41.
içinizden ne geliyorsa yazın gitsin. yaza yaza açılırsınız. oradan buradan araklamakla bir yere varamazsınız. hayır yani başkasının emeğinin, düşüncesinin üstüne çökünce elinize ne geçiyor. sadece mide bulandırıcı bir hırsız oluyorsunuz.
devamını gör...
42.
yok artık burada da mı hırsızlık?
yani çalıntı tanım girmek de ne bileyim.. neyi kanıtlamaya çalışıyor acaba bu arkadaşlar?
yani çalıntı tanım girmek de ne bileyim.. neyi kanıtlamaya çalışıyor acaba bu arkadaşlar?
devamını gör...
43.
yapılan yanlış ama bunun gündem olmasının sebebi yine buradaki aşırı duygusal yazarlar..
buradaki insanları gözünüzde aşırı büyütüyorsunuz, hepiniz bu ülkenin tipik insan profilinin yansımalarısınız.. birisi bir iki güzel bir şey yazınca hemen göklere çıkarıyorsunuz, hayranı oluyorsunuz fanı oluyorsunuz.. söz konusu yazarın nickaltına baktım, tam 8 sayfa entry döşenmiş, hatta "bugün nickaltına yazı girilmemiş, ben görevi ben yapayım" diye yazılar var, işsiz misiniz olm siz..? tamam, bir yazarı seversin, hatta bu yazar buradaki herkesin sevgisini kazanabilir, ama onu böyle yüceltmek, ulaşılamaz bir yere koymak neden..? bu kadar yüksekte konumlandırdıktan sonra bir hatasını görünce de, öyle bir hayal kırıklığına uğruyorsun ki, sonra da ister istemez linç ediyorsun, linçe uğruyor o yazar..
başlık konusu ile ilgili olarak da, bu ülkede, yetenek sizsiniz programında facebooktaki komik sözler, hikayeleri ezberleyip stand-up şovu yaparak birinci olmuş, 500 binlira ödül kazanmış genç çocuk var.. o sebeple emek hırsızlığı ciddi bir ülke sorunu diyebiliriz..
ancak çalıntı tanım girme eylemi düşündüğünüz kadar kapsamlı olmamalı.. evet özlü sözler, şiirler, kitap alıntıları vs. belirtilmeli ancak, bilimsel bir konu veya bir şeyin detaylıca bir tanımı yapılıyorsa kaynak belirtmesine gerek yok diye düşünüyorum..
örneğin suyun tanımına 2 hidrojen ve bir oksijenden oluşan kovalent bağlı bileşik yazabilmek için kaynak belirtmeye gerek yok herhalde..
buradaki insanları gözünüzde aşırı büyütüyorsunuz, hepiniz bu ülkenin tipik insan profilinin yansımalarısınız.. birisi bir iki güzel bir şey yazınca hemen göklere çıkarıyorsunuz, hayranı oluyorsunuz fanı oluyorsunuz.. söz konusu yazarın nickaltına baktım, tam 8 sayfa entry döşenmiş, hatta "bugün nickaltına yazı girilmemiş, ben görevi ben yapayım" diye yazılar var, işsiz misiniz olm siz..? tamam, bir yazarı seversin, hatta bu yazar buradaki herkesin sevgisini kazanabilir, ama onu böyle yüceltmek, ulaşılamaz bir yere koymak neden..? bu kadar yüksekte konumlandırdıktan sonra bir hatasını görünce de, öyle bir hayal kırıklığına uğruyorsun ki, sonra da ister istemez linç ediyorsun, linçe uğruyor o yazar..
başlık konusu ile ilgili olarak da, bu ülkede, yetenek sizsiniz programında facebooktaki komik sözler, hikayeleri ezberleyip stand-up şovu yaparak birinci olmuş, 500 binlira ödül kazanmış genç çocuk var.. o sebeple emek hırsızlığı ciddi bir ülke sorunu diyebiliriz..
ancak çalıntı tanım girme eylemi düşündüğünüz kadar kapsamlı olmamalı.. evet özlü sözler, şiirler, kitap alıntıları vs. belirtilmeli ancak, bilimsel bir konu veya bir şeyin detaylıca bir tanımı yapılıyorsa kaynak belirtmesine gerek yok diye düşünüyorum..
örneğin suyun tanımına 2 hidrojen ve bir oksijenden oluşan kovalent bağlı bileşik yazabilmek için kaynak belirtmeye gerek yok herhalde..
devamını gör...
44.
öncelikle kendimi açıklamakta bu kadar geç kalmamın sebebi, beni hedef gösteren yazarımıza mesaj atmış olmamdır.
konuya açıklık getirmek istiyorum:
safiye ali başlığına yazdığım tanımı ilk olarak tırnak içinde paylaştım.
tırnak işaretinin kullanım alanlarından biri de alıntı yapılan metinler içindir.
fakat ilgili yazarımız şikayet etmiş tanımımı yönetim uyarınca alıntı kutusuna aldım.
burada kendi cümlelerimle yazmadığım bütün tanımları tırnak içine aldım.
ekşi sözlükten gelen bir alışkanlıktır bu, orada alıntı kutusu yoktur..
benim hatam ise alıntı kutusunu daha işlevsel kullanmamak.
yarım saat bir saat emek vererek yazdığım tanımlarım var. bu başlığa yazılan bütün tanımları üzüntüyle okudum.
bir yazarımız da:
"bunu yapan dışarıda hırsızlık da yapar " demiş.
ailemin bana öğrettiği en önemli şey ne olursa olsun helal kazanmaya çalışmak gerektiği.
bilip bilmeden insanları yaftalamak, linçi etmek çok kolay. popüler olan neyse ona yönelir insanlar.
bir yazarımız da kafa sözlük'ün kalitesini düşürdüğümü söylemiş.
bana yapılan, emek vererek yazdığım tanımlara yapılan ciddi bir haksızlık olduğunu düşünüyorum.
tabii insanız hata yapmış olabilirim, hatam olduysa affola.
fakat yine de herkese teşekkür ediyorum.
burada kimseyi kırmamaya özen gösterdim, sanırım kırmadım da.
bilmeden kırdıklarım olduysa çok özür dilerim.
burayı fazla ciddiye alıyorsun diyebilirsiniz evet alıyorum çünkü ben burada neysem sosyal hayatımda da oyum.
profilim hobaaada ne varsa onu yansıtıyordu.
sosyal hayatımda da gülücüksüz konuşmam, tanımlarım da da bunu yansıttım.
sosyal hayatımda üzülünce geri çekilirim kaçarım, susarım burada da öyle yapacağım.
çok uzattım ama zaten bu son tanımım.
yönetimden beni uçurmalarını istedim ve birazdan bu gerçekleşecek.
gitmeden önce naçizane tek tavsiyem, insanları bilip bilmeden linçlemeyin.
kırıp dökmek, kalp kırmak kolaydır.
ben bugün giderim, unutulurum bana yazılanları da unuturum.
ama taraf olmak zorunda hissetmeyin kendinizi.
herkese teşekkürler bazılarınıza daha çok.
keyifli sözlükler, iyi bakın kendinize .
konuya açıklık getirmek istiyorum:
safiye ali başlığına yazdığım tanımı ilk olarak tırnak içinde paylaştım.
tırnak işaretinin kullanım alanlarından biri de alıntı yapılan metinler içindir.
fakat ilgili yazarımız şikayet etmiş tanımımı yönetim uyarınca alıntı kutusuna aldım.
burada kendi cümlelerimle yazmadığım bütün tanımları tırnak içine aldım.
ekşi sözlükten gelen bir alışkanlıktır bu, orada alıntı kutusu yoktur..
benim hatam ise alıntı kutusunu daha işlevsel kullanmamak.
yarım saat bir saat emek vererek yazdığım tanımlarım var. bu başlığa yazılan bütün tanımları üzüntüyle okudum.
bir yazarımız da:
"bunu yapan dışarıda hırsızlık da yapar " demiş.
ailemin bana öğrettiği en önemli şey ne olursa olsun helal kazanmaya çalışmak gerektiği.
bilip bilmeden insanları yaftalamak, linçi etmek çok kolay. popüler olan neyse ona yönelir insanlar.
bir yazarımız da kafa sözlük'ün kalitesini düşürdüğümü söylemiş.
bana yapılan, emek vererek yazdığım tanımlara yapılan ciddi bir haksızlık olduğunu düşünüyorum.
tabii insanız hata yapmış olabilirim, hatam olduysa affola.
fakat yine de herkese teşekkür ediyorum.
burada kimseyi kırmamaya özen gösterdim, sanırım kırmadım da.
bilmeden kırdıklarım olduysa çok özür dilerim.
burayı fazla ciddiye alıyorsun diyebilirsiniz evet alıyorum çünkü ben burada neysem sosyal hayatımda da oyum.
profilim hobaaada ne varsa onu yansıtıyordu.
sosyal hayatımda da gülücüksüz konuşmam, tanımlarım da da bunu yansıttım.
sosyal hayatımda üzülünce geri çekilirim kaçarım, susarım burada da öyle yapacağım.
çok uzattım ama zaten bu son tanımım.
yönetimden beni uçurmalarını istedim ve birazdan bu gerçekleşecek.
gitmeden önce naçizane tek tavsiyem, insanları bilip bilmeden linçlemeyin.
kırıp dökmek, kalp kırmak kolaydır.
ben bugün giderim, unutulurum bana yazılanları da unuturum.
ama taraf olmak zorunda hissetmeyin kendinizi.
herkese teşekkürler bazılarınıza daha çok.
keyifli sözlükler, iyi bakın kendinize .
devamını gör...
45.
genel olarak alıntı ve çalıntı tanım girildikten sonra duygusal veda mesajları atılıp " gitme, nereye, sensiz ne yaparız" gibisinden mesajları beklerler ve 2 gün sonra hiçbir şey yokmuş gibi geri dönerler.
devamını gör...
46.
yazanı değerli kılar.
devamını gör...
47.
çok saçma yani bu konunda da çalıntı kopyalama vesaire yapmayın be kardeşim
devamını gör...
48.
çok yumuşatmasak mı sanki, yovvşaklık deyip geçsek. mesela geçen gün yıllardır arkadaşlarımla aramızda yaptığımız ''punkçı ecevit'' şakamı yazamadım buraya. ekşi sözlükte biri yazmış çünkü, dedim lan biri çıkar bi şey der. hırsız gibi olmayalım. en az 17 bayan kadın mesajı bekliyordum hem de, buna rağmen yapmadım.
yazdığım sözlüklerde buraya bir şey taşırsam da o sözlüktekini siliyorum zaten, hırsız demesinler diye yine. kendinize hırsız dedirtmeyin arkadaşlar. hırsızlar genelde sevilmezler, bakmayın siz bizim ülkeye.
yazdığım sözlüklerde buraya bir şey taşırsam da o sözlüktekini siliyorum zaten, hırsız demesinler diye yine. kendinize hırsız dedirtmeyin arkadaşlar. hırsızlar genelde sevilmezler, bakmayın siz bizim ülkeye.
devamını gör...
49.
belki benim tanımım döne dolaşa senin copy paste'ine girmiştir.
devamını gör...
50.
çalıntı değil de bazen bir başlıktaki tüm yazılar okunmuyor ve fikir beyan edilme ihtiyacı hissediliyor ve o da ne zaten senin cümlelerine benzer cümleler kurulmuş. bu durum çalıntı sayılmıyor galiba, sayılmamalı.
devamını gör...
51.
çalıntı ya da hırsız ağır ithamlar. kaynak belirtmeden/alıntı yapmadan tanım girmek diyebiliriz.
bahsi geçen yazarın sözlükten gitmesine üzüldüm ama evernevergreen'in haksız olduğunu söyleyemeyiz. tamamen haklı da değil.
bir yazarın tanımlarının neredeyse çoğu copy/paste idi. adını hatırlamıyorum. kullanılan siteyi ve örnek tanımları moderatöre gönderdim. tanımlarına kaynak eklemesi yaptı.
basit bir şekilde çözülecek şeylerin linç kültürüyle dallanıp budaklanması hoş değil.
bahsi geçen yazarın sözlükten gitmesine üzüldüm ama evernevergreen'in haksız olduğunu söyleyemeyiz. tamamen haklı da değil.
bir yazarın tanımlarının neredeyse çoğu copy/paste idi. adını hatırlamıyorum. kullanılan siteyi ve örnek tanımları moderatöre gönderdim. tanımlarına kaynak eklemesi yaptı.
basit bir şekilde çözülecek şeylerin linç kültürüyle dallanıp budaklanması hoş değil.
devamını gör...
52.
ara-sıra benim de gerçekleştirdiğim eylem. zerre pişmanlık duymuyorum.
ben bu sözlüğün en iyi hırsızıyım. varsa benden hırsızı gelsin meydan okusun. hatta size bir örnek göstereyim,
şu entrymde "benimdir" yazmışım: #858571
ve bu entrymde de ilk yine "benimdir" yazmışım hatta aynı günde: #854308
hırsızlığa bakın. abi bu kadarı da fazla yahu. benim gibi hırsızlar, yaşlanınca gider banka soyar. fenayım abi, başa belayım. hatta kendi tanımımı çalarak bir ilk gerçekleştirmişim. helal olsun. hırsız da benim, mağdur da benim.
(bkz: yüzsüz olmak)
tanım; çalıntı entry girme eylemidir.
ben bu sözlüğün en iyi hırsızıyım. varsa benden hırsızı gelsin meydan okusun. hatta size bir örnek göstereyim,
şu entrymde "benimdir" yazmışım: #858571
ve bu entrymde de ilk yine "benimdir" yazmışım hatta aynı günde: #854308
hırsızlığa bakın. abi bu kadarı da fazla yahu. benim gibi hırsızlar, yaşlanınca gider banka soyar. fenayım abi, başa belayım. hatta kendi tanımımı çalarak bir ilk gerçekleştirmişim. helal olsun. hırsız da benim, mağdur da benim.
(bkz: yüzsüz olmak)
tanım; çalıntı entry girme eylemidir.
devamını gör...
53.
bir keresinde youtube yorumu çok hoşuma gidip alıp buraa yazmıştım bayada tutmuştu.
allahım sen affet.
allahım sen affet.
devamını gör...
54.
bu durum kimse kusura bakmasın, yoldaş benjamin'nin yönetim fiyaskosudur. birçok yazar kendisini, puanlama sistemi üzerinden açık veya kapalı bir şekilde eleştirdi. bu politikanın yazarların kendisini yarış atı gibi hissetmesine, belirli bir yaş grubunun haddinden fazla aktif olmasına ve birçok şeye neden olduğu konusunda, eleştiriler sıralandı. evet sozluk'te birçok olumlu yön var ve buna istinaden çoğumuz, saman altı edip yazmaya devam ediyoruz. yani arkadaş ben neden beni takip eden yazarları görmem için belirli bir karmaya ulaşıp oraya puan yatırıp bu özelliği aktif edebiliyorum? allah aşkına biri bana bu durumun akılcı bir tarafını açıklasın. tamam sözlük yer edinmeye çalışıyor, bunun için de tanım sayıları önem arz ediyor fakat aylar önce söylediğim gibi kontrolsüz bir büyüme, istenmeyen sonuçlar doğurur.
bakın ortada bir ihtiyaç var, insanlar kaliteli, seviyeli, trollü az olan bir ortamın hasretiyle yanıp tutusuyordu uzun zamandır. sağolsun yoldaş ve ekibi bu durumu farkedip sonunda taşın altına elini sokup, ortaya böyle bir yer koydular. ekşi sozluk'te kafa sözlük başlığını görünce bir umutla koşup geldim, çok geçmeden doğru yere geldiğimi farkedip yazarlık aldım. eminim birçoğumuz benim gibi hissetti. yoldaş'a ve ekibine haksızlık yapmak istemiyorum çünkü önemli bir girişim bu, hem onlar için hem bizim için hem de ülke için. ülke için diyorum çünkü turkiye' de internet ortamı, tımarhaneye dönmüş durumda, nefes alacak alan yok. yabancı dil bilenler, bunun daha da farkında. ingilizce dünya'daki kalite ortada.
şu sozluk'te gerçekten uzun süredir görmediğim kalitede yazan insanlar var, lütfen yönetim politikalarınızı gözden geçirin, hiçbir şey değişmez değildir. yazarları yarış atı olarak görmekten vazgeçin, en azından bunu hissetirmeyin.
bakın ortada bir ihtiyaç var, insanlar kaliteli, seviyeli, trollü az olan bir ortamın hasretiyle yanıp tutusuyordu uzun zamandır. sağolsun yoldaş ve ekibi bu durumu farkedip sonunda taşın altına elini sokup, ortaya böyle bir yer koydular. ekşi sozluk'te kafa sözlük başlığını görünce bir umutla koşup geldim, çok geçmeden doğru yere geldiğimi farkedip yazarlık aldım. eminim birçoğumuz benim gibi hissetti. yoldaş'a ve ekibine haksızlık yapmak istemiyorum çünkü önemli bir girişim bu, hem onlar için hem bizim için hem de ülke için. ülke için diyorum çünkü turkiye' de internet ortamı, tımarhaneye dönmüş durumda, nefes alacak alan yok. yabancı dil bilenler, bunun daha da farkında. ingilizce dünya'daki kalite ortada.
şu sozluk'te gerçekten uzun süredir görmediğim kalitede yazan insanlar var, lütfen yönetim politikalarınızı gözden geçirin, hiçbir şey değişmez değildir. yazarları yarış atı olarak görmekten vazgeçin, en azından bunu hissetirmeyin.
devamını gör...
55.
(bkz: 128 milyar tanım nerede?)
devamını gör...
56.
bahsi geçen yazar sevilen biriydi. ben de severdim ama böyle bir şey olduğunu görmek beni biraz üzdü. kendisi tırnak içinin başka birinden alıntı yaptığını o amaçla kullandığını yazmış ama bir şeyi belirtmek için de kullanılır yani ben öyle anlardım. bir de alıntı butonuna basmak o kadar da zor olmamalı diye düşünüyorum ama yine de herkesin kendine göre doğruları vardır. yukarıda bir yazarın söylediği gibi baştan uyarmak daha da iyi olurdu. böylece kimsenin kalbi kırılmazdı ve linç yemezdi. linç yemek gerçekten de berbat bir durum. bir kere gururunuz eksiliyor. neyse ne diyelim ölen öldü kalan kaldı. hadi kal sağlıcakla.
devamını gör...
57.
e siz seversiniz yalandan da olsa aforizma kasan tanımlara. bir de tabi haddinden fazla değer verme meselesi var.
- hiç şaşırmadığım olaydır.
- hiç şaşırmadığım olaydır.
devamını gör...
58.
çok çok çok kötü bir davranış biçimi. bence bilmediği konuları ezberleyip gelip bu gibi platformlara yazmak kadar. ha bu dediğim serbesttir ama bir de böyle yazarlar çok bilgilidir bizim gözümüzde. takipçileri çoktur, beğenileri fazladır falan. yine çok samimiyiz alkış bize.
devamını gör...
59.
okuduğumda ohalardan oha beğendiğim bir örneği şu şekildir. asıl kaynak 1
girilen tanım #916979
asıl kaynak 2
üstelik alıntı yapılan kaynak da copy+paste korumalı iyi mi!* üşenmeden yazdın mı lan bunu oturup aynen.* bir cümle değil, iki cümle değil tam 259 sözcük ; üşenmedin mi hiç arkadaş??
hikayenin başlangıcı kaliforniya’daki edwards hava üssü’nde 1949 yılına kadar gidiyor. murphy’nin, amerikan hava kuvvetlerinin mx981 kod adlı, çarpışma testi araştırma projesi sırasında john stapp tarafından meşhur edilmesine dayanıyor.
kanunun isim babası, o sırada mühendis bir yüzbaşı olan ed murphy. gerginlik ölçen algılayıcılarda kablolamadan doğan sürekli hatalardan bıkan murphy, kablolamayı yapan teknisyene kızgınlığını “bir işi yanlış yapmanın bir yolu varsa, bu adam onu mutlaka bulur” diyerek dile getiriliyor. buradaki komedi potansiyelini gören iş arkadaşları, murphy’nin bu cümlesi ve çeşitli varyasyonlarına “murphy’nin kanunları” adını veriyorlar ve aralarında esprili bir şekilde yaymaya başlıyorlar.
bu kanunların kapalı bir çalışma ortamı olan bu hava üssünden, halka ve dünyaya yayılmasının sebebi de yine john strapp. proje ile ilgili yaptığı basın toplantısında gazetecilere şöyle diyor: “yıllardır yaptığımız çarpışma testlerinin güvenle devam etmesi; murphy kanunları’na kalpten inanmamız ve kaçınılmaz olan sonuçları sürekli görmezden gelmemizden kaynaklanmaktadır!”.
bu basın toplantısı ve ardından murphy kanunu’nun bazı reklamlarda kullanılması, bir anda kamuoyunda bir ilgi patlamasına yol açmış ve “murphy kanunları” önce amerikan toplumunda, sonra dünyada bir anda büyük bir ilgi ile karşılaşmıştır.
bir kaç ay içinde “murphy’nin kanunları”, mühendislik sahasında çalışanlar arasında yayıldı ve 1958′de de nihayet webster’in sözlüğüne girdi.
bir proje üzerinde çalışırken işlerin sürekli ters gitmesini eleştirmek üzere bir dizi kuramlar geliştiren murhpy, aynı yıllarda new york menşeli ‘harvey hutter’ yayınevi tarafından derlenerek bir kitap haline getirilince bir anda kendi adıyla anılan kuramları ile birlikte dünya çapında ün kazandı. teknoloji, aşk, askerlik ve hukuk ile ilgili günlük hayatta yaşanan sorunları gözler önüne seren ve zaman zaman da pratik çözümler sunan ‘murhpy kanunları’, 1949 yılından sonra başkaları tarafından da geliştirildi.
tırnak içinde verilmiş olsa da şu cümlenin sonundaki "2" nedir arkadaş?
"eğer kendinizi iyi hissediyorsanız, üzülmeyin geçer." [2]
15 haziran ilavesi: galiba yazar değil de moderasyon alıntı şeysi koymuş tanıma ama sanki tanım baştan öyle girilmiş gibi "son düzenlenme tarihi" görünmüyor. ha şu an hala ilk paragrafı alıntı şeysi dışında ama o da alıntı arkideş. buradan
bir nevi başarısızlıklar veya şanssızlıklar üzerine yoğunlaşmış olan mühendis edward a. murphy jr tarafından ortaya atılan murphy kanunları için kaynak araştırması yapıldığında pek çok değişik hikaye ile karşılaşılıyor. konu hakkında yazılmış pek çok kitap da bulunuyor.
girilen tanım #916979
asıl kaynak 2
üstelik alıntı yapılan kaynak da copy+paste korumalı iyi mi!* üşenmeden yazdın mı lan bunu oturup aynen.* bir cümle değil, iki cümle değil tam 259 sözcük ; üşenmedin mi hiç arkadaş??
hikayenin başlangıcı kaliforniya’daki edwards hava üssü’nde 1949 yılına kadar gidiyor. murphy’nin, amerikan hava kuvvetlerinin mx981 kod adlı, çarpışma testi araştırma projesi sırasında john stapp tarafından meşhur edilmesine dayanıyor.
kanunun isim babası, o sırada mühendis bir yüzbaşı olan ed murphy. gerginlik ölçen algılayıcılarda kablolamadan doğan sürekli hatalardan bıkan murphy, kablolamayı yapan teknisyene kızgınlığını “bir işi yanlış yapmanın bir yolu varsa, bu adam onu mutlaka bulur” diyerek dile getiriliyor. buradaki komedi potansiyelini gören iş arkadaşları, murphy’nin bu cümlesi ve çeşitli varyasyonlarına “murphy’nin kanunları” adını veriyorlar ve aralarında esprili bir şekilde yaymaya başlıyorlar.
bu kanunların kapalı bir çalışma ortamı olan bu hava üssünden, halka ve dünyaya yayılmasının sebebi de yine john strapp. proje ile ilgili yaptığı basın toplantısında gazetecilere şöyle diyor: “yıllardır yaptığımız çarpışma testlerinin güvenle devam etmesi; murphy kanunları’na kalpten inanmamız ve kaçınılmaz olan sonuçları sürekli görmezden gelmemizden kaynaklanmaktadır!”.
bu basın toplantısı ve ardından murphy kanunu’nun bazı reklamlarda kullanılması, bir anda kamuoyunda bir ilgi patlamasına yol açmış ve “murphy kanunları” önce amerikan toplumunda, sonra dünyada bir anda büyük bir ilgi ile karşılaşmıştır.
bir kaç ay içinde “murphy’nin kanunları”, mühendislik sahasında çalışanlar arasında yayıldı ve 1958′de de nihayet webster’in sözlüğüne girdi.
bir proje üzerinde çalışırken işlerin sürekli ters gitmesini eleştirmek üzere bir dizi kuramlar geliştiren murhpy, aynı yıllarda new york menşeli ‘harvey hutter’ yayınevi tarafından derlenerek bir kitap haline getirilince bir anda kendi adıyla anılan kuramları ile birlikte dünya çapında ün kazandı. teknoloji, aşk, askerlik ve hukuk ile ilgili günlük hayatta yaşanan sorunları gözler önüne seren ve zaman zaman da pratik çözümler sunan ‘murhpy kanunları’, 1949 yılından sonra başkaları tarafından da geliştirildi.
tırnak içinde verilmiş olsa da şu cümlenin sonundaki "2" nedir arkadaş?
"eğer kendinizi iyi hissediyorsanız, üzülmeyin geçer." [2]
15 haziran ilavesi: galiba yazar değil de moderasyon alıntı şeysi koymuş tanıma ama sanki tanım baştan öyle girilmiş gibi "son düzenlenme tarihi" görünmüyor. ha şu an hala ilk paragrafı alıntı şeysi dışında ama o da alıntı arkideş. buradan
bir nevi başarısızlıklar veya şanssızlıklar üzerine yoğunlaşmış olan mühendis edward a. murphy jr tarafından ortaya atılan murphy kanunları için kaynak araştırması yapıldığında pek çok değişik hikaye ile karşılaşılıyor. konu hakkında yazılmış pek çok kitap da bulunuyor.
devamını gör...
60.
beğenirsem acımam. emek hırsızıyımdır.
devamını gör...