zaman tüneli

kanada çok sıkıcı bir yer gözünüzde o kadar büyütmeyin
hele türkiyeden giden adam, ne o sonsuz soğuğa alışabilir
hele o frankofon tipler ? bayıntı verir, bir dost tavsiyesi.

keşfedilmesi gereken abidir. gerçi sesi buraya kadar gelmiş zaten daha nasıl keşfedilecek.

yanına şu n word kardeşimizi de ekleyelim, ikisini de keyifle dinledim.

ben yaptım*

ücretsiz öğrenmek istiyorsanız patika'yı öneririm. mülakatları geçtikten sonra bootcampler başlıyor. ve eğer istenen performansı gösterirseniz işe girme garantisi de veriyor.
sadece öğrenmek isteyin ve çok çalışın.

parafili ve parafilik bozukluk farklı şeylerdir.. etik burada rızayı gözetir. parafili demek, alışılagelmişin dışında yönelim demektir.. eğer rıza varsa alışılagelmişin dışında yönelimdir, rıza yoksa, hayat kalitesini bozuyorsa, kişinin istemi dışında gerçekleşiyorsa, cinsel işlev bozukluğu yaratiyorsa bir bozukluktur, tedavi gerektirir...
cinsel sadizm, mazoşizm, bdsm, gibi istekler bir rıza saiki varsa, yönelimdir. bozukluk değildir..

gözetlemecilik, teşhircilik, ölüsevicilik, hayvan sevicilik gibi parafililer etik dışı ve rıza kapsamı dışındadır, yönelim değildir.

gerçeklik payı olan durum. bir örnekle geldim. üniversitedeyken, gayet de yakışıklı bir çocuk olan bir arkadaşımızın ismi şaban'dı. herhangi bir şekilde kendisiyle dalga da geçilmiyordu. çünkü, aklı başında, hoş sohbet, matrak bi adamdı ama çocukluktan beri ismiyle ilgili çok şaka yapılmış ve adamın tahammülü kalmamış.

18 yaşını doldurduktan sonra direkt mahkemeye gitti, bir şahitle beraber ismine bir isim daha ekletti. aileden geldiği için ismini değiştirmedi ama isminin önüne kendi seçtiği başka bir ismi koydu. dolayısıyla, şaban ismi sadece ailesi ve onu eskiden tanıyanlarla sınırlı kaldı.

bir de, fetö mevzusundan sonra kim olduğunu bilirsin sen seviyesine gelenler var. onlar da, başka bir girinin konusu olabilir. hakan şükür bu kişilerin başını çekiyor.

gerekirse koklarım diyorum kızım neden inanmıyorsun ya? bu da herhalde "bana bir zararı yok ki" kapsamında değerlendiriliyor. düşünsene her an ayağını koklamaya hazır biri var. büyük lüks bence. kadınlar çok şanslı. canlarım benim ya.

dahlvier lanetli.
editör olmasa lanetlerdim yani de editör olduğundan lanetleyemiyoz. sıfır sıfır sıfır otur lanetlendin prieneus (bu şu an editör değil kimse karışamaz hsjshsjs) hoca bir şekilde intikamını alacaktı ve aldı.
beni engellemek de ne ola?? editör olmasa engellermişmiş bah hele bahh!!! editör kalasın inşallah hajshshs.
iyi insan canın sağ olsun. (yo hajshshs)

osman, aysel? *

bir şermin yaşar kitabında geçen, aslı olup olmadığını bilmediğim ama sevdiğim bir yazarın kitabında geçtiği için inanma eğiliminde olduğum lezzetli iddiadır.

bilimsel bir dayanağı var mıdır yok mudur, bilemem. ben şermin yaşar'ın yalancısıyım. gerçi bilimle edebiyat arasında kalsam, gerçekle kurmaca arasında kalsam her seferinde ikincileri tercih ederim. bu paragraflar kendi düşüncelerimi kendi düşüncelerimle dayanaklandırdığıma göre devam edebilir.

ilk paragrafta iddianın lezzetli olduğunu söylememin nedeni böğürtleni çok seviyor olmam. memleketim olan vona'da hem anneannemin hem babaannemin köyünde yol kenarlarından böğürtlen toplamayı çok severdim. gerçi hala çok severim.

küçükken her fırsatta böğürtlen toplamaya giderdim. yapraklardan yaptığımız çanağın içine böğürtlen doldurup sonra afiyetle yerdik. böğürtlenin o mayhoş tatlılığı mayıs ayının insanı bunaltmayan sıcağı ile nefis bir ahenk oluştururdu.

ancak her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi böğürtlen yemenin de üstümü başımı batırdığım için annemden yediğim okkalı bir dayak olan sonu vardı.

sanırım annem o zamanlar şermin yaşar okumamıştı. sanırım değil kesinlikle okumamıştı. çünkü benim böğürtlen lekesi dayağı yediğim zamanlar şermin yaşar bu kitabı henüz yazmamıştı.

eğer annemle birlikte bu kitabı okumuş olsaydık ben bu böğürtlen avından dönüşte yanımda böğürtlen yaprağı getirirdim. annem de bu lekenin çok kolay çıkacağını bilmenin rahatlığıyla "kafana takma genç adam, hadi kaykayını alıp biraz dolaş" gibi bir şeyler söylerdi bana.

bazı kitaplar yazılması gereken zamandan çok sonra yazılıyor.

adamın sesine falan bir şey demiyorum gercekten harika ama hani içinizde %99 oranında bu adamı tanımayan kişi sayısı vardı ne ara kazım koyuncu oldunuz dram duyar kasmaya başladınız.

zannedilenin aksine annesi ermeni değil rumdur. ancak yeğeni yani selim naşit özcan'ın oğlu tiyatrocu naşit özcan da bu konuda tepkili. halamın annesinin rum olduğu doğrudur, peki bazı gazeteciler bir takım mihraklara şirin gözükmek için adile halama adela diyorlarken, babamın adının selim olmasını nasıl açıklarlar ? diyor.

ingiliz müzik grubu. bu ikisi şahane işler yapıyorlar*. darkwave, synthwave artık icra edeni çok olan bir müzik türü oldu. ai bile çok başarılı parçalar yapıyor, önemli olan duygu vermek. işte linea aspera duygu verme konusunda özgünlüğü yakalıyor bence. reunion ile tanıdım kendilerini, biraz kurcalarsanız başka şahane şarkıları da var.

stanley termostan ve a101 amigo çerezlerinden anladığım kadarıyla abimiz para harcama konularında geliştirmiş kendini. her şeye hak ettiği kadar.

bilal de alır bence

"bilale anlatır gibi anlatmak"

bu kadar gündemden düşmüyorsa herhalde şifa olsa gerek.

şunlara yollayın bi kokulu çorap allah rızası için. biz de kurtulalım bunlar da..

kamil de bu listede rahat rahat yerini alır bence.

fetişleri olan hanımefendileri, mesaj kutuma bekliyorum.

dsm-5’te parafili bozuklukları, en az 6 aydır süren, sıra dışı objelere karşı tekrarlayıcı cinsel çekim ya da cinsel aktiviteler olarak tanımlanır. parafililer tipik olmayan davranış örüntüleridir. parafilik bozukluk; işlevsellikte düşmeye ve strese neden olur, kişisel bir zarara veya diğerlerine zarar vermeye yol açar. cinsel yönelim işlevsellikte düşmeye, kişisel zarara, başkalarına zarar veren davranışları içermez.
parafililerin nedenlerinden bazıları şunlardır:
cinsel davranışı ve uyarılmayı yöneten beyin kısımlarında farklılıklar
çocukluk dönemi cinsel istismarı
sosyal beceri azlığı, dürtü kontrolü ile ilişkili öz deneyim becerilerinin düşüklüğü
erken dönemde uygun olmayan pornografik materyale maruz kalma
kendi travmalarının öcünü alma
tedavisinde ise cinsel dürtünün, cinsellikle ilgili düşünce uğraşlarının, dürtüselliğin azaltılması amaçlanmaktadır. psikososyal müdahaleler, psikoeğitim, bilişsel davranışçı terapi vb. tedavide rol oynar. ilaç da verilebilir. en önemli sorun bu kişilerin değişmeye istekli olmamalarıdır.

acaba efes pilsen’i boykot etsek bunların alayı tekel bayiine doluşur mu? en sağlam vergi kalemlerinden birisi de alkol ve tütün ürünleri. haliyle en çok tesir edecek boykot kalemlerinden biri de bu.