161.
yaşlarla göz kapağı perdesindeki kötü anıları silme yöntemi. istisnai durumlar olsa da bir hayli etkili. fakat yönetmenin kurgusu çoğu zaman burada bir işe yaramıyor tabi. emir dışarıdan geliyor. büyük prodüktör ne derse o. senaryo belli. deva da bela da ondan. ağla diyorsa ağlamalı. bu gözyaşları boşuna verilmedi. insan rolünün kıymetini bilmeli. seyre devam. film henüz bitmedi.
devamını gör...
162.
ağlamak güzeldir.
süzülürken yaşlar gözünden,
hiç utanma.
devamını gör...
163.
üzülmüş insanı rahatlatan, huzur veren eylem. günün ünlüsü seçilen tanımımın konusu.
devamını gör...
164.
fulllllll....


devamını gör...
165.
kadıköy sahilindeki leyla gibiyim şu an.
devamını gör...
166.
öyle zor tutuyorum ki kendimi... dokunsan ağlayacak moddayım.
ama hayır. ağlamayacağım. bunu kendime yapmıcam..
devamını gör...
167.
cildimin pürüzsüzlüğünü ağlamaya borçluyum.
devamını gör...
168.
ağlayın gitsin... çok uzun yıllar önce ilk sevgilimle ayrılığımızda onu ağlarken görmeye dayanamayıp yanında olmaya çalıştığım zaman... bana gülümseyip "ben senin için mi ağlıyorum sanıyorsun? kendime ağlıyorum" demişti. o yüzden bir kadının gözyaşlarını asla küçümsememek lazım. ağlamamak için önce neden ağlattığını bulmak gerek.
devamını gör...
169.
uzun süre olmuştu, özlemişim.

devamını gör...
170.
hiç bu kadar ağlamamıştım...

devamını gör...
171.
uzun zamandır üzüldüğüm için nihayetinde ağlama yeteneğimi kaybettiğimi keşfettim. yani ağlamak bile gene de bir umut istiyor sonunda, anarşik bir tutum belki de. bense öyle pisi pisine kabul etmişim içinde olduğum durumu. ağlayamıyorum bile.
devamını gör...
172.
az önce...

x.com/i/status/183286207855...
devamını gör...
173.
sakinlestirir, ruha iyi gelir.
devamını gör...
174.
ihtiyacım olan ancak bir türlü başaramadım şey.
nasıl yapacağız nolur anlatın.
devamını gör...
175.
bir terapi olarak görürüm hep.
bunu yapamamak çok kötü. kitlenip kalmak, yutkunmak, boğazınızın düğümlenip acımaya başlaması, ağzınızdan derin nefes almanız ama ağlamaya bir türlü başlayamamanız.
bu kötüdür. içimde patladı derler ya hani, işte ta kendisidir.
benim 30 yılı aşkın, ne zaman tanışıp arkadaş olduğumuzu hatırlayamadığım bir arkadaşım vardı. evlendi yurt dışına gitti, psikolojik sorunları oluştu tedavi süreci felan... ailesi herşeyin normale dönüştüğünü düşündüğü anda intihar haberi geldi ve maalesef hayatına son verdi 5 sene önce. tüm hatıralarım, anılarım, çocukluğum onla birlikte öldü gitti.
çok ağladım ben.
inanamayıp haberi veren arkadaşıma şoka girmiş halimle "olum murat nasıl ölür lan saçmalama o bizim arkadaşımız" demiştim.
yakıştıramamıştım.
murat daha ortaokuldayken ilk önce annesini kaybetti hastalıktan.
bir kaç yıl sonra en büyük ablasını kaybetti yine hastalıktan.
bir kaç yıl sonra küçük ablasını antalya da trafik kazasında kaybetti.
25 yaşında felanda babasını kaybetti.
1 tane ablası kalmıştı geriye.
ben bunların hepsine şahidim. hepsinin cenazesinde bulundum. yaklaşık 10 yıl içerisinde neredeyse ailesinin tamamını kaybetti murat. lakin ben hiçbirinde ağladığını görmedim.
ağlayamazdı murat, içine atardı. bide baskılanırdı ailesinin 2. derece yakınları tarafından "ağlama" diye tenkit edilirdi sürekli, baskılanırdı.
hatta mutlu ile ben murata sormuştuk niye ağlamıyorsun olum sen öyle put gibi duruyorsun diye.
bi bırak kendini felan diye deşmeye çalışırdık ağlasın diye daha o çocuk aklımızla.
ama yok murat asla ağlamazdı. ben siz yokkende ağlamıyom olum derdi hatta. içimden gelmiyor derdi.
velhasılı dostlar....
murat bir mektup bırakmıştı geriye. iki tane ay parçası gibi kızı vardı ve çok düşkündü. zaten o sebepten aklımız almamıştı ve nasıl vazgeçti diye düşünür dururuz.
hala!
mektubunun sonunda şu yazıyordu.

"sakın kızlarıma karışmayın. karıma'da karışmayın. bağıra çağıra ağlasınlar, ortalığı yıksınlar sakın ellemeyin. ben annemi, ablalarımı ve babamı kaybettim daha çocukken. herkes bana sakın ağlama güçlü ol dedi ve ağlatmadılar beni. içimi dökemedim, patlayamadım, derdimi söyleyemedim hep içime attım. ben çok ağladım ağlamasına da beni kimse göremedi. o sebepten sakın kızlarıma karışmayın. beni affedin ve hoşçakalın"

başlığın tam zıttı bir konudan bahsettiğimin farkındayım. fakat benim bu şekilde yaşadığım çok ama çok acı bir tecrübem var. bunu yapamamanın, içine atmanın, patlayamamanın ne kadar zararlı ve insanın kişisel sorunlarının büyümesinde ne büyük bir etken olduğunu belirtmek istedim.

geldiği an bunu yapmaktan asla çekinmeyin. ağlayın, bağıra bağıra ağlayın içinizi boşaltın. ama dışarıya boşaltın. zira bir süre sonra artık içinizde yer kalmıyor ve başka şeyler yapmak zorundaymışsınız gibi hissediyorsunuz.

çünkü insanoğlu çok garip bir varlık. ruh hali çok enteresan şekillere "anında" bürünebiliyor. kişiliği değişebiliyor, düşünceleri değişebiliyor çok çabuk şekilde bambaşka şeyler düşünebiliyor. o sebepten yapmayın.
sakın kendinizi baskılamayın. bunu yapmak isteyen kişiyi de baskılamayın.
zira bu yaptığınız şey belkide kendinize yada karşınızda ki kişiye yapıp yapabileceğiniz en büyük kötülük olabilir.
devamını gör...
176.
ağlamak yok gülmek var. düşmanlık yok dostluk var. yarınlarda seni sevmek var. yarınlarda mutlu günler var.
(bkz: ali rıza binboğa)'nın yarınlar bizim şarkı sözleri..
bu sözler yüzünden 12 eylül faşist cunta rejimi yüzünden yasaklanmıştı..
devamını gör...
177.
epeydir durduramıyorum. jan'dan narin'e, çaresizlikten öfkeye, sıkışmışlıktan umuda, vefasızlıktan fedakarlığa kadar çok şey için zırladım durdum günlerdir.
bugün gözyaşım bitti gibi sanki. kurudu pınarlar. biraz sağ gözümden sintine suyu gibi kalanlar dökülüyor yavaş yavaş. o da bittiğinde, bir serin günde, iyice hayattan serinlemiş gönlümde sahra kuruluğu başlayacak.

"ağlamak
bazı acılarda yetmez
bazı ölümlere"
*
devamını gör...
178.
benim rutin başlıklar rutin konular.
yine can acıtan yerden bir mızrak gibi saplananlar. huzursuzluğumun beraberinde bütün hafta oradan oraya savruldum kelimenin tam anlamıyla. çok yoruldum ve hiçbir şeyi fark edemedim. neyi fark etmem gerekiyor onu da bilmşyorum gerçi. ama içimdeki ağlama isteğine karşı da gelemiyorum. ne çileymiş doldur doldu bitmedi diye yiyip bitiren bir tarafım da var. kafesim her gün daha da daralıyor. sağlık problemlerim de başladı. kötü gitmiyor bir şeyler ama iyi de değil nihayetinde.
sahi neyi düşünecek vaktim olmadı ki.. huzursuzum. huzurumu aldılar. geçecek diye teselli etmekten kendimi bir hal oldum. ama geçsin. başka bir evrende başka bir dünyada mutlu olduğum bir dönem var mı acaba. kafamda bir sürü soru.

velhasılı sigara içmem ama şöyle üç beş tane üst üste yakmalı anlatıp anlatıp ağlamalı bir seansa ihtiyacım yok değil. hatta bu seansı damardan alsam daha iyi olur.
devamını gör...
179.
uzun zamandır gerçekleştiremediğim bir reaksiyondur.

çok kısa süre önce bir yakınım vefat etti. arkadaşıma;” aaa bu arada benim ….. öldü.” dedim, şoka girdi. o şoktayken ben kahvemi yudumlamaya devam ettim.

bir yaştan sonra acılarınıda olması gibi yaşayamıyor insan, taşlaşıyor ruhu, tepkileri.

neyse yapacak bi şey yok, oynamaya devam.
devamını gör...
180.
ruhu ferahlatir. saka saka. ezik eylemidir. evet.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"ağlamak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim