oldukça zor olduğunu düşündüğüm durumdur. hatta bazen imkansız olduğunu düşünürüm. hiçbir zaman şairin dünyasına vakıf olunamayacağını düşünüyorum.
şiir; ölçüden, imgeden, kafiyeden ibaret değildir..
devamını gör...
şiir nedir?

şiirin tek bir tanımı yoktur. hatta biraz abartarak söyleyelim; şiirin, şiiri tanıyıp, bilenlerin sayısı kadar tanımı olabilir. nedir şiiri bu kadar 'özel' kılan? şiiri bilen insan sayısı kadar tanımı olmasını sağlayan?

ben bugün, şiirin edebi tanımları üzerinde durmayacağım. şiiri tıpkı öğrencilerime anlatır gibi, 'formülleştirerek' anlatmaya çalışacağım.

şiir kısaca; ses + imaj/imge'dir.

şimdi 'ses'le neyi kastettiğimizi açalım:

ses aslında şiirin biçimine ait her şeydir; şiirin nazım şekli, şiirin nazım birimi, şiirin ölçüsü, şiirin kafiye dizilişi, şiirin kafiye ve varsa redifleri, şiirdeki bilinçli ses tekrarları; aliterasyonlar ve asonanslar.....

şiirde, imge/imaj nedir onu açalım şimdi de:

imge/imaj dediğimiz şey, şiire ait her türlü anlamsal/bağlamsal niteliktir. yine formülize ederek açıklamaya çalışırsak:

şiirleri; şiirin konusu, şiirin ana duygusu -theme/tema-, şiirin -eğer varsa- vermek istediği mesaj, şiirde kullanılan edebi sanatlar, şiirin imge dünyası (şiiri okuduğumuzda gözümüzde canlananlar), şiirde kullanılan sözcüklerin seçimi (dil ve anlatım)... özellikleriyle irdelediğimizde ortaya koyduğumuz her şeydir.

şimdi, yukarıdaki açıklamaları okuyanlar "bu da nedir, yazar bize ne anlatmaya çalışıyor?" diyebilirler.
bu soruya çok basitçe bir cevap verirsek, lisedeki edebiyat derslerinde ve üniversitelerdeki 'dil' bölümlerinde, bir şiir inceleneceği zaman yukarıdaki kriterlerden hareket edilir. bu kişiler -öğrenciler (?)- için şiir, yalnızca 'ruhlarında fırtınalar estiren bir söz mucizesi' değildir. onlar bir şiiri yukarıda saydığım kıstaslar çerçevesinde didik didik ederler.

belki siz de bundan sonra bir şiiri okurken, yukarıya yazdıklarımı hatırlar ve şiire bir de bu çerçeveden bakarsınız.

not: ilerde bu yazdıklarımı, örnek bir şiir üzerinde göstermek, şiiri bu formüle uygun olarak incelemek istiyorum.
devamını gör...
uzun süredir düşündüğüm bir şeydi bir şiir üzerinde şiiri incelemesi yapmak. daha önce şiir inceleme başlığında yazmıştım. onları önce burada bir tekrarlayalım ki, okuyacak olanlara kolaylık olsun:
şiir nedir?

şiirin tek bir tanımı yoktur. hatta biraz abartarak söyleyelim; şiirin, şiiri tanıyıp, bilenlerin sayısı kadar tanımı olabilir. nedir şiiri bu kadar 'özel' kılan? şiiri bilen insan sayısı kadar tanımı olmasını sağlayan?

ben bugün, şiirin edebi tanımları üzerinde durmayacağım. şiiri tıpkı öğrencilerime anlatır gibi, 'formülleştirerek' anlatmaya çalışacağım.

şiir kısaca; ses + imaj/imge'dir.

şimdi 'ses'le neyi kastettiğimizi açalım:

ses aslında şiirin biçimine ait her şeydir; şiirin nazım şekli, şiirin nazım birimi, şiirin ölçüsü, şiirin kafiye dizilişi, şiirin kafiye ve varsa redifleri, şiirdeki bilinçli ses tekrarları (aliterasyonlar ve asonanslar).....

şiirde, imge/imaj nedir onu açalım şimdi de:

imge/imaj dediğimiz şey, şiire ait her türlü anlamsal/bağlamsal niteliktir. yine formülize ederek açıklamaya çalışırsak,

şiirleri; şiirin konusu, şiirin ana duygusu (theme/tema), şiirin -eğer varsa- vermek istediği mesaj, şiirde kullanılan edebi sanatlar, şiirin imge dünyası (şiiri okuduğumuzda gözümüzde canlananlar), şiirde kullanılan sözcüklerin seçimi (dil ve anlatım)... özellikleriyle irdelediğimizde ortaya koyduğumuz her şeydir.

