okan bayülgen in uykusuzlar kulübünün post truth bölümünü izleyince dikkatimi çekti, aslında söylediği şeyler, çok önemli konular, ama adam o kadar mimiksiz ve tonlamasız konuşuyorki, birazda donuk bir tipi var ama muazzam bir zeka, muazzam bir vizyon var o belli, yalnız kendisini dinletmesi için, diksiyon konusunu da halletmesi lazım, hakkında yazılanlara bakınca, konuşması herkesin dikkatini çekmiş, bende izlediğim ve okuduğum herşeyden sıkıldığım şu günlerde, boş modern sohbetler video serisine başladım, gerçekten nefes almadan izleniyor dinleniyor, dinledikçe her cümlesinden birşeyler öğreniyorsunuz, çünkü sizi bekletmiyor, içinden bir cümle çıkaracağınız 30 dakikalık bir konuşmayı dinlemiyorsunuz, her cümlesi esas mevzuyu söylüyor, normalde bende bir fikri, düşünceyi anlatan bir yazı yazıyorsam, tekrar okurum, gereksiz cümleleri çıkarırım, komple yazdığım cümlelerin hepsi bir şey söylesin isterim ama bu hemen olmaz,
bu adam konuşurken üst üste çok anlamlı, derin cümleler kuruyor, durup iyice anlamak üzerine düşünmek gerekiyor, yani hakkında hep yazılan, "sanki kitap okuyor gibi konuşması var" lafı, normalde insanların okuyup yazıp üzerine çalışıp, düzeltip, kontrol edip sunduğu kitapları düşünün, bu adamın normal konuşması bu seviyede, boş modern sohbetlerde de soru soruluyor, bir saniye filan düşünüyor, sonra tarihten giriyor, romanlardan örnek veriyor, magazinden bile haberi var, e tabi bu kadar zekaya, komikmiş de,
bugün izlediğim bir bölümde, mutlaka siyasete atılacağını söyledi, çok mutlu oldum, neden böyle genç akıllı insanlar siyasete girmiyorki zaten,
aşkla ilgili bir bölümde de o kadar iddialı konuştuki kendiside iddialı olduğunu belirterek, bilimsel olarak bir konuda bu kadar çok bilgi sahibi olmanın, uygulayabildiği anlamına gelmediğini ve kadınların kendisine aşırı ilgisinin olduğunu da belirtip, "ben zannettiğiniz gibi biri değilim" dedi, hemde baya detaylı belirtmesi dikkatimi çekmişti, sonra öğrendimki aslan burcuymuş, yine de bir aslan erkeğine göre gayet mütevazı birisi, şu diksiyonunu biraz düzeltse ve birazda kımıldasa konuşurken, daha çok insana ulaşacağını düşünüyorum, çünkü gözünü kırpmıyor, put gibi,
kişisel bir sempatisi, cazibesi de yok, ben çekici olmayan, güzel yada çirkin hiç farketmez, alımlı, gösterişli olmayan bir aslan burcu insanına ilk defa rastlıyorum doğrusu,
ama kafası süper, iki gündür izliyorum, dinliyorum, yarın koşa koşa gidip, nitche nin güç istenci kitabını alıcam, roman hiç sevmem, michel diye bir adamın soyadını unuttum "değişme" diye bir romanını tavsiye etti, feci halde merak ettim, bana bunları not alıp yazdırdı, beynim yandı açıkcası, kafasını çok beğendim, bu aralar yalın alpay mode on durumundayım, ve huyum kurusun kusana kadar izlerim okurum ederim, öyle rahatlarım.
25.04.2021
edit : +4 gündür izliyorum videolarını, sinan canan da benim gibi ağzı açık izlerken buluyormuş kendini (gerçek anlamda)
bu adamın karşısına oturmak için, söylediklerini bir defada anlayacak hızda bir algı lazım, karşısına oturanlara da bakıyorum, tamamını anlamıyorlar, çünkü çok uzun ve çok fiilli, dallı budaklı cümleler kuruyor, adam herkesten ileride... bayaa ilerde bir yerde,
birde çok ürkütücü, sabit standart bir ifadesi var, ama çok da sevecen birisi galiba, program partneri bay ilker için çok tatlı bir veda yazısı yazmış, beraber çektikleri videolarda da sık sık çok iyi arkadaş olduklarını, kendisini ve dostuklarını çok sevdiğini belirtiyor, zaten flu tv den ayrılmayı da istememiş, çok ilgi gördüğü ve oluşan potansiyeli kendi hesabına kullanmak varken... bir videoda kendisini romantik bohemlere yakın bulduğunu söylemişti, ben pek ihtimal vermemiştim ama, öyle görünüyor,
bugün atölye çalışmalarına baktım, online şeylerden pek hoşlanmıyorum ama en yakın zamanda kendisiyle tanışmak ve beyin fırtınası yapma isteği uyandırdı bende, çok enteresandır, merak ettiği araştırdığı bir konunun peşinde değilse, isimler ve başlıklar, rakamlar hiç aklında kalmıyormuş benim gibi, yalnız herkeste aynı şaşkınlık, kendisine birşey sorulduğunda, hiç düşünmeden, ara vermeden, o cevap hazırmı orda, bu konuda bir araştırmam olmadı daha önce, bunu hiç düşünmemiştim daha önce diyor, ama böyle bir sesli düşünmek yok yani, adamın normal muhabbetini kaydet, yaz, bastır, kitap olarak sat, o içerde, kafada neler varki, bunlar böyle "kolay" ve bu kadar "hızlı" yazıcıdan çıkar gibi... nasıl yani ya dedirtiyor insana... bir videosunda bazen bir hafta, bir şekilde hasbelkader, hiç kimseyle konuşmadığı zamanlar oluyormuş, ve bu bir kere iki kere değil, çok sık oluyormuş, bugün bir paylaşımında el yazısını gördüm, amatör olarak ilgilenmiştim bir ara, biraz inceliycem, abarttım bende farkındayım ama, insan dinlerken, sürekli bilgi akan bir şelalenin altında gibi hissediyor kendini, hani bir yeriniz ağrıyordur filan, birisi size biraz masaj yapıyım der, ve masaj da ne tatlı bir şeydir, hiç bitmesin istersiniz, ama o insanın sürekli o masajı sürdürmesi gerekir, yorucudur, işte tamda bunun gibi, bu adamın masaj yaparken sıfır enerji sarfettiğini düşünün, hem masaj yapan, hem hiç yorulmayan birisi gibi, sürekli bana masaj yapılıyormuş, yada her saniye çikolata yiyormuşum gibi hissettiriyor, bütün vücudu kas yapmış birinin ağırlıkları çok kolay kaldırması gibi, çok kolay ve hızlı düşünüyor, beyninin heryerini kullanıyor onu anladım, ama o biyonik tavır, o çok soğuk görünüyor, birini dinlerken donuyor, sanırım dinlediği şeylere tam odaklandığı için, şimdi yazarken aklıma geldi, uzaylı olabilir diye düşünüyorum (ciddi)
serdar kuzuloğlu ve agah aydın ı geçti şu an bende, ama açık konuşayım, yalın alpay ı biraz dinleyip ara verip, anlayıp düşünüp, sindire sindire devam etmek gerekiyor, çünkü cümleleri uzadıkça ağırlaşıyor, ve gerçekten onun konuşması benim algımdan hızlı, tamam o anlattığı şeyleri zaten biliyorda, ben çoğunu ilk defa duyuyorum, bu arada bir sürü kelime, bir sürü yeni kavram öğrendim, yoruldum sözlük yeminlen yoruldum, ama doymadım, bazen insan ne aradığını onu bulunca anlarmış ya, o hesap, bu yalın efendi, zaten karışık olan kafamı iyice açtı, şimdi serdar kuzuloğlu yavaş geliyor bana, az geliyor, benim çıta fena bir yerde değildi zaten, hayatım da, az zordu, çok iyi oldu, tamda güzel oldu böyle, süper oldu, farkı görürsünüz yeni tanımlarımda, az uzun yazıyordum, şimdi artık, sayfalarca, tanımlarca yazarım, görüyormusunuz yine sözlüğe yarayacak bu kadar mesai, helal olsun, yarasın :)
edit 2 : üstün zeka olarak doğduğunu bilmeyen yoktur heralde, zekası sanırım 7 yaşında en son 171 e çıkmış birisi, üniversiteyi bitirdiğimde iş bulamadım diyor bir sohbetinin arasında, dondum kaldım inanamıyorum, çağrı merkezinde çalışmış, iktisat mezunu, tarih sosyoloji yüksek lisanslı, doktoralı bir insan, bin tane kitabı okumuş "anlamış" bir insanın donanımı, yetkinliği, iş görüşmesinde nasıl farkedilmez, iş nasıl ona teklif edilmez... yine videolarından birinde, kendisine yeni gelir kaynakları yaratmak için senaryo atölyesine katılmış, ve orada biz fanilerden çok çok ileride bir yerde olduğu farkedilmiş,
gerçekten çocukluğundan itibaren, zekası, kapasitesi üstün bir insanın yanına, türkiye de sadece haber yapmak için gidiliyor, 7 yaşındaki çocuğa, ehe ühe şunu biliyomusun, bunu biliyomusun diye sormaktan öteye gidemeyen bir magazin için gidiliyor, her işin magazinini çıkarmakta ustayız, böyle bir insanın sıradışı durumu için sağlıklı bir destek yok, çünkü öyle bir bilinç yok, kendisi bile diyorki, "normal insandan tek farkım veriler arası daha çok bağlantı kurmam, bu kadarcık şey için afişe edilecek bir şey yok bence" veri dediği de normal bir insanın hayatı boyunca okuduğu kitabı 7 yaşında yemiş içmişlik... veri dediği uzay, hızlı bağlantı dediği de, mesela bir soru soruyorsunuz, yazıcıdan kitabı çıkıyor çıtır çıtır, o yani, veriler arası hızlı bağlantıya indirgemek zorunda bırakılmış... inşallah hepimizden intikam alır...
devamını gör...