zaman tüneli
lingo türkiye
kemal uçar tarafından sunulan trt1 yarışma programı. bir yarışmayı yarışmanın kendisinden çok sunucu izletir diyebilirim, en azından kendim izlediğim yarışmalar için bu çok geçerli. hatta sunucusu değişen yarışmaların her zaman sorunu bu olmuştur.
akşam eve gidince izlemek için bekliyorum ama her seferinde sonuna denk geliyorum. bir de diğer kanallarda olan programlara takıldığımda oluyor. özellikle dmax ve tlc açınca kalıyorum sabit bir şekilde. hipnotize ediyor resmen adamlar bir şet yaptıkları da yok araba tamir ediyoruz diyorlar ama çoğu çene yani. ev yapıyor gibi mesela onlar aynı sırf konuşuyorlar, üstelik bir onlar konuşuyor bir de çeviriyi yapan konuşuyor belli yerlerde üst üste biniyor. neyse şimdi konumuz lingo türkiye.
iki kişilik gruplar halinde üç masada yarışan yarışmacılar her turda bir harf artan kelimeleri beş hak ile bulmaya çalışıyor. dört harf olarak başlayan yarışma beş ve altı harfli kelimelere kadar gidiyor. tabii finale giden takım ayrıca bir dört, beş, altı ve yedi kelimelik sınava tabi tutuluyor. 120 saniyede sorulan kelimeleri bulunca büyük bir para ödülü kazanıyorlar.
yarışma ile ilgili bilgi ararken bulamamak sinirimi biraz bozdu. hani bu neyse de diğer trt yapımları eski onları da bulamadım. vikipedi'nin sanırım sorunu var trt ile ya da trt'nin viki ile bilemedim.
sorunları her neyse çözmelerini dilerim. izlediğimiz şeyler hakkında bilmediğimiz bilgilere ulaşmak güzel olur.
akşam eve gidince izlemek için bekliyorum ama her seferinde sonuna denk geliyorum. bir de diğer kanallarda olan programlara takıldığımda oluyor. özellikle dmax ve tlc açınca kalıyorum sabit bir şekilde. hipnotize ediyor resmen adamlar bir şet yaptıkları da yok araba tamir ediyoruz diyorlar ama çoğu çene yani. ev yapıyor gibi mesela onlar aynı sırf konuşuyorlar, üstelik bir onlar konuşuyor bir de çeviriyi yapan konuşuyor belli yerlerde üst üste biniyor. neyse şimdi konumuz lingo türkiye.
iki kişilik gruplar halinde üç masada yarışan yarışmacılar her turda bir harf artan kelimeleri beş hak ile bulmaya çalışıyor. dört harf olarak başlayan yarışma beş ve altı harfli kelimelere kadar gidiyor. tabii finale giden takım ayrıca bir dört, beş, altı ve yedi kelimelik sınava tabi tutuluyor. 120 saniyede sorulan kelimeleri bulunca büyük bir para ödülü kazanıyorlar.
yarışma ile ilgili bilgi ararken bulamamak sinirimi biraz bozdu. hani bu neyse de diğer trt yapımları eski onları da bulamadım. vikipedi'nin sanırım sorunu var trt ile ya da trt'nin viki ile bilemedim.
sorunları her neyse çözmelerini dilerim. izlediğimiz şeyler hakkında bilmediğimiz bilgilere ulaşmak güzel olur.
devamını gör...
normal sözlük okul olsa alınabilecek nickler
otur sıfır.
devamını gör...
ulukurt
2-3 gündür muhabbeti yapılıyor, abd 'de bir şirket 12 bin yıl önce soyu tükenen bir kurt cinsini tekrar
diriltmişler. izledim videoları, ne gereği vardı diye sordum kendi içimden, faydası ne? amaç ne? o hayvanları doğaya salsan ortalığın damına koyarlar, hayvan bırakmazlar ama amaç şu anki nesilleri korumakmış. mamut'u ve hançer dişli kaplanı yapın lan, çok merak ediyorum.
diriltmişler. izledim videoları, ne gereği vardı diye sordum kendi içimden, faydası ne? amaç ne? o hayvanları doğaya salsan ortalığın damına koyarlar, hayvan bırakmazlar ama amaç şu anki nesilleri korumakmış. mamut'u ve hançer dişli kaplanı yapın lan, çok merak ediyorum.
devamını gör...
normal sözlük okul olsa alınabilecek nickler
çöp önünde entry girenler
devamını gör...
sivasspor'un açtığı pankart
(bkz: normal doğum)
devamını gör...
tanrı'nın resmini çizen kız çocuğu
rahmetli ken'in ted konuşmasında bahsettiği 'hata yapmaktan korkmayan yaratıcı çocuk' tasviri.
benim zamanımda lisans diploman varsa işin hazırdı, eğer çalışmıyorsan bu iş bulamadığından değil, çalışmak istemediğin içindir. demiştir üstad.
günümüzde artık insanların iş sahibi olmak için yüksek lisans, doktora yapmaları gerektiğini açıklamış ve bunu mükemmel bir biçimde betimleyip irdelemiş.
"akademik enflasyon" terimini uygun görmüştür bu duruma.
şu an yazılım sektöründe çalışıyorum. fakat üniversitede 4 yıl okul öncesi öğretmenliği okudum. ispanyada erasmus yaptım ve katolik okulu dahil iki okulda staj yaptım. bizim eğitim açısından neden kat kat geride olduğumuzu ve avrupa'nın neden avrupa ülkemizin neden canım ülkemiz olduğunu ilk elden öğrendim.
üniversitede yaratıcılık ve yaratıcılığın geliştirilmesi isimli bir dersimiz vardı. dersin ilk günü sıralarda heyecanla bekliyoruz. ve hocamız derse girdi. kendisini tanıttıktan sonra kurduğu ilk cümle şuydu. asla unutmam.
"dersin adı yaratıcılık konulmuş, fakat biz bundan sonra dersimize 'üreticilik' diyeceğiz. çünkü yaratmak sadece allah'a mahsustur, tövbe haşa!"
sir ken robinson hocanın bahsettiği tekdüze yetişen beyinlerin nasıl yetiştiğini çok sorgulamaya gerek yok ülkemizde. daha sayfalarca yazabileceğim konudur. fakat sisteme boyun eğmiş birisi olarak çok söz hakkına sahip değilim.
benim zamanımda lisans diploman varsa işin hazırdı, eğer çalışmıyorsan bu iş bulamadığından değil, çalışmak istemediğin içindir. demiştir üstad.
günümüzde artık insanların iş sahibi olmak için yüksek lisans, doktora yapmaları gerektiğini açıklamış ve bunu mükemmel bir biçimde betimleyip irdelemiş.
"akademik enflasyon" terimini uygun görmüştür bu duruma.
şu an yazılım sektöründe çalışıyorum. fakat üniversitede 4 yıl okul öncesi öğretmenliği okudum. ispanyada erasmus yaptım ve katolik okulu dahil iki okulda staj yaptım. bizim eğitim açısından neden kat kat geride olduğumuzu ve avrupa'nın neden avrupa ülkemizin neden canım ülkemiz olduğunu ilk elden öğrendim.
üniversitede yaratıcılık ve yaratıcılığın geliştirilmesi isimli bir dersimiz vardı. dersin ilk günü sıralarda heyecanla bekliyoruz. ve hocamız derse girdi. kendisini tanıttıktan sonra kurduğu ilk cümle şuydu. asla unutmam.
"dersin adı yaratıcılık konulmuş, fakat biz bundan sonra dersimize 'üreticilik' diyeceğiz. çünkü yaratmak sadece allah'a mahsustur, tövbe haşa!"
sir ken robinson hocanın bahsettiği tekdüze yetişen beyinlerin nasıl yetiştiğini çok sorgulamaya gerek yok ülkemizde. daha sayfalarca yazabileceğim konudur. fakat sisteme boyun eğmiş birisi olarak çok söz hakkına sahip değilim.
devamını gör...
kız dublesi
bunun tam tersi vardır bi de bizim burada hayrabolu usulü derler. benim de tercih ettiğimdir. bardağın 2/3ü rakı ile doldurulur. o şekil içersin. 3-4 dublesi epey yeter adama.
devamını gör...
slife5r (yazar)
eksik olma slife5r hocam, büyüklerimizden ne öğrendiysek o. tecrübeye, deneyime saygımız sonsuz. hörmetler tekrardan*.
devamını gör...
güzel içtiği düşünülen yazarlar
viva zapata
pictorem
hatşepsut
zed's dead baby
aklıma gelenler.
pictorem
hatşepsut
zed's dead baby
aklıma gelenler.
devamını gör...
whey protein
2 ölçek sana en fazla ( markasına göre) 45 g. protein verir ki, piyasada satılan proteinler test edildiği zaman çıkan sonuç hiçte iç açıcı değil, gerçek değerler çok farklı.
onun dışında, protein tozları sadece ek olarak açık kapatsın diye sütten üretilmiş ürünlerdir. hiçbir zaman beslenmek için ana besin statüsünde sayılamaz, hiçbir zaman et ürünlerinin yerini alamaz. çünkü ette protein dışında ihtiyacın olan birçok mikroelement bulunmaktadır ki, bunlar tozda yoktur.
ayrıca tozdan aldığın proteini vücudun işleyişi ve enzimi normal besinden çok daha hızlıdır. bunun artıları olduğu gibi eksileride vardır.
yani sonuç olarak et yerine tozu koymak hiç iyi bir fikir değil .
bunu hergün tozda kullanan biri olarak söylüyorum.
onun dışında, protein tozları sadece ek olarak açık kapatsın diye sütten üretilmiş ürünlerdir. hiçbir zaman beslenmek için ana besin statüsünde sayılamaz, hiçbir zaman et ürünlerinin yerini alamaz. çünkü ette protein dışında ihtiyacın olan birçok mikroelement bulunmaktadır ki, bunlar tozda yoktur.
ayrıca tozdan aldığın proteini vücudun işleyişi ve enzimi normal besinden çok daha hızlıdır. bunun artıları olduğu gibi eksileride vardır.
yani sonuç olarak et yerine tozu koymak hiç iyi bir fikir değil .
bunu hergün tozda kullanan biri olarak söylüyorum.
devamını gör...
hayatı ölümle aldatmak
biz ölüme koşarken hayatı yaşayan insanlarız yeğen. ölümü hayatla aldatırız ucunda ölüm bile olsa.
devamını gör...
türk kahvesi
şu an içtiğimdir.
sözlüğe resmini atmadan içiyorum ki sözlüğün zarar görmesine sebep olayım. böyle böyle içten çökerteceğim stratejim büyük. büyük oynadım.
sözlüğe resmini atmadan içiyorum ki sözlüğün zarar görmesine sebep olayım. böyle böyle içten çökerteceğim stratejim büyük. büyük oynadım.
devamını gör...
sarhoşun mektubu okunmaz
dosto beyler sanırsam marmeladov için, buna benzer bir söz etmişti. "sarhoşun hükmü olmaz" gibi bir şeydi, unuttum şimdi açıkçası.
devamını gör...
hayatı ölümle aldatmak
hayat sadece yaşanabilir kanımca.. aldatılabilemez. ve sanılanın aksine, ölümü de doğuran, var eden hayattır aslında. ki ölüm de aslında başka yeni hayatlar demektir.
yani bugünkü siz, dünkü siz değilsiniz ki. çocukluğunuzla olduğu kadar bir fark, dünden bugüne olmadı diye hiç değişmediğinizi mi sanıyorsunuz.. hayatı sadece o günkü kendinizden ibaret sanmayın. siz, sadece değişe değişe yaşayan bir formsunuz. hatta o formlardan sadece bir tanesisiniz.. sadece bebeklikle başlayan formunuzu kendiniz olarak görüyorsunuz. bebekliğiniz öldü. çocukluğunuz ve gençliğiniz de.. hayat bitmiş miydi: hayır. kaçınılmaz değişim ve dönüşüm, yaşlılığınızı da bitirecek birgün.. ve bebekliğinizden önceki hayatınıza döneceksiniz. hepsi bu..
ne siz hayatı aldatıyorsunuz, ne de hayat sizi.. ( peki tüm bunlar niçin mi oluyor o zaman. neden mi yaşanıyor bunca şey.. din sapağında yanlış yönü seçmezseniz, felsefeköyde sorabilirsiniz. herkes öyle yapıyor dostum. :)
yani bugünkü siz, dünkü siz değilsiniz ki. çocukluğunuzla olduğu kadar bir fark, dünden bugüne olmadı diye hiç değişmediğinizi mi sanıyorsunuz.. hayatı sadece o günkü kendinizden ibaret sanmayın. siz, sadece değişe değişe yaşayan bir formsunuz. hatta o formlardan sadece bir tanesisiniz.. sadece bebeklikle başlayan formunuzu kendiniz olarak görüyorsunuz. bebekliğiniz öldü. çocukluğunuz ve gençliğiniz de.. hayat bitmiş miydi: hayır. kaçınılmaz değişim ve dönüşüm, yaşlılığınızı da bitirecek birgün.. ve bebekliğinizden önceki hayatınıza döneceksiniz. hepsi bu..
ne siz hayatı aldatıyorsunuz, ne de hayat sizi.. ( peki tüm bunlar niçin mi oluyor o zaman. neden mi yaşanıyor bunca şey.. din sapağında yanlış yönü seçmezseniz, felsefeköyde sorabilirsiniz. herkes öyle yapıyor dostum. :)
devamını gör...