41.
oysa karanlığın, düşüncenin tutsağı olan hayal bıktırıcıdır, uçup gitmeye hazır oluşu yanında, aşağılık bir tekdüzeliği vardır.
beyaz geceler, sayfa: 32, fyodor mihayloviç dostoyevski.
beyaz geceler, sayfa: 32, fyodor mihayloviç dostoyevski.
devamını gör...
42.
"epey ülke gördüğüm ve epey kitap okuduğum bir ömrün sonunda, rumen köylüsünün haklı olduğu sonucuna vardım.o hiçbir şeye inanmayan, insanın mahvolmuş olduğunu, yapacak bir şey kalmadığını düşünen ve kendini tarih tarafından ezilmiş hisseden köylünün…"
emil cioran
emil cioran
devamını gör...
43.
"gök ile yer arasında köprü kuran asa misali batın ile zahir arasında gidip geliyor insan.."
aret vartanyan
aret vartanyan
devamını gör...
44.
"dostum, kadınlara inanma! vaatlerine gül geç! çünkü onların iyi ya da kötü halleri ferçlerinin heveslerine bağlıdır. güya aşktan söz ederler; oysa hainlik onları sarıp giysilerinin titreşiminde şekillenir. yusufun dediklerini saygıyla anımsa; âdem'i cennetten kovdurmak için iblisin kadını kullandığını unutma! kınamalarından da vazgeç dostum! bir işe yaramaz! çünkü yarın kınadıklarının nezdinde temiz sevginin yerini çılgınlık alacaktır. hele hiç şöyle deme: aşka düşersem, âşıkların çılgınlığına kapılmayacağım! kapılırsın. sakın bunu söyleme! çünkü gerçekte kadınların ayartısından yakasını sıyırmış bir erkek, olmayacak şeydir."
binbir gece masalları
binbir gece masalları
devamını gör...
45.
devamını gör...
46.
sen ve ben şu koskoca dünya da önemsisiz.
sen ve ben hayatımın filminde başroldeyiz.
ben figüran oldum çoğu zaman
sen yazdın senaryoyu
ben rol yapamadım.
sen yonetemedin.
sen ve ben hayatımın filminde başroldeyiz.
ben figüran oldum çoğu zaman
sen yazdın senaryoyu
ben rol yapamadım.
sen yonetemedin.
devamını gör...
47.
“sen bu karanlık ömrümün içine bir sevinç ışığı gibi, kurumaya yüz tutan ekinlere can veren bir nisan yağmuru gibi birdenbire geldin.”
sabahattin ali
sabahattin ali
devamını gör...
48.
a great deal of intelligence
can be invested in ignorance
when the need for illusion
is deep.
— saul bellow
çevirisi:
derin bir illüzyon ihtiyacı olduğunda zekanın ciddi bir kısmı cehalete yatırılabilir.
can be invested in ignorance
when the need for illusion
is deep.
— saul bellow
çevirisi:
derin bir illüzyon ihtiyacı olduğunda zekanın ciddi bir kısmı cehalete yatırılabilir.
devamını gör...
49.
anadolu’da kurtlar bir belalıdır demiş ve devam etmiş büyük usta: bir kurt, bir koyun veya keçi sürüsüne dalar, kurt sadece bir tanesini alır götürür ancak bütün sürüyü parçalar.
kurt dalmış sürüden artık hayır yoktur...koyundan, keçiden başka geçimi olmayan anadolu köylüsü, eğer sürüsüne böylesine kurt girmişse çöker, biter, açlıkla karşı karşıya kalır.
bu nedenle kurt gittikten sonra, sabah olduğunda sürü sahipleri gördükleri manzara karşısında donar kalır ve içleri kurda karşı kinle, öfkeyle dolar…
bu durumda köylü, kurttan öcünü almak ister. atlarına binerler, köpeklerini, iplerini alırlar, kurt avına çıkarlar. kurtları intikam için diri yakalamaktır en büyük amaçları.
usulünü de bilirler ve sonuçta kurtları diri diri yakalarlar.
kin bağladıkları, öç almak istedikleri kurda bir fiske bile vurmazlar.
kurdu hiç incitmezler.
yalnız sağlam bir telle ya da kirişle kurdun boğazına bir çıngırak takarlar ve kurdu okşayarak, sırtını sıvazlayarak ve sevecenlikle öperek salıverirler.
boğazı çıngıraklı kurt sevinerek, koşarak ayrılır köylülerden.
ancak çıngıraklı kurt hiçbir canlıya yaklaşamaz çünkü çıngırak sesini duyan her hayvan önceden kaçar, kurt ise boğazında çıngırak, bozkırlar boyunca, dağlar boyunca boşu boşuna koşar durur.
sonunda kurt dağlarda açlıktan önce yavaş yavaş zayıflar, sonra zayıflıktan güçsüz düşer ve sonunda bağıra, bağıra, bağıra ölür.
bu, insan aklına gelen işkencelerin, zulümlerin en korkunçlarından birisidir.
kurt ancak aç kalınca anlar, boynuna çıngırak geçirilirken kendisini okşayanların, sırtını sıvazlayanların ve kendisini sevecenlikle öpenlerin niyetini. ancak iş işten geçmiştir…
(bir gün toplumca uyanmamız dileğiyle)
yaşar kemal
kurt dalmış sürüden artık hayır yoktur...koyundan, keçiden başka geçimi olmayan anadolu köylüsü, eğer sürüsüne böylesine kurt girmişse çöker, biter, açlıkla karşı karşıya kalır.
bu nedenle kurt gittikten sonra, sabah olduğunda sürü sahipleri gördükleri manzara karşısında donar kalır ve içleri kurda karşı kinle, öfkeyle dolar…
bu durumda köylü, kurttan öcünü almak ister. atlarına binerler, köpeklerini, iplerini alırlar, kurt avına çıkarlar. kurtları intikam için diri yakalamaktır en büyük amaçları.
usulünü de bilirler ve sonuçta kurtları diri diri yakalarlar.
kin bağladıkları, öç almak istedikleri kurda bir fiske bile vurmazlar.
kurdu hiç incitmezler.
yalnız sağlam bir telle ya da kirişle kurdun boğazına bir çıngırak takarlar ve kurdu okşayarak, sırtını sıvazlayarak ve sevecenlikle öperek salıverirler.
boğazı çıngıraklı kurt sevinerek, koşarak ayrılır köylülerden.
ancak çıngıraklı kurt hiçbir canlıya yaklaşamaz çünkü çıngırak sesini duyan her hayvan önceden kaçar, kurt ise boğazında çıngırak, bozkırlar boyunca, dağlar boyunca boşu boşuna koşar durur.
sonunda kurt dağlarda açlıktan önce yavaş yavaş zayıflar, sonra zayıflıktan güçsüz düşer ve sonunda bağıra, bağıra, bağıra ölür.
bu, insan aklına gelen işkencelerin, zulümlerin en korkunçlarından birisidir.
kurt ancak aç kalınca anlar, boynuna çıngırak geçirilirken kendisini okşayanların, sırtını sıvazlayanların ve kendisini sevecenlikle öpenlerin niyetini. ancak iş işten geçmiştir…
(bir gün toplumca uyanmamız dileğiyle)
yaşar kemal
devamını gör...
50.
dans et şampiyon, kimsesizler yurdundaki yalnız çocuklar için dans et. çocuklar için salla yumruklarını. kiralarını ödeyemeyen işsizler için dans et. şu alçağın işini bitir!
meyhanedeki ayyaşlar için dans et şampiyon, kanserden ölen yoksul hastalar için, kefaletleri ödenmeyen sefil mahkumlar için, herkesin terkettiği eroinmanlar için, kocaları olmayan gencecik hamile kızlar için. dans et şampiyon, savaş onlar için! şu aşağılık herifin işini bitir!
çenelerini dağıt hepsinin. düşkünler yurdundaki zavallılar için, emeklilik maaşı alamayan yaşlılar için, pis bir sokakta müşteri bekleyen yaşlı ve yorgun fahişeler için… meyhanelerde oturmuş demlenen bütün yalnız kalpler için, bilardo salonlarındaki yalnızlar için, sokak köşelerindeki yalnızlar için. dans et şampiyon, savaş onlar için!
temizlik işçileri için salla yumruklarını; hava limanlarında, otobüs duraklarında, benzin istasyonlarında yerleri süpüren küçük insanlar için. savaş onlar için şampiyon.
otellerde yatakları yapıp tuvaletleri temizleyen küçük odacı kızlar için dersini ver şu aşağılık herifin! seni kurtaranlar senatör değildi, vali değildi, başkan değildi. sokaktaki insanlar kurtardı seni. şimdi sokaklar adına savaş, hadi evlat, işini bitir şu aşağılık herifin! bu ring ikinize fazla. hadi bitir işini, suratını paramparça et. yoksullar adına şampiyon, yoksullar adına!
hadi yavrum salla yumruklarını! muhammet ali’yi hiç kimse yenemez, hiç kimse. sadece cassius clay yenebilir ama o da bu akşam aramızda değil! dans et şampiyon, hadi oğlum dans et! (angelo dundee)
muhammed ali vs george foreman boks maçı esnasında antrenörü angelo dundee tarafından ali'ye söylenen sözler. adam hem yazmış, hem oynamış, hem de oynatmış. bu saatte aklıma nereden geldi? bilemiyorum.
devamını gör...
51.
celladımla söyleştim. uzak düştüm tanrıların buyruklarına. mağaralara ve mağmalara akıttım dölümü, ayrıştım suya ve mayama.
üç ateş yandı, birinin küllerinde sen. simurg'a özürsüz giden.
bu kaçıncı cüz, kaçıncı havf ve recâ.. incit kendini abdal, incit kendini. herkes içindi, ah, kırılan dal.
suları yorumladım, telaşlı bir tutkuyla geldim bir nehrin kendine döküldüğü yere.
taşların sabrını gördüm, bildim başlangıcı. dilimin kendini soktuğu yılandım ben, emzirdim kendimi kendimle. yetim kılınan bendim oysa bu sar’alı hayattan, çarmıhtaki meryem hakkı için..
kör bir oğuldum çarmıh çarmıh gerildim zamana.
metin kaygalak
üç ateş yandı, birinin küllerinde sen. simurg'a özürsüz giden.
bu kaçıncı cüz, kaçıncı havf ve recâ.. incit kendini abdal, incit kendini. herkes içindi, ah, kırılan dal.
suları yorumladım, telaşlı bir tutkuyla geldim bir nehrin kendine döküldüğü yere.
taşların sabrını gördüm, bildim başlangıcı. dilimin kendini soktuğu yılandım ben, emzirdim kendimi kendimle. yetim kılınan bendim oysa bu sar’alı hayattan, çarmıhtaki meryem hakkı için..
kör bir oğuldum çarmıh çarmıh gerildim zamana.
metin kaygalak
devamını gör...
52.
"if you really want to piss people off, you can do two things: attain some happiness or tell the truth." — tennessee williams
çevirisi: gerçekten insanları sinir etmek istiyorsanız, iki şey yapabilirsiniz: bir şekilde mutluluğa ulaşmak veya gerçeği söylemek.
çevirisi: gerçekten insanları sinir etmek istiyorsanız, iki şey yapabilirsiniz: bir şekilde mutluluğa ulaşmak veya gerçeği söylemek.
devamını gör...
53.
devamını gör...
54.
kâmran, görüyorsun ki bizi her şey birbirimizden ayırıyor. seninle artık iki düşman bile değiliz; birbirini hiç, ama hiç görmeyecek iki yabancıyız.
(bkz: reşat nuri güntekin)
(bkz: reşat nuri güntekin)
devamını gör...
55.
" yalnızlık dünyayı doldurmuş. sevmek , bir insanı sevmekle başlar her şeye. burada her şey bir insanı sevmekle bitiyor. "
sait faik abasıyanık - alemdağ'da var bir yılan
sait faik abasıyanık - alemdağ'da var bir yılan
devamını gör...