ağzında gümüş kaşıkla doğmak

doğuştan şanslı olmak

sırlar dünyası vardı eskiden onun gibi bir şey mi. çocuğun ailesi zorluk içinde yaşıyormuş çocuk da ağzında gümüş kaşıkla doğup ailesini kurtarıyormuş.

zengin bebesi herhal.

eğer bundan varlıklı ve güçlü bir ailede doğmayı anlayacaksak; zengin ve nüfuzlu bir ailede doğdum. fakat daima aşırı melankolik bir ruh halim vardı. ta çocukluğumdan beri... ne bu zenginlikten istifade edebildim ne de hayatıma mutluluk katabildim. bence her şey ruh halinde, karakterde bitiyor. melankolik de olmasaydım ürettiğim şeyler olmayacaktı belki de. her şeyin artıları ve eksikleri var.

kesinlikle ben değil

mecaz: doğuştan çok şanslı olmak.

o şans bizde ne gezer dediğim başlık.

ağzında altın kaşıkla doğmuş olanların bi alt sınıfı :') bizim gibi fasfakirlerin de altını ıslatacak tek kullanımlık bezleri yoktu ey gidi :')

vampirse canı yanar, niye altın diye üzülenleride mevcuttur.

şimdilerde zengin ailede doğmak tüm imkanlara sahip olmak gibi anlamları olasada ;gümüş bileşenlerinin en önemli özelliği anti bakteriyel olmasıdır ve üzerinde mikroorganizmaların barınmasına izin vermez. 450 tür bakterinin dna’sını bozarak yok edebilir. kolay reaksiyona girerek vücutta oluşan zehri hemen belli eder. gümüşün bu özelliklerinden haberdar olan varlıklı aileler de yeni doğan çocuklarının bağışıklık sistemini güçlendirmek için ağızlarına gümüş kaşık sürerlermiş. “ağzında gümüş kaşıkla doğmak” deyiminin hikâyesi aslında budur. bilimsel gerçeklere dayalı bir deyim.

(bkz: burhan altıntop)
ağzında gümüş kaşıkla doğmuş bir nişantaşı çocuğudur kendisi.

bu deyim aslında bir zenginlik sembolü olduğu kadar eskiden bebeklerin bağışkılığını güçlendirmek için kullanılan bir yöntem, gümüş anti bakteriyel olduğu için bebeklerim ağzına sürerlermiş hastalanmasın diye.

“antibiyotiklerin keşfinden önce antimikrobiyal olarak gümüş kullanılırmış. ilk olarak milattan önce 400’de hipokrat gümüşün antimikrobiyal özelliklerini tanımlamış. roma döneminde askerlerin su ve yemek kapları sadece gümüşten yapılırmış. yaraları gümüş ile tedavi edilirmiş. kuyulara gümüş paralar atılırmış ki su mikroplardan temizlensin. doğru da yaparlarmış çünkü bir bakteri gümüşe sadece 6 dakika dayanabiliyor. yine eski zamanlarda bebekler gümüş kaşıkla beslenirmiş. hatta doğduktan sonra bu gümüş kaşıklar emdirilirmiş ki bağışıklık sistemleri güçlensin ve mikroplardan korunsunlar. işte “ağzında gümüş kaşıkla doğmak” deyimi de buradan türemiş.
günümüzde de gümüş sağlık, gıda, giyim endüstrileri, radyoloji alanında kullanılmakta. su arıtma cihazlarında bile gümüş filtreler kullanıldığını görebilirsiniz.

gümüş nasıl etki ediyor?
bazı metallerin “oligodinamik etki”leri vardır. bu, metalin çok düşük konsantrasyonda bile canlı hücreler, bakteriler, virüsler, algler, sporlar, mantarlar, prokaryotik ve ökaryotik mikroorganizmalar üzerindeki toksik etkisi olarak tanımlanır. bu metallere en iyi örnek de gümüştür. gümüş iyonları, hücrenin, özellikle bakterilerin dna ve rna’larına, enzimlerine ve proteinlerine bağlanarak onları öldürüyor ya da çoğalmalarını durduruyor.

ayrıca gümüş iyonu radyasyona karşı da etkili bir metal. hatta mayo clinic’in altında, bu amaçla kullanılmak üzere yüksek saflıkta gümüş üreten çok eski bir gümüş madeni de bulunuyor. çok ilginç değil mi?

toksik etkisi var mı?

bu şekilde yeme içme araçlarında kullanıldığında hiçbir toksik etki yok. ağızdan sıvı gümüş olarak yüksek dozlarda alındığında ise ( ki yurt dışında pek çok kolloidal gümüş kullanıcısı var) deri, karaciğer, böbrek, dalak, beyin gibi organlarda birikebiliyor.


kaynaklar
(1) silver as an antimicrobial: facts and gaps in knowledge, jean-yves maillard & philippe hartemann critical reviews in microbiology vol. 39, ıss. 4, 2013
(2) https://www.webmd.com/vitamins-supplements/ingredientmono-779-colloidal%20silver.aspx?activeingredientid=779
(3) antimicrobial silver: uses, toxicity and potential for resistance. mijnendonckx, k., leys, n., mahillon, j. et al. biometals (2013) 26: 609. https://doi.org/10.1007/s10534-013-9645-z
(4) https://gaiadergi.com/bizden-saklanan-gerceklerden-yalnizca-biri-gumus-hakkinda-bilmediklerimiz”

hayata 2. olarak baslamaktır. madem ağzımızda kaşıklam doğacagız neden som altından değil? yine kaybettik peh...

düşünüldüğü kadar kolay olmayan bir hayat bence. para, pul derdin yok ama hayatın belirlenmiş şekilde mesela. o kadınla gezme, o hareketleri yapma, o işleri yapma, ailemize yakışan hareketler yap falan. eşkıya mısınız lan? iki kuruş para verdiniz diye hayatımızı size ipotek mi edelim? zengin olmamama rağmen sinirlendim, ne büyük dertler var dünyada görüyorsunuz. bir de zengin olsaydım hiç çekilmezdi.

#3063551

---! alıntı !---

bir de zengin olsaydım hiç çekilmezdi.

---! alıntı !---

(bkz: pannonica rothschild)
sabahlara kadar cazcılarla birlikte çekiyormuş!...