zaman tüneli

yerine sevemem.

iyi yayınlar efenim.

yurdum entellektüelinin sorunu, eğitimi oranında kibir sahibi de olmasıdır. o yüzdendir ki doktorların sosyal medya hesap isimlerinin başında "dr" ve profesörlerin isinlerinin başında "prof" kısaltması bulunur. bu sayede, söyledikleri her sözün doğru kabul edilmesini ve ünvanlarından dolayı saygı gösterilmesini beklerler.
şengör'ün sorunu da yaklaşık olarak budur. adam uzmanlık alanı dışında her konuda, herkes yarışacak bilgiye sahip olduğunu düşünüyor ama hiçbir zaman o konunun uzmanıyla yan yana gelmiyor.

anthony giddens'ın geliştirdiği toplumsal kuramdır. yapılaşma kuramında yapı ve faillik bir düalizm (ikilik) değil bir düalitedir (ikili). birbirlerini üretirler. bireylerin eylemleri evet yapı tarafından sınırlanır, ama söz konusu yapıyı zaman ve mekan boyunca üreten ve yeniden üreten de yine bu eylemlerdir.

topluma zaman ve mekan boyutu bakımından daha yakını gösteren bir lensle baktığınızda yani zoom in yaptıkça bireysel faillikleri, tam tersi zoom out yaptıkça sistemleri görürsünüz. işte bu sistem, yapı dediğimiz esasında bireysel ve kurumsal eylemlerin zaman ve mekan içinde kristalleşmesidir. bireysel faillikler gündelik yaşamdaki pratikler vasıtasıyla görece kalıcı ve yavaş değişen sistemleri oluştururken, sistemler de zaman ve mekan içinde bu eylemleri sınırlandırır ya da önünü açar. yani etki iki yönlüdür.

yapı eylemleri kaynaklar ve kurallar ile biçimlendirir. zaman ve mekan boyunca kristallesip sistemleşen pratikler yani yapı, anlamsal kurallar (dil, sembol, söylem) ve normatif kurallar (doğru yanlış, uygun uygunsuz, ahlaki gayri ahlaki) biçiminde kendini göstererek eylemleri sınırlandırır. ayrıca otorite kaynakları (güç) ve tahsis kaynakları (maddi kaynaklar, teknoloji) yoluyla da eylemlere güç verir. bu kurallar ve kaynaklar böylece istikrar ve değişimi üretir. eylemler ise eyleyenlerin, toplumsal sistemlerin pasif kurbanları olmaması, yani bilinçli eyleyenler olması, kendi ajandalarını takip edebilmeleri, ayrıca eylemlerinin planlı olmayan sonuçları ile yapının yeniden üretimde rol oynar.

giddens'ın en büyük uğraşı sosyoloji bilimindeki temel düalizmleri aşmak olmuştur. onun ünlü yapılaşma kuramı (structuration theory) bu girişimin tecessüm etmiş halidir adeta.

uzuuuuuuun bir aradan sonra yayında. yine efso bir müzik dinletisi…

kibirden kaynaklıdır.

ilk söyleyişi de değil (bkz: carl sagan sahtekar)

celal şengör'ün bilgi birikimiyle boy ölçüşmek elbette haddim değil, ancak gerçekten bilgili olan ve mütevazı olan insan, bu şekilde apaçık hakaretler etmez. görüşüne katılmayabilirsin, aynı filozoflar da birbirleriyle görüş ayrılıkları yaşamıştır ancak o filozoflar bile birbirine salak, sahtekar dememiştir.

oturduğu yerden salak, sahtekar, mal deyip geçmesi açık ve net kibirden kaynaklıdır.

eşcinsellerin başkenti olarak bilinen şehirde yaşadığım için sıklıkla karşılaştığım durumdur. arada tadını kaçıranlar dışında, büyük kısmı sadece şansını deneyip yoluna devam ediyor.
tadını kaçıranların geneli kendi ülkelerinde uzun süre gizli eşcinsel olarak hayatlarına devam eden, bu yüzden de herkesi gizli eşcinsel sananlar oluyor.

bilerek kayboluyorum
belki biri bulur diye

benim de başıma geldi. eskiden benim de gay olduğumu ama sakladığımı düşünüyormuş ve hoşlanıyormuş o zamanlar. hala yakın arkadaşım.

güzel bir şey bence. en azından durumunun farkındasın sonraki aşama buradan çıkış yolu aramak olur. kaybolduğunu bile anlamazsan asıl o zaman sıkıntı olur.

ben olsam utanırım bu ne biçim erkeklik
hem cinsine ilgili hem de ibne herkesten

x gönderisindeki müzikleri dinledim, bana çalıntı gibi gelmedi. sadece benzer tınılar var, biraz özenilmiş. zaten bu tınılar da yaygın olarak kullanılan tınılar.

benim düşüncem bu, yanlışım varsa söyleyin.

edit: bazıları benzemiyor ama bazılarında da kör göze parmak benzerlikler var (tulum gibi). şu an gökhan kırdar %100 haklı diyemem, %100 haksız da diyemem.

bazı müzikler yabancı olduğu için, muhtemelen o ülkelerin de mahkemeleri bununla ilgilenecek. davalar sonuçlansın, o zaman gerçek ortaya çıkar.

tiryakiyken bunu başarabilen insan hayatta bir çok zorluğu da yenebilecek iradeye sahiptir. karahanlı başarınızı takdir ediyor ben de ediyorum.

daha önce birkaç kez yıkılmıştır ya da yıkılmanın eşiğine gelip dönmüştür, güçlendiğini düşünüyordur.

bu birkaç kez ikonik şekillerde başıma geldi ama asıl mevzu en yakın arkadaşımın bunlardan birine verdiği tepkiydi:
kardeşim, kadın erkeği zaten beğenir. önemli olan erkeğin erkeği beğenmesi*.

arkadaşım sanırım haftaya olmayacak o yüzden ona biraz acele bir yılbaşı hediyesi hazırlamaya çalıştım, güzel oldu sanki ha?

ama sen çok ama çok ama çok hoş geldin… ne iyi ettin…

günde birbuçuk paket içerken tam 18 yıl önce hiç beklemedigim bir anda iş iddiya bindi, zart diye bıraktım. ilk birkaç ay kafamı duvarlara vurdum baş ağrısından ama içmedim. bunca yıl geçti, hala canım istiyor.

bir seferde değil, birkaç kez başıma geldi.
kimseyi seçimlerinden dolayı kınamam. sonuçta bana zorla birşey yaptıran yok. gülüp geçtim.