. okul falan hak getire. o gün otobüsüm gelinceye kadar sohbet ettik. ertesi gün yine aynı yer, aynı saat karşılaştık. oturdu yanıma bekledi benimle otobüsü. ertesi gün yine... sonra yine...
bir gün arkadaşlarından biri de geldi yanımıza, yaşı ondan daha küçük bir erkek çocuğu, hikayeleri aynı. baba hapiste annenin ya bebeği var ya çalışmıyor. tek dertleri izleyemediği çizgi filmler, oynayamadığı oyunlar olması gerekirken ekmek derdine düşmüşler.
velhasıl alıştık birbirimize her gün gözüm onu arardı, sonrasında işten çıktım bir daha hiç göremedim hâlâ dışarda zaman zaman gözüm arıyor, bir gün yine denk gelmek umuduyla mehmet.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük.*
garip bir rüya ile uyanınca* daha fazlasını bünye kaldırmaz diyerek yarı uykulu gözlerle aranızdayım. ve fark ettim ki bengaripsengüzeldünyaumutlu * sayesinde her sabah baktığım bir günaydın sözlükalışkanlığım olmuş. *
sizin için bir de şiir bırakayım şuraya. *
"işim gücüm budur benim,
gökyüzünü boyarım her sabah.
hepiniz uykudayken.
uyanır bakarsınız ki mavi.” o. v.
garip bir rüya ile uyanınca* daha fazlasını bünye kaldırmaz diyerek yarı uykulu gözlerle aranızdayım. ve fark ettim ki bengaripsengüzeldünyaumutlu * sayesinde her sabah baktığım bir günaydın sözlükalışkanlığım olmuş. *
sizin için bir de şiir bırakayım şuraya. *
"işim gücüm budur benim,
gökyüzünü boyarım her sabah.
hepiniz uykudayken.
uyanır bakarsınız ki mavi.” o. v.
devamını gör...
noise
tam olarak gürültüdür şeklinde çevirmek biraz yanlış olduğu için gürültüden kısmen ayrılması gereken bir terim.
elenemeyen, yok edilemeyen, çeşitli tekniklerle susturulamayan gürültülerdir. çok farklı bilim dallarında çok farklı amaçlarla kullanılır, kimisi sadece noise üzerinde çalışırken kimisi noise yokmuş gibi yapmanın yöntemini arar.
kuantum optiği içinse kuantum gürültüler denir. amaç kuantum bilgisi elde etmekse şiddetin kendisiyle uğraşamazsınız, sadece noise hakkında bilgi toplamanız gerekir. eğer şiddeti çok arttıracak olursanız noise kaybolacaktır veya dedekte etmeniz olası olmayacaktır. ayrıca en temel ve gerekli bilgi ise noise'lar ortalamaları alınca yok olur, sinyaller ise ortalamaları alınınca vardırlar. bu yüzden dedekde etmek için anlık veri toplabilen dedekdörler gereklidir, bu da aşılması zor bir problem.
ayrıca noiselar atomların sürekli olarak uyarılmaları ya da uyarılmış durumdan taban durumuna geçerken oluşturduğu kuantumsal etkilerdir, pertürbasyon hesabını iyi bilmeyi gerektirir. başka atom altı olaylardan da bahsedilebilir burada ama ana sebebi yukardaki gibidir.
noise için bir güzel başka örnek ise kozmik black-body radyasyondur. kozmik radyasyonu evrenin içindeki fosil ışıma olarak adlandırabiliriz, kuantum gürültüler yani noiselar da buna benzer.
elenemeyen, yok edilemeyen, çeşitli tekniklerle susturulamayan gürültülerdir. çok farklı bilim dallarında çok farklı amaçlarla kullanılır, kimisi sadece noise üzerinde çalışırken kimisi noise yokmuş gibi yapmanın yöntemini arar.
kuantum optiği içinse kuantum gürültüler denir. amaç kuantum bilgisi elde etmekse şiddetin kendisiyle uğraşamazsınız, sadece noise hakkında bilgi toplamanız gerekir. eğer şiddeti çok arttıracak olursanız noise kaybolacaktır veya dedekte etmeniz olası olmayacaktır. ayrıca en temel ve gerekli bilgi ise noise'lar ortalamaları alınca yok olur, sinyaller ise ortalamaları alınınca vardırlar. bu yüzden dedekde etmek için anlık veri toplabilen dedekdörler gereklidir, bu da aşılması zor bir problem.
ayrıca noiselar atomların sürekli olarak uyarılmaları ya da uyarılmış durumdan taban durumuna geçerken oluşturduğu kuantumsal etkilerdir, pertürbasyon hesabını iyi bilmeyi gerektirir. başka atom altı olaylardan da bahsedilebilir burada ama ana sebebi yukardaki gibidir.
noise için bir güzel başka örnek ise kozmik black-body radyasyondur. kozmik radyasyonu evrenin içindeki fosil ışıma olarak adlandırabiliriz, kuantum gürültüler yani noiselar da buna benzer.
devamını gör...
sanalda lince uğrarken yapılması gerekenler
kendinden eminsen ve (konu neyse) olayın arkasında duracak kadar kendine güveniyorsan, önce bir ağzındaki kanı sil, sonra tam ortadan dalmaya başla. dövüşmek her zaman son tercihimdir ama gerekiyorsa hakkını vereceksin.
devamını gör...
aldatmaca
senaryolarda sıkça başvurulan yöntemlerden biridir.
seyircinin tahminlerini başka bir yöne çekerek, iyice şaşırtmak amacıyla başvurulan senaryo hilesidir.
örneğin; kendi halinde bir karakteri, senaryo yazarı kuşkulu ve karanlık bir karakter olarak gösterir. seyircinin dikkatini bu karakter üzerine toplar. olayda, seyircinin gözünün önündeki başka bir karakterin parmağı vardır.
seyircinin tahminlerini başka bir yöne çekerek, iyice şaşırtmak amacıyla başvurulan senaryo hilesidir.
örneğin; kendi halinde bir karakteri, senaryo yazarı kuşkulu ve karanlık bir karakter olarak gösterir. seyircinin dikkatini bu karakter üzerine toplar. olayda, seyircinin gözünün önündeki başka bir karakterin parmağı vardır.
devamını gör...
yazarların doğduğu sene gerçekleşmiş önemli olaylar
zeki müren vefat etmiştir.
devamını gör...
hızlı konuşanın rapçi olduğu dünyada yavaş konuşup harem kurmak
orta doğunun özetidir. yavaş yavaş konuşup lafı ağzında geveleyip flar takanların kaliteli insan sayıldığı, hızlı konuşup bol paça pantolon giyenlerin köşe başında rapçilik yaptığı bir yerde olmaktır. ne cefası biter ne de sefası.
devamını gör...
en sevilen dizi çifti
ian & mickey
(bkz: shameless)
(bkz: shameless)
devamını gör...
erkekte uzun saç
iki oğluma da yakışan saç.
burdan tüme varayım.
iki tane oğlum var
ikisi de saçlarını uzatıyor
ikisine de yakışıyor
o zaman bütün erkeklere yakışır.
burdan tüme varayım.
iki tane oğlum var
ikisi de saçlarını uzatıyor
ikisine de yakışıyor
o zaman bütün erkeklere yakışır.
devamını gör...
erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular
kimse sormamış fakat ben sorayım, kızlar nasılsınız iyi misiniz keyfiniz nasıl?
devamını gör...
bizans imparatorluğu
fatih sultan mehmed han ünvanlarını sayarken roma imparatoru olduğunu söyler.
devamını gör...
yazarların en son izlediği film
schindler'in listesi.
devamını gör...
çoğu insanın mış gibi yapması
çok ama çok önemli bir noktaya parmak basan başlıktır.
hayatımız bunun üzerine kuruludur maalesef.
insanlar bir vitrinin üzerindeler ve "mış" gibi yaşıyorlar.
sebebi nedir
çünkü kendilerini hayal ettikleri hayatın çok ama çok uzağında görüyorlar.
o yüzden hayal ettikleri hayatı yaşar(mış) gibi yapıyorlar.
sevdiğim bir alıntı vardır ekleyeyim.
insanları yalan söylerken dinlemeyi severim. olmak istedikleri olamadıkları insanı anlatırlar.
işte olay tamamen böyle.
hayatımız bunun üzerine kuruludur maalesef.
insanlar bir vitrinin üzerindeler ve "mış" gibi yaşıyorlar.
sebebi nedir
çünkü kendilerini hayal ettikleri hayatın çok ama çok uzağında görüyorlar.
o yüzden hayal ettikleri hayatı yaşar(mış) gibi yapıyorlar.
sevdiğim bir alıntı vardır ekleyeyim.
insanları yalan söylerken dinlemeyi severim. olmak istedikleri olamadıkları insanı anlatırlar.
işte olay tamamen böyle.
devamını gör...