balık burcu kadını

abim burçlara çalışıp gelmiş

diğer burç kadınlarına en merhametli, en duygusal burçtur. aşka aşıktır, her ilişkiyi kendi kafasında derinlestirir. ince düşüncelidir hatta o kadar ince düşünür ki kafasında kurmaya kadar gider. kafaları çok karışıktır, kendileri bile o karmaşa ile zor uğraşırlar. ve farkında olmadan manipülatif olabiliyorlar. ha bunları nereden biliyorum, boş verin

evlerden ırak olsunlardır...

zordur. melankoliden çıkamazlar kendilerini süründüren erkeklere aşık olurlar. kendilerini sevenleri sevmezler. zaten kendilerini de pek sevmezler. bırakın bu kadınlar platonik takılsın.

en çok aklıma bir kadını getiren naif kadın.

bizim tiyatrocu bı baligimiz vardı. dişli, dominant. özgürlüğüm en degerlisi tribinde.
sonra sivaslı acayip mutasip bir adama aşık oldu. birbirlerine islami şairlerden alıntılarla mektuplar yazmaya başladılar. peki aşkım, nasıl istersen moduna geçti bizim kız. en son gelinlik ve çaydanlık bakıyordu.

bu hikaye bana cok anlamli geliyor.

deniz gızı mübarek.

bana da cok anlamli geldi ama balik burcu oldugumdan falan degil kesinlikle

suyu sever. sabah akşam fortumla su tutup yıkasanız yok demez. sabunlarsanız kayabilir. direkt su tutun.

umarım benim balık burcu kadınım olursa bana bahşiş vermeyi ihmal etmez. o kadar su tuttuk.

o daha siz tanışmadan rüyasında sizin düğününüzü gördü. gelinlik ve damatlığınız ile masalınızı yazdı bile...
romantik, hayalperest, biraz da pamuk şeker kıvamında. ama aniden ortadan kaybolabilir çünkü gerçeklikten sıkıldı. sanatsal, hassas, ama yanlış anlama kapasitesi sonsuz. ona bir şiir oku, gözleriyle kalbini oyar.

sinsirella.

bakalım yazar mıknatıs kitabında neler demiş:
bazı insandan “iyi insan” olmayı çıkardığında geriye çok itici bir profil kalıyor. misal balık burcu kadını. sürekli kendini acındırmaya çalışan, bu yolla manipüle eden, sinsi sinsi yanına sokulan, işine gelmediği anda saldırganlaşan.. ve de bu bilgiyi herkes takdir edemiyor, olan da kendisine oluyor...

bir şerefsiz fabrikasıdır. bu kadının el attığı kişi o kadar yozlaşır ki, kendisine şu şarkı yapılır mesela: “haydi yine yalan söyle, bu saatten sonra ne fark eder/ne söylesem de gideceksin zaten, üç beş dakika ne fark eder”.

ya da seçtiğiniz malzemede kalite, yetenek ve şeref yok ise her kadın da aynı role bürünebilir mi bilemem. seçen kim?

edit: benim seçtiğim bunlara "hanım" dahi diyememişti..