30 yaşından sonra insanın zevklerinin değişmesi
başlık "bahattin abi tam ölmüş mü" tarafından 16.11.2020 20:24 tarihinde açılmıştır.
101.
40 yaşından sonra resetlenmeniz ile devam eder.
aynı kalanlar, sıkıcısınız bilesiniz.
aynı kalanlar, sıkıcısınız bilesiniz.
devamını gör...
102.
benim için en basiti bilgisayar oyunlarından zevk alamamak olarak katıldığım hede.
devamını gör...
103.
pek çok kişinin yaşadığı durumdur. yaş almayla beraber (yaşlanmak değil) insanın hayata bakışı, edindiği tecrübeler ve sosyal çevresine bağlı olarak değişmeye başlar. haliyle bu zevk aldığı şeyleri de etkiler. daha önce keyif alınan pek çok şey geride bırakılır, bazıları değişime uğrar, bazıları tamamen geride kalır ve bazen de insan kendisini hayatta olmaz dediği şeyleri yaparken/yerken/dinlerken/ giderken bulur. üstelik kendinizi akışa bırakırsanız bu geçiş sürecinden çok keyif de alabilirsiniz ki daha bunun 40 ları ve 50 leri var derler.
devamını gör...
104.
ınsanın kendi her geçen gün değişirken zevklerin aynı kalması saçma olmazmi. bazı çocukça şeyler yok olur bazıları ise kişinin kendi gelişimiyle daha kaliteli bir hal alır. bakış acısıyla yapmak istedikleriyle de yeni zevkler oluşur. her değişim gibi buda olması gerekendir.
devamını gör...
105.
galiba bu herkese olan bir şey ya
devamını gör...
106.
yaş farkı çok olan ilişkilerin yorumlarına yazılan "sevgiliniz yok diye üzülmeyin, belki daha doğmamıştır" söylemi kadar umut veren başlık.
az kaldı bakalım, zevklerimden memnunum ama yenilerine de ihtiyaç var gibi.
az kaldı bakalım, zevklerimden memnunum ama yenilerine de ihtiyaç var gibi.
devamını gör...
107.
yaşa bağlanmasını tatsız buldum zirâ insan her daim değişen bir varlıktır ancak ve ancak değiştiğini 30lu yaşlarında fark edebilmiştir başlığın yazarı. o hâlde değişimi kendisi pek geç fark etmiş diye yorumladım.
devamını gör...
108.
ne yani 30 umdan sonra kulaklikla dolasamayacak miyim?
devamını gör...
109.
bu 30 yasinda ne var arkadas. iple cekiyorum neler olacagini 18 yas efsanesi gibi. 18 yasimi iple cekmistim ilk is borc kitlenmesi olmustu. 30 yasinda yok yukselen burca uyacaksin, yok her sey farkli olcak falan. yaslaniyon hastaliklar ve enerji disinda ne farkli olabilir diye dusunmekteyim.
devamını gör...
110.
gelir düzeyiyle de bağlantılı olarak kıyafet ve kombin seçimleri ilk sırada gelebilir.
devamını gör...
111.
frontal/ön beyin lobunuz 28-32 yaşına kadar gelişir... o yaşlarda tamamlanır.
artık delikanlı veya genç kız değil... yetişmiş bir kadın veya adam olursunuz.
eski dönemlerde 30 yaş altı insanları adam bile saymazlardı.
isa'nın 30 yaşında ortaya çıkması bile yüzdendir.
"ben" oldum... "ben buyum" dediğiniz yaştır artık.
artık delikanlı veya genç kız değil... yetişmiş bir kadın veya adam olursunuz.
eski dönemlerde 30 yaş altı insanları adam bile saymazlardı.
isa'nın 30 yaşında ortaya çıkması bile yüzdendir.
"ben" oldum... "ben buyum" dediğiniz yaştır artık.
devamını gör...
112.
yoran durum..en baştan başlamak zor..
devamını gör...
113.
değişen sadece zevkler olsa keşke :(
devamını gör...
114.
insan doğası gereği hayvanlar ve bitkiler gibi sürekli devridaim içinde yaşayan, doğaya ve koşullara adapte olan; farkını daha çok ve donanımlı gelişebilerek ortaya koymuş bir canlı.
insan her yaşında fizyolojik ve biyolojik değişiklikleri yaşarken süreci ve sınırları belirsiz bir sosyal gelişim de söz konusu. mesela bazı insanlar var hayat onu çok erken olgunlaştırırken bazı insanlar da ergen gelip ergen gidiyor.
şimdi diyeceksiniz la zevk bunun neresinde. insanın yaşama şekline ve dünyayı kavrayabilme yetilerine göre de zevkleri değişiyor. en basitinden edebiyat çocukluktan gelen bir zevk olabilse de yaşa göre okuduğunuz, okuduğunuzu anlamlandırabilmeniz değişiyor. mesela ben jane austen’in mansfield park’ını okurken gelin evi izlerken ya bak dediği ne kadar aslında bize uyuyor diye bir sorgulamaya giriyorsam (ki hava atmak için asla söylemiyorum zira benden çok çok daha edebi bilgisi ve dili kuvvetli insanlar var) bu ayrı bir boyut oluyor. çocukken de elbette kitaplardan birşeyler öğreniyorsunuz ancak yaş ilerleyince öğrendiğinis ve kurduğunuz bağlantılar daha soyutlaşıyor.
ya da viski. ilk içtiğimde asla sevebileceğim bir içki değilken diğer içtiklerinize göre bir zevk geliştiriyorsunuz. eskiden çok türkü dinlemezken şimdi daha değişken.
17’imden 20’lerime, 25’imden 28’ime hep ayrı ve değişen bir ben olmuş. hep ayrı şehirlerde olup okumak ve farklılıklara maruz kalmanın kendimde gördüğüm bir avantajı. ha hayat beni olgunlaştırmadı mesela, uzunca bir süre her isteğimi elde ettim. zamanla şükretmeyi, her isteğimin olamayacağını, önemli olan dümeni nereye çevirdiğimin olduğunu öğrendim. ve bu kadar derin düşünebiliyorsam maslow’un hiyerarşisine şükretmeyi öğrendim. neticede evini geçindirmeye çalışan insanın zevkleri düşünecek hali olmaycaktır. çünkü onu sorgulayana kadar değerlendirmesi gereken başka noktalar vardır. hepimiz de aslında bireye özel olan değişik yaşam noktalarının bizi getirdiği yerdeyiz. ondan herkesin zevki farklı, zevklerin değiştiği yıllar periyotlar farklı. kimi sürekli aynı yerde kalmıştır daha da geç değişir gibi gibi.
30’umda da eminim farklı bir yerde olacağım ama bu 30’larım olduğu için değil insan olduğum için olacak.
insan her yaşında fizyolojik ve biyolojik değişiklikleri yaşarken süreci ve sınırları belirsiz bir sosyal gelişim de söz konusu. mesela bazı insanlar var hayat onu çok erken olgunlaştırırken bazı insanlar da ergen gelip ergen gidiyor.
şimdi diyeceksiniz la zevk bunun neresinde. insanın yaşama şekline ve dünyayı kavrayabilme yetilerine göre de zevkleri değişiyor. en basitinden edebiyat çocukluktan gelen bir zevk olabilse de yaşa göre okuduğunuz, okuduğunuzu anlamlandırabilmeniz değişiyor. mesela ben jane austen’in mansfield park’ını okurken gelin evi izlerken ya bak dediği ne kadar aslında bize uyuyor diye bir sorgulamaya giriyorsam (ki hava atmak için asla söylemiyorum zira benden çok çok daha edebi bilgisi ve dili kuvvetli insanlar var) bu ayrı bir boyut oluyor. çocukken de elbette kitaplardan birşeyler öğreniyorsunuz ancak yaş ilerleyince öğrendiğinis ve kurduğunuz bağlantılar daha soyutlaşıyor.
ya da viski. ilk içtiğimde asla sevebileceğim bir içki değilken diğer içtiklerinize göre bir zevk geliştiriyorsunuz. eskiden çok türkü dinlemezken şimdi daha değişken.
17’imden 20’lerime, 25’imden 28’ime hep ayrı ve değişen bir ben olmuş. hep ayrı şehirlerde olup okumak ve farklılıklara maruz kalmanın kendimde gördüğüm bir avantajı. ha hayat beni olgunlaştırmadı mesela, uzunca bir süre her isteğimi elde ettim. zamanla şükretmeyi, her isteğimin olamayacağını, önemli olan dümeni nereye çevirdiğimin olduğunu öğrendim. ve bu kadar derin düşünebiliyorsam maslow’un hiyerarşisine şükretmeyi öğrendim. neticede evini geçindirmeye çalışan insanın zevkleri düşünecek hali olmaycaktır. çünkü onu sorgulayana kadar değerlendirmesi gereken başka noktalar vardır. hepimiz de aslında bireye özel olan değişik yaşam noktalarının bizi getirdiği yerdeyiz. ondan herkesin zevki farklı, zevklerin değiştiği yıllar periyotlar farklı. kimi sürekli aynı yerde kalmıştır daha da geç değişir gibi gibi.
30’umda da eminim farklı bir yerde olacağım ama bu 30’larım olduğu için değil insan olduğum için olacak.
devamını gör...
115.
insanın zevki her yaşta değişir ama her on senede bir kendi kendine uydurduğu eşikleri geçtikçe kabullenir. 10’ar da saysan 1’er de saysan sonuçta hep değişensin.
devamını gör...
116.
*kibirin ve egonun anlamsizligi
*park yeri veya trafik tartismalarinin anlamsizligi
*anne ve babanin degeri, velev ki artik yoklarsa cok daha fazlasi
*mutlulugun kazanilan para ile esdeger olmamasi
*hatani kabul edebilmenin erdemini anlama
*insanlarin zayifliklari ile alay etmenin, komik oldugunu düsündügün masum(!) sakalarin baskalarini fazlaca incitebilecegini ve özgüvenini yikacagini anlama, pismanlik..
*daha rahat seni seviyorum diyebilme
*icten, pazarliksiz, cikarsiz özür dileyebilmek
*kendini ve sana ihanet eden bazi eski dostlari affedebilme olgunlugu
*kücük hesaplar yüzünden kacirilan hayat tecrübelerinin pismanligi
*park yeri veya trafik tartismalarinin anlamsizligi
*anne ve babanin degeri, velev ki artik yoklarsa cok daha fazlasi
*mutlulugun kazanilan para ile esdeger olmamasi
*hatani kabul edebilmenin erdemini anlama
*insanlarin zayifliklari ile alay etmenin, komik oldugunu düsündügün masum(!) sakalarin baskalarini fazlaca incitebilecegini ve özgüvenini yikacagini anlama, pismanlik..
*daha rahat seni seviyorum diyebilme
*icten, pazarliksiz, cikarsiz özür dileyebilmek
*kendini ve sana ihanet eden bazi eski dostlari affedebilme olgunlugu
*kücük hesaplar yüzünden kacirilan hayat tecrübelerinin pismanligi
devamını gör...
117.
hayata dair bakışım da değişebilir zevklerim fikirlerim belki medeni halim belki iç dengem yaş yaştır önemli olan sen o yaşın neresindesin
devamını gör...
118.
sadece 30 yaşa kalıplandırılmaması gereken, kaçınılmaz bir gerçektir.
mesela ben de 23 yaşındayım, fakat 7-8 yıl öncesine kadar zevklerim, yönelimlerim şuankinden çok daha farklıydı. elbette ergenliğin de etkisi olacaktır ama, bu zevk değişimi zaten belli bir kuşağı aştıktan sonra değil, sürekli gerçekleşen bir olay değil midir? değişime açık olan insan kendisini mental anlamda 1 ay içinde bile değiştirebilir misal.
ben o dönemde, oyunlara inanılmaz ilgi duyardım. ama şimdi dönüp baktığımda, nefret etmesem bile neredeyse yüzüne bakmıyorum. yoğun iş temposunu bir kenara bırakalım, açıp da oynamaya tenezzül bile etmiyorum. açıp oynadığımda da, "ulan ben bir zamanlar şu oyunu ne kadar çok severdim" düşüncesini de aklımdan geçirmeden edemiyorum. belki de eskiler eskiden güzeldi, şimdilerde ise bayat kalıyor bunu bilemeyeceğim. ama zaman geçtikçe bir şeylerin değiştiğini farkedebiliyoruz. şuanda da mesela odak noktam oyunlar değil, müzikler. halen daha bana bambaşka şeyler hissettiriyor, ve oyunlara olan ilgim gibi geçici bir şey olduğunu da sanmıyorum.
oh, tamam bitti. yılda bir tanım girince insan ister istemez uzatabiliyor böyle.
mesela ben de 23 yaşındayım, fakat 7-8 yıl öncesine kadar zevklerim, yönelimlerim şuankinden çok daha farklıydı. elbette ergenliğin de etkisi olacaktır ama, bu zevk değişimi zaten belli bir kuşağı aştıktan sonra değil, sürekli gerçekleşen bir olay değil midir? değişime açık olan insan kendisini mental anlamda 1 ay içinde bile değiştirebilir misal.
ben o dönemde, oyunlara inanılmaz ilgi duyardım. ama şimdi dönüp baktığımda, nefret etmesem bile neredeyse yüzüne bakmıyorum. yoğun iş temposunu bir kenara bırakalım, açıp da oynamaya tenezzül bile etmiyorum. açıp oynadığımda da, "ulan ben bir zamanlar şu oyunu ne kadar çok severdim" düşüncesini de aklımdan geçirmeden edemiyorum. belki de eskiler eskiden güzeldi, şimdilerde ise bayat kalıyor bunu bilemeyeceğim. ama zaman geçtikçe bir şeylerin değiştiğini farkedebiliyoruz. şuanda da mesela odak noktam oyunlar değil, müzikler. halen daha bana bambaşka şeyler hissettiriyor, ve oyunlara olan ilgim gibi geçici bir şey olduğunu da sanmıyorum.
oh, tamam bitti. yılda bir tanım girince insan ister istemez uzatabiliyor böyle.
devamını gör...
119.
30'dan sonra değil, insan ne zaman iş hayatına atılıyor, işte o zaman tüm zevkler, duygular ve düşünceler başkalaşım geçiriyor.
devamını gör...
120.
katıldığım önermedir. 30 yaşın insanların üzerinde gerçekten de belirleyici bir sınır olduğuna inanıyorum.
mesela kendimden örnek vereyim… ıhlamuru hiç sevmezdim, sadece demlenmişini değil; demlenmemiş, dalında duranını da sevmezdim..
30’umdan sonra nefret etmeye başladım…
mesela kendimden örnek vereyim… ıhlamuru hiç sevmezdim, sadece demlenmişini değil; demlenmemiş, dalında duranını da sevmezdim..
30’umdan sonra nefret etmeye başladım…
devamını gör...