kar yağışını sosyal medya hesabında paylaşan insan
(bkz: mutlu eden basit şeyler)
kar yağışına sevinmek ve bunu paylaşmanın yenilen yemeği paylaşmakla ne ilgisi olduğunu anlayamadığım entrynin başlığı.
t: kar yağışıyla mutlu olup sosyal medyasına paylaşan insan.
kar yağışına sevinmek ve bunu paylaşmanın yenilen yemeği paylaşmakla ne ilgisi olduğunu anlayamadığım entrynin başlığı.
t: kar yağışıyla mutlu olup sosyal medyasına paylaşan insan.
devamını gör...
günün sözü
gözlerine derinden ne zaman baksam;
hep uzaklaşıp giden yalnız bir adam
metin altıok
hep uzaklaşıp giden yalnız bir adam
metin altıok
devamını gör...
yayın önerisi
haftada bir gazetelerdeki güzin abla köşesi gibi bir program yapılsa nasıl olur ki bilemedim.insan ordakileri okuyunca içinden saçma saçma cevap veresi geliyor,eğlenceli bir güzin abla neden olmasın.
devamını gör...
ne farkeder
kaan boşnak'ın seslendirdiği harika bir yüzyüzeyken konuşuruz şarkısıdır. dinlemenizi tavsiye ederim.
ayrıca sözleri de şöyledir:
bugünlerde sarhoşum böyle aklım havada.
düşündüğüm net bi' şey yok öyle boş tenhada.
dolandım bütün gece bütün bi' ay bütün sene
ne farkeder.
üzülmüştüm üzmüştüm biraz üşümüştüm de.
kendime bile uzaktaydım düştüm epeyce
belki öptüm belki sevdim belki senden bahsettim
ne farkeder.
bi' sabah uyandım yoktun arandım yoktun.
hala bulamıyorum.
bugünüme vardım çoktan uyandım.
artık hiç istemiyorum.
bi' sabah uyandım yoktun arandım yoktun.
hala bulamıyorum
bugünüme vardım çoktan uyandım
artık hiç istemiyorum.
attığım mesajları ciddiye almadın dimi?
hayvan gibi içmişim yine tutamadım kendimi.
yoktu hiçbir beklentim
zaten olsaydı bile
ne farkeder.
geçmişime göre şimdi daha az saçım var.
yalan olmuş yarınlarım biraz da acım var.
birazı senden kalan biraz da senden öncekilerden
ne farkeder.
bi' sabah uyandım yoktun arandım yoktun.
hala bulamıyorum.
bugünüme vardım çoktan uyandım.
artık hiç istemiyorum.
ayrıca sözleri de şöyledir:
bugünlerde sarhoşum böyle aklım havada.
düşündüğüm net bi' şey yok öyle boş tenhada.
dolandım bütün gece bütün bi' ay bütün sene
ne farkeder.
üzülmüştüm üzmüştüm biraz üşümüştüm de.
kendime bile uzaktaydım düştüm epeyce
belki öptüm belki sevdim belki senden bahsettim
ne farkeder.
bi' sabah uyandım yoktun arandım yoktun.
hala bulamıyorum.
bugünüme vardım çoktan uyandım.
artık hiç istemiyorum.
bi' sabah uyandım yoktun arandım yoktun.
hala bulamıyorum
bugünüme vardım çoktan uyandım
artık hiç istemiyorum.
attığım mesajları ciddiye almadın dimi?
hayvan gibi içmişim yine tutamadım kendimi.
yoktu hiçbir beklentim
zaten olsaydı bile
ne farkeder.
geçmişime göre şimdi daha az saçım var.
yalan olmuş yarınlarım biraz da acım var.
birazı senden kalan biraz da senden öncekilerden
ne farkeder.
bi' sabah uyandım yoktun arandım yoktun.
hala bulamıyorum.
bugünüme vardım çoktan uyandım.
artık hiç istemiyorum.
devamını gör...
rte bir osmanlı tokadını biden’ın suratına indirmiştir
bunların torbacılarına param yeter mi ki?
devamını gör...
kuzguncuktaki vişne
felsefe deseniz felsefe, yemek deseniz yemek, mizah deseniz mizah, kalite deseniz kalite hepsini bir bünyede barındıran bir yazar olur kendileri. arkadaşım olduğundan demiyorum gerçekten keyifle yazılarını okuduğum bir isim. felsefeye ilgim çoktur mesela ama böyle yazılar yazamam çünkü benim aklım yemekten fazlasını çok alamıyor. 5 yazımın 6 sı yemek. şaka bir yana detay yazılar yazarken ben fenalaşıyorum. ilgimi çeken her konu da da yazıyorum ama kuzguncuktaki vişne gibi güzel yazıları yazamadım sözlük.
devamını gör...
bemiks
b vitaminidir. sarı serumun sarısıdır. acile gelip sarı seron taktırmaya çalışanlara selam olsundu.
not: iğreeenç kokuyor
not: iğreeenç kokuyor
devamını gör...
hastası olunan sözler
"dünyada en adil dağıtılmış şey akıldır, çünkü kimse kendi payına düşenden şikayetçi olmaz.."
devamını gör...
kendi kendine eğlenmek
en güzeliii. şu an efsane eğleniyorumm mesela. bana göre acayip eğlenceli bir şeyle uğraşıyorum, biraz etrafımı sinir ediyorum ve al sana bol bol kahkaha.*
devamını gör...
bir yazarın tüm entrylerini okumak
benim de yaptığım şey. her tanımı güzel olan bir kaç yazar var. abartısız çok güzel yazıyorlar. bazen diyorum ki allah bana neden böyle yetenek vermedi. havalanmasınlar diye veya kıskançlıktan hiç artı oy vermedim.
devamını gör...
sözlük yazarlarının şu anda içtikleri şey
düz çay içiyorum.
t:kendini entel göstermeye çalışan yazarlar veritabanı
t:kendini entel göstermeye çalışan yazarlar veritabanı
devamını gör...
kraków
(bkz: polonya)'nın en büyük ikinci şehri. şehir merkezi (old town) unesco dünya mirası listesi'nde bulunuyor.
varşova'nın aksine, 2.dünya savaşı'nda tahrip olmadığı için tarihi dokusunu koruyor. varşova polonya'nın ankara'sı, kraków ise istanbul'u diyorlar.
tarihi ana meydanındaki (rynek glowny) dükkanları dolaşabilir, meydandaki 13.yüzyılda inşa edilen st.mary kilisesi'ni ziyaret edebilir, kilisede saat başı cama çıkıp trompet çalan ve el sallayan görevliye siz de el sallayabilirsiniz.
şehrin en önemli yapılarından wawel kalesi'ndeki viyana kuşatması'nda türklerden alınan ganimetleri inceleyebilirsiniz.
kaleden çıktıktan sonra şehri sarmalayan vistül nehri kıyısında oturabilirsiniz, hava -10 derece falan değilse. eğer hava soğuksa nehir donuyor. benim gibi görmemiş olan varsa dumura uğrayabilir.
kalenin hemen altındaki kocaman ejderha heykelinin 15 dakikada bir ateş püskürtmesini izlemeyi unutmayın. şehrin sembolü ejderha çünkü. hikayesini merak eden varsa buradan
bir de meraklısına, da vinci'nin lady with an ermine (c.1489) tablosunun kraków ulusal müzesi'nde sergilendiğini eklemiş olayım.
varşova'nın aksine, 2.dünya savaşı'nda tahrip olmadığı için tarihi dokusunu koruyor. varşova polonya'nın ankara'sı, kraków ise istanbul'u diyorlar.
tarihi ana meydanındaki (rynek glowny) dükkanları dolaşabilir, meydandaki 13.yüzyılda inşa edilen st.mary kilisesi'ni ziyaret edebilir, kilisede saat başı cama çıkıp trompet çalan ve el sallayan görevliye siz de el sallayabilirsiniz.
şehrin en önemli yapılarından wawel kalesi'ndeki viyana kuşatması'nda türklerden alınan ganimetleri inceleyebilirsiniz.
kaleden çıktıktan sonra şehri sarmalayan vistül nehri kıyısında oturabilirsiniz, hava -10 derece falan değilse. eğer hava soğuksa nehir donuyor. benim gibi görmemiş olan varsa dumura uğrayabilir.
kalenin hemen altındaki kocaman ejderha heykelinin 15 dakikada bir ateş püskürtmesini izlemeyi unutmayın. şehrin sembolü ejderha çünkü. hikayesini merak eden varsa buradan
bir de meraklısına, da vinci'nin lady with an ermine (c.1489) tablosunun kraków ulusal müzesi'nde sergilendiğini eklemiş olayım.
devamını gör...
kilo yapmasa ölümüne yenilecek 3 tatlı
birini yazsam öbürünün hatrı kalır. günah mı değil onlara?!
hepsi benim bebeklerim
hepsi benim bebeklerim
devamını gör...
misc radyo yayını
(bkz: oo kaos alırım bir dal)
kaosların içinde aktif bulunmayı sevmesem de, çekirdek çitleyip, çay içerek gelişmeleri takip etmeyi severim. bu da bir renktir hayatta. alarmı kurdum bekliyorum akşamı.
biraz kan, biraz göz yaşı, yer yer kahkahalı bir program olacağını tahmin edip, an itibariyle kuruyemişçiye gidiyorum. çekirdek isteyen var mı?
kaosların içinde aktif bulunmayı sevmesem de, çekirdek çitleyip, çay içerek gelişmeleri takip etmeyi severim. bu da bir renktir hayatta. alarmı kurdum bekliyorum akşamı.
biraz kan, biraz göz yaşı, yer yer kahkahalı bir program olacağını tahmin edip, an itibariyle kuruyemişçiye gidiyorum. çekirdek isteyen var mı?
devamını gör...
tüm yolcular inince servisi pavyona çeviren şoför
şimdi olay şöyle gelişiyor, paydos edilmiş iş yerinden çıkılmıştır.
personellerin hepsi sırayla güzargahında iner. geriye bizim gibi son durakta inen kemik tayfa kalır.
şoför özellikle bu anı kolluyordur, çünkü bazı pimpirikli kıl kuyruklar hemen gidip şikayet eder. o yüzden bunun vakti mühimdir.
şoför uygun anı yakaladığına emin olduktan sonra teybin sesini kökler, renkareng ışıkları yakar ve yoluna devam eder.
her zaman olmasa da bazen güzel geliyor, misal az önce güzel gelmedi çünkü uyuyordum.
ankaralı namığın böğürmesiyle uyanmak hiç hoş değil.
personellerin hepsi sırayla güzargahında iner. geriye bizim gibi son durakta inen kemik tayfa kalır.
şoför özellikle bu anı kolluyordur, çünkü bazı pimpirikli kıl kuyruklar hemen gidip şikayet eder. o yüzden bunun vakti mühimdir.
şoför uygun anı yakaladığına emin olduktan sonra teybin sesini kökler, renkareng ışıkları yakar ve yoluna devam eder.
her zaman olmasa da bazen güzel geliyor, misal az önce güzel gelmedi çünkü uyuyordum.
ankaralı namığın böğürmesiyle uyanmak hiç hoş değil.
devamını gör...
türkiye afganistan'dır
türkiye afganistan'dır.
edit: özür dilerim, tamam. türkiye afganistan değildir, türkiye olsa olsa afganistancıktır.
edit: özür dilerim, tamam. türkiye afganistan değildir, türkiye olsa olsa afganistancıktır.
devamını gör...
bir erkeği kırmadan ona tipsiz olduğunu söylemek
-benim bir ilişkim var (var veya yok asla bilemez zaten)
-iyi birisin ama... (zararsız bir solucana benziyorsun, kendi liginde oyna)
-seni arkadaş olarak görüyorum (tanışırken seni beğenmedim, şimdi ne yapayım)
-meşgul biriyim bir daha rahatsız etme (yani yeryüzünde tek erkek olsan bile sana bakmam, bu ne terbiyesizlik ayol)
-iyi birisin ama... (zararsız bir solucana benziyorsun, kendi liginde oyna)
-seni arkadaş olarak görüyorum (tanışırken seni beğenmedim, şimdi ne yapayım)
-meşgul biriyim bir daha rahatsız etme (yani yeryüzünde tek erkek olsan bile sana bakmam, bu ne terbiyesizlik ayol)
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
#1264709
bodruma inerken korkma, orada sadece sen varsın. onlar da senin atıkların. ben girdim, ne var ne yok baktım kendiminkine. biraz korkutucu ama girince alışıyorsun. çok korkuyorsan yanına senden fazla korkan bir yetişkin al, ama boşver. en iyisi tek başına korkman. korkma demiştim değil mi? düzeltiyorum. kork. kaçma.
şarabımı hazırladım. iki mum yaktım. biri odayı hafifçe, biri de masamı çokça aydınlatsın diye. bodruma inmedim cenk'in arka bahçesi ama tesadüf bu ya tüm şehirde bakım için üç buçuk saatlik bir elektrik kesintisi vardı. tüm şehir kapkaranlıktı. küçük bir ışık parçasında bile uyuyamadığı için uyku gözlüğü takan bir insana göre ise karanlıktan çok korkuyorum. hani karanlığa alışmak diye bir deyim vardır. bir süre sonra hafifçe görmeye başlar ve rahatlarsın. ben de öyle olmuyor. çünkü göremediğim bir uzaklık ve karanlığa hapsolmuş şekiller hep var olmaya devam ediyor. bilmediklerimden korkarım. gücüm ancak bildiklerime yetiyor. bu yüzden de daha fazla öğrenmek için çaba sarf edip duruyorum.
ama konu bu değildi. uzun uzun cenk okuyunca bilinç akışına kaptırıyorsun kendini ve kendi üslubuna dönme meselesi de biraz zaman alıyor.
şarabımı içip, arkadaki şarkının neşeli seslerine adapte olmuşken birden ekrandaki mesaj yüzünden ruhumun/bilincimin karanlıklarına doğru itiliyorum. hayır gidesim yok. bir kuyunun dibine düşer gibi derine, çok derine düştüm. o duvarları tırmanmadım ben süründüm. şimdi aynı yolculuğu baştan yapamam. insan olmak zor. kolay incitiyor ve inciniyorsun. ben doğru yolu bulmana yardım ederim, bir meseleyi halletmekte iyiyim diyorsun. inanıyorum, daha önce bozulmuş bir kalbi onardığını da gördüm ama sanırım ben tamir olmak istemiyorum çünkü iyileşirsem gitmem gerek, gidecek bir yerim yok!
ve ben ruhumu iki kez aldattım. üçüncüde sahtelik çok belli olur, oturmaz yüreğime.
dün gece, tüm şehir kapkaranlıktı. ben bir mumun ışığında aklımda eski acılar ile kalakaldım tek başıma. ve herkes uyuyup yeni bir güne uyanmışken ben aynı kaldım. benim için bugün hala dün gibi bir gün.
bodruma inerken korkma, orada sadece sen varsın. onlar da senin atıkların. ben girdim, ne var ne yok baktım kendiminkine. biraz korkutucu ama girince alışıyorsun. çok korkuyorsan yanına senden fazla korkan bir yetişkin al, ama boşver. en iyisi tek başına korkman. korkma demiştim değil mi? düzeltiyorum. kork. kaçma.
şarabımı hazırladım. iki mum yaktım. biri odayı hafifçe, biri de masamı çokça aydınlatsın diye. bodruma inmedim cenk'in arka bahçesi ama tesadüf bu ya tüm şehirde bakım için üç buçuk saatlik bir elektrik kesintisi vardı. tüm şehir kapkaranlıktı. küçük bir ışık parçasında bile uyuyamadığı için uyku gözlüğü takan bir insana göre ise karanlıktan çok korkuyorum. hani karanlığa alışmak diye bir deyim vardır. bir süre sonra hafifçe görmeye başlar ve rahatlarsın. ben de öyle olmuyor. çünkü göremediğim bir uzaklık ve karanlığa hapsolmuş şekiller hep var olmaya devam ediyor. bilmediklerimden korkarım. gücüm ancak bildiklerime yetiyor. bu yüzden de daha fazla öğrenmek için çaba sarf edip duruyorum.
ama konu bu değildi. uzun uzun cenk okuyunca bilinç akışına kaptırıyorsun kendini ve kendi üslubuna dönme meselesi de biraz zaman alıyor.
şarabımı içip, arkadaki şarkının neşeli seslerine adapte olmuşken birden ekrandaki mesaj yüzünden ruhumun/bilincimin karanlıklarına doğru itiliyorum. hayır gidesim yok. bir kuyunun dibine düşer gibi derine, çok derine düştüm. o duvarları tırmanmadım ben süründüm. şimdi aynı yolculuğu baştan yapamam. insan olmak zor. kolay incitiyor ve inciniyorsun. ben doğru yolu bulmana yardım ederim, bir meseleyi halletmekte iyiyim diyorsun. inanıyorum, daha önce bozulmuş bir kalbi onardığını da gördüm ama sanırım ben tamir olmak istemiyorum çünkü iyileşirsem gitmem gerek, gidecek bir yerim yok!
ve ben ruhumu iki kez aldattım. üçüncüde sahtelik çok belli olur, oturmaz yüreğime.
dün gece, tüm şehir kapkaranlıktı. ben bir mumun ışığında aklımda eski acılar ile kalakaldım tek başıma. ve herkes uyuyup yeni bir güne uyanmışken ben aynı kaldım. benim için bugün hala dün gibi bir gün.
devamını gör...
arapça
(orta)sami dil ailesinden arapça... arapçanın, konuşulduğu topraklardaki farklı varyasyonları dilin kendi içindeki değişkenlerden kaynaklıdır ki, dilin değişkenlik ihtimali, o dilin zenginliğine emaredir. fasih arapça denilen kur'an arapçası ise, tüm arap lehçelerinin anasıdır. günümüzde lehçeleri farklı olan arap devletlerinde tüm resmi alanlarda fasih arapça kullanılır. lehçelerde değişkenlik gösteren arapça genellikle günlük dile yansır.
iki dil arasında kıyas yapma mevzusu ise makul değildir. her dil belli bir kültür havzasının ürünüdür. iki kültür nasıl ki kıyas edilemez, birbirinden üstünlüklerinden bahsedilemez ise, dil de aynıdır. çünkü böyle bi kıyas yapabilmek için elimizde objektif bir kıyas materyali yoktur sevgili yazarlar.
iki dil arasında kıyas yapma mevzusu ise makul değildir. her dil belli bir kültür havzasının ürünüdür. iki kültür nasıl ki kıyas edilemez, birbirinden üstünlüklerinden bahsedilemez ise, dil de aynıdır. çünkü böyle bi kıyas yapabilmek için elimizde objektif bir kıyas materyali yoktur sevgili yazarlar.
devamını gör...