21 ocak 2025 bolu kartalkaya otel yangını

bu ülkede ölmeden bir otele gidip tatil yapmak, bir restaurantta zehirlenmeden yemek yiyebilmek, yola çıktığında sağ salim eve dönebilmek, başımızı sokabildiğimiz evimiz eğer depremde yıkılmıyorsa şayet, bir lüks çünkü hayattayız.facialarda hayatlarını kaybedenler sadece bir rakam olarak kalınca bize içten içe üzülmekten başka bir şey kalmıyor. ölenler birinin babası, birinin evladı,birinin çocuğu, birinin annesi oysa. canımız hiç kıymetli olmadı ki.hadi baştan birlikte söyleyelim. coğrafya kaderdir.bizim yaşadığımız ve yaşananlara katlandığımız kader...

edit:ülke ismi vermeden tatil yaptığımız otelde bir metre derinliği olan havuz için cankurtarma simitine kadar her şey düşünülmüştü. söyleyeceklerim bu kadar…

öncelikle lanet olsun böyle bir ülkede yaşıyor olduğumuz için. insan hayatının bozuk para kadar bile olmadığı bir ülkede böyle vahim facialar olur, olmaya da devam eder.

konuyla ilgili de ben o otele 3 kere gittim. o otel 70'li yıllarda inşa edilmiş ve hiç değişmemiştir. iç ve dış kaplaması olduğu gibi ahşap olan bu otelde o yangından kurtulanların mucizeyi yaşadığını düşünüyorum.

bir geceliği 15, 20bin tl'den başlayan bir otele neden tadilat yapılsın değil mi? nasılsa para basıyor.

şimdi sigorta şirketinden alınacak parayla tekrar inşa edilecek. gözaltında olanlar akp bağlantılı ve rizeli olduğu için de en kısa zamanda serbest kalacaktır.

bu ülkede daha 3 sene önce 100binlerce insan enkaz altında kaldı. sorumlulardan kaçı tutuklu bir bakın bakalım.

kısacası! bu zihniyet bu ülkeden defolup gitmediği sürece daha çok insanımız kurban olacaktır.

ekmek almaya çıkıp ölüyoruz.
işe giderken ölüyoruz.
ayrılmak istediğimizde ölüyoruz.
işteyken ölüyoruz.
trafikte ölüyoruz.
evimizde, annemizin yanı başında ölüyoruz.
yorgun mermiyle evimizin bahçesinde ölüyoruz.
tatile gidip ölüyoruz.

zaten yaşamadığımız hayatta kaldığımız şu coğrafyada her an her yerde ölüyoruz.

ihmali olan herkesin beş parasız, aç kalmasını dilerim. para diyorum çünkü en sevdikleri şey o. en çok bu acıtır herhalde canlarını.

o malum söz yine geldi..
“bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın.”
yaşamak mucize oldu.. insanlar cehennemi yaşıyorlar. yaptırım yok, soruşturmalar geçiştirilir, unutulmaya çalışılır, tekrar tekrar aynı şeyler yaşatılır.. zor yaşamak çok zor...

yanarak can vermek ölümlerin en fenası sanırım. haberi gördüğümde yüreğim sıkıştı, görmezden geldim belki doğru değildir diye. millet olarak sınanmalarımız bi’bitmedi.

özgür danasına haber salında gelsin akapeye kırmızı kart göstersin
öyle dedi ya şuursuz, akapenin yolsuzluklarına kırmızı kart gösterecekmişiz,
akape bu...... almıştır münaasip bir huzur hakkını basmıştır izini
ölen öldü, kalan da niyazi.....................................
23 senedir bildiğin iş işte, akape.... al mamayı, bas imzayı.....
ali veli, veli ali.........................................

tiiizzzzz haber salın o özgür danasınaaaaa
yetişsinde kırmızı kart gçstersin akapeye

66 kişinin öldüğü söyleniyor ama konu hakkında yayın yasağı var.
51 yaralı var ama konu hakkında yayın yasağı var.
ihmaller zinciri var ama konu hakkında yayın yasağı var.
geceliği 30 bin tl olan otelde minimum düzeyde bile önlem yok ama konu hakkında yayın yasağı var.
otel konumu itibariyle bolu belediyesi sınırları içinde değil ama tanju özcan hakkında istenildiği kadar atılıp tutulabilir zira bu konuda yayın yasağı yok.
ölenlere rahmet, kederli ailelerine başsağlığı diliyorum. bu memlekette insan canının değeri pek yoktu, galiba artık hiç yok.

ulan adamlar göz göre göre ölüme gitmişler. kaç kişi öldü bilmiyorum ama bu tesisin yapılan kontrollerinde kimler yeterlidir belgesi verdiyse, kimler göz yumduysa hepsi ibreti alem için kurşuna dizilmeli. başka şekilde adam olmayız biz.

x.com/bosunatiklama/status/...

allah rahmet eylesin.
işin acı tarafı şu, bu oteller ucuz değil günlüğü 30 bin lira olduğu söyleniyor.
bu kadar pahalı olmasına karşın hiçbir önlem alınmamış, bu kadar rezil bir durum nasıl olabilir.
bahane olamaz ama hadi ucuz olsa, dersin ki bu paraya en fazla bu kadar olur. ama öyle değil.
çok ciddi bir sorumsuzluk var. insan canı bu kadar kıymetsiz mi. çok acı.
abd'de şehir yandı bu kadar insan ölmedi.
turizm sektörü, belediyeler, bakanlıklar rezalet. sorumlusu kimlerse hepsi en ağır şekilde cezalandırılmalı. maaş alıp parayı cukkalarken iyi değil mi? senin görevin denetlemekse sen de sorumlusun.

bu ülkede işçi olup madende, vatandaş olup meydanda bomba patlamasıyla, psikolojisi bozuk ya da karakteri bozuk bir insan tarafından bıçaklanarak ya da taranarak, otelde tatil yaparken çıkan yangında, inşaatta çalışırken iş kazasında, sokak köpeği tarafından parçalanarak, sokak kedisinden kuduz kaparak, kadın olup namus, ahlak gibi olaylar bahane edilip şişlenerek, gazeteci olup işkencede ölebilirsiniz. bu ülkede yaşam paradan altı sıfır atıldığında çıkarılan bozuk 1 kuruşlardan daha değersiz. diyeceklerim bu kadar.

çok acı bir hadise. hayatını kaybedenler nur içinde yatsın, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

büyük bir facia.
tatil dönemi, millet çoluk çocuk gitmiştir bahsedildiği gibi...
düşünemedim. gerçekten korkunç!
fakat maraş depreminde olduğu gibi yine gerçekler saklanacaktır, yalan rakamlar beyan edilecek ve ayrıca ölen kişilerin yakınları da muhtemelen tehdit edilecektir çenenizi kapatın diye.
yine gerçek sebeplere, gerçek sayılara ve aslında kimin ihmali olduğu bilgisine (eğer malum parti ile alakalı ise) kesinlikle ulaşamayacağız.
biri gidecekte kaçak video felan çekecek resim çekecek (belge resmi) felanda, medyaya sızdırılacakta... ölme eşşeğim ölme yani.
ha ihmal ola ki chp ile alakalı ise paramparça eder, içlerinden geçerler o ayrı. ucundan kenarından azcık dokunsun yeter.

toplu ölümler cumhuriyeti için sıradan bir hadise. sorumlular göstermelik ceza alacak. onun da çoğunu yatmazlar. millet unutmaya başlayınca dışarıdalar. olan zavallı masum insanlara oldu. bugün telefona çok az baktığım için geç öğrendim. çok üzüldüm. yazık o kadar insana. zenginler daha çok kazanacak diye olan hep halka oluyor. çok mu zordu oraya bir yangın söndürme sistemi kurmak? boku bokuna öldü insanlar. olan geride kalan ailelerine oldu. çok zor, çok üzücü. ecelimizle ölürsek çok şükür diyecek vaziyete geldik bu ülkede.

“bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın.” albert camus

yangın, kumpir, sahte alkol, patlama, deprem...
devlet hizmet etmek için var ama yazık valla insanlara...m. muratoğlu

yine yeniden camus'nun meşhur sözü. "bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın."

insan içini dökmek istiyor .kelime bulamıyor.
sebep olanlar da aynı acılarla ölsünler.

konuşulur bolca. iki gün sonra unuturuz. ders çıkarmadan kaldığımız yerden devam.

çalıştığım kurumdan üst düzey bir yöneticinin eşi ve kızı da oradaymış. ne yazık ki ikisi de şu an hayatta değiller.

ölümün yakınında oluşu, dışarıdan göründüğü şeklinden çok daha yıkıcı. hem de bu şekilde olması. hepimiz tanımadığımız insanların ölümlerine üzülüyoruz. ama yakınımıza kadar geldiğindeki hali, uzaktan seyrettiklerimiz gibi değil.

hastalık da böyledir. hiç başına gelmeyecek sanırsın. ben de hiç başıma gelmeyecek sanmıştım. kanser yüzünden 35 kilo kalmış babamı kucağımda taşıyıp, hastaneye götürürken bu gerçekle yüzleşmiştim. kemikleri vücuduma batıyordu. öyle ki canı yanmasın diye vücuduma değdirmeden taşımaya çalışıyordum.

hayat, bu şekilde, bir anda bambaşka bir gerçekle karşınıza çıkıyor. otelde neler yaşandığı ve otelde olanların neler yaşadığı ile ilgili hiçbirimiz empati kuramayız o yüzden.

birçok hayat bitti. birçok ailenin hayatı bitti. birçok insanın geleceğe dair umutları gitti. hem de birilerinin ihmali yüzünden. hiçbir kusuru olmayan insanlar, birilerinin ihmali yüzünden canından oldu bugün.

olayın sorumlularının bulunması, cezalandırılması, o aileler için ne ifade edebilir ki artık? acısı mı hafifleyecek? öfkesi mi dinecek? bu olay, bu coğrafyada bundan sonra da birilerinin ihmali yüzünden başka birilerinin ölmesini mi engelleyecek?

çok acı çok. ama gördüklerimiz acıyı daha da derinleştiriyor. ölenlerin ailelerine cenazelerin teslim edildiğini iddia eden bir video izledim. cenazeler bir tırın dorsesine koyulmuş. hem de kızarmış piliç reklamı olan bir aracın dorsesine... umarım bu gerçek değildir.

bir de bunları yazmadan önce başka bir haber daha gördüm. şubat depreminde, 16 kişinin öldüğü derya apartmanı dosyası ile ilgili olarak, tutukluluğu devam eden tek kişi varmış. o da bugün tahliye edilmiş. peki bu yangının sorumlularının sonu da böyle mi olacak?

ceplerini doldurmak ve rant uğruna ihmalsizlik,denetimsizlik sonucu ortaya çıkan bu vahim tablo ve insan canının bu kadar ucuz olması.yazık çok yazık... onlarca buna benzer hatta daha ucuzca olaylar yaşandı birkaç ay önce bu ülkede elektrik kablosuna basarak insanlar can verdi hiç birşey olmadı,bu da unutulup gidecek maalesef... ve bu vahim tabloları tekrar tekrar yaşama olasılığımız çok yüksek.ne denebilir ki çıkarlar uğruna insan canının bu kadar ucuz olduğu bir zamanda yaşıyoruz kim sebep olduysa cezasını versin inşallah.