mehmet said'in 1815'te yazdığı deliname risalesine göre 56 çeşit delilik varmış. evet herkes kendine seçsin beğensin en az bir adet. zira bu sınıflandırmaya göre yeryüzünde akıllı yok.

1- asıl deli: kendini cennetlik sanır.
2- ağzı açık deli: konuşacağına bakar.
3- yanaz deli: kendi kendini sever.
4- bılkın deli: nedensiz korkar.
7- zır deli: bir şey söyleyince eşek gibi ağlar.
8- zirzop deli: suçlarını saklamaz.
9- esirik deli: elbiselerini yırtar, salyaları akar.
10- takla göz deli: kötü ve iyinin nereden geleceğini algılayamaz.
11- tamakâr deli: zararını, kârını bilmez.
12- lipri deli: söylediği cevabı anlatamaz.
13- ebleh deli: akıllı olduğunu sanır.
14- tiryaki deli: kimse ile zindegânlık etmez, kavga eder tabakları kırar.
15- gözü büyük deli:çalışmaktan korkar.
16- kuş akıllı deli:kavga etmeyi sever.
17- tembel deli: kahvelerde uyur.
18- kızıl deli: ufak olaylar yüzünde kavga çıkarır.
19- maskara deli: soytarılık yapar.
20- cinni deli: insanlara ve hayvanlara vurur.
21- cin kıl deli: dediği olmazsa tepinir.
22- cebi pâk deli: boyanmayı sever.
23- haylaz deli: hiçbir şey yapmaz.
24- maslahat deli: başkaları için çalışıp kendi sorumluluklarını unutur.
25-şeytani deli: kimseyi sevmez, bencildir.
26- şuara deli: kafiyeli konuşur.
27- çılgın deli: iyi konuşurken birden konuşması fenalaşır.
28- çarpık deli: ellerini ayaklarını oynatır.
29- sevdavi deli: zinayı sever.
30- sabırsız deli: kanun dışı mallara sahiptir
31- serseri deli: haylazlığı sever.
32- sürtük deli: vaktini kahvelerde geçirir.
33- sünepe deli: tımarhanede ve yahudilerde çok bulunur.
34- rabıtasız deli: konuşması mantıksızdır, düşüncesi bozuktur.
35- dem geldi deli: bazen sakin bazen coşkulu deli.
36- zınkıl deli: yetişkin olup çocuklarla oynar.
37- zır zır deli: çok konuşur.
38- dal bastı deli: kötü laflar (küfür) söyler.
39- tartağan deli: kendine bakamaz.
40- süfıi deli: önüne ne konursa yer
41- farsî deli: çok az konuşur.
42- pervane deli: bir şeyi yüz kere söyler ve yapmaz.
43- pişikir deli: fahişelik yapar.
44- kelpi deli: küfreder, dine söver.
45- futur deli: dişlerini gıcırdatır.
46- uflaz deli: soytarılık yapar.
47- fesad deli: insanlar arasına nifak sokar.
48- fitne deli: piç gibi davranır.
49- fırfır deli: saman alevi gibi birden parlar çabuk söner
50- kayık deli: herşeye inanır, hamama gider kurnaya, düğüne gider zurnaya inanır.
51- misafir deli: çok içer, meyhaneden çıkanları zorla kendi evine götürür kendi uyur.
52- cömert deli: tüm parasını içmek için harcar, zekâta gelince vermez.
53- alış veriş delisi: deli gibi satın alır.
54- cevdar deli: çok konuşur ama kimse anlamaz.
55- kurudem deli: her zaman şarkı söyleyip gülen deli.
56- oynatan deli: sakız çiğner ve kaşını gözünü oynatır
devamını gör...
pilli bebek şarkısıdır.
buradan
(bkz: behzat ç.)
(bkz: pilli bebek)
devamını gör...
istikrarsızlıktır. yani delilik gibi görünen şeyleri sürekli yapmak, bir aykırı bir normal davranmak kadar dikkat çekmez.
devamını gör...
tek kişilik azınlık.
devamını gör...
"as you know, madness is like gravity: all it takes is a little push"
yani diyor ki joker abimiz;
bildiğiniz üzere delilik yerçekimi gibidir, birazcık itekleme yeterlidir.
devamını gör...
delilik şüphesiz aptallıktan daha iyidir, delilik var olmuş bir zekanın yok oluşudur. aptallık ise var olmamış bir zekanın var olmamaya devam edişidir! '' albert einstein ''
devamını gör...
(bkz: hanımefendi ben deliyim)
devamını gör...
insanın yapmak isteyipte yapmadığı, yapamadığı tarafı. herkesin içinde bir deli yatar.
devamını gör...
onur ünlü elinden çıkmış güzel bir dizi vardı; şubat...

bu dizide rahmetli özkan uğur 'un canlandırdığı samim akça bu konuyu 19. bölüm introsunda erasmus'dan alıntılayarak şöyle özetlemişti ve benim çok hoşuma gitmişti:

''size sizinle ilgili anlatacağım bazı şeyler var hanımlar, beyler...
şimdi,
insanın beyninin temel bir işleyişi vardır;
hipotalamus…
insanın beynine emir verir.
böylece beynin yöneticisi konumundaki loplar harekete geçerek
aklınıza hükmetmenizi sağlar.
en basitini anlattım size.
yoksa daha neler var...
işte o beyinde bazı dengeler bozulunca insan deliriyor...
yani buna siz böyle diyorsunuz.
daha önce söylemiş miydim biraz klişe düşündüğünüzü?
yanlış bildiğiniz şeyler var hanımlar, beyler...
şimdi sizin anlayacağınız bir lügatta konuşacağım.
her şey tek tek o güzel kafanıza girsin diye!

delirmek,
bazılarınızın sandığı gibi yapayalnız kalmak değildir...
delilik, gerçek sizle tanışma halidir efendim.
delirmek, hayatı anlamakla gaiptir.
lanet değil, efsundur, efsun!
delirdiğiniz zaman, akıllılardan daha zenginsinizdir artık...

delirmeye çok yaklaştığım zamanlar…
evet, oldu.
sizin de olmuştur.
fazla tutkulusunuzdur.
aşkınızı, nefretinizi, korkularınızı
kontrol edemezsiniz bazen.
bazen…

hayat bu, incitir.
yaa..
sonra işte hayaller, sancılar, nöbetler...
bazen gerçekte var olmayan insanlar görürsünüz mesela...
ama sizin delilik dediğiniz şey,
sizi sizden daha iyi bilenlerin tasarladığı bir projedir.
ama insanlığa çok yakışan bir projedir.
delilik için değil,
proje için diyorum, dikkat!

siz sanıyorsunuz ki bu tımarhanedeki herkes deli(!)
tımarhane…
yani sizin dilinizde insanların tımar edildiği yer...
mikroplar gibi...
sanıyorsunuz ki siz akıllısınız,
burdakiler deli, dimi?
yanlış efendim!

tımarhane dediğiniz yer;
dışardakiler kendilerini akıllı sansın diye,
içeri tıkılmış insanlarla dolu olan yerdir...
gerçek bilgelik deliliktir.
kendini bilge sanmak, gerçek deliliktir...
kafanız mı karıştı?
olur öyle...
hanımefendi, şu beyaz gömleği alabilir miyim?
şu karşımdaki şahısa lazım oldu da...

nedir, yakıştıramadınız mı?
e normal,
her zaman üzerimize yakışanı giymiyoruz tabii...''

özkan uğur / şubat 19.bölüm intro
devamını gör...
kiyisindan dönmüş biri olarak siz yine de cok ozenmeyin derim. gerceklikten kopmak bayilmak degildir. bi'ara bir bipolar veya borderline veya sizofrenle bir cay icin bakalim guzel bir sey miymis.
devamını gör...
bu delilik övücülüğünden de sıtkım sıyrıldı gerçekten. yok şanslılarmış, yok dehanın bilmemnesiymiş, yok içinde bilgelik varmış. ben tanıdım gerçek deli, içinde kaygı ve mutsuzluktan başka bi bok yoktu. patatese dönmüştü adam kullandığı ilaçlardan, nerde bilgelik? delirmek demek toplum dışına itilmek demek. seni senden başka kimsenin anlayamadığı ve anlayamayacağı bir yalnızlık hali demek. ki senin seçtiğin huzur veren bi yalnızlık da değil bu. kendini ifade edemeyecek kadar deliysen yanındaki yörendeki insanların seni çeşitli şekillerde kullanması demek. bazen alay malzemesi olman demek. ne şimdi neyini güzelliyosunuz bunun?

bi yerlerden duyuluyo ünlü birinin bişeyi varmış diye, herkes sanıyo ki o şeyi olsa kendisi de çok süper çok zeki biri olucak. ortalıkta dolaşıyo sonra ben deliyim, sen delisin, kim daha deli falan diye. yok öyle bi şey. zeki biriyken delirdiysen zeki bi deli oluyosun, salak biriyken delirmişsen salak bi deli oluyosun. zaten çok deliysen kimse anlamıyo ki zeki misin değil misin, deli oluşun ön plana çıkıyor.

ya şizofreniye özenen insan gördü bu gözler. narsistik kişilik bozukluğunu, bipolar bozukluğu falan geçiyorum, bence dünyanın en korkunç hastalıklarından biri şizofreni. ne izledin de özendin arkadaşım, akıl oyunları'nı mı izledin? onu da heralde gözünle değil başka yerinle izledin, o filmde bile ne kadar acı çekiyordu adam. fight club izliyo kendini tyler durden sanıyo. o filmin draması herifin deliliği değildi bi noktada, tabi bence de sabun yapmacalar, elini kimyasalla yakmacalar çok havalıydı, sağda solda dişler mişler. ama orada bile, adam öteki kişiliği memleketi havaya uçurmasın diye kendini vurdu.

siz zeka geriliğine niye hiç özenmiyosunuz? her şeyden bihaber takılıyosun ortalıkta? o çünkü ego besleyen bişi değil gerçekten. hiç cool retarded görmedik. valla bi ara elnare kızmaz vardı müge anlı'da, köyün delisiydi o da. kadının zihinsel sorunları vardı ama günün sonunda deli deniyodu köy camiası tarafından. kimse de demedi "ne güzel, çişini tutamayan kadının bütün köy üstünden geçmiş, sonra öldürüp bi kenara atmışlar. garibim anlamamış bile nooluyo ne bitiyo, rabbim bana da nasip et." diye.

bak toksikti, dengesizdi falan diye uzaklaştığınız insanlar da sıkıntılı, o yüzden kaçıyosunuz. hani o hayran olduğunuz deliliğin çok çok çok ufak bi tezahürüne bile tahammül edemiyosunuz. travmaları olan insanlar delidir demiyorum tabii ama travmalarını size kişilik bozukluğu şeklinde yansıtıyosa o da psikolojik bi sorun işte. var bi derdi demek ki. hani bu ufak yansıma sizin topuklamanıza neden oluyo da madem, ciddi ciddi sıyırmış olan bi insana kaç dakika tahammül ediceksiniz? gün falan demiyorum dakika diyorum ya, oturun demansı olan biriyle 2 saat sohbet edin mesela.

farklı düşünmek delilik değil. herkesin kırmızı dediği tişörte narçiçeği dedi diye kimse deli olmuyo. orijinal olmanın koşulu da deli olmak değil. senin kafan farklı çalışıyosa farklı oluyosun işte. delirmeden de yaratıcı, farklı, zeki, cool vs bi şey olabilirsin. ya da öyle olursun, var oluşun öyledir yani. garip kaygılar, ruhsal acılar, izole olma gibi durumlar da yaşamazsın, delilik bunu getiriyo çünkü. hiç mutlu deli de görmedim, duymadım.
devamını gör...

1960'lı yıllar! elazığ akıl hastahanesinden personelin bir ihmali sonucu bütün deliler kaçar, elazığ’ın cadde ve sokaklarına dağılırlar. toplam 423 deli kaçmıştır. mülki makamlar panikler, başhekime koşup "doktor bey ne yapalım?" diye sorarlar.
o zamanın ünlü doktoru mutemet bey hastahanenin başhekimidir. mutemet bey : "bana bir düdük verin ve arkama yapışarak gelin" der.
doktor önde birkaç personeli arkasında kara trencilik oynayarak bütün elazığ’ı "çuf çuf" nidalarıyla dolaşırlar. başhekimin tahmini tutmuştur, bütün deliler bu kuyruğa girer vagon olurlar. lokomotif, yani başhekim mutemet bey yönünü hastahane'ye çevirince tüm kaçan deliler hastahaneye geri dönmüş olurlar.
sorun çözüldüğü için mülki makamlar ve doktorlar, trencilik oynayıp hastahaneye döndükleri için de deliler hallerinden çok memnundur.
ancak esas sorun akşam yoklama yapıldığı zaman ortaya çıkar; hastaneye trencilik oynayarak gelenlerin sayısı 612 kişidir.!


rivayet odur ki bu olay gerçekten yaşanmıştır.
bazen akıllı geçinenlerin olmak istediği durumdur.
devamını gör...
son zamanlarda özkan uğur'un şubat dizisindeki deliğinin tanımını yaptığı sahnesi sürekli karşıma çıkıyor. istemeden tebessüm ediyorum.

"...siz sanıyorsunuz ki bu tımarhanedeki herkes deli. tımarhane. yani sizin dilinizde insanların tımar edildiği yer. mikroplar gibi. sanıyorsunuz ki siz akıllısınız buradakiler deli, dimi? yanlış efendim. tımarhane dediğiniz yer dışarıdakiler kendilerini akıllı sansın diye içeri tıkılmış insanlarla dolu olan yerdir. gerçek bilgelik deliliktir.kendini bilge sanmak gerçek deliliktir. kafanız mı karıştı olur öyle. hanımefendi şu beyaz gömleği alabilir miyim? şu karşımdaki şahsa lazım oldu da. nedir? yakıştıramadınız mı? ee normal. her zaman üzerimize yakışanı giymiyoruz tabi. "

devamını gör...
artık şubat (dizi)sini abartacağız. bekleyin ve görün, konulu tiratlardan birinin konusu. özkan uğur hakkını vermiştir.
devamını gör...
tüm dahilerin varacağı son duraktır.
devamını gör...
zihnin yanlış çalışması
ya da
aklı başında birinin, başkalarının vardığı makul sonuçlarla temelden ters düşmesi*
devamını gör...
olmasa çekilmezdi bu hayat.
devamını gör...
mesela zugra bir delilik.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"delilik" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim