121.
122.
“yavaşça kalemin kulağına eğilip dedim ki,
bir daha onun adını yazarsan seni de kırarım…”
cemal süreya
bir daha onun adını yazarsan seni de kırarım…”
cemal süreya
devamını gör...
123.
bak! papatya mevsimi geldi. mevsimlerden papatyayı severim. sonra seni. sonra yine seni. ve hep seni...
cemal süreya
cemal süreya
devamını gör...
124.
laleli\'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
bütün kara parçalarında
afrika dahil
birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
bütün kara parçalarında
afrika dahil
devamını gör...
125.
hayatta olaydı adının ilk iki harfini atması karşılığında iddiaya girmek isterdim kendisiyle neyse nasip değilmiş..
devamını gör...
126.
oydu bir bakışta tanıdım onu
kuşlar bakımından uçarı
çocuk tutumuyla beklenmedik
uzatmış ay aydınlık karanlığıma
nerden uzatmışsa tenha boynunu
dünyanın en güzel kadını oydu
saçlarını tarasa baştan başa rumeli
otursa ama hiç oturmaz ki
kan kadını rüzgardı atların
hep andım ne yaşanır olduğunu
en çok neresi mi ağzıydı elbet
bütün duyarlıklara ayarlı
öpüşlerin türlüsünden elhamra
sınırsız denizinde çarşafların
bir gider bir gelirdi işlek ağzı
ah şimdi benim gözlerim
bir ağlamaktı tutturmuş gidiyor
bir kadın gömleği üstümde
günün maviliği ondan
gecenin horozu ondan
muhteşem dizelerinin sahibidir.
devamını gör...
127.
pencere'ye teşekkür ederiz aynı gün içerisinde turgut uyar ve cemal süreya paylaşımı için günüme umut katıyorsunuz efenim.
devamını gör...
128.
biz kırıldık
daha da kırılırız
ama katil de bilmiyor öldürdüğünü.
daha da kırılırız
ama katil de bilmiyor öldürdüğünü.
devamını gör...
129.
iddiayı kazanması karşılığında ne alacaktı?
devamını gör...
130.
dönem dönem sevdiğim şairler değişir. bu sıralar cemal süreya ile yatıp kalkıyorum resmen. başucu kitabım sevda sözleri her gece bi şiirini seçip birkaç dizesini yolluyorum manitaya.
t:cemalettin seber veya tanınan adıyla cemal süreya. ikinci yeni öncülerinden olup bi iddia sonucu soyisminden bir harf sildirmiştir. büyük aşkı ise tomris uyar.
ankara’daki sanatseverler derneği lokali’nde tesadüfen aynı masada rakı içerken tanışmışlar. tanıştıkları zaman ikiside evliymiş. kimileri birlikte olabilmek için eşlerinden ayrıldılarını söylüyor.
cemal süreya tomris uyar için bu dizeleri yazmıştır:
“ay ışığında oturduk
bileğinden öptüm seni
sonra ayakta öptüm
dudağından öptüm seni
kapı aralığında öptüm
soluğundan öptüm seni
bahçede çocuklar vardı
çocuğundan öptüm seni
evime götürdüm yatağımda
kasığından öptüm seni
başka evlerde karşılaştık
iliğinden öptüm seni
en sonunda caddelere çıkardım
kaynağından öptüm seni”
tomristen ayrıldıktan sonra "senden ayrıldığım anda, senin hakkında, hikâyen hakkında sevdiğimi belirtecek hiçbir şey söylemeyeceğim; benim ağzımdan kimse duymayacak” demiş daha sonrasında ise bir daha yazmamış hiçbir şey.
t:cemalettin seber veya tanınan adıyla cemal süreya. ikinci yeni öncülerinden olup bi iddia sonucu soyisminden bir harf sildirmiştir. büyük aşkı ise tomris uyar.
ankara’daki sanatseverler derneği lokali’nde tesadüfen aynı masada rakı içerken tanışmışlar. tanıştıkları zaman ikiside evliymiş. kimileri birlikte olabilmek için eşlerinden ayrıldılarını söylüyor.
cemal süreya tomris uyar için bu dizeleri yazmıştır:
“ay ışığında oturduk
bileğinden öptüm seni
sonra ayakta öptüm
dudağından öptüm seni
kapı aralığında öptüm
soluğundan öptüm seni
bahçede çocuklar vardı
çocuğundan öptüm seni
evime götürdüm yatağımda
kasığından öptüm seni
başka evlerde karşılaştık
iliğinden öptüm seni
en sonunda caddelere çıkardım
kaynağından öptüm seni”
tomristen ayrıldıktan sonra "senden ayrıldığım anda, senin hakkında, hikâyen hakkında sevdiğimi belirtecek hiçbir şey söylemeyeceğim; benim ağzımdan kimse duymayacak” demiş daha sonrasında ise bir daha yazmamış hiçbir şey.
devamını gör...
131.
şimdi
utançtır tanelenen
sarışın çocukların başaklarında.
ovadan
gözü bağlı bir leylak kokusu ovadan
çeviriyor o küçücük güneşimizi.
taşarak evlerden taraçalardan
gelip sesime yerleşiyor.
sesimin esnek baldıranı
sesimin alaca baldıranı.
ve kuşlara doğru
fildişi: rüzgarın tavrı.
dağ: güneş iskeleti.
tahta heykeller arasında
denizin yavrusu kocaman.
kan görüyorum taş görüyorum
bütün heykeller arasında
karabasan ılık acemi
- uykusuzluğun sütlü inciri -
kovanlara sızmıyor.
annem çok küçükken öldü
beni öp, sonra doğur beni.
muhteşem dizelerinin yazarıdır.
devamını gör...
132.
"iki çay söylemiştik orda, biri açık, keşke yalnız bunun için sevseydim seni."
devamını gör...
133.
uzaktan seviyorum seni...
devamını gör...
134.
"memelerin vardı, memelerin kahramandı sonra"
devamını gör...
135.
çok sevdiğim bir şiirini bırakayım, ismi dahi şair insanın.
sevgilim, ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim
elimde uçuk mavi bir kalem, cebimde iki paket sigara
hayatımız geçiyor gözlerimin önünden
çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz
‘ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz’
çiçekler, çiçekler, su verdim bu sabah çiçeklere
o gülün yüzü gülmüyor sensiz
o köklensin diye pencerede suya koyduğun devetabanı
hepten hüzünlü bu günlerde
gür ve çoşkun bir günışığı dadanmış pencereye
masada tabaklar neşesiz
koridor ıssız
banyoda havlular yalnız
mutfak dersen, derbeder ve pis
çiti orda duruyor, ekmek kutusu boş
vantilatör soluksuz
halılar tozlu
giysilerim gardropda ve şurda burda
memo’nun oyuncak sepeti uykularda
mavi gece lambası hevessiz
kapı diyor ki, “açın beni, kapayın beni”
perdeler gömlek değiştiren yılanlar gibi
radyo desen sessiz
tabure sandalyalardan çekiniyor
küçük oda karanlık ve ıssız
her şey seni bekliyor, her şey gelmeni
içeri girmeni
senin elinin değmesini
gözünün dokunmasını
ve her şey tekrarlıyor
seni nice sevdiğimi.
sevgilim, ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim
elimde uçuk mavi bir kalem, cebimde iki paket sigara
hayatımız geçiyor gözlerimin önünden
çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz
‘ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz’
çiçekler, çiçekler, su verdim bu sabah çiçeklere
o gülün yüzü gülmüyor sensiz
o köklensin diye pencerede suya koyduğun devetabanı
hepten hüzünlü bu günlerde
gür ve çoşkun bir günışığı dadanmış pencereye
masada tabaklar neşesiz
koridor ıssız
banyoda havlular yalnız
mutfak dersen, derbeder ve pis
çiti orda duruyor, ekmek kutusu boş
vantilatör soluksuz
halılar tozlu
giysilerim gardropda ve şurda burda
memo’nun oyuncak sepeti uykularda
mavi gece lambası hevessiz
kapı diyor ki, “açın beni, kapayın beni”
perdeler gömlek değiştiren yılanlar gibi
radyo desen sessiz
tabure sandalyalardan çekiniyor
küçük oda karanlık ve ıssız
her şey seni bekliyor, her şey gelmeni
içeri girmeni
senin elinin değmesini
gözünün dokunmasını
ve her şey tekrarlıyor
seni nice sevdiğimi.
devamını gör...
136.
ben neredeysem yalnızlığın başkenti orası.
devamını gör...
137.
düşenin dostu olmaz’ derler kimileri. sanki ayakta olanın dostu çokmuş gibi.
devamını gör...
138.
hal-i pür melalimdir.
"merdivenlerin oraya koşuyorum,
beklemek gövde gösterisi zamanın;
çok erken gelmişim seni bulamıyorum"
"merdivenlerin oraya koşuyorum,
beklemek gövde gösterisi zamanın;
çok erken gelmişim seni bulamıyorum"
devamını gör...
139.
sizin hiç babanız öldü mü?
benim bir kere öldü kör oldum
yıkadılar aldılar götürdüler
babamdan ummazdım bunu kör oldum
siz hiç hamama gittiniz mi?
ben gittim lambanın biri söndü
gözümün biri söndü kör oldum
tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
şöylelemesine maviydi kör oldum
taşlara gelince hamam taşlarına
taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi
taşlarda yüzümün yarısını gördüm
bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
yüzümden ummazdım bunu kör oldum
siz hiç sabunluyken ağladınız mı?
en sevdiğim şiirlerinden bir tanesi.
merdivenlerin oraya koşuyorum,
beklemek gövde gösterisi zamanın;
çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
bir şeyin provası yapılıyor sanki.
kuşlar toplanmışlar göçüyorlar
keşke yalnız bunun için sevseydim seni
bu da ikincisi..
benim bir kere öldü kör oldum
yıkadılar aldılar götürdüler
babamdan ummazdım bunu kör oldum
siz hiç hamama gittiniz mi?
ben gittim lambanın biri söndü
gözümün biri söndü kör oldum
tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
şöylelemesine maviydi kör oldum
taşlara gelince hamam taşlarına
taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi
taşlarda yüzümün yarısını gördüm
bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
yüzümden ummazdım bunu kör oldum
siz hiç sabunluyken ağladınız mı?
en sevdiğim şiirlerinden bir tanesi.
merdivenlerin oraya koşuyorum,
beklemek gövde gösterisi zamanın;
çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
bir şeyin provası yapılıyor sanki.
kuşlar toplanmışlar göçüyorlar
keşke yalnız bunun için sevseydim seni
bu da ikincisi..
devamını gör...
140.
ölüm yıldönümünde ustayı anmamak ve rahma çağdaş terimlerle yanaşmak için bana deha değil belgeler gerekli kanıtlar, ifadeler... neyse ismet özele bağlamayalim sonuçta konumuzla alakası yok. evet ikinci yeninin ve çağların en romantik adamının ölüm yıl dönümü bu gün uyandirayim dedim.
şimdi
utançtır tanelenen
sarışın çocukların başaklarında.
ovadan
gözü bağlı bir leylak kokusu ovadan
çeviriyor o küçücük güneşimizi.
taşarak evlerden taraçalardan
gelip sesime yerleşiyor.
sesimin esnek baldıranı
sesimin alaca baldıranı.
ve kuşlara doğru
fildişi rüzgarın tavrı.
dağ güneş iskeleti.
tahta heykeller arasında
denizin yavrusu kocaman.
kan görüyorum taş görüyorum
bütün heykeller arasında
karabasan ılık acemi
– uykusuzluğun sütlü inciri –
kovanlara sızmıyor.
annem çok küçükken öldü
beni öp, sonra doğur beni.
şimdi
utançtır tanelenen
sarışın çocukların başaklarında.
ovadan
gözü bağlı bir leylak kokusu ovadan
çeviriyor o küçücük güneşimizi.
taşarak evlerden taraçalardan
gelip sesime yerleşiyor.
sesimin esnek baldıranı
sesimin alaca baldıranı.
ve kuşlara doğru
fildişi rüzgarın tavrı.
dağ güneş iskeleti.
tahta heykeller arasında
denizin yavrusu kocaman.
kan görüyorum taş görüyorum
bütün heykeller arasında
karabasan ılık acemi
– uykusuzluğun sütlü inciri –
kovanlara sızmıyor.
annem çok küçükken öldü
beni öp, sonra doğur beni.
devamını gör...