küçükken ailemin maddi durumu iyi değildi. kış için alınan botu kış geçince de giymek zorunda kalmıştım. sınıfta dalga geçenler bile olmuştu. sonunda mevsimine uygun okul ayakkabısı alındığında çok sevinmiştim. ilk işim o dalga geçenlere ayakkabımı göstermek olmuştu.
devamını gör...
benim için can yayınlarının kitaplarıdır. küçük bir ilçede büyüdüğüm ve orada kitapçı olmadığı için çok büyük bir sevinçti.
devamını gör...
ilkokuldayken okula gitmediğim bir gün ilkokul öğretmenimiz "ertesi gün temizlik kontrolü olacak." demiş.(kıyafet,tırnak, saç, ayakkabı, vs kontrolü yapardı arada)
benim de ayakkabılarım çamur içinde kalmış biraz da yıpranmıştı o zaman. öyle gittim okula. sınıftan bir kız gelip sınıfın içinde beni şikayet etmişti öğretmene ayakkabıları pis diye. çok üzülüp utanmıştım, sanki sinirliymiş gibi de anneme anlatmıştım ispiyoncu diye. ertesi gün bana ayakkabı almışlardı babamla. alındığına en çok sevindiğim şey bir çift pembe, bantlı ve yepyeni ayakkabıdır.
devamını gör...
10. yaş günümde babamın en güzel zamanlarımız beraber geçsin diyerek hediye ettiği saattir. hala durur ve çalışmaktadır.
devamını gör...
bilgisayar tabii. havalara uçmuştum. ayı yavrusı gibiydi ve çok yavaştı ama beni çok mutlu etmişti, çok.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
dışı beyaz şeker, onun altında çikolata katmanı ve en içte badem olan drajeler beni çok mutlu ederdi. hâlâ daha ediyor...
devamını gör...
çocukluğumda bisikletçiler yoktu. ama bisiklet satanlar vardı. bu satıcılar esasen halı, beyaz eşya, mobilyaların yanında satardı bisikletleri. buzdolabı almak için girdiğimiz mağazadan ısrar kıyamet buzdolabına mavi bir bmx bisiklet ekletmiştim. yaş ya 9 ya 10. hayatımda o kadar mutlu olmamışımdır. akrobasi hareketleri ile hakkını veremesemde kıymetini bildim. gözüm gibi baktım. hala duruyor. kolay değil 25 seneden fazla oldu. sonuçta paslansada, ufak çizikleri de olsa, mavi tekerleri çatlamış, göğüs süngerleri kurumuş, bmx yazısı solmuş da olsa benim için 90’ların sade çocukluğunun anılarını taşıyor her yerinde. cidden çocuktuk. şimdiki çocuklar cebinden çıkarıp bozuk para gibi harcardı bizim masumluğumuzu. ya da ben çok şey oldum...
devamını gör...
babam izmir kitap fuarına götürmüştü beni. üç tane de çocuk kitabı almıştı bana. defalarca okudum onları. bir tanesini hâlâ saklarım. yıllar sonra aynı kitap fuarına yazar olarak da katılma mutluluğunu yaşadım. bu kez babam kitabımı imzalatmaya gelmişti. garip bir duyguydu.
devamını gör...
eskiden ışıklı ayakkabı vardı ondan almıştım köye bile onunla gidiyordum.
devamını gör...
omnitrix saati. evet tabiki toyzz shop gibi biyerden değil pazarın derinliklerinden alınmıştı. ama toyzz shoptakinden daha pahalıydı fiyatı. hiç unutmam 20tl idi. ama ozamanın 20 tl’si para yani. eve gidene kadar saati takıp basıp şimşek hız, dört kol falan olacağımı zannetmiştim. eve gidip takıp bastığımda hiçbirşey olmayınca da çok üzülmüştüm.
devamını gör...
satın almak değil de, sahiplendiğimiz kedi yavrusu en çok sevindiğim şey olabilir.
devamını gör...
mp3 çalar, babam doğum günümde almıştı. hala saklıyorum, hala da çalışıyor.
devamını gör...
cips.
beni bu yaşımda bile kandırıp sevindirebilirsiniz.
vizyon deseniz yok.
devamını gör...
bisiklet.

alınsın diye yerlere yatmış, günlerce sayıklamıştım bisiklette bisiklet diye. sonra babamın arkadaşlarından birinin oğlunun eskisini aldılar bana. abartmıyorum o gece bahçede sabaha kadar sürmüştüm.
devamını gör...
benim için de bisiklettir. çünkü o zamanlarda hayat sokaktaydı. şimdikilerin her şeyi var ama illa telefon,tablet vs.
devamını gör...
karışık kuruyemiş.
devamını gör...
oyuncak olarak aşırı çeşitliliği olan her şeye de çok sevinen bir çocuk değildim hatta biraz şımarıktım ama babam kapıdan içeri elinde oyuncak kahve takımıyla geldiğinde sevinçten ölmüştüm. iki üç gece paketine sarılıp yatmıştım. kahve bağımlısı olacağım o yaşımdan belliymiş.
devamını gör...
su tabancası.
komik de bir anıdır kendisi. artık küçükken içimde ne yaşadıysam, bizimkilerin durumu yok gibi bir fikir oluşmuş.
baktığında annede ayrı babada ayrı arabalar, ev falan keyfimiz yerinde yani.
bir gün arkadaşlarımın hepsi su tabancalarını çıkarttı, nasıl eğleniyorlar görmelisiniz...
eve gittim surat 5 karış. babam geldi, ben ağlamaklı.
ne oldu yavrum falan derken dedim böyle böyle, bir tek benim su tabancam yok!
bir kahkaha attı hala hatırlarım*
"hemen" dedi, çıkıyoruz.
gittik en afilli, pompalısından su tabancası aldık.
pompalayıp pompalayıp milleti ıslatmanın keyfini yaşadım günlerce, sonra kırdım tabi.
koşarken elinden düşürürsen plastiği kırılabiliyormuş*
devamını gör...
audi marka oyuncak araba.

oyuncakçıya götürmüştü babam. orada gördüm onu: kahverengi, kapısı bagajı falan açılabilen, çok özellikli bir audi... çok meraklıydım arabalara o zamanlar. onu istedim ama babam nedense şöyle son model bir oyuncak bebek alarak çıktı oradan. haklı adam, kız çocuğu sanıyor beni tabii bakınca.

eve gidene dek mızmızlandığım yetmez gibi evde de ağlayıp cırladım. lanet bir çocuktum, evet. baktılar olmayacak, audi'yi aldılar bana.

kazık kadar olduğum güne dek sakladım o arabayı. aşırı seviyordum. sonra neden, nasıl bir anıma geldiyse yolladım evden. şimdi aklıma geldikçe "keşke hâlâ duruyor olsaydı." diyorum.

tabii ki çocukken heves ettiğim herhangi bir şey alındığı zaman mutlu oluyordum hepsine ama o audi'nin yeri nedense başkaydı bende.
devamını gör...
(bkz: ışıklı ayakkabı)
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"çocukken alındığına en çok sevinilmiş şey" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim