21 ocak 2025 bolu kartalkaya otel yangını

ortadoğuda sıradan bir gün.

oysa uzmanlar tam da böyle olaylar için yıllar önce uyarmıştı. “yapmayın” demişlerdi: “eğer müteahhitlerin istediği değişikliği gerçekleştirirseniz itfaiyeyi çökertirsiniz. denetimsizlik artar.”
peki dün beşiktaş’taki gece kulübü, bugün kartalkaya’daki facianın yolunu açan neydi? iktidar inşaat şirketlerinin çıkarı için nasıl değişiklikler yaptı?

rejim ilk kez bir yayın yasağı için bu kadar ayrıntı veriyor:
...yazılı, görsel ve sosyal medya ile internet ortamında her türlü haber, röportaj, eleştiri ve benzeri yayın için yasak getirilmesine...

rejimin bu kararı almasındaki sebep, olay yerinin bakanlığın denetiminde olması ve bakanın "yangın merdiveni var" diye yalan söylemesi olabilir, diyorlar.

yaklaşık 2 hafta önce thk yangın söndürme uçaklarını satıyor haberi görmüştüm, o geldi birden aklıma. satın oğlum satın, bir itfaiye aracıyla yangın söndürmeye çalışır, 100 kişiye toplu mezar yeri yaparsınız sonra.

google'a los angeles yangınlarında kaç kişi öldü yazdım, 27 rakamı çıktı karşıma. koca şehir 10 gün yanıyor 27 ölü, bizde bir otelde 3-4 katı.

maden çöktü 300 insan öldü de kimin ayağı taşa takıldı da, bu yangından birileri bedel ödesin. neydi bu coğrafyada ölümlerin karşılığı; kader, fıtrat, rızkı bitmek, şehadete etmek, takdiri ilahi vs vs. seç birini çık açıkla kameralara, oyna devam.

gerçekten artık hiçbir şeyi ama hiçbir şeyi doğru düzgün yapamayan bir ülke haline geldiğimizin son faciası. gecelik o kadar para almayı biliyorsun ama bir yangın merdiveni bile koymaya tenezzül etmiyorsun, çünkü ne gerek var? öbür taraftan el altından ne kadar alıyorsun ki ruhsat verip, denetimden böyle bir oteli geçirebiliyorsun? çünkü neden olmasın di mi? "insanın ne önemi var, ben cebime giren paraya bakarım" vicdansızlığı ülkesinde yaşamaya çalışıyoruz işte.
ölenlere allah rahmet eylesin, ailelerine bol bol sabır.

kardeşim 6 ay önce bir iş kazasında vefat etti. o günden beri dünyayla alakam kalmadı. acım içime aktı da aktı, hâlâ da atlatabilmiş değilim bu acıyı.

ama şu an o 100 küsür eve düşen acıyı en iyi anlayanlardan hatta bizzat içinde hissedenlerden biriyim.

lakin bu acıyı yaşamak değil aslolan bu sktiğimin ülkesinde yaşarken böyle boktan boktan sebeblerle ölmenin normalleşmesi ve heyhat ki ne heyhat kimsenin buna isyan etmemesi asıl şaşılacak olay bu.

insan hayatının it köpek tavuk hayatından farkının olmadığı,her türlü rant ve şerefsizliğin çok rahat bir kahpelikle yüzsüzce yapılabildiği bir ülkenin adı oldu türkiye.

ve sonunda adına hep kader denip her sesin susturulmaya çalışıldığı ve her ateşin sadce düştüğü yeri yaktığı tuhaf bir ülke oldu. ama artık bu ateş düştüğü yeri değil herkesi yakmalı. yoksa bu insanlık dışı katliamlar devam edecek.

ihmal yüzünden 76 kişi canından oldu..
ne zaman düzene gircek derken daha beter oluyor her şey.

76 canımıza mâl olan korkunç yangın. denetim yapmazsan ceza kesmezsen ölüme sebebiyet verirsin.

yayın yasağı geldiğine göre, ihmallerin ucu direkt rteye çıkıyordur. hani olm insansız ultraturbosüper yanardöner uzay mekiği falan yapıyodunuz? yine bir yangın söndürülemedi, yine içimiz yandı. siz bilim falan yapmayın mümkünse kardeş, 3 iq ile olmuyor.
bakara makaracılara verdiniz yetkiyi, bakın olan yine halka oldu.
akpyi başımıza musallat eden herkesin parmağı olan faciadır. her birinin burnundan fitil fitil gelsin umarım.

ihmaller, gözaltına alınanlar, cevapsız sorular derken çok değil 10 güne hatta bir haftaya bir bakmışsınız herkes her şeyi unutmuş. birilerinin cebi dolmuş, birilerinin işi görülmüş, birileri zararının derdine düşmüş, birileri de türk kahveleri eşliğinde yeni bir gündem arayışında. mezar başında ağlayanlar, mezar taşında adı yazanlar sizin benim gibi insanların hatrında. çok fazla şaşırmaya gerek yok ama biz binlerce insanımızı bir gecede kaybettikten sonra bile kimsenin suçlu olmadığı, olamadığı bir ülkede yaşıyoruz. suç var ama ne hikmetse suçlu yok, garip.

