insanın ne düşündüğü ile ilgili olan durumdur.
alt tarafı sevişeceksiniz ne düşünüyor olabilirsiniz ki.
ayrıca arkadaşın tanımı çok hoşuma gitti aklıma mıke tyson’ın sözünü getirdi.
suratının ortasına yumruğu yiyene kadar herkesin bir planı vardır
devamını gör...

az önce sözlükten aldığım dumur eden bildirim.

beğenilerimi de kısıtlamıştınız, mesajlarımı da kısıtlıyorsunuz! bu sözlük ne yapmak, nereye varmak istemektedir ey ahali? onları yükselttikçe biz düşüyoruz! kendimize gelelim!

not: şaka şaka, yapılan bir şey yok. böyle bir bildirim geliyor ama ne yapalım? yoldaş hocamız öyle uygun görmüş.
sen iste aşı yaptırayım abim.
devamını gör...

hayvanların alıkonulduğu, hapsedildiği, sergilendiği, insanlık ayıbı olan yerlerin genel adı.

daha doğru ismi hayvanat hapishanesi olmalıdır.

buraya giden insanlar da bu zulme ortak olan, bunu destekleyen insanlardır.

hayvanların ait olduğu yer, doğam yaşam alanlarıdır.

hayvanat bahçelerine gitmeyin. bunu desteklemeyin.
devamını gör...

1916’da yayımlanan james joyce romanı. joyce, ana karakter stephen üzerinden ilk gençlik yıllarının portresini çizer.
arkadaşlık ilişkileri, kentteki dindar çevrenin baskısı, gelenekçi ailenin akrabalık ilişkilerine gösterdiği ihtimam, okuldaki otoritelerin uyguladığı şiddet, ilk cinsel deneyime giden çalkantılı süreç, kısıtlanmışlık vb.

birçok önemli meseleyi muntazaman birbirine bağlayarak etkileyici bir olay örgüsü yaratmıştır. anlattıkları, tecrübesiz ama olağanüstü yeteneklerle donatılmış zeki bir gencin, usta bir “sanatçı” olma yolunda ilerlerken karşılaştıklarıdır esasında.
devamını gör...

bu durum yüzünden ülkedeki gençler intihar ediyormuş, gençlerin derdi ve tasası olmadığı için intihar girişimi çok fazlaymış.
devamını gör...

anlatmak istediği seyleri gayet güzel anlatan cok sevdigim bir şarkıdır. hem ritmi hem sözleriyle çoğu insanı etkileyip başarmak istediğini başarmıştır. insanın sırf kendinden "farklı" diye o insana ne kadar acımasız ve gaddar olabileceğini vurgulayıp isyankâr bir şekilde dile getirmiştir. isyanı da "madem tanrı bu kadar bağışlayan neden başkalarına yargılama hakkı doğuyor" yönündedir. kalite akan bir şarkıdır. coverlarına da ayrı bayılıp asla dinlemekten sıkılacağımı düşünmüyorum.

"gönderilebileceğim tek cennet seninle yalnız olduğum zamandır. hasta doğdum ama bu durumu seviyorum. bana düzelmemi emret. yalanlarınızın tapınağında bir köpek gibi ibadet edeceğim."
devamını gör...

bana güvenmemek için nedenin yok dediğim eski sevgilim " elimde bıçak olmadığı için elinde bıçak yok. elime bıçak alacağımı hissetsen, elime bıçak almamı bile beklemeden beni bıçaklardın" demişti. hep beynimde dolanır bu cümle.

millet sevgilisini her an bıçaklanacak gibi korur kollar, kızın ayağına taş değer diye taşların üstüne yatar, tırnağı kırılsa dünyayı yakar, ne bileyim dünya üzerinde en masum varlık o gibi davranır, benim gördüğüm muameleye bak arkadaş.

başka kadın az sessiz kalsa "yavrum neye bozuldun söyle, seni bilmeden kırdım mı " diye soruyorlar, bana aynı adam "kim bilir ne şeytanlıklar peşindesin, ne düşünüyorsun" diye soruyordu.

yasık.
devamını gör...

hayat bu işte
kanatlanıp gitmek dururken
dört duvar içinde hap solursun
yaşamak için bir neden ararken
ölmek için bulursun
manga-hayat bu işte

her gecenin sabahı
her kışın bir baharı
her şeyin bir zamanı
benim dermanım yok
fikret kızılok-bir harmanım bu akşam
devamını gör...

kesinlikle.
insan öldü diye çalışmayı da bırakmaz ki be arkadaşım.
sunuculuk yap oyunculuk yap, bir şey yap.
yok neymiş efenim ölmüş müş.
bak zeki mürene, adam öldükten sonra bile reklamlarda oynuyor.
devamını gör...

"kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu odur." nietzsche

şu tesbite deyim yerindeyse cuk oturan olaydir. ızni olmadan disari ciktigi icin namussuzluk yaptigini dusunuyorsa, kendi bir haltlar karistiriyor demektir. ne de olsa kisi kendinden bilir işi...tez zamanda sen ve senin gibi zihniyetlerin soyu tukenir umarim. soludugunuz hava, yediginiz iki kap yemek ziyan cunku...
devamını gör...

aptal insanlar kendilerine aşırı güveniyor. nedenini bilemiyorum. bir insan ne kadar aptalsa kendine o kadar anlam yüklemiş oluyor. en başarılı, en güzel, en yakışıklı, en iyi ev hanımı, en iyi personel, en iyi sevişici, en iyi anne ya da baba o. buna sahiden inanıyor. bakın böyle söylemleri olmayabilir, belki 13 sene boyunca ağzından tek bir şey duymazsın ve bir gün gelir tek bir eleştiri duyduğu an kendine ne kadar güvendiği ortaya çıkar.

hiçbir içsel hesaplaşma yapmamış bir insan ne kadar zeki olabilir?

bir araştırma yapıldı. kadınlara kendinizi ne kadar güzel buluyorsunuz diye soruldu, rus kadınlarının yarısı kendisini güzel buluyordu, en güzel bulanlar türk kadınları çıkmıştı.

çoğunluk bu durumun olması gereken olduğunu, insanın kendini sevmesi gerektiğini düşünebilir ancak bir insanın kendini geliştirebilmesi için dış görünüşünden biraz uzaklaşabilmesi gerekir. kendine uzaktan bakmayı öğrenmek zorundadır.

haliyle bunlardan yola çıkarsak bir kadının zeki olduğunun en büyük göstergelerinden biri kendini bilmesidir. iyi bir anne olamayacağını düşünüp hiç çocuk doğurmayan kadın ile 6 çocuk doğurup hiçbirine bakmayan anne arasında bariz fark vardır. evlilik hayatını idare edemem diyen kadınla, yaaaaa diğer kadınlar iğrenç erkeğin annesini sevmiyorlar ama ben çok seveceğim diyen kadınlar arasında fark vardır. ben bu mesleği yapamam diyip kendine doğru bir yol çizebilen kadınla, yaşlı zengin amca ile evlenmek isteyen kadın arasında fark vardır.

masumiyetin ve aptal görünmenin arkasına sığınıp tüm olumsuz taraflarını boylece kapatan insanlar ile kendi karanlığını bir şekilde bilen insanlar arasında çok büyük bir fark vardır.

bizim toplum köylü kurnazı insanı bilim insanı yerine koyar. o köy yerlerinin esnafı senin şehirli olduğunu anlar ve fiyatın üstüne 100 lira daha koyar. sen iyi eğitim almış, iyi bir ailenin içinde büyümüş, farklı kültürler, şehirler ve ülkeler görmüşsündür, o adam istediği parayı senden aldığı için içinden vay salak der. tüm esnafa anlatır seni nasıl dolandırdığını, eve gider eşine çocuğuna anlatır, cuma günü dükkanı kapatır namaza gider ve kul hakkı üzerine konuşmalar yapar. bizim ülkenin zeka seviyesi işte bu sınırdadır bebeksiler.

ya da bir başkası karşı tarafı kendi kafasında küçümsemek için aptal rolü yapar, buna vaaayyy ne zeki bir insanım der.

durumlar karışık yani minimonlar. özetlersek kendini bilen, kendi iç hesaplamasını yapan ve karakterini kimse için değiştirmeye çalışmayan insan sağlamdır, zekidir, akıllıdır. bence öyle.
devamını gör...

(bkz: milletvekili)
devamını gör...

öğle yemeği yemeyip resim ödevini yapmıştım, beğenmemişti.
devamını gör...

devlet elini eteğini çeksin her şeyden, piyasa kendi akışını bulur zaten der bunlar teoride. serbest rekabet sayesinde en iyi ürün üretilip en ucuza satılabilir böylece.
teoride tabi.
pratikte mis gibi sömürü düzeni kurulacağını, güçlünün piyasayı ele geçireceğini, kamu hizmetleri ticari meta haline gelince yoksul vatandaşların ölüme terkedilmis olacağını falan ön görmek zor değil.
liberallere göre sağlık hizmetleri de satılsın, eğitim de ozellestirilsin. zenginin gittiği hastane ile fakirin (bulursa o da) 10 liraya muayene olacağı hastane arasındaki devasa uçurum oluşmuş kime ne. zenginin çocuğunu gönderdiği özel okul ile fakirin üstüne para verip yine yüksek ihtimalle şu andaki devlet okulu seviyesini bile belki tutturamayacak okul arasındaki uçurum da önemli değildir. nihayetinde piyasa talep ölçüsünde arz yaratacaktır.

bütün bunları geçtim bunların öyle her hıyar tutana tuzla koşmak gibi de bir huyu vardır. piyasaci ise eğer siyasal islamciyi da destekleyebilir misal. çünkü piyasaci insan kesin özgürlükçüdür. hiç öyle diktatorlesmez piyasaci insan. piyasa önemli.

dünya genelini bilmem de bunların yerli versiyonlarının sağ siyaset ile aralarındaki mesafenin sol siyaset ile olandan daha kısa olması da işin ekonomik boyutunun hak ve özgürlüklerden önce tutulduğunun güzel bir işaretidir. ülke 100 yaşına geldi, bu kadar siyasi tarih birikti, hala daha sağın özgürlük vaatlerine her seferinde ağızları sulana sulana atarlar. çünkü bilirler ki soldan ekonomi alanında istediklerini alamayacaklarken sağın başbakanı " ülkeyi pazarlamak benim görevim" diyecektir.
devamını gör...

nickaltıma yazılan tanımların neredeyse hepsini tesadüfen gördüm. ya sol akışta başlıklarda ya da takip ettiğim bir yazar ne paylaşmış diye merak edip profiline girince tanımlarında.

bu, sürekli nickaltına girip bakmaktan daha heyecanlı ve sürprizli bence, insan boş bulunup gülümseyerek "aaa ben varım burada, ne yazıldı ki acaba?" derken buluyor kendini.

birbirimize güzel şeyler söylemenin külfet olduğu, çoğu zaman aklımıza bile gelmediği şu günlerde hiç tanımadığımız insanların hakkımızda tatlı şeyler yazmaları çok hoş bir jest. yüz güldürenleriniz, hakkınızda güzel düşünenleriniz çok olsun efendim. *

nickaltı tanımlarını okurken, tanımın sahibi yazarlara karşı tutumum şu şekilde;
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

saygısız insanlar.
her şeyi bildiğini sanıp hiçbir şey bilmeyenler .
her fırsatta kendini öne çıkarmaya çalışanlar.
başka birinin başarısına tahammül edemeyenler.
gerekli gereksiz sürekli soru soran insanlar.
karşısındaki insanı salak yerine koymaya çalışanlar, daha kötüsü koyabildiğine inananlar.
bu bahsettiğim bütün özellikler sınıf arkadaşlarımda mevcut.
devamını gör...

çoklu kişilik bozukluğu da denir. tanının koyulabilmesi için kişinin en az iki ayrı ego durumunun bulunması ve bazı durumlarda birinin öne çıkması gerekir. yani birey aynı bedende birden çok kişiyle birlikte yaşar.
psikanalistler der ki; şiddetli travmaların bastırılması ile ortaya çıkar.
öğrenme kuramcıları der ki; stres verici olaylardan korunmak için geliştirilmiş kaçınma tepkileri sonucu ortaya çıkar.

bir esas kişi vardır, diğerlerine alter ego denir. alter egolar birbirlerinden haberdar olabilirler, hatta yaşanılan duruma göre diğerini çağırabilirler, birbirleriyle iletişim kurabilirler; ancak esas kişi bunların farkında değildir. bu sebeple hatırlanılan olaylarda ve bellekte boşluklar görülür.

her benliğin kendi davranışsal örüntü sistemleri vardır. sağ/sol el kullanımı, konuşulan diller, hoşlanılan şeyler bile farklılık gösterebilir. örneğin, esas kişi dini bütün bir birey, alter egolarından biri ateist olabilir.

konuyu merak edenler için birkaç film:
(bkz: identity)
(bkz: split)
(bkz: sybil)
(bkz: black swan)

tamam tamam, bunu sona sakladım herkes biliyordur diye: (bkz: fight club)
devamını gör...

bugün mesai erken başlamış dediğim başlıktır.
libido yükselten şeyler yaşamaktır ben yaşarken yükseliyor benim libido hisse gibi.
devamını gör...

bu cümlenin önüne ya da arkasına "seni doğuracağıma taş doğursaydım" da derse, üzerine bir bardak su içilmesi gerekir.
(bkz: küfür etkisi yaratan ama küfür olmayan sözler)
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
işte huzur.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim