açılan başlığa kimsenin tanım girmemesi
açılan başlığa dair yazacağım bir bilgim yoksa, ya da ilgimi çekecek bir başlık değil ise laf olsun torba dolsun diye tanım yazıp, başlığın altını gereksiz tanımlarımla işgal etmem. benim açılan her başlık altına yazmama nedenim budur. o yüzden bu konuda alınacak, üzülecek bir durum görmüyorum. tabi yine de herkes kendi bilir, birşey diyemem dediğim hede.
devamını gör...
açtığın başlığa girilen entrylerin hepsini oylamak
ben okuduğum ve düşünce yapıma ters gelmeyen her şeyi beğenirim. ayrıştırıcı başlıklarda açmadığım için yazılan her entryi okuduktan sonra beğenirim. neden çünkü para gitmiyor cebimden. gitse hayatta beğenmezdim.
devamını gör...
öyle her 13 kişi öldüğünde ulusal yas ilan edilmez
biz senden bıktık sen konuşmaktan bıkmadın perinçek.
devamını gör...
sabahlamak
düşünmeyi bastırmak için bir süredir başarmayı umduğum fakat başaramadığım şey. normalde düşüncelerimi bastırmak için ya uyurum ya da uykum varken uykusuz kalırım. geri kalan zamansa epey savaş alanı. fakat uykusuz kalmanın şeytanlarıma etkisi pek de olumlu olmuyor artık. sanırım ruhum epey yoruldu.
devamını gör...
arkadaş grubundaki tek kız olmak
bir noktadan sonra mahmut abi* olacaginiz gercegi ile yuzlestirmek istemezdim fakat;
-les erkek muhabbetini kaniksayacaginiz icin biyiklariniz* hatta sakallariniz* cikacak,
-her seyi cat cat soylemeye alisacaksiniz, bu sebeple hicbir kiz arkadasinizla eskisi gibi konusamayacaksiniz,
-rahatligina eristikten sonra bakis aciniz koreleceginden duzlugunuz artacak,
-“yaa eyluling* sen kizdin* bi’ baksana ne yazalim manitaya?” gibi iliski koclugu yapmaniz beklenecek,
tum bunlara ragmen efsonello bir olay oldugunun altini cizeyim de tercih size kalsin, ben bi’ lol atip geliyorum.*
-les erkek muhabbetini kaniksayacaginiz icin biyiklariniz* hatta sakallariniz* cikacak,
-her seyi cat cat soylemeye alisacaksiniz, bu sebeple hicbir kiz arkadasinizla eskisi gibi konusamayacaksiniz,
-rahatligina eristikten sonra bakis aciniz koreleceginden duzlugunuz artacak,
-“yaa eyluling* sen kizdin* bi’ baksana ne yazalim manitaya?” gibi iliski koclugu yapmaniz beklenecek,
tum bunlara ragmen efsonello bir olay oldugunun altini cizeyim de tercih size kalsin, ben bi’ lol atip geliyorum.*
devamını gör...
ölümün en iyi tanımı
sevgili dost, kim kazandı? atom bombasını hiroşima'ya atan mı, everest'in tepesine ilk varan mı? doksanıncı dakikada maçı alan mı? diriler mi, ölüler mi? efendiler mi, köleler mi? kim kazandı? sevgili dost herkes kaybetti, ölüm kazandı.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
eveet bugün deşarj günüü. dans edeceğiz hep birlikte. akşama kadar tüm işler bitsin.
devamını gör...
bir şey anlattığınızda bana ne diyen insan
her aradığında ya da yazdığında ya da bir araya geldiğinizde sürekli kendi aptal sıkıntılarını anlatıp candan bi "sen nasılsın" bile demiyorsa size çöp kovası muamelesi yapıyordur. oradan güzel tınılı bir "bane ne, ne anlatıyorsun" çekerek size fırlattığı çöpleri iade edersiniz, ondan sonra herkes kendi çöplüğüne. ohh mis.
devamını gör...
başımıza düşen milli geliri kim yiyor sorunsalı
öncelikle şu yanlışı düzeltelim yıllık olarak hesaplanır ve 2020'de 7,715 bin dolar kişi başına düşen milli gelir.
devamını gör...
normal sözlük’ün sevilmeyen yazarları veri tabanı
niye herkes kendini yazmış la buraya. merak etmeyin ben hepinizi seviyorum.
devamını gör...
çiğköfte vs sushi
çerez niyetine bile yerim çiğköfteyi. benim için kesinliklen çiiiiköfte *
devamını gör...
sevgili bulunca arayıp sormayan arkadaş
o sevgili gidecektir ve o arkadaş hüüüü diye size zırlamalı dönüş yapacaktır! işte o gün öyle bir gündür kiiii intikam çanları çalacaktır!
devamını gör...
özenilen meslekler
milletvekili.
devamını gör...
normal sözlük'te argo ve küfürlü başlık açılmaması
hayatın bir gerçeği olan ve günlük yaşamda sıkça karşılaştığımız bu gerçeği neden sözlük olarak reddediyorsunuz acaba diye düşündürendir. hayır hayatınızda hiç mi küfür etmediniz? hiç mi küfür duymadınız? nedir bu iyi aile çocuğu tripleriniz?
devamını gör...
özgür iradenin olmaması
dini açıdan bir çelişki gibi gelen, anlamlandıramadığım durum. konunun özü ise kader yaklaşımından çıkmakta.
şimdiye dek anladığım odur ki, kader hakkında iki görüş var. her şeyi tanrının belirlediği ve bizim tamamen figüranlar olduğumuzu savunan görüş, ki bu daha eski nesiller tarafından benimsenir genelde, ve daha modern olan, tanrının bizi yarattığı ancak özgür irade verdiği ve bu özgür iradeyle insanın seçimler yaparak sonrasında ise buna katlanacağıdır. ancak ikinci görüş açısından bakınca dahi, özgür iradenin aslında olmadığı ortaya çıkmaktadır. ya da ben bunu henüz içselleştirebilecek algı düzeyine sahip değilim.
sorunun kaynağı, tanrının sonsuz yücelikte oluşundan kaynaklanmaktadır. inanışlarımıza göre, bizi yaratan tanrıdır. burada meydana gelen temel problem, bizi yaratan tanrıysa, zaten bizi özgür bir iradeyle yaratmasının mümkün olmayışıdır. bir robot yaptığımızı düşünürsek, ancak her parçasına, her donanımına kadar bildiğimiz, çünkü bizim yarattığımız bir robot. bu robot en fazla bizim oluşturduğumuz yetiler düzeyinde özgür olabilecektir, yani hiç. biz robotu oluştururken, parçalarını eklerken, yazılımını yazarken o robotla ilgili her şeyi biliyoruz. o kadar sonsuz bir gücümüz var ki, robotun yazılımına ekleyeceğimiz bir kodun, robotta ne gibi sonuçlara neden olabileceğini, hangi özelliklerini bastıracakken hangisini daha da öne çıkarabileceğini zaten biliyoruz.
yani biz hangi parçayı koyarsak koyalım, robotun koyduğumuz bir parça sonucunda yapabileceği tüm tercihleri, tüm olasılıkları biliyoruz. hatta olasılık dahi değil, ne yapacağını biliyoruz. çünkü biz sonsuz güç ve kudret sahibiyiz. öyleyse bizim bu robotu özgür iradeye sahip olarak oluşturmamız imkânsızdır. çünkü biz yapısına neyi koyarsak, bir teli bile fazla eklemenin robotta nasıl bir değişikliğe neden olabileceğini biliyor ve bunun sonucunda hangi davranışları yapabileceğini, ne işle ilgileneceğini, nasıl öleceğini dahi onu yapmadan önce biliyoruz. bu durumda bu robotun özgür bir iradeye sahip olması durumu imkânsızdır.
aynı şekilde insanın da, tanrıdan bağımsız özgür bir iradeye sahip olması o hâlde imkânsızdır. biz yaptığımız seçimler sonucunda cehennemde yanmayız. biz oluşturulurken yapacağımız seçimlerin ne olacağına göre oluşturulduk zaten. yani bizi oluşturan, henüz oluştururken cehenneme gideceğimizi bilmekteydi ve bize bir parça daha eklese ya da çıkartsa cennete gideceğimizi de biliyordu. buna rağmen yapmadı. bu sebeple benim cehenneme gidişim ne kadar sorgulama yaparsam yapayım kaçınılmazdır. o zaman benim cehennemde yanmamın bir mantığı da yoktur. çünkü benim yaratıcım beni bu kararları alacak şekilde tasarlamıştır ve hiçbir şekilde ben bundan kurtulamam. yaratıcım beni cehenneme gidecek şekilde tasarladı, ben iyi olup cennete gideyim desem ve cennete gitsem dahi, bu yine benim yaratıcımın beni, bu kararı verecek şekilde yaratmasıdır. o sebeple ben hiçbir şekilde yaratıcımın iradesinden de kaçamam.
öyleyse, özgür irade diye bir şey de yoktur ve insanlar işlediği günahlardan da sorumlu değildir. çünkü işlediği günahları işleyecek şekilde yaratan o tanrıdır. tanrı beni yaratırken, benim bir yerlerde bunları sorgulayacağımı bilerek, hatta buna göre beni yaratmıştır. o hâlde ben ne karar verirsem vereyim, neyi seçersem seçeyim bu hep tanrının iradesindedir.
bu durumda özgür irade diye bir şey yoktur. ya da tanrı yoktur.
