alkolü bırakmak

babam bırakmıştı, evliliği riske girince sanırım bu kararı vermişti, soramıyorum.

alkolü yaklaşık 6 ay önce bıraktım. üç aşağı beş yukarı babamla aynı yaşlarda bırakmışım, bir şişe viskinin sabahında, "yeteri kadar içtik, eğlendik. bu kadar yeter." dediğimi hatırlıyorum. planlı bir şey değildi, belki o nedenle güzeldi.

sorunlarım arttı, bebek kaybettim, ama alkolün her şeyi daha kötü yapacağına emindim. sorun çözme gibi bir işlevi yok, sadece sorunları ertelememe yardımcı oluyordu. mevcut ve yeni sorunlarımla çok daha kolay başa çıkabildiğimi farkettim.

eskisi kadar ani sinirlenmediğimi, daha sabırlı olduğumu farkettim. alkolün vücuda olan zararları karaciğer gibi mucizevi organlar nedeniyle göz ardı edilebiliyor, vücut bir şekilde yolunu bulup kendini düzeltebiliyor ama geçtiğimiz 6 ayda alkolün mental sağlığıma ne kadar zarar verdiğini gördüm.

arkadaş ya da dost dediğim kişilerin bazılarının sadece bira arkadaşı olduğunu gördüm. onlardan arta kalan zaman da yararıma oldu.

akrabalarım dahi bazen anlayamıyor, "gel de bi rakı masası kuralım" - ben içmiyorum artık, bıraktım "yemin mi ettin oğlum, ayda yılda bir olur". yemin etmedim ama kendimle gurur duyuyorum ve elde ettiğim bu güzelliğe zarar vermek istemiyorum.

kendimi sevebilmem için, zaman zaman kendimle gurur duyabileceğim şeylere ihtiyacım olduğunu farkettim. bu da onlardan biri.

yeteri kadar içtik, eğlendik. bu kadar yeter.

tutuyorum içiyorum ve bırakıyorum, bırakmazsam yorulurum

bırakmaya kararlı olan arkadaşlar bana bırakabilir.

son fiyatlardan sonra biz alkolü değil de alkol bizi bıraktı.

bu gece başlıyoruz bakalım her fav bir kendine yalan söylemeyi bırak manasına gelmektedir

o beni bıraksın.

sahsim icin epey kolaydi birakmasi. zaten tadi ootu.

evin çatısını yapan bir abi var, alkolik. sabah 10 gibi pet şişeye doldurduğu ev yapımı viskiyle geliyor, bazen yanında 1-2 efes extra, akşama kadar içe içe uğraşıyor. ulan düştü, ulan düşecek diye götünde dolanacağım neredeyse ama sarhoş olmuyor ki herif, ip getir ipin üstünde takla atar. piyasada etil alkol bulamadığı için bu aralar rakı - viski yapamıyormuş, boş geldi bu sefer, öğleden sonra ruhu daralmaya başladı adamın. işi bıraktı o kadar yol yürüdü gitti bir şişe şarap aldı, geldi, biraz içti, devam etti.

herkes bırak diyor, o da bırakmak istiyor da o iş öyle kolay olmuyor bazen. kadın gitmiş, çocuğun biri reddetmiş, evde tek kalınca aklıma bin tane pişmanlık, bin tane yanlış karar geliyor diyor. üzülmeyi geçtim, adam bir maç izleyip keyiflense yine alkol isteyecek canı. kısır döngünün ortası. çok dostum, çok sevenim var ama işte alkol başıma bela diyor.

benim maç günleri içtiğim 3 bira, bıraksam bırakmasam fark etmez, adam dünyayı içiyor, nasıl bıraksın.

kadehi sürekli elinizde tutamazsınız . arada bir kolu dinlendirmek gerek.

alkolizm batağına girdiyseniz çok zor. amatemler bunun için var ve amatem de çoğu kez çare değil. kişiyi mezara kadar takip eden bir illet alkolizm.
akşam bir kadeh, dost meclisi olunca iki üç kadeh içen adam bıraksa ne olur bırakmasa ne olur. ona alkolü bırakmak denmez ki. içmememeyi tercih etmek denir.

dün bıraktım. bugün dedim ki, bu ayrılığa kalbim dayanmaz, gel.

çok kötü bir şey. sevdiklerinizi bırakmayın.