behzat ç.

behzat ç türkiye'nin yüz akıdır. bu memlekette, içinde bulunduğumuz şu malum günlerde, bu kadar onurlu aynı zamanda bu kadar temiz ve yürekten durabilen bu iş için emek veren herkese yüzlerce kez teşekkür. iz bırakıyorsunuz, iz bırakırken bizi de her hafta sarsarak kendimize getiriyorsunuz.. ve tüm iz bırakanlar gibi unutulmayacaksınız..

rahmet albayın küçük oğlu. ağabeyinin adı şevket. askeri lisede komutanına yumruk atıp oradan atılmış. araya girip ricalarda bulunan babası sayesinde polis akademisine alınmış. aynı zamanda eski bir stopermiş. '' top geçer adam geçmez '' oyununu sertçe oynayan bir stoper hem de...cinayet masasında başkomiserliğe kadar gelmiş ancak özgür ve fevri yapısı yüzünden terfi almamış. polis akademisinden dönem arkadaşı olan tahsin sayesinde zorluklardan sıyrıldığı olmuş.
içmeyi çok sever behzat ç. kadınların peşinden koşmaz ama onların kendisine gelmesini sağlayan bir şeytan tüyüne sahiptir. boşandığı eşinin psikolojik problemleri vardır, kızı ise intihar etmiştir. kızının intiharından sonra şule adlı deli dolu, kızıl saçlı bir kızla hoppa diye bir tavşan girer hayatına.
ekibini sever, en çok da harun'u. cinayet haberi beklemesi ve kurbanı dikkatle izlemesi ile tanınan akbaba, dolmuşta bile tanıdığıyla karşılaşabilen ve aradığı kişiyi bulan hayalet, selim, cevdet,eda ile birlikte ekibin diğer kahramanlarıdır.

not: emrah serbes'in kitaplarından ve diziden akılda kalanlarla yazılmıştır.

behzat ç. resmi kanalı amme hizmeti yaparak akbaba'nın evinde geçen sahneleri tek videoda toplamış. 43 dakika 32 saniye boyunca özlem giderilebilir. linki bırakayım.

bu dizinin ve ayrıca erdal beşikçioğlu'nun sıkı fanıyım. hava kötüdür açar izlerim, hava güzeldir izlerim, canım sıkkındır izlerim, mutluyumdur izlerim. en çok da yalnız hissedersem izlerim.

2011 yılının ilk aylarından biriydi ben o zaman adıyaman’ın bir ilçesinde askerlik görevimi yapıyordum… gece çavuşuyum nöbet değişimini beklediğim bir pazar gecesi gazinoda star tv açık ve behzat ç saati… öyle bi sahneki ankara’da üniversitenin son sınıfında oturduğum sokakta geçiyor… o günden sonra bırakamadım diziyi ilk sezonuydu sonrasında defa defa tüm sezonlarını izledim bende yeri çok ayrıdır*

dizinin klişe her şeyin istanbul'da bağlandığı dizi değil de baz olarak ankara'da geçiyor olması bir türk dizisinde ilk olmasıyla beraber her ne kadar ankara'yı o kadar sevmesem de dizinin en çok sevdiğim kısımlarından biri de budur. ayrıca klasik dizinin canon fotoğraf makinasıyla çekilmiş olması da dünya'da fotoğraf makinasıyla çekilmiş dexter dahil 5-6 diziden biri yapmaktadır.

behzat ç demek ankara demek, döne döne izleyip hiç sıkılmadığım dizi. karakterlerin hepsi çok iyi oturmuş. hepsi aileden bir parça gibi.ama diziyi seven çok seviyor sevmeyen de hiç şans vermiyor.
yorulduğumda hep şu replik gelir aklıma
—kafamın içinde bebek var bebek, 3 kilo 200 gr (behzat)

emrah serbes'in her temas iz bırakır ve son hafriyat isimli romanlarının ana karakteridir. ilgili dizi de bu romanlardaki hikayelere yenilerinin eklenmesi ile yaratıldı.

#2034037
oha inanmadan tıkladım kaynağa, gerçekmiş. blutv bölümlerini inatla izlemedim hala. biliyordum aynı tat olmayacaktı ve ben aklımda o sevdiğim behzat ç.'nin kalmasını tercih ediyorum. ama bunda bi' ufak heyecanlandım, kadro da aynı diyor. harun var mı acep?
çıksın bakalım, izlerim bu sefer. sanırım.

yeni bölümleriyle pek yakında sizlerle olacak dizi.

geçtiğimiz aylarda bir arkadaşımla muhabbet ederken "behzat'ın yeniden çekileceğini düşünüyorum" dediğimde pek ciddiye almamıştı lakin kendisi bugün sabah arayıp "moruk haklı çıktın, behzat yeniden başlıyormuş" dedi. behzat, leyla ile mecnun gibi yapımlardan hiç ümidi kesmedim, keşke sonsuza kadar devam etseler.

buradan

ciddi talep var bu diziye ama yeni çekilecek sezonun eskisi gibi olmayacağı fikrindeyim. üzerinden uzun yıllar geçti. oyuncular dahil izleyici kitlesi bile değişti. kimsenin aynı tadı alacağını sanmıyorum. bence orjinal bir proje üzerinde çalışsalar daha iyiydi.

muhtemelen yeni sezonu veya dizisi emrah serbes'in hikayesinden devam edecek olan dizidir.

4. sezon kendi hikayesinden kopmuş, blutv sayesinde çok saçma yerlere gitmişti. şuan yayınlan teaser ve imdb sayfasına göre, dizi emrah serbes'in son kitabının adını almış.

(bkz: çekiç ve gül: bir behzat ç. hikayesi)



behzat ç. imdb'de üst sıralarda bulunan nadir türk dizilerinden biridir.

eski kadro olmadığı için blutv bölümlerini izlemediğim ama eski bölümlerine deli olduğum ve en az iki kez baştan sona bitirdiğim dizi.

akbaba'nın "aga cinayet var" repliği aradan kaç yıl geçerse geçsin kulaklarımdan silinmeyecek.

harika müzikleri, harika bir ekibi vardı.

umarım yeniden çekilecek bölümleri eski kadro ve eski kalite ile devam eder de büyük bir keyifle izlemeye devam ederiz.

çocukluğumun geçtiği sokaklarda seti kurulan, haftada 3-4 defa çekimleri izleme şansını bulduğum, set aralarında neredeyse tüm ekiple tanışma fırsatım olduğu için kendimi şanslı hissetmeme sebep olan, türk dizi tarihinin şüphesiz en kaliteli polisiye dizisidir.

yeni sezonun ilk bölümü bu akşam yayınlandı. saat gece yarısını geçmiş "dün akşam...
ilk izlenimim 4. sezondan iyi, ama ilk üç sezonun da gölgesinde kalır gibi. her zamanki gibi küfür kıyamet gidiyor tabi ki. farklı ne var derseniz kedi var. verdikleri isim de çok yaratıcı bu arada "gaspi" gaspi ç.

noktalama işareti yerine kullanılan küfürlerde bıkma raddesine sadece ilk bölümüyle bile vardım. hadi insan öldürülüyor nasıl hayvan öldürüyorsun benzeri bir replik yazılıp çekilmiş. 3 kişiyi öldürüp hayatına devam eden var allah seni inandırsın. vitaminsiz mafya tiplemesi facia biz nasıl izlemişiz cemberimde gül oya'da mehmet aliyi ya. evliya olmamış polisten çok bekçi tiplemesine uygun. ana kast dışındaki oyuncular ne koyarsak izlenir diye ordan burdan toplanmış hissi var.

ilk üç sezonun verdiği etkiyi vermesini beklemiyoruz elbette, ancak gayet iyi olmuş.

bir de harun yok diye ağlamayı kesin, gidin derdinizi fatih artman'a anlatın.

yokluğunda (sezonun son bölümü gelmek üzere) toplumsal gerçekçi bir yapım arayan olursa (bkz: babylon berlin) izleyebilir. dönemleri ve anlatıları farklı olsa da toplumsal gerçekçilik açısından birbirleriyle çok benzer. lan yoksa: alamanya bizi mi kıskanıyor? ^^
özenti hans! ^^

izlemekten asla sıkılmayacağım bir dizi. 2010 yıllarında ne durumda olduğumuzu zaman zaman bölümlerden anlayabiliyoruz. dizide solcular da eleştiriliyor sağcılarda. yeri geldiğinde devletin içerisindeki yüksek mertebeleri bile eleştiren dizi. kadın haklarını savunan ve lgbt bireylerinin hakkına değinen bir dizi. karakterlerin ruhsal durumunu çok iyi şekilde yansıtması da cabası.

türk televizyonlarının gördüğü en cesur işlerden biriydi. o kadar baskıya ve sansüre rağmen, 3 sezon çok iyi götürdüler diziyi. bazı argümanlarına karşı çıkmakla beraber, politik duruşları takdire şayandı. 2019'da çekilen 4.sezon birçok yönüyle kötü bir işti. şuan devam eden paralel hikaye, çekim ekibindeki hücre tazelemelerinden mütevellit, izlenebilecek kıvamda.