şimdiye dek anladığım odur ki, kader hakkında iki görüş var. her şeyi tanrının belirlediği ve bizim tamamen figüranlar olduğumuzu savunan görüş, ki bu daha eski nesiller tarafından benimsenir genelde, ve daha modern olan, tanrının bizi yarattığı ancak özgür irade verdiği ve bu özgür iradeyle insanın seçimler yaparak sonrasında ise buna katlanacağıdır. ancak ikinci görüş açısından bakınca dahi, özgür iradenin aslında olmadığı ortaya çıkmaktadır. ya da ben bunu henüz içselleştirebilecek algı düzeyine sahip değilim.
sorunun kaynağı, tanrının sonsuz yücelikte oluşundan kaynaklanmaktadır. inanışlarımıza göre, bizi yaratan tanrıdır. burada meydana gelen temel problem, bizi yaratan tanrıysa, zaten bizi özgür bir iradeyle yaratmasının mümkün olmayışıdır. bir robot yaptığımızı düşünürsek, ancak her parçasına, her donanımına kadar bildiğimiz, çünkü bizim yarattığımız bir robot. bu robot en fazla bizim oluşturduğumuz yetiler düzeyinde özgür olabilecektir, yani hiç. biz robotu oluştururken, parçalarını eklerken, yazılımını yazarken o robotla ilgili her şeyi biliyoruz. o kadar sonsuz bir gücümüz var ki, robotun yazılımına ekleyeceğimiz bir kodun, robotta ne gibi sonuçlara neden olabileceğini, hangi özelliklerini bastıracakken hangisini daha da öne çıkarabileceğini zaten biliyoruz.
yani biz hangi parçayı koyarsak koyalım, robotun koyduğumuz bir parça sonucunda yapabileceği tüm tercihleri, tüm olasılıkları biliyoruz. hatta olasılık dahi değil, ne yapacağını biliyoruz. çünkü biz sonsuz güç ve kudret sahibiyiz. öyleyse bizim bu robotu özgür iradeye sahip olarak oluşturmamız imkânsızdır. çünkü biz yapısına neyi koyarsak, bir teli bile fazla eklemenin robotta nasıl bir değişikliğe neden olabileceğini biliyor ve bunun sonucunda hangi davranışları yapabileceğini, ne işle ilgileneceğini, nasıl öleceğini dahi onu yapmadan önce biliyoruz. bu durumda bu robotun özgür bir iradeye sahip olması durumu imkânsızdır.
aynı şekilde insanın da, tanrıdan bağımsız özgür bir iradeye sahip olması o hâlde imkânsızdır. biz yaptığımız seçimler sonucunda cehennemde yanmayız. biz oluşturulurken yapacağımız seçimlerin ne olacağına göre oluşturulduk zaten. yani bizi oluşturan, henüz oluştururken cehenneme gideceğimizi bilmekteydi ve bize bir parça daha eklese ya da çıkartsa cennete gideceğimizi de biliyordu. buna rağmen yapmadı. bu sebeple benim cehenneme gidişim ne kadar sorgulama yaparsam yapayım kaçınılmazdır. o zaman benim cehennemde yanmamın bir mantığı da yoktur. çünkü benim yaratıcım beni bu kararları alacak şekilde tasarlamıştır ve hiçbir şekilde ben bundan kurtulamam. yaratıcım beni cehenneme gidecek şekilde tasarladı, ben iyi olup cennete gideyim desem ve cennete gitsem dahi, bu yine benim yaratıcımın beni, bu kararı verecek şekilde yaratmasıdır. o sebeple ben hiçbir şekilde yaratıcımın iradesinden de kaçamam.
öyleyse, özgür irade diye bir şey de yoktur ve insanlar işlediği günahlardan da sorumlu değildir. çünkü işlediği günahları işleyecek şekilde yaratan o tanrıdır. tanrı beni yaratırken, benim bir yerlerde bunları sorgulayacağımı bilerek, hatta buna göre beni yaratmıştır. o hâlde ben ne karar verirsem vereyim, neyi seçersem seçeyim bu hep tanrının iradesindedir.
bu durumda özgür irade diye bir şey yoktur. ya da tanrı yoktur.
devamını gör...
boyu 155 cm olan kız
böyle başlıklar açarak insanların başkalaştırılması, sınıflandırılması çok gereksiz. boyu 1.55 tir , yani?
devamını gör...
evrensel çekim yasası
isaac newton'un formüle ettiği yasa'dır.buna göre, doğadaki her madde bir diğerini ikisini birleştiren doğru yönünde ve kütleleri çarpımının aralarındaki uzaklığın karesine bölümünü şiddetinde bir kuvvetle çeker.
devamını gör...


