21.
insanlardan karsiliksiz para isteyen yüzsüz kimseler.
para vermeyince bagiranlari da mevcut. su videoyu her izledigimde gülüyorum.
para vermeyince bagiranlari da mevcut. su videoyu her izledigimde gülüyorum.
devamını gör...
22.
ötekiler gibi değildi, her zaman yaraları vardı ve günlerdir irinle beraber başı kanıyordu. günün ışıklarında ve gecenin karanlığında sokaklarda dolaştı genç adam. günlerden cumaydı, bir cami önü aradı. ama hepsi kapılmıştı, yer bulamadı. şansız olduğunu düşünüyordu, dilenmekte bile. üzülüyordu. en sonunda bir kilisenin önünde tek kişilik bir yer bulabildi.
gökyüzünde güneş vardı, ama hava soğuktu bir süre kiliseden kimse çıkmayınca gülmeye başladı. kahkahaları giderek yükseldi. yükselen kahkahaları etrafına bir kalabalık topladı. neden sonra kalabalıktan birisi yaklaştı. derdini anlamaya çalışsa da mamafih, muvaffak olamadı. kalabalıktan bir ötekisi uzmanlardan yardım almayı önerdi.
gelen ambulans ile hastaneye kaldırılan dilencinin sokakta kalmaktan ve durmadan dolaşmaktan aklını kaybettiğine karar verildi.
kimsesiz genç dilenciye acıyan doktor, devletin bu işe el koyması gerektiğini düşünüp yetkili makamlara haber verdi. olayın medyaya yansımasından korkan yetkili makamlar yaklaşan seçimi de düşünerek, dilenciyi bir daha hiç çıkmayacağı ve aklının asla yerine gelmeyeceği bir tımarhanenin odasına kapatılmasını uygun gördüler.
dilenci bir daha hiç dilenmek zorunda kalmadı...
hikaye bir garip mutlu sonla bitti.
(bkz: normal sözlük yazarlarından hikayeler)
gökyüzünde güneş vardı, ama hava soğuktu bir süre kiliseden kimse çıkmayınca gülmeye başladı. kahkahaları giderek yükseldi. yükselen kahkahaları etrafına bir kalabalık topladı. neden sonra kalabalıktan birisi yaklaştı. derdini anlamaya çalışsa da mamafih, muvaffak olamadı. kalabalıktan bir ötekisi uzmanlardan yardım almayı önerdi.
gelen ambulans ile hastaneye kaldırılan dilencinin sokakta kalmaktan ve durmadan dolaşmaktan aklını kaybettiğine karar verildi.
kimsesiz genç dilenciye acıyan doktor, devletin bu işe el koyması gerektiğini düşünüp yetkili makamlara haber verdi. olayın medyaya yansımasından korkan yetkili makamlar yaklaşan seçimi de düşünerek, dilenciyi bir daha hiç çıkmayacağı ve aklının asla yerine gelmeyeceği bir tımarhanenin odasına kapatılmasını uygun gördüler.
dilenci bir daha hiç dilenmek zorunda kalmadı...
hikaye bir garip mutlu sonla bitti.
(bkz: normal sözlük yazarlarından hikayeler)
devamını gör...
23.
aslı dilenci değil, di le ni ci dir. birilerinden sürekli dilekleri olan kimse manasında.
ordu yöresinde isteyici denir.
ordu yöresinde isteyici denir.
devamını gör...
24.
bu ara popülasyonları çok arttı.
dilenci dedektörü bi' insanım, o yüzden dilencilerle ilgili kendimce bi' kaç sınıflandırma yaptım.
1)memleketine dönemeyenler
en sevdiğim dilenci tipi, kurgusal hikayelerine bayılıyorum bunların. genelde nezih muhitleri tercih ederler, giyimleri çok kötü olmaz. eğer yolda yürürken iri kıyım bir adam yolun karşısından size "sa" diye çığırıyorsa muhtemel bir şekilde memleketime dönemiyorum hikayesini anlatacak olan dilenci dostumuzdur bu. hikayesi genelde şu şekilde olur "abim memleketime dönemiyorum, buralarda inşaatlarda çalışıyorum varsa bir yemek paranı alırım". bu dostumuza para verirseniz, sizden para geldiğini gören arkadaşımız sizi söğüşlemek için yeni yalanlar uyduracaktır, inşaatı duyduğunuz gibi uzaklaşın. bazılarının hikayeleri wattpadi andırıyor bu arada, dinlemesi keyifli, dinleyip yok abicim diyip uzaklaşıyorum.
2)arap dilenciler
genelde allah-kitap-hz muhammed ekseninde bozuk türkçeyle para isterler, bunlar çok ısrarcı olmuyor ama bunların tespih satan versiyonları tam bully, o tespihi almazsanız agresyon gösterebiliyorlar. genelde dilenme bölgesinde kendi tayfaları bulunur, bir caddeyi x, bir caddeyi y alır sonrasında görev değişimi yapıyorlar. tespih satanlarıyla göz teması dahi kurmayın öbürüne allah versin diyip geçin.
3)hastane dilencileri
bunlar genelde yanlarında çocuklarıyla hastane önünde mal mal dolaşıyor, gözüne kestirdikleri iyi giyimli birini bulurlarsa "abem çocuğum için hastaneye geldik , paramız bitti, dolmuş parası verir misin" şeklinde bir duygu sömürüsüne başvuruyorlar.
bu dostumuzu hastane önünde her gün görebilirsiniz, bi' türlü evine dönemiyor namussuz, mancınıkla falan göndermek lazım bunu. hastane iyi fikir bu arada, fizyolojik rahatsızlıkların insanları duygusal olarak etkilediğini de düşünürsek, hasta yakınları kandırılmaya ve duygusal olarak sömürülmeye daha müsait, güzel nokta atışı.
4)türk dilenciler
bu ara işleri kesat, suriyeli kardeşlerimiz her yeri parsellemiş. bulunduğum şehirde zengin arapların bulunduğu bölgelerin tamamını suriyeli dilenciler kapmış ve 100-200tl kelle başı para alıyorlar araplardan. ben olsam ben de bırakmazdım.bu arada suriyeli dilenciler türk dilencilerden daha çalışkan genelde türk dilenciler adliye, hastane, vergi dairesi gibi yerlerde sabit dileniyor, bu suriyeli dilenciler sürekli gezici tim. yanlarında çocuk oradan oraya deli eşek gibi dolanıyorlar.
neyse bu kadar, teşekkürler.
dilenci dedektörü bi' insanım, o yüzden dilencilerle ilgili kendimce bi' kaç sınıflandırma yaptım.
1)memleketine dönemeyenler
en sevdiğim dilenci tipi, kurgusal hikayelerine bayılıyorum bunların. genelde nezih muhitleri tercih ederler, giyimleri çok kötü olmaz. eğer yolda yürürken iri kıyım bir adam yolun karşısından size "sa" diye çığırıyorsa muhtemel bir şekilde memleketime dönemiyorum hikayesini anlatacak olan dilenci dostumuzdur bu. hikayesi genelde şu şekilde olur "abim memleketime dönemiyorum, buralarda inşaatlarda çalışıyorum varsa bir yemek paranı alırım". bu dostumuza para verirseniz, sizden para geldiğini gören arkadaşımız sizi söğüşlemek için yeni yalanlar uyduracaktır, inşaatı duyduğunuz gibi uzaklaşın. bazılarının hikