zaman tüneli

bana karşı hep böyleler.


dm'den
selam

selaaaam

orda mısın?

öldü sanırım :(

arkadaşlarım bu sıralar çok fazla küfür ettiğimi söylüyor.
"aaa hiç farkında değilim" diyorum da küfürsüz yaşanabiliyor mu ya şu dönemde?

ekşi dediğimiz yer içinde kaliteli, özgün ve sayılı insanın yazmış olduğu ciddi bir platform olsa belki buna katılırdım.. içinde sayısını bilemeyeceğim kadar mal var.

sanırsın çok önemli bir dergide yazar..

gün boyu yattım. mutluyum.

sevdadandır demiştir annesi aldırma, sigaranın dumanına sar o zaman da geçer.

o değilde, şu girdideki: #3824653



toplanak marks'a allah diyek o zaman.

şengör, popper okuduğu için öyle diyor. popper çok sağlam eleştirir hegel'i, ancak böyle hakaret etmez. ayrıca bkz #461424

marka giyinince kendini bir halt zannetmekten öteye gidemeyen davranış şeklinin aynısıdır . insana hiçbir şey de katmaz. nerede yazarsanız yazın , önemli olan kendinizi ifade edebilmeniz. başka bir teferruata gerek yok.

uygulama kapsamında gittiğimiz balık tesisinde* karadeniz alabalığını sağdım yumurtasını.

kuyruktan iyi kavrayıp hafif bükmek lazım, ardından başı yukarıda olacak şekilde hafifçe zorlamadan baskı yapıyorsunuz kendiliğinden geliyor su maymunu gibi.

bu işlemleri detaylıca sonra tanım olarak yazarım üşenmez isem. balık türüne göre prosedürler değişiyor biraz.

13 kişi * olunca herkes yapamayacaktı,(her balıkta yumurta olgunlaşmış olmuyor.)
teorik ön bilgilendirme sonrası balıkların sağımına giderken hemen önden gidip abiye ben uygulama için istekliyim diyip ufacık bir manipülasyon yapmış olabilirim. sınıfın tek güzel kızından sonra (aslında yine ilk beni çağıracaktı onu anladımda kızlar önde olunca öyle başladı, sonra 2. de direkt beni çağırdı. (ardından başkalarına sordu, sonuç olarak 3 kız ve benle beraber 3 erkek sağım yapabildi. ) işte bu yüzden hayatta aktif ve gerekirse ufak psikolojik hilelerden yararlanmak sizi öne çıkarır. hayatta şans vardır evet ama şanstan çok bireysel çaba vardır. ben o ufacık sohbeti yapmasam, belki tipimden belki o an ki pasifliğimden hiç yapamayacaktım. bu arada hocanın numarasınıda aldım, işini severek yapan insanları seviyorum. stajıda burada yaparım belki. bu hayat pasif duranları sevmiyor, atik olacaksın ki fırsatlar oluşsun.
sonuna kadar okuyan işsiz arkadaşlara özel neredeyse kaçacağı (ama tabii ki muhteşem reflekslerim sayesinde kaçamadı.) anı

sandığınızdan daha güçlü ve diğer arkadaşların çoğu düşürdü.

ülke, şehir seçerek aksan dinleyebileceğimiz site.
yeni öğrendim ve türkiye kayıtlarında acayip güldüm. sivas'taki ses kayıtlarında millet havlamış. *
tık tık

o bok çukurunda yazar olmanın anlamı da yok, enayi gibi kimsenin görmeyeceği şeyleri yazıp sıra beklemenin de anlamı yok deyip kapattım çaylak hesabımı.

emin olun, kullanıcı sayısı daha yüksek olsa normal sözlük oraya bin basar.

hayata dair iç burkan detaylardandır. neyse işte, doruklara sevdalanıp, ağladıkça geçer herhalde.

salak zaten.

siyasi tanımlarını beğeniyorum, duyarlı bir genç.
bir de voleybol ve voleybolcu seviyor. (bkz: abi seviyorsan git konuş bence) )

ateş ve su oyunu, basit gibi görünen ama oynadıkça insanı içine çeken nadir tarayıcı oyunlarından biri. özellikle iki kişi oynandığında ortaya çıkan iş birliği hissi oyunu keyifli kılıyor. bulmacalar zekice düşünülmüş, ancak ilerleyen bölümlerde tekrar hissi biraz artabiliyor.

lise 1de fizik hocası tek tek yanına çağırıp sınav kağıdını kontrol edip notlarımızı açıklıyordu. sınavdan hiç ümidim yok ama mecbur çağırdığı için gittim yanına. kontrol etti vs notumu toplayıp söyleyecek, kağıdın ön sayfasını toplarken 20li bi sayı söyledi yanlış hatırlamıyorsam. ben de o an zannettim ki aldığım tüm not o, ağzımdan bi fısıltı misali "has****ir" çıktı kadının yanında. kadın şoka girdi, "ney ney ney" falan diye bir şaşkınlıkla bağırdı, "bir daha duymayayım" falan diye uyardı. benden hiç beklemediği için aşırı şaşırmıştı ama bir şey dememişti sonrasında.

ama bu sınıf arkadaşlarım arasında uzun süre dalga malzemesi olarak kullanıldı, o zamanlar troll face capsleri modaydı, facebookta sınıf grubunda bunun capsini falan yapmıştı arkadaşım.

modern orduların atası sayılabilecek ilk düzenli orduyu kuran asurlulardır.askerde çokça yapılan askerligi bulana yönelik küfürlerin muhattabı da bu noktada asurlulardır.

(bkz: 8)

sözlüğün ilk zamanları ortalama yaş 20 ile 30 arasındaydı. hatta yaşlılar gitsin kampanyaları düzenleniyordu.*
gelinen nokta, kampanyalar ters döndü, sözlüğün yaşı büyüdü..
şimdilerde tahmini 40 yaş ortalamasındadır.

bugün saygını yitirmişsin cuzzie..

gerçek dalton kardeşler...
başarısız bir soygun girişiminin ardından sokakta vurularak öldürüldüler; cesetleri, kasaba halkına ifşa edildi ve kanıt olarak 1 gün gösterildi.
fotoğraflar çekildiğinde ve tarih sonucu kaydettiğinde, görüntü anın kendisinden daha büyük bir anlam kazandı.

sonraki yıllarda maurice de bevere (1 aralık 1923 - 16 temmuz 2001), belçikalı çizer goscinny ile beraber hazırladığı red kit (lucky luke) serisini komedi karikatür olarak yayınladı ve halk tarafından yoğun ilgi gördü ve 1971 yılında çizgi film olarak da gösterime girdi ve hasılat rekorları kırdı ve günümüze kadar ulaşmasını sağladı.

kaynak washington post old history..