bir tanrıya inanmadan kutsal kitapları okumak

bir tanrıya inanıp, kutsal kitapları okumamak daha yaygın olduğu için garipsenen durum.

belki de inanmak istediği içindir.

la fonten okurmuş gibi hissetmeye yarayan durum.

kitapçıya girdiğinde çok satanlar kısmına ilerlemek gibidir. ciddi bir tanım yapmak gerekirse de kutsal kitapları okumanın tanrının varlığına inanıp inanmamakla alakası olmadığından sadece meraktan bile yapılabilecek eylemdir. ki bence, bir tanrı inancı olmadan veya oluşmadan kutsal kitapları okumak daha doğru olabilir. kutsal kitaplarda anlatılan tanrı ve dinlerin insanların inandıkları ile aynı olmadığı görüşündeyim. bu yüzden belki de başlığın bahsettiği şekilde okumak inancın oluşmasını sağlayabilir (belki?)

doğrusunun da bu olması gerekir. önce okunur, araştırılır kafaya yatarsa tanrının varlığına, peygamberlere inanılır.

yazma uğraşı olan insanlara özellikle tavsiye edilebilecek bir okumadır. kutsal metinlerin tıpkı mitolojik metinler gibi hayal gücünü besleyici ve ilham verici bir yönü vardır. thomas paine'in "akıl çağı" kitabında eski ve yeni ahitin yazıldığı söylenen zamanlarda yazılmış olamayacağı bir bir kanıtlanmış olsa da bu kitaplar anlatım gücü olarak oldukça tatmin edicidir.

saygi duyulasi eylem. bir de tanriya inanip hicbir kutsal kitap okumamis olanlar var. sorsan kendini evliya sanar.

gereksiz bir eylemdir. zaman kaybı

bir kitap varsa ortada okunmak için vardır. sadece anlamak için okuyan herkes her kitabı okumalıdır ama anlamak istemeyerek, daha doğru mu yanlış mı diye düşünmeden zaten yanlıştır diye okumak, okudum demek için okumak yanlıştır. inanmayan insan anlamak için okuyup da inanır ya da inanmazsa bu kişinin kendi doğrusu için atacağı adımdır.

masal okumak gibidir.

üzerine biraz düşünerek okunması gerekir. inanan da inanmayan da okumalıdır. üzerine düşünmeden okuyanlar garip iddialarda bulunabiliyorlar :).

maalesef türkiye'deki çoğu kişi -inançlı veya inançsız fark etmeksizin- okuduğunu anlama konusunda büyük sıkıntı yaşadığından veya direkt okumaya/araştırmaya üşendiğinden komik iddialarla karşılaşabiliyoruz.
üstüne de diğer inançları hiç araştırmadan, kulaktan dolma bilgilerle "bak isa horus hehehe aynılar. horus şunu yapmış isa bunu yapmış" diyerek kendilerini tatmin ediyorlar sanırım. (çevrelerindeki inançlıları bu konuda sürekli yargılayan inançsız kişilerin bu davranışları bizzat kendilerinin sergilemesi de manidar).

bilgili olduğunuzu sanıyor ama kutsal yazıları ve tanrı'nın gücünü bilmediğiniz için yanılıyorsunuz kardeşler/ abiler/ ablalar.
isa mesih şöyle diyor: "nasıl yargılarsanız öyle yargılanacaksınız."
lütfen yargılamadan önce araştıralım :).

bir tanrıya inanarak kutsal kitap okumaktan daha verimlidir.

daha objektif değerlendirme imkanı bulursunuz böylece.

akademisyenlerin ve entelektüellerin alanları ile ilgili her kaynağı bilimin konusu yaptıklarını anlatan başlıktır.

kutsal kitaplar zaten tanrıya inanmak içindir okumadan önce bir tanrıya inanmak asıl absürt olan durumdur

bir tez'e antitez üretmek için teze hakim olmanın gerektiği konulardandır. eğer bir konuyu araştırıyorsanız tek taraflı okumalardan kaçınmak gerekir. bu tüm düşüncelerde geçerlidir. aksi taktirde boş konuşmanın ötesine geçmeniz çok mümkün değildir.

"homeros veya hesiodos okumak için zeus'un varlığına inanmak mı gerekir?" sorusunu aklıma getiren başlık.

ben lise yıllarımda islamiyet ile ilgili şüpheye düştüğüm zaman okumaya karar verdim. gerçi küçükken zaten kur'an kursuna gitmiştim. ancak bu sefer elmalı hamdi yazır tefsirini de alıp hem orijinalinden hem de tefsirinden karşılaştırmalı okudum, burada kimsenin inancına dil uzatmam ancak bana pek makul ve akilane gelmedi anlatılanlar. zaten o ara dinden iyice koptum. bir daha da geri dönmedim.

inanarak okumaktan farksızdır. ben de değişik dinlerin kutsal kitaplarını okudum, saçma gelen şeyler olsa bile alay etmedim. buna inanan insan var sonuçta. benim inanmamam, onun mantıksız olduğunu göstermez. ya da onun mantıksız oluşu, yanlış olduğunu göstermez.

roman okumaktan farkı olmayandır. romanlara püü bak bak kafadan neler sallamış ne okucam bee! diyor musunuz?