kore
antik yunan döneminde genç kız anlamına gelmektedir.
ayrıca tıbbi olarak da istem dışı bir şekilde gerçekleşen ve vücudun herhangi bir yerinde oluşabilecek istemsiz kas kasılmalarıdır. kısa süreli ve düzensizdir.
ayrıca tıbbi olarak da istem dışı bir şekilde gerçekleşen ve vücudun herhangi bir yerinde oluşabilecek istemsiz kas kasılmalarıdır. kısa süreli ve düzensizdir.
devamını gör...
türk dizilerinin temel sorunu
toplum vasatını yansıtamamaktır.
dizi senaryolarında bir kaç tema işlenir. zengin kız fakir oğlan*, aşiret, mafya, asker, polis temalı diziler vs vs.
asıl üzerinde konuşulması gereken; toplumun isteği bu doğrultuda olduğu için mi bu temalar işlenir, yoksa toplumu dizayn etmek için mi bu temalar işlenir? olmalıdır.
şahsi fikrim televizyon programlarının hemem hemen hepsinde, bir toplum mühendisliğinin söz konusu olduğu yönündedir. çünkü televizyon dediğimiz olgu; bir ikna mekanizmasıdır. bu mekanizma, kitleler üzerinde müthiş etkiler bırakır.
televizyonda gördüğümüz saati, elbiseyi, arabayı almak isteriz. televizyon dizilerinde ise; izlediğimiz, gördüğümüz hayatları yaşama isteği belirir. özgün senaryoların ortaya çıkmaması, yapılan işlerin tekrara düşmesi bu durumun sonucudur. yani bir dayatma söz konusudur. kabullenen zaten kabullenmiştir, asıl hedef kitle, kabullenmeyen kitledir. aslında izlediğimiz dizilerde bile, reklama maruz kaldığımız gerçeği söz konusudur.
türk dizilerinin sorunlarından biri de kendini tekrar etmesidir.
her yıl yaz dizilerinde gördüğümüz saçma sapan kurgular ile kendini tekrar eden yavan tatil dizileri, her sezon yeni baştan başka isimlerle izlediğimiz mafyavari kahramanlık öyküleri, polisiye tarzında başarılı olmuş dizilere tekrardan bir yenisinin eklenmesi; yeni şeyler üretmek yerine, denenmiş ve kolay olan garantili işlerdir.
bu durumun toplum tarafından karşılığı vardır. malum dizinin tişörtünün basılmış olması, her sokağa malum simgenin karalanmış olması; bu durumun toplum tarafından kabullendiğini gösterir.
asıl mesele; toplumun neyin iyi, neyin kötü olduğu noktasında doğru kararlar verememesidir. yapılan işlerin kalitesiz olmasının bir nedeni de, arz-talep döngüsünün sonucudur.
özgün dizilerin ortaya konulduğu zaman; efsane olmasının nedeni de bu durumdur. izleyici leyla ile mecnun* izlediğinde, daha önce izlemediği gerçek anlamda kaliteli bir iş görmüştür. ya da işler güçler* izlediğinde, öncesinde cesaret edilemeyen bir öykünün varlığını fark eder.
uzun lafın kısası; kaliteli işler bekliyor isek, kaliteli işlere destek vermeliyiz.
dizi senaryolarında bir kaç tema işlenir. zengin kız fakir oğlan*, aşiret, mafya, asker, polis temalı diziler vs vs.
asıl üzerinde konuşulması gereken; toplumun isteği bu doğrultuda olduğu için mi bu temalar işlenir, yoksa toplumu dizayn etmek için mi bu temalar işlenir? olmalıdır.
şahsi fikrim televizyon programlarının hemem hemen hepsinde, bir toplum mühendisliğinin söz konusu olduğu yönündedir. çünkü televizyon dediğimiz olgu; bir ikna mekanizmasıdır. bu mekanizma, kitleler üzerinde müthiş etkiler bırakır.
televizyonda gördüğümüz saati, elbiseyi, arabayı almak isteriz. televizyon dizilerinde ise; izlediğimiz, gördüğümüz hayatları yaşama isteği belirir. özgün senaryoların ortaya çıkmaması, yapılan işlerin tekrara düşmesi bu durumun sonucudur. yani bir dayatma söz konusudur. kabullenen zaten kabullenmiştir, asıl hedef kitle, kabullenmeyen kitledir. aslında izlediğimiz dizilerde bile, reklama maruz kaldığımız gerçeği söz konusudur.
türk dizilerinin sorunlarından biri de kendini tekrar etmesidir.
her yıl yaz dizilerinde gördüğümüz saçma sapan kurgular ile kendini tekrar eden yavan tatil dizileri, her sezon yeni baştan başka isimlerle izlediğimiz mafyavari kahramanlık öyküleri, polisiye tarzında başarılı olmuş dizilere tekrardan bir yenisinin eklenmesi; yeni şeyler üretmek yerine, denenmiş ve kolay olan garantili işlerdir.
bu durumun toplum tarafından karşılığı vardır. malum dizinin tişörtünün basılmış olması, her sokağa malum simgenin karalanmış olması; bu durumun toplum tarafından kabullendiğini gösterir.
asıl mesele; toplumun neyin iyi, neyin kötü olduğu noktasında doğru kararlar verememesidir. yapılan işlerin kalitesiz olmasının bir nedeni de, arz-talep döngüsünün sonucudur.
özgün dizilerin ortaya konulduğu zaman; efsane olmasının nedeni de bu durumdur. izleyici leyla ile mecnun* izlediğinde, daha önce izlemediği gerçek anlamda kaliteli bir iş görmüştür. ya da işler güçler* izlediğinde, öncesinde cesaret edilemeyen bir öykünün varlığını fark eder.
uzun lafın kısası; kaliteli işler bekliyor isek, kaliteli işlere destek vermeliyiz.
devamını gör...
cinsel ilişki olmadan ilişki yürür mü sorunsalı
kişilere bağlı bir şey bence , erkek veya kadın eğer birbirlerine gerçekten değer verip seviyorlarsa neden olmasın dediğimdir.
devamını gör...
bukowski iyi yaşadı mı yaşamadı mı meselesi
"boş insanlar ile, içi dolu hayaller kuramazsınız."
bu sözünü ilk okuduğum günden beri kendime, hayatıma rehber edindim ve şahsen benim ciddi işime yaradığını söylemeliyim.
charles bukowski, bu sözü sadece söylememiş hayatında uygulayabilmiş ise iyi yaşamış olacağına inandığım bir meseledir.
bu sözünü ilk okuduğum günden beri kendime, hayatıma rehber edindim ve şahsen benim ciddi işime yaradığını söylemeliyim.
charles bukowski, bu sözü sadece söylememiş hayatında uygulayabilmiş ise iyi yaşamış olacağına inandığım bir meseledir.
devamını gör...
yazarların duyduğu reddedilme cümleleri
hiç birbirimizi kandırmayalım, genelde "ay git be, slk mısın defol!!" türü şeylerdir ama seneler önce bir kadın bana "benim sahibim var" demişti, onu hiç unutmadım.*
devamını gör...
aa muhabiri musab turan'ın babasının tweetleri
siyasal islam'ın bir başka yüzünü ortaya çıkartan açıklamadır.
zira siyasal islam yeri geldiğinde kendi oğlunu topun ağzına koymayı gerektirir.
bugün üç kuruş menfaat için yalakalık yapanların bundan ibret alması şart, zira bugün oğlunu satan yarın seni pavyona bile satar...
zira siyasal islam yeri geldiğinde kendi oğlunu topun ağzına koymayı gerektirir.
bugün üç kuruş menfaat için yalakalık yapanların bundan ibret alması şart, zira bugün oğlunu satan yarın seni pavyona bile satar...
devamını gör...
bir nefeste dünya mitolojisi
mark daniels kaleminden mitlerin kökenlerini, zafer ve yenilgilerini anlatan yaratıcı hikayedir. bu hikaylerin içinde fantastik yaratıklardan oluşan karakterlerle ve aşk ve savaşın bütünlüğünden ve vazgeçilmezliğinden bahseder. kitap şaşırtıcı dünyasında eğlenceli olduğu kadar öğretici bir yolculuğa çıkarıyor. burç ismlerinin kökenleri, yüzüklerin efendisi serisinin iskandinav mitolojisine ait olması, günümüzde mitolojinin aslında müzik, sinema, edebiyat gibi içeriklerde bulunmasını da konu alıyor. içindeki kısımlar şöyle;
1.bölüm :avustralya ve maori mitolojisi
2.bölüm:sümer mitolojisi
3.bölüm:mısır mitolojisi
4.bölüm:çin mitolojisi(ki bence en etkileyicisi)
5.bölüm:amerika yerlilerinin mitolojisi
6.bölüm:güney ve orta amerika mitolojisi
7.bölüm:yunan mitolojisi
8.bölüm:roma mitolojisi
9.bölüm:nors mitolojisi
eğer mitoloji hakkında yüzeysel ve eğlenceli şekilde bilgi sahibi olmak istiyorsanız okunacak ilk kitaplardan biridir.
1.bölüm :avustralya ve maori mitolojisi
2.bölüm:sümer mitolojisi
3.bölüm:mısır mitolojisi
4.bölüm:çin mitolojisi(ki bence en etkileyicisi)
5.bölüm:amerika yerlilerinin mitolojisi
6.bölüm:güney ve orta amerika mitolojisi
7.bölüm:yunan mitolojisi
8.bölüm:roma mitolojisi
9.bölüm:nors mitolojisi
eğer mitoloji hakkında yüzeysel ve eğlenceli şekilde bilgi sahibi olmak istiyorsanız okunacak ilk kitaplardan biridir.
devamını gör...
heval
arkadaş, yoldaş anlamına gelen kürtçe kelime.
devamını gör...
koklayınca geçmişi hatırlatan kokular
tütün kolonyası, finger bisküvi, kireç kokusu.
devamını gör...
seni seviyorum cümlesine verilen en acı cevaplar
devamını gör...
sadece namaz kılarak cennete gideceğine inanan insan
hayal kırıklığına uğrayacak olan insandır. ayrıca namazı yatırım olarak görüyor demektir.
devamını gör...
bekarlığında kazanova olan erkek evlenince durulur mu sorunsalı
ı-ıh bence. alışmış, kudurmuştan beterdir diye bir laf var. boşuna söylenmiş olamaz.
devamını gör...
baş
sözlüğümüzün ambleminde top niyetine kullanılan vücut parçasıdır.
canlılarda, beyin, gözler, kulaklar, burun ve ağız gibi organları kapsayan vücudun üstünde veya önünde bulunan bölümdür. aynı zamanda kafa, ser olarak da adlandırılır.
bir topluluğun önde geleni, yöneteni içinde baş kelimesi kullanılmaktadır.
canlılarda, beyin, gözler, kulaklar, burun ve ağız gibi organları kapsayan vücudun üstünde veya önünde bulunan bölümdür. aynı zamanda kafa, ser olarak da adlandırılır.
bir topluluğun önde geleni, yöneteni içinde baş kelimesi kullanılmaktadır.
devamını gör...
biseksüel
(bkz: biseksüelim biseksüelim ki sormayın)
yapmasam olmazdı sözlük, vurmayın..
yapmasam olmazdı sözlük, vurmayın..
devamını gör...
ölmeden önce izlenmesi gereken filmler
agora kesinlikle.rachel weiszciğimin en sevdiğim filmidir.(başka filmini izlemediğim için mi acaba?)
devamını gör...
istanbul
maksimum 1 milyon kişinin stabil yaşayabileceği şehirde 20 milyon kişi yaşıyor.
ondan sonra '' barajlar boşaldı '' deniyor. istanbul'un en büyük sorunu nüfusudur.
ondan sonra '' barajlar boşaldı '' deniyor. istanbul'un en büyük sorunu nüfusudur.
devamını gör...
yeni bir insanla tanışmaya üşenmek
zamanla edinilmiş olumsuz tecrübelerin neticesidir.
devamını gör...
kur'an'ın erkeklere yazılmış olması
yazan erkek çünkü.
devamını gör...
safiye ali
google sayesinde bugün biyografisini okuduğum ilk türk tıp doktoru kadın.
beni etkileyen kısmı ise süt damlası bakımevleri'ni kurması olmuştur.
anne sütünden kesilen ve steril süt içme imkânından mahrum olan çocuklar için fransız kızılhaç'ı tarafından kurulup 1925'te himaye-i etfal cemiyeti'ne bırakılan süt damlası bakımevi'nin başına geçen safiye ali, gönüllü çalışmalarıyla bakımevine etkinlik kazandırmıştır. süt damlası'ndaki çalışmaları kadınları emzirmeye teşvik etme; yetersiz beslenen çocukların sağlıklı beslenebilmeleri amaçlı eğitimler düzenlemeye odaklı idi. safiye ali ayrıca sütten kesilmiş 1 yaş sonrası hasta ve zayıf çocukların bakımı ile ilgilenmek üzere hilal-i ahmer hanımlar merkezi küçük çocuklar muayenehanesi'ni kurdu.
anne sütünün önemini o zamanlar anlatmaya çalışan bu güzel doktorumuzu rahmetle anıyorum.
kamu spotu ilk 6 ay ekstrem şartlar dışında anne sütü dışında bir şey vermemeniz tavsiye olunur.
beni etkileyen kısmı ise süt damlası bakımevleri'ni kurması olmuştur.
anne sütünden kesilen ve steril süt içme imkânından mahrum olan çocuklar için fransız kızılhaç'ı tarafından kurulup 1925'te himaye-i etfal cemiyeti'ne bırakılan süt damlası bakımevi'nin başına geçen safiye ali, gönüllü çalışmalarıyla bakımevine etkinlik kazandırmıştır. süt damlası'ndaki çalışmaları kadınları emzirmeye teşvik etme; yetersiz beslenen çocukların sağlıklı beslenebilmeleri amaçlı eğitimler düzenlemeye odaklı idi. safiye ali ayrıca sütten kesilmiş 1 yaş sonrası hasta ve zayıf çocukların bakımı ile ilgilenmek üzere hilal-i ahmer hanımlar merkezi küçük çocuklar muayenehanesi'ni kurdu.
anne sütünün önemini o zamanlar anlatmaya çalışan bu güzel doktorumuzu rahmetle anıyorum.
kamu spotu ilk 6 ay ekstrem şartlar dışında anne sütü dışında bir şey vermemeniz tavsiye olunur.
devamını gör...
2 nisan otizm farkındalık günü
koşulsuz sevginin mimarlarıdır. 3 sene boyunca onlara atla terapi verdim. inanır mısınız sevgilerine doyulmuyor.
devamını gör...