zaman tüneli
nasıl olsa sevişmem donu
ya sevişirsem donu kadar ihtiyaç bir dondur.
benim 1 arkadaşım öyle, 1 tane seks baksırı var. donlarını yıkadığım için biliyorum bunu.
kadınlarda biraz daha farklı.
çoğumuz iç çamaşırı konusunda değişik sevdalara sahibiz galiba. tespitim bu yönde. donum sütyenim önemli değil ya diyen 1 kadın tanıdım o da pick me idi. iç çamaşırını da farklıyım mastürbasyonuna alet etti, allah kahretmesin bacım seni ya. neyse yani biz seviyoz bu olayı. o yüzden kadınların regl külodu olur. onun dışında genelde zaten kabul edilebilir donlar giyerler
benim 1 arkadaşım öyle, 1 tane seks baksırı var. donlarını yıkadığım için biliyorum bunu.
kadınlarda biraz daha farklı.
çoğumuz iç çamaşırı konusunda değişik sevdalara sahibiz galiba. tespitim bu yönde. donum sütyenim önemli değil ya diyen 1 kadın tanıdım o da pick me idi. iç çamaşırını da farklıyım mastürbasyonuna alet etti, allah kahretmesin bacım seni ya. neyse yani biz seviyoz bu olayı. o yüzden kadınların regl külodu olur. onun dışında genelde zaten kabul edilebilir donlar giyerler
devamını gör...
bungalov tatilinde kameralı ampul
sapanca'da muhafazakar bungalov'da kaçamak yapan benim türbanlı bacımın odasına kameralı ampul koydular.
devamını gör...
edep sen ne güzel şeysin
bu cümleyi ciddi ciddi kullananı, sosyal medya profiline falan yazanı gördüğümde ıslak pırasa ile dövme isteği geliyor bana. iticilikte erko ve aşko kelimesi ile yarışır.
devamını gör...
insanların artık kitap fuarlarına gitmeme nedenleri
devamını gör...
sansar salvo
taş kaydırmaktan beyin mefta olmuş.
devamını gör...
ernst thalmann
ernst thalmann, 1886-1944 yılları arasında yaşamış alman bir devrimci olup weimar cumhuriyeti döneminde alman komünist partisi'nin genel başkanlığını yapmıştır. ateşli bir marksist-leninist olan ernst thalmann, ispanya iç savaşı sırasında faşist franco'ya karşı uluslararası tugaylar safında savaşmıştır. 18 ağustos 1944 tarihine ise adolf hitler'in emriyle nazi askerleri tarafından toplama kampında kurşuna dizilmiştir.
alman komünist ernst thalmann
berlin'deki ernst thalmann parkı
almanya'nın weimar şehrinde ernst thalmann anıtı



devamını gör...
vapura en son binen yolcu karizması
yerlerdedir.
tüm cam kenarlarına oturulmuş, tüm seyir noktaları kapılmış olması ile yüzleşmiştir. sıkışssın artık kimin yanına sıkışmayı isterse utanmadan bir de.
tüm cam kenarlarına oturulmuş, tüm seyir noktaları kapılmış olması ile yüzleşmiştir. sıkışssın artık kimin yanına sıkışmayı isterse utanmadan bir de.
devamını gör...
hanoi kuleleri
amacı bir çubuğa takılı diskleri, her harekette tek bir diske takmak ve bir diski kendisinden küçük bir diskin üstüne koymama koşuluyla bir diğer çubuğa taşımak olan oyun. videoda altı diskli bir versiyonunu görüyorsunuz.
derler ki, hindistan'da, dağlar arasında bir brahman manastırında böyle üç büyük çubuk ve 64 altın disk varmış. çeşitli dinlerden rahipler sürekli bu diskleri kuralına uygun yer değiştirirmiş. kehanete göre yer değişimi sona erdiğinde kıyamet kopacakmış.
soru: her diskin yer değiştirmesi 1 saniye sürse kıyamet ne zaman kopar?
devamını gör...
kyk kız yurtlarındaki artan güvenlik zaafiyeti
şu ana kadar üç tane kyk yurdu değiştirdim.
güvenlik olarak konulan kişinin taciz etmesinden tutun kadın olan güvenlik kişisinin tacize uğramamam için 'yurdun bahçesinde' şortla ya da 'cıbıldak' gezmemem konusunda birçok kez uyarıldığım da oldu.
aynı şeyleri ve daha beter muameleleri yurttaki diğer arkadaşlarım da yaşadı.
şu güvenlik olarak koydukları insanlar tam olarak kimin hangi konuda güvenliğini sağlıyor? asıl güvenliksiz ortamın oluşmasını sağlayanlar da bu güvenlik olarak koydukları kişiler oluyor çünkü.
yurda soktukları tadilatçıların bizi taciz etmemeleri için yurttaki kadın güvenlik tadilat olacak olan odaya gelip odadaki kızların kıyafetlerinin uygun olup olmadığına da bakıyor mesela.
eğer üzerimizde şort ya da askılı bir şey varsa üzerimize bir şey almamız ve odaya erkek olan bir tadilatçının geleceği söyleniyor.*
yurda girip çıkan insanın ne bok olduğundansa yurttaki kişilerin ne giydiğine dikkat eden zihniyeti nasıl aşabiliriz bilmiyorum açıkçası.
güvenlik olarak konulan kişinin taciz etmesinden tutun kadın olan güvenlik kişisinin tacize uğramamam için 'yurdun bahçesinde' şortla ya da 'cıbıldak' gezmemem konusunda birçok kez uyarıldığım da oldu.
aynı şeyleri ve daha beter muameleleri yurttaki diğer arkadaşlarım da yaşadı.
şu güvenlik olarak koydukları insanlar tam olarak kimin hangi konuda güvenliğini sağlıyor? asıl güvenliksiz ortamın oluşmasını sağlayanlar da bu güvenlik olarak koydukları kişiler oluyor çünkü.
yurda soktukları tadilatçıların bizi taciz etmemeleri için yurttaki kadın güvenlik tadilat olacak olan odaya gelip odadaki kızların kıyafetlerinin uygun olup olmadığına da bakıyor mesela.
eğer üzerimizde şort ya da askılı bir şey varsa üzerimize bir şey almamız ve odaya erkek olan bir tadilatçının geleceği söyleniyor.*
yurda girip çıkan insanın ne bok olduğundansa yurttaki kişilerin ne giydiğine dikkat eden zihniyeti nasıl aşabiliriz bilmiyorum açıkçası.
devamını gör...
türkiye'de iktidar sorunu yok muhalefet sorunu var
#3516188
yanlis anlasilmalarin onune gecmek adina, bir sonraki baslikta 'yeni bir ana muhalefet partisi kurma mecburiyeti' mevzusu ele alinabilir.
yanlis anlasilmalarin onune gecmek adina, bir sonraki baslikta 'yeni bir ana muhalefet partisi kurma mecburiyeti' mevzusu ele alinabilir.
devamını gör...
vapura en son binen yolcu karizması
vapurdan en son inen yolcu kadar değildir bence karizması.
devamını gör...
bilgi türleri
bildiğim bir şey var o da hiçbir şey bilmediğimdir. *
devamını gör...
kitap okumak
kağıt üzerine basılı yani reel kitaplarda, çok daha hızlı gerçekleştirdiğimi fark ettiğim eylem. zira ben uzun yıllardır ekranda pdf okuyorum. buna alıştım, e-kitapsız bir dünya düşünemiyorum. bilgisiz kalırım, çok zora girerim.
normalde ulaşılması mümkün olmayan her şeye, tek tıkta ücretsiz ulaşmaya müptela oldum. beni ilgilendiren içerik ve bilgi... o süreçte üzülerek itiraf etmeliyim ki reel kitaplarımı ve kütüphanemi ihmal ettim, okumaz oldum, çünkü halen okumadığım veya bitirmediğim kitaplarım bulunuyor. hiç saymadım kaç kitabım olduğunu ama kafadan bir tahminle yüzleri bulur. kantite olarak "şu kadar kitabım var" demek için kitap almadım, ya da "şu kadar kitap okudum" demek için okumadım hiçbir zaman. sanal arşivimdeki dosyalarımın sayısı ise binlerle ölçülüyor, buna makaleler dahil değil.
iş edebiyata gelince, meşhur yazarların (dostoyevski, tolstoy vb.). önemli bir kısmının klasiklerini okumuşluğum yoktur. bunun eksikliğini hissediyorum ama bir isme veya herhangi bir şeye çekim duymuyorsam duyamıyorum. edebiyatı sevmediğimden değil, kafka'nın, bukowski'nin neredeyse bütün kitaplarını okumuştum, "haydi şimdi de adet yerini bulsun, bir suç ve ceza patlatalım, filmini izledik ama kitabı nasılmış bu sefiller'in" şiarıyla okuyamıyorum. içimden gelmiyorsa gelmiyor ve olmadı ne bileyim. (olabilir ki zamanı gelmemiştir, bu bir önyargı da değil.) genel olarak sevilmeyen, sağda solda çılgınlar gibi ve bence kötücül bir şekilde linç yiyen elif şafak gibi yazarların neredeyse tüm kitaplarını "isteyerek ve içimden gelerek" okumuşluğum bulunuyor.
birini zevk ve tercihleri yüzünden yargılamayı, eleştirmeyi, linçleyip yaftalamayı gerçekten anlamıyorum. eski çağlarda olduğu gibi, beni kazığa oturtup yakmasınlar diye konu tercihlerimi kolayca paylaşmıyorum kimseyle. "bilim, bilim" diye haykırırken, ki benim de bilim tutkum bilgiye karşı neredeyse otistik yaklaşımımdan belli olmalı, hayatın manevi konular-din-inanç-felsefe-spiritüalizm vb. soyut yönünün, tastamam cehalet göstergesi olarak çöpe atılması gerektiğine inanmıyorum. hatta şu an gerçek cehaletin tanımını yaptığımı düşünüyorum.
normalde ulaşılması mümkün olmayan her şeye, tek tıkta ücretsiz ulaşmaya müptela oldum. beni ilgilendiren içerik ve bilgi... o süreçte üzülerek itiraf etmeliyim ki reel kitaplarımı ve kütüphanemi ihmal ettim, okumaz oldum, çünkü halen okumadığım veya bitirmediğim kitaplarım bulunuyor. hiç saymadım kaç kitabım olduğunu ama kafadan bir tahminle yüzleri bulur. kantite olarak "şu kadar kitabım var" demek için kitap almadım, ya da "şu kadar kitap okudum" demek için okumadım hiçbir zaman. sanal arşivimdeki dosyalarımın sayısı ise binlerle ölçülüyor, buna makaleler dahil değil.
iş edebiyata gelince, meşhur yazarların (dostoyevski, tolstoy vb.). önemli bir kısmının klasiklerini okumuşluğum yoktur. bunun eksikliğini hissediyorum ama bir isme veya herhangi bir şeye çekim duymuyorsam duyamıyorum. edebiyatı sevmediğimden değil, kafka'nın, bukowski'nin neredeyse bütün kitaplarını okumuştum, "haydi şimdi de adet yerini bulsun, bir suç ve ceza patlatalım, filmini izledik ama kitabı nasılmış bu sefiller'in" şiarıyla okuyamıyorum. içimden gelmiyorsa gelmiyor ve olmadı ne bileyim. (olabilir ki zamanı gelmemiştir, bu bir önyargı da değil.) genel olarak sevilmeyen, sağda solda çılgınlar gibi ve bence kötücül bir şekilde linç yiyen elif şafak gibi yazarların neredeyse tüm kitaplarını "isteyerek ve içimden gelerek" okumuşluğum bulunuyor.
birini zevk ve tercihleri yüzünden yargılamayı, eleştirmeyi, linçleyip yaftalamayı gerçekten anlamıyorum. eski çağlarda olduğu gibi, beni kazığa oturtup yakmasınlar diye konu tercihlerimi kolayca paylaşmıyorum kimseyle. "bilim, bilim" diye haykırırken, ki benim de bilim tutkum bilgiye karşı neredeyse otistik yaklaşımımdan belli olmalı, hayatın manevi konular-din-inanç-felsefe-spiritüalizm vb. soyut yönünün, tastamam cehalet göstergesi olarak çöpe atılması gerektiğine inanmıyorum. hatta şu an gerçek cehaletin tanımını yaptığımı düşünüyorum.
devamını gör...
türkiye'de iktidar sorunu yok muhalefet sorunu var
yav he ya nassı da anladınız zamları hep kılışdar yapıyo demek istemiştim hemen de anlamışsınız, sizden de bişey kaçmıyo ha.
devamını gör...
türk silahlı kuvvetleri
darbe girişiminden sonra gücüne güç katan ordudur. çünkü darbe girişimi sonrası, deşifre olan içindeki hain pislikleri temizlemiştir. her daim var olsun.
edit: operasyonlara sadece profesyonel asker kullanılması da başarıyı getirdi. 3-5 aylık acemi askerle uzman çavuş bir mi?
edit: operasyonlara sadece profesyonel asker kullanılması da başarıyı getirdi. 3-5 aylık acemi askerle uzman çavuş bir mi?
devamını gör...