anne ve babaların gözlerinden sakındıkları çocuklarının yanarak hayatlarını kaybettikleri feci yangın.

soğuktan üşüyecekleri bir yerde, yanarak ölmek zorunda kalmak

farkında mısınız bilmiyorum ama üzülerek söylüyorum ki ucuz ölümler konusunda nam saldık...

tatil için otele gidersin, yanarsın. ev alırsın, depremde göçer. çalıştığın fabrikada patlama olur, sokakta yürürken elektrik çarpar, sapkının biri sen yolda yürürken bıçaklar, içki alırsın sahte çıkar, "mustafa kemal atatürk'ün askerleriyiz" dersin, soruşturma geçirirsin, onurun ve şerefinle üç beş tarikata boyun eğmediğin için bütün meslek hayatın sürgünde geçer...

bu ülke artık siren sesleri duymaktan bıktı. anneler çocuklarını toprağa gömmekten, babalar sessizce içine ağlamaktan bıktı usandı...

otelin hangi otel olduğunu da çoğu haber sitesi yazmadı başta işin içinde akp olduğu o kadar belli ki.. yayın sansürü falan filan derken 2 sene sonra tekrar orası hizmete girer hiçbir şey olmamış gibi içimiz rahat olsun yangınla tutuşmayalım.

geceliği 30.000 lira ama yangın merdiveni yok.
kaliforniya'daki yangına allah'ın gazabı diyenler bu yangın için ne düşünüyorlar acaba?

merak etmeyin, üç güne unutulacak hepsi. ardından başka bir haber gelecek. yine aynısı olacak. belki bir gün, buradan birimizin haberi olacak. çok acı.

yangın merdiveni yok. alarm yok. güvenlik kamerası da mı yok? kameraları izleyen biri fark etmedi mi dumanı anlamıyorum. insanlar yok yere öldü. tek bir alarmla insanlar kurtulabilirdi. tatile gitmek lüks, tatilden zehirlenmeden, sağ salim gelebilmek lüks.

az önce bir videoya denk geldim. biri balkonda alevler yanı başında olmasına rağmen beklemekten başka bir şey yapamıyordu. bu ülkedeki tüm insanların özeti bu aslında inanılmaz bir çaresizlikle sadece bekliyoruz ve zaman geçtikçe unutuyoruz. asla gereken tepkiler verilmiyor. başkasının başına geldiğinde normal olarak algılıyor ve ucu bize değmeyecekmiş gibi hissediyoruz ama maalesef öyle değil her şeyin özellikle de insan hayatının bile ihmal edildiği bu ülkede yine benzer tablolar göreceğiz. elimizden bir şey gelmemesi ve bunca ihmale rağmen sorumlularının yine hak edene cezayı alamayacak olması çok üzücü.

yoruldum ya vallahi yoruldum bu ülke ileri gitsin diye kavga etmekten dövüşmekten savaşmaktan...
sokağa tükürenden sokakta küfür edene trafikte kaldırımda apartmanında bile medeniyetin uğramadığı evrimin kayıp halkası primatlar ile yaşamaktan yoruldum.
bu facia ile ben buradaki yada buranın bendeki kredisi tükendi, bitti.
burda paranoyak gibi yaşamaktan yoruldum, girdiğim bir yerde sırtımı duvara yaslamak zorunda kalmak çıkışa yakın oturmak alternatif çıkışlar planlamaktan sıkıldım.
bir hotel de bir restoranda huzurla yemek yemeyi unuttum.
haftasonu burası yada uludağa gitmek isteyen bir aile dostumu eşi ve çocuğu ile sırbistan'a gönderdim buradaki fahiş fiyatların dörtte bir fiyatına, onlar da ölebilirdi belki, belki bugün onların cenazesi peşindeyimdim.
dün gece saatlerce uyumadım ve son kararımı verdim, ben gidiyorum.
hızlıca tüm ailemi ve sevdiklerimi de gittiğim ülkeye alacağım, biraz dinlenmek benimde hakkım...

başımız sağ olsun.

söylenecek çok şey olsa da bazen tutmalı insan. ölen her bir insanın farklı bir hikayesi olduğu gibi bu yarı yılda ödül olarak gidilen bir yerin cehenneme dönüşmesi asıl can yakan kısmı. ölenlere rahmet diliyorum.

bunu diyen ülkenin içişleri bakanı.

bunun meali,

"10 güne olay soğur, araya birkaç farklı gündem girer, biz de düzgün bir yalan bulur söyleriz."

evet maalesef bu halk bunu hep yiyor.

hayatını kaybedenlerin yakınlarına sabır dilerim. allah rahmet eylesin.

yukarıda, söylenmesi gerekenlerin hepsi söylenmiş. tekrarlamayacağım. bıktık usandık artık gerçekten.