101.
boyuna göre zayıf
kumral dalgalı saçları olan
geniş alına sahip
iri kahverengi gözleriyle insanların odak noktası olabilen
kar beyaz dişlere sahip oval yüzlü bir adamdı cemal süreya
hatta nüfus cüzdanındaki adı cemalettin seber'di
ama o cemal süreyya olarak yazmak istemişti
üvercinka adını verdiği sevgilisiyle girdiği iddiada kaybeder bir tane y harfini
o günden sonra bir daha hiç ama hiç kullanmaz o diğer y harfini
işte borcuna bu kadar sadık güvenilir bir insandı süreya
erzincan doğumlu bir muhacirdi aslında
sürgün edilmişti ilerleyen yaşlarında
kitaplarından birisine verdiği ad gibi
uçurumda açan bir çiçekti cemal süreya
şairlik fikrine daha bebekken kapılır
annesin anlattığı hikayelere bayılır
kar tanesini yani annesini küçük yaşta kaybeder
"küçük kalbimdeki kuş ölmüştü" der
ilkokulda dergi çıkarır tüm yazıları eliyle yazarmış
dergiyi sadece ona hayran kızlar takip edermiş
sayıları da sevmezmiş süreya
saatin kaç olduğunu 5. sınıfta öğrenmişti daha
ama o yazmayı çok severdi
herkesin kompozisyon ödevini de yapardı
yazmak kadar okumayı da çok severdi
daha ilkokulda suç ve cezayı defalarca okudu
karamazov kardeşleri de beş kere okumuştu
şiir bi yana sporu da çok severdi
fenerbahçe fanatiğiydi
ama metin oktay'a da saygı duyardı
hep futbol oynardı arkadaşlarıyla
edebiyatçılar takımı ve tiyatrocular takımı
gol kralı hiç değişmezdi
hep orhan kemal olurdu
ortaokulda koşu yarışmasını kazandı
ilk dolma kalemini eline aldı
şiir dört bir yanına işlemeye başlamıştı
küçük kalbindeki kuş ölünce üvey anneye mahkum oldu
kardeşleri de o da sürekli dayak yer dururdu
hatta üvey annesi süreya'yı zehirlemeye bile çalıştı
yemeğine cam kırıkları bile attı
bir oğlu bir kızı vardı
oğlu memo emrah namı diğer kadıköylü kürt memo
ve kendisiyle yıldızları hiç barışmayan kızı ayça
oğlu memo'dan çok çeker
üşümesin diye papirüs dergilerini bile yakar
evdeki en değerli kitapları sahaflara satar memo
ama o ses etmez
fakat ölümüne yakın memo'dan dayak yer
parasız olduğu vakitler karaladığı şiirleri kızı ayçaya verir
bunları sakla ileride para eder der
ayça şiirlerin ne kadar saçma olduğunu söyler
kızının nikahında bulunamaz
çünkü habersiz nikahın olduğundan
izmir'e sık sık giderdi süreya
arkadaşlarına hep bir hanımla buluşması olduğunu söylerdi
her buluşmadan döndüğünde dalgın suskun ve üzüntülü olurdu
arkadaşları sorardı nereden böyle diye
süreya kızı ayça'nın yanından olduğunu söylerdi
kadıköy sahilinde yürürdü hep
önünü hep iliklerdi
neden mi
her an karşıdan fazıl hüsnü dağlarca gelebilir diye
hatta dağlarca onunla konuşmayınca
bugün ağam sudan soğuk bakıyor derdi
şairi şairden başkasının tanımadığına üzülürdü hep
bir gün duraktaki bir adamın yanına yaklaşır
adam pazar postası okuyordur
hem de onun şiirinin bulunduğu sayfayı
adama nasılsınız efendim ben cemal süreya diye yaklaşır
adam
memnun oldum ben de nuri pakdil der
*
kumral dalgalı saçları olan
geniş alına sahip
iri kahverengi gözleriyle insanların odak noktası olabilen
kar beyaz dişlere sahip oval yüzlü bir adamdı cemal süreya
hatta nüfus cüzdanındaki adı cemalettin seber'di
ama o cemal süreyya olarak yazmak istemişti
üvercinka adını verdiği sevgilisiyle girdiği iddiada kaybeder bir tane y harfini
o günden sonra bir daha hiç ama hiç kullanmaz o diğer y harfini
işte borcuna bu kadar sadık güvenilir bir insandı süreya
erzincan doğumlu bir muhacirdi aslında
sürgün edilmişti ilerleyen yaşlarında
kitaplarından birisine verdiği ad gibi
uçurumda açan bir çiçekti cemal süreya
şairlik fikrine daha bebekken kapılır
annesin anlattığı hikayelere bayılır
kar tanesini yani annesini küçük yaşta kaybeder
"küçük kalbimdeki kuş ölmüştü" der
ilkokulda dergi çıkarır tüm yazıları eliyle yazarmış
dergiyi sadece ona hayran kızlar takip edermiş
sayıları da sevmezmiş süreya
saatin kaç olduğunu 5. sınıfta öğrenmişti daha
ama o yazmayı çok severdi
herkesin kompozisyon ödevini de yapardı
yazmak kadar okumayı da çok severdi
daha ilkokulda suç ve cezayı defalarca okudu
karamazov kardeşleri de beş kere okumuştu
şiir bi yana sporu da çok severdi
fenerbahçe fanatiğiydi
ama metin oktay'a da saygı duyardı
hep futbol oynardı arkadaşlarıyla
edebiyatçılar takımı ve tiyatrocular takımı
gol kralı hiç değişmezdi
hep orhan kemal olurdu
ortaokulda koşu yarışmasını kazandı
ilk dolma kalemini eline aldı
şiir dört bir yanına işlemeye başlamıştı
küçük kalbindeki kuş ölünce üvey anneye mahkum oldu
kardeşleri de o da sürekli dayak yer dururdu
hatta üvey annesi süreya'yı zehirlemeye bile çalıştı
yemeğine cam kırıkları bile attı
bir oğlu bir kızı vardı
oğlu memo emrah namı diğer kadıköylü kürt memo
ve kendisiyle yıldızları hiç barışmayan kızı ayça
oğlu memo'dan çok çeker
üşümesin diye papirüs dergilerini bile yakar
evdeki en değerli kitapları sahaflara satar memo
ama o ses etmez
fakat ölümüne yakın memo'dan dayak yer
parasız olduğu vakitler karaladığı şiirleri kızı ayçaya verir
bunları sakla ileride para eder der
ayça şiirlerin ne kadar saçma olduğunu söyler
kızının nikahında bulunamaz
çünkü habersiz nikahın olduğundan
izmir'e sık sık giderdi süreya
arkadaşlarına hep bir hanımla buluşması olduğunu söylerdi
her buluşmadan döndüğünde dalgın suskun ve üzüntülü olurdu
arkadaşları sorardı nereden böyle diye
süreya kızı ayça'nın yanından olduğunu söylerdi
kadıköy sahilinde yürürdü hep
önünü hep iliklerdi
neden mi
her an karşıdan fazıl hüsnü dağlarca gelebilir diye
hatta dağlarca onunla konuşmayınca
bugün ağam sudan soğuk bakıyor derdi
şairi şairden başkasının tanımadığına üzülürdü hep
bir gün duraktaki bir adamın yanına yaklaşır
adam pazar postası okuyordur
hem de onun şiirinin bulunduğu sayfayı
adama nasılsınız efendim ben cemal süreya diye yaklaşır
adam
memnun oldum ben de nuri pakdil der
*
devamını gör...
102.
zaza şairlerdendir. minör edebiyat
devamını gör...
103.
cigarayı attım denize
şimdi bir güvercinin uçuşunu bölüşüyoruz
gökyüzünün o meşhur maviliğinde
uzun saçlı iri memeli kadınlarıyla
bir akdeniz şehri çıkabilir içinden
alıp yaracak olsak yüreğini
şimdi bir güvercinin
şimdi sen tam çağındasın yanına varılacak
önünde durulacak tam elinden tutulacak
hangi bir elinden güzelim hangi bir
bir elinde kızlığın duruyor garip huysuz
öbür elinde yetişkin bir günışığı
daha öbür elinde kilometrelerce hürlük
çalışan insanlar için akşamlara kadar
toz duman içinde
bir elinle de boyuna ekmek kesiyordun
biz eskiden de en aşağı böyleydik senlen
bir bulut geçiyorsa onu görürdük
bir minarenin keyfine diyecek yoksa onu
bir adam boyuna yoksulluk ediyorsa onu
ne zaman hürlüğün barışın sevginin aşkına
bir cigara atmışsak denize
sabaha kadar yandı durdu
şimdi bir güvercinin uçuşunu bölüşüyoruz
gökyüzünün o meşhur maviliğinde
uzun saçlı iri memeli kadınlarıyla
bir akdeniz şehri çıkabilir içinden
alıp yaracak olsak yüreğini
şimdi bir güvercinin
şimdi sen tam çağındasın yanına varılacak
önünde durulacak tam elinden tutulacak
hangi bir elinden güzelim hangi bir
bir elinde kızlığın duruyor garip huysuz
öbür elinde yetişkin bir günışığı
daha öbür elinde kilometrelerce hürlük
çalışan insanlar için akşamlara kadar
toz duman içinde
bir elinle de boyuna ekmek kesiyordun
biz eskiden de en aşağı böyleydik senlen
bir bulut geçiyorsa onu görürdük
bir minarenin keyfine diyecek yoksa onu
bir adam boyuna yoksulluk ediyorsa onu
ne zaman hürlüğün barışın sevginin aşkına
bir cigara atmışsak denize
sabaha kadar yandı durdu
devamını gör...
104.
kimilerine göre muhteşem bir şair, kimilerine göre ırz düşmanı, kimilerine göre uçkuruna düşkün, kimilerine göre ise bir efsane olan son dönem türk şairlerinden birisidir. bazı şiirlerini severek okur ve dinlerim.
devamını gör...
105.
106.
tam unuttum derken; bir şarki çalar, biri onun gibi güler, birisi parfümünü sıkıp onun gibi kokar, tüm unuttuğun boşa gider....
cemal süreya
cemal süreya
devamını gör...
107.
yüreğine giden bir bilet kes, cam kenarı değil can kenarı olsun...
devamını gör...
108.
ilk şiiri 1953 yılında mülkiye dergisinde çıkmıştır. yaklaşık 30 yıl şiirle ilgilenmiştir. şiir serüveninin içinde yalnızca üç şiir kitabı yayınlanmıştır. bu şiirler hem kurucusu olduğu ikinci yeni akımının niteliklerini belirlemekte hem de türk şiiri içinde farklı bir yer tutması bakımından çok büyük önem taşıyor. gerçekten değişik imgeler kullanmış ve yeni anlatım olanakları denenmiştir. yazarın kendine has bir uslubu vardır özgün bir şairdir. şiirleri günümüzde çok sevilir ve kendisi de favori şairlerim arasındadır.
“ böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
en uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye
lâleli’den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
bütün kara parçalarında
afrika dahil” *
“ böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
en uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye
lâleli’den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
bütün kara parçalarında
afrika dahil” *
devamını gör...
109.
"rastgele yürürken aklına geleyim sızlasın için "
devamını gör...
110.
en çok hayat *kısa kuşlar uçuyor * özdeyişi ile akıllara kazınan aşk şairi , gönül mimarı ..
devamını gör...
111.
sen çırılçıplak elma yiyorsun
denizin ortasına kadar elma yiyorsun
yüreğimin ortasına kadar elma yiyorsun
bir yanda esaslı kederler içinde gençliğimiz
bir yanda sirkeci’nin tren dolu kadınları
adettir sadece ağızlarını öptürürler
ayaküstü işlerini görmek yerine
adımın bir harfini atıyorum.
girdiği bir iddia sonucu isminden bir harfi atmış olan şair ruhu kuşlarda olan adam..
denizin ortasına kadar elma yiyorsun
yüreğimin ortasına kadar elma yiyorsun
bir yanda esaslı kederler içinde gençliğimiz
bir yanda sirkeci’nin tren dolu kadınları
adettir sadece ağızlarını öptürürler
ayaküstü işlerini görmek yerine
adımın bir harfini atıyorum.
girdiği bir iddia sonucu isminden bir harfi atmış olan şair ruhu kuşlarda olan adam..
devamını gör...
112.
internet ortamlarında adına en fazla saçma sapan söz yazılmış şairdir.
"cennet cennet dedikleri, birkaç köşk, birkaç huri" yazıp altına cemal süreya ismini iliştir, neredeyse ona bile inanacaklar.
"cennet cennet dedikleri, birkaç köşk, birkaç huri" yazıp altına cemal süreya ismini iliştir, neredeyse ona bile inanacaklar.
devamını gör...
113.
üstteki yazar haklıdır. mevzu at yalanı seveyim inanı tevfik fikret muhabbetine dönmüştür. herşeye inanmayınız efenim.
devamını gör...
114.
keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
devamını gör...
115.
şimdi sen kalkıp gidiyorsun. git
gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. gitsinler.
oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
oysa allah bilir bugün iyi uyanmıştık
sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz
sanki hiç olmamıştı
oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı
istanbullar
şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların
dünyaların
öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
ki karaköy köprüsüne yağmur yağarken
bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
çünkü iki kişiydik
oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
iki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
sonrası iyilik güzellik.
muhteşem dizelerinin yazarıdır.
devamını gör...
116.
keşke soyadı süreyya olsaydı dediğim yazar. sanki bi olmamışlık var böyle ya. ismini söyledikten sonra bazı şeyler yarım kalıyor gibi.
devamını gör...
117.
sevgilim, ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim
elimde uçuk mavi bir kalem, cebimde iki paket sigara
hayatımız geçiyor gözlerimin önünden
çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz
‘ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz’
çiçekler, çiçekler, su verdim bu sabah çiçeklere
o gülün yüzü gülmüyor sensiz
o köklensin diye pencerede suya koyduğun devetabanı
hepten hüzünlü bu günlerde
gür ve çoşkun bir günışığı dadanmış pencereye
masada tabaklar neşesiz
koridor ıssız
banyoda havlular yalnız
mutfak dersen, derbeder ve pis
çiti orda duruyor, ekmek kutusu boş
vantilatör soluksuz
halılar tozlu
giysilerim gardropda ve şurda burda
memo’nun oyuncak sepeti uykularda
mavi gece lambası hevessiz
kapı diyor ki, “açın beni, kapayın beni”
perdeler gömlek değiştiren yılanlar gibi
radyo desen sessiz
tabure sandalyalardan çekiniyor
küçük oda karanlık ve ıssız
her şey seni bekliyor, her şey gelmeni
içeri girmeni
senin elinin değmesini
gözünün dokunmasını
ve her şey tekrarlıyor
seni nice sevdiğimi.
devamını gör...
118.
mektup yazar gibi şiir yazar..
sevenleri için çok samimidir.
şiir için kötü.
sevenleri için çok samimidir.
şiir için kötü.
devamını gör...
119.
''yaşadım, tanrım,
yarım ve uluorta,
bir dahaki hayatta,
varsa öyle bir hayat,
şiir yazar mıydım,
bilmiyorum.
ama kadınlar, tanrım,
öyle sevdim ki onları,
gelecek sefer
dünyaya
kadın olarak gelirsem,
eşcinsel olurum.''
dizelerinin sahibi.
devamını gör...
120.
dün de görüşemedik..
iki yüzyıl görüşememişiz gibi geldi,
ve üçyüz yıllık göresim geldi seni.
cemal süreya
iki yüzyıl görüşememişiz gibi geldi,
ve üçyüz yıllık göresim geldi seni.
cemal süreya
devamını gör...