1.
türk halkının kitap okumama nedenleri
yine develi söylemi akla getiren başlıktır. neremiz düzgün ki, kitap okuma oranımız yüksek olsun. yıllardır öğretmenlik yapan biri olarak bu konuda gerçekten çok çabaladığımı söyleyerek başlamak isterim.
öğrencilerime özellikle roman -türk ve dünya edebiyatının kendi seçkimce en kolay okunur ve nitelikli eserleri- okutabilmek için listeler hazırladım *. özel sorular düzenledim, sınavlar yaptım ve bunları not olarak işledim. şurası önemli; (bu konuyu (bkz: türk eğitim sistemi) içinde ayrıca yazacağım) birey olarak öğrencinin yaradılışı ve o güne kadar onu var eden her şey.
kimi öğrencim bu listeyi neredeyse kutsal bir saygıyla korur, listedeki kitapları okur ve her fırsatta yanıma gelip okuduklarını benimle paylaşmak isterken, kimi öğrencim (büyük çoğunluk) hep işin dalgasında, hep katakulli çevirerek kaçış peşinde, yaptığım roman sınavlarında da kopya çekme derdindeydi. bu o kadar saçmaydı ki, roman seçimi sene başında yapılıyor, seçtikleri romanları satın almaları isteniyor (maddi durumunu uygun olmayan öğrencilere seçtikleri kitapları ben sağlıyordum.), dönem sonuna kadar bekleniyor, romanları okuyup okumadıkları sürekli takip ediliyordu. (ve sınavda kitapları yanlarında getirip takıldıklarında bakabiliyorlardı.)
belki yararlanabilecek birileri çıkar, ben de kendimi faydalı hissederim diyerek bu sınavların bir örneğini burada paylaşayım:
okunan romanların değerlendirilmesi
1. okuduğunuz romanın adı ve yazarı:
2. hatırladığınız kadarı ile okuduğunuz roman yaklaşık kaç sayfadır? okumanız ne kadar sürdü? hangi aralıklarla, hangi zamanlarda okudunuz? özellikle tercih ettiğiniz bir zaman dilimi var mıydı?
3. romanın başkahramanı ve yardımcı kahramanlardan birisi arasındaki ilişkiyi kısaca yazınız.
4.romanın başkahramanının ya da yardımcı kahramanlardan birinin fiziksel ve ruhsal portresini detaylarıyla anlatınız. (dış görünüş ve karakter özellikleri)
5.romanın geçtiği mekan(lar); ülke(ler), şehir(ler), romanda en çok karşılaşılan mekan(lar) (okul, ev, apartman, dükkan, kahve……….vb gibi) ne(ler)dir?
6.roman hangi yüzyıl içinde, hangi mevsim(ler)de, ay ve günlük zaman dilimi olarak özellikle hangi zamanlarda geçmektedir?
7.romanın en çok etkilendiğiniz bir sahnesini kısaca anlatınız.
8.romandaki karakterlerden en çok hangisini beğendiniz, neden?
9. siz ‘kahraman’ın yerinde olsanız ne yapardınız?
10.yazarın öykünün baş kişisine ve diğer kişilere bakış açısı nasıldı? (yazar, sizi kişileri sevme ya da nefret etme konusunda yönlendiriyor muydu?)
11.romanın genel anlamda okuyucusuna iletmek istediği bir ‘mesaj’ı var mıydı, genel anlamda bir ana düşüncenin varlığından söz edilebilir mi, cevabınız ‘evet’se bu ana düşünce nedir?
12.romandan çıkaracağınız yargılardan hangisini ya da hangilerini kendi yaşantınıza uygulayabilirsiniz?
(bu soruyu, romandan çıkardığınız bu yargı ya da yargıları yazarak “evet, yaşantıma uyguladım ya da uygulamayı düşünüyorum.” şeklinde de cevaplayabilirsiniz.)
13.romanı dil ve anlatım yönünden nasıl buldunuz? kısaca değerlendiriniz.
14.romanın anlatımı (ben merkezli anlatım; '1.tekil kişi anlatımı’, 3. kişi anlatımı, yani; a) fotoğrafik anlatım b) ilahi bakış açılı anlatım--> kahramanların kafalarının içinden geçenleri bile bilen anlatım) hakkında bilgi verin.
15. romanın türü hakkında bilgi verin. (tarihi roman, köy romanı, töre romanı, macera romanı, polisiye roman, aşk romanı,…….vb. gibi.)
16.romanın oluşturulma şekli nasıldır? (anı, günlük, mektup, yer yer geri dönüşler, klasik akış içinde…..vb. gibi.)
17.romanı genel anlamda nasıl buldunuz? romanın beğendiğiniz ve beğenmediğiniz yönlerine ait somut iki tane örnek vererek anlatınız.
18.romanı siz yazsanız böyle mi yazardınız, böyle mi bitirirdiniz ve neden?
19.romanı, okumaları için başkalarına da önerir misiniz, neden?
(bu çalışma; sizin, bilgi, kültür, anlama, anlatım, yorumlama, değerlendirme becerilerinizde daha iyi ve daha ‘zengin’ bireyler olabilmeniz, hayatı daha kolay algılayıp daha doğru kararlar verebilmeniz, ilişkilerinizde daha tutarlı ve daha ‘adil’ olabilmeniz, ‘empati’ kurabilmeniz ve bunu gündelik yaşantınız içinde kullanabilmeniz, ……………….. ve daha sayılamayan pek çok nedenle yaptırılmıştır. umarım bunun farkındasınızdır ve size gerçekten yararlı olabilmiştir ve dilerim ‘okumak’ sizde bir alışkanlık yapar, sizler bu ‘eylem’i hiç bırakmadan, sevgiyle ve isteyerek devam ettirirsiniz. inanın bana, okursanız, daha iyi anlarsınız, daha iyi yazarsınız ve ‘derd’inizi daha rahat anlatırsınız.sevgilerimle.. )
diyerek de bitiriyordum sınavı, ertesi ders soruyordum; "sonunda sizin için yazdığım satırları okudunuz mu?".
cevap yüzde seksen beş "hayır" oluyordu. (haa, bakın şöyle de bir şey var, siz öğrenciyi korkutmamışsanız, size karşı her zaman dürüsttür.) okuyanlar belliydi zaten; soruların altındaki onlara seslenen satırların altına minik yorum cümlelerinden, ilginç çizimlerden -gülen surattan tutun da, 'sıkıntıdan geberttiniz hocam'a kadar- ve bazen de 40 dakikada bu sorularla hala derdini tam olarak anlattığına inanmayıp devam etmek için ek süre isteyip, buna izin vermezsem kızanlardan.....
birey....birey....
keşke sınıflar o kadar kalabalık, ders saatleri o kadar arka arkaya ve angarya işler o kadar çok olmasaydı..
öğrencilerime özellikle roman -türk ve dünya edebiyatının kendi seçkimce en kolay okunur ve nitelikli eserleri- okutabilmek için listeler hazırladım *. özel sorular düzenledim, sınavlar yaptım ve bunları not olarak işledim. şurası önemli; (bu konuyu (bkz: türk eğitim sistemi) içinde ayrıca yazacağım) birey olarak öğrencinin yaradılışı ve o güne kadar onu var eden her şey.
kimi öğrencim bu listeyi neredeyse kutsal bir saygıyla korur, listedeki kitapları okur ve her fırsatta yanıma gelip okuduklarını benimle paylaşmak isterken, kimi öğrencim (büyük çoğunluk) hep işin dalgasında, hep katakulli çevirerek kaçış peşinde, yaptığım roman sınavlarında da kopya çekme derdindeydi. bu o kadar saçmaydı ki, roman seçimi sene başında yapılıyor, seçtikleri romanları satın almaları isteniyor (maddi durumunu uygun olmayan öğrencilere seçtikleri kitapları ben sağlıyordum.), dönem sonuna kadar bekleniyor, romanları okuyup okumadıkları sürekli takip ediliyordu. (ve sınavda kitapları yanlarında getirip takıldıklarında bakabiliyorlardı.)
belki yararlanabilecek birileri çıkar, ben de kendimi faydalı hissederim diyerek bu sınavların bir örneğini burada paylaşayım:
okunan romanların değerlendirilmesi
1. okuduğunuz romanın adı ve yazarı:
2. hatırladığınız kadarı ile okuduğunuz roman yaklaşık kaç sayfadır? okumanız ne kadar sürdü? hangi aralıklarla, hangi zamanlarda okudunuz? özellikle tercih ettiğiniz bir zaman dilimi var mıydı?
3. romanın başkahramanı ve yardımcı kahramanlardan birisi arasındaki ilişkiyi kısaca yazınız.
4.romanın başkahramanının ya da yardımcı kahramanlardan birinin fiziksel ve ruhsal portresini detaylarıyla anlatınız. (dış görünüş ve karakter özellikleri)
5.romanın geçtiği mekan(lar); ülke(ler), şehir(ler), romanda en çok karşılaşılan mekan(lar) (okul, ev, apartman, dükkan, kahve……….vb gibi) ne(ler)dir?
6.roman hangi yüzyıl içinde, hangi mevsim(ler)de, ay ve günlük zaman dilimi olarak özellikle hangi zamanlarda geçmektedir?
7.romanın en çok etkilendiğiniz bir sahnesini kısaca anlatınız.
8.romandaki karakterlerden en çok hangisini beğendiniz, neden?
9. siz ‘kahraman’ın yerinde olsanız ne yapardınız?
10.yazarın öykünün baş kişisine ve diğer kişilere bakış açısı nasıldı? (yazar, sizi kişileri sevme ya da nefret etme konusunda yönlendiriyor muydu?)
11.romanın genel anlamda okuyucusuna iletmek istediği bir ‘mesaj’ı var mıydı, genel anlamda bir ana düşüncenin varlığından söz edilebilir mi, cevabınız ‘evet’se bu ana düşünce nedir?
12.romandan çıkaracağınız yargılardan hangisini ya da hangilerini kendi yaşantınıza uygulayabilirsiniz?
(bu soruyu, romandan çıkardığınız bu yargı ya da yargıları yazarak “evet, yaşantıma uyguladım ya da uygulamayı düşünüyorum.” şeklinde de cevaplayabilirsiniz.)
13.romanı dil ve anlatım yönünden nasıl buldunuz? kısaca değerlendiriniz.
14.romanın anlatımı (ben merkezli anlatım; '1.tekil kişi anlatımı’, 3. kişi anlatımı, yani; a) fotoğrafik anlatım b) ilahi bakış açılı anlatım--> kahramanların kafalarının içinden geçenleri bile bilen anlatım) hakkında bilgi verin.
15. romanın türü hakkında bilgi verin. (tarihi roman, köy romanı, töre romanı, macera romanı, polisiye roman, aşk romanı,…….vb. gibi.)
16.romanın oluşturulma şekli nasıldır? (anı, günlük, mektup, yer yer geri dönüşler, klasik akış içinde…..vb. gibi.)
17.romanı genel anlamda nasıl buldunuz? romanın beğendiğiniz ve beğenmediğiniz yönlerine ait somut iki tane örnek vererek anlatınız.
18.romanı siz yazsanız böyle mi yazardınız, böyle mi bitirirdiniz ve neden?
19.romanı, okumaları için başkalarına da önerir misiniz, neden?
(bu çalışma; sizin, bilgi, kültür, anlama, anlatım, yorumlama, değerlendirme becerilerinizde daha iyi ve daha ‘zengin’ bireyler olabilmeniz, hayatı daha kolay algılayıp daha doğru kararlar verebilmeniz, ilişkilerinizde daha tutarlı ve daha ‘adil’ olabilmeniz, ‘empati’ kurabilmeniz ve bunu gündelik yaşantınız içinde kullanabilmeniz, ……………….. ve daha sayılamayan pek çok nedenle yaptırılmıştır. umarım bunun farkındasınızdır ve size gerçekten yararlı olabilmiştir ve dilerim ‘okumak’ sizde bir alışkanlık yapar, sizler bu ‘eylem’i hiç bırakmadan, sevgiyle ve isteyerek devam ettirirsiniz. inanın bana, okursanız, daha iyi anlarsınız, daha iyi yazarsınız ve ‘derd’inizi daha rahat anlatırsınız.sevgilerimle.. )
diyerek de bitiriyordum sınavı, ertesi ders soruyordum; "sonunda sizin için yazdığım satırları okudunuz mu?".
cevap yüzde seksen beş "hayır" oluyordu. (haa, bakın şöyle de bir şey var, siz öğrenciyi korkutmamışsanız, size karşı her zaman dürüsttür.) okuyanlar belliydi zaten; soruların altındaki onlara seslenen satırların altına minik yorum cümlelerinden, ilginç çizimlerden -gülen surattan tutun da, 'sıkıntıdan geberttiniz hocam'a kadar- ve bazen de 40 dakikada bu sorularla hala derdini tam olarak anlattığına inanmayıp devam etmek için ek süre isteyip, buna izin vermezsem kızanlardan.....
birey....birey....
keşke sınıflar o kadar kalabalık, ders saatleri o kadar arka arkaya ve angarya işler o kadar çok olmasaydı..
devamını gör...