şimdi, yukarıdaki açıklamaları okuyanlar "bu da nedir, yazar bize ne anlatmaya çalışıyor?" diyebilirler.
bu soruya çok basitçe bir cevap verirsek, lisedeki edebiyat derslerinde ve üniversitelerdeki 'dil' bölümlerinde, bir şiir inceleneceği zaman yukarıdaki kriterlerden hareket edilir. bu kişiler (öğrenciler?) için şiir, yalnızca 'ruhlarında fırtınalar estiren bir söz mucizesi' değildir. onlar bir şiiri yukarıda saydığım kıstaslar çerçevesinde didik didik ederler.

belki siz de bundan sonra bir şiiri okurken, yukarıya yazdıklarımı hatırlar ve şiire bir de bu çerçeveden bakarsınız.

zamanı oy, sesini sakla; bir ahmet erhan şiirini bu izlekler eşliğinde incelemek istedim. önce şiir:

zamanı oy, sesini sakla...unutulmasın
tarih düşür her yazdığının altına
aynaya bak, yüzünü göm...unutulmasın
bir gün küllerin savrulur nasılsa

bence sen bir günlük tutmalısın
solgun güller kurutarak yapraklarında
yağmurda yürü, izini koru...unutulmasın
toprağı eşeleyen çocukların avuçlarında

şimdi kentlerin yalın-kılıç yalnızlığındasın
geçtiğin kırmızı, durduğun yeşil...unutulmasın
dimdik önündesin bir fotoğraf karesinin
o fotoğrafta hiç sarı kullanılmasın

iyi çocuk ol, acınla büyü...unutulmasın...
-------------------------------------------------

şiire önce 'ses' özellikleri açısından bakalım:
şiir, türk şiirinin özellikle 80 sonrası bir dönemine ait olduğu için herhangi bir nazım şeklinden söz etmemiz mümkün değil. tamamen serbest ve şairin kendi özgür biçemiyle kurduğu bir şiir. bu nedenle şiirde bir ölçüden de söz etmek mümkün değil.
şiir seslerden örüldüğü için şiirde bir kafiye şeması arayalım önce:
abab/abab/aaca/a
şiir üç dörtlük ve bir dizeden oluşmuş. her dörtlük şemalaştırırken harflerle işaretlediğimiz gibi benzer seslerle örülmüş. ana ses, olumsuz emir kipi 3. tekil şahısla kurulmuş: unutulmasın!
kafiye ve rediflere tek tek bakarsak;
1. dörtlükte: unutulmasın sözleri redif.
altına ve nasılsa sözcüklerinde ise 'a' sesleri yarım kafiye.
2. dörtlükte: tutmalısın ve unutulmasın sözcüklerindeki 'sın' sesleri arasında zengin kafiye var. çünkü, 'tutmalısın'daki 'sın'-->gereklilik kipinin ikinci tekil şahsı. 'unutulmasın'daki 'sın'-->emir kipi üçüncü tekil şahıs. yani aralarında herhangi bir anlam ya da görev benzerliği yok. sadece ses benzerliği olduğu ve üç ses benzediği için de zengin kafiye diyoruz.
3. dörtlüğe gelince: birinci dizedeki yalnızlığındasın sözcüğündeki 'sın' ikinci tekil şahıs eki. üçüncü ve dördüncü dizelerdeki, unutulmasın ve kullanılmasın sözcüklerindeki ortak sesler olan 'sın'lar ise emir kipi üçüncü tekil şahıs ekleri ve bu nedenle redif ama birinci dizedeki ses benzerliği bu redif ilişkisini bozduğu için bu üç dize arasında da zengin kafiye olduğunu söyleyeceğiz.
3. dörtlüğün üçüncü dizesindeki 'karesinin' sözcüğünü başka bir kafiye işareti ile işaretlemiştik. evet burada da kulağımıza benzeyen sesler çarpıyor ama diğer üçüyle herhangi bir kafiye ya da redif ilişkisi yok bu dize ile diğer dizeler arasında. sadece bir asonans ya da aliterasyon benzerliğinden söz edebiliriz.
ve şiir tek bir vurucu dize ile bitiyor, o dizedeki kafiye sesi de bütün şiir boyunca şiire hizmet eden aynı sözcüğün içindeki aynı ses--> 'sın' sesi.

bütün bir şiir boyunca bir öğüt ve emir karışımı ifade var; bu ifade emir kipiyle pekiştirilmiş ve şiirin ana sesinin 's' sesi olduğunu; şiirde en çok tekrar edilen seslerin, ünlülerde 'ü ve 'a' (asonans); ünsüzlerde 's' sesinin yanında, 'l', 't', 'n' ve 'ç' sesleri olduğunu söyleyebiliriz (aliterasyon).

bütün bu ses benzerliklerine ve aralarındaki ilişkiye bakarsak, şiirin her şeyden önce, bir dilde yaratılan seslerin mükemmel uyumu olduğunu söyleyebiliriz. işte tam bu nedenden ötürü de şiirin asla çevrilemeyeceğini, aynı konuda farklı bir dilde yeni bir şiir yazılacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
------------------------------------------
şimdi gelelim şiirin öz yönünden incelenmesine yani, anlamsal, imgesel incelemesine.
şiir incelemeleri aslında tam buradan başlar. bundan önce yazdıklarımız aslında sadece işin akademik öğretisidir ama bundan sonra yazacaklarımız herkesi ilgilendiren, şiiri şiir yapan her türlü hayal, duygu, anlam.......dır.

şiiri okuduğumuzda ilk hissettiğimiz, çocukluk anılarıyla harmanlanmış bir geleceğe bir şeyler bırakma kaygısı. son derece insani. son derece anlaşılır. hepimizde, her birimizde var olan bir duygu. öyle bir duygu ki, sözlüklere yazma nedenimiz de o, günlük tutmamız ya da fotoğraf çektirme nedenimiz de o.
geçici, kısacık ömürlerimizde bir şeylere tutunma, var olma isteği. benliğimiz.
aslında bizi biz yapan her şey, bütün duygularımız, yaşantımız, yaşadıklarımız....
hani geçmişe dönebilsek o zamanki bize, 'şu an' hakkında bir şeyler söylemek isteriz ya, hani 'keşke'lerimizi geçmişe dönüp yok etmek isteriz ya, hani o çocukluğun masum saflığındaki çocuğa, yaşadıklarının kıymetini bil, kendini koru, n'olur incinme demek isteriz ya, işte o duyguların hepsi bu şiirde var.
"şimdi kentlerin yalın-kılıç yalnızlığındasın
geçtiğin kırmızı, durduğun yeşil...unutulmasın
dimdik önündesin bir fotoğraf karesinin
o fotoğrafta hiç sarı kullanılmasın"
artık bugündür, bir yetişkin olarak yaşadıkların da kıymetli. ölüm, ah ölüm! evet, belki ölüm hep var ama ölümsüzlük de yok mu? yoksa bile unutulmamak. evet, o işte kesinlikle var. o zaman unutulmaz ol. öyle şeyler yap, öyle şeyler bırak ki, asla unutulma. işte ölümsüzlüğün formülü de bu. bunu bilerek yaşa.
şiirde olağanüstü imgeler, benzetmeler, mecazlar..... yok. var olanlar da o kadar açık ve net ki. gerçek çırılçıplak patlıyor suratlarımızda.

toprağı eşeleyen bir çocuk imgesinden, büyük kentte tek başına mücadele eden adam yalnızlığına kadar her sözcük bilinçli, kullanılan renkler bilinçli. eğer bir simge halinden söz edebilirsek yalnızca bu renkler bir şeyleri örterek anlatmış, yoruma açık diyebiliriz.

şiirler; bazen sırdaşımız, dert ortağımız, tesellimiz, ağlayışlarımız, umutlarımız, umutsuzluklarımız, sevinçlerimiz, coşkularımız, arzularımız, zayıflıklarımız, gücümüz, karanlık yanlarımız, bitmeyen isteklerimiz.........insanlığımız.

ben şaire, sevdiğim bir şarkı eşliğinde, bu kalp seni unutur mu diyorum.
devamını gör...
incelemek mi denir, yorumlama mı denir bilmiyorum ancak, bana göre yorumlama diyeyim. ben yorumlamayı çok severim. bu zamana dek blog sitemde de hem nazım hikmet'in bir şiirini hem de cemal süreya'nın bir şiirini yorumlamıştım. bayılıyorum böyle şiirlere dair uzun uzun yorum yapmayı, dizede ne açıklanıldığına dair düşünceler oluşturmayı. mükemmel histir, tavsiye ederim.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"şiir inceleme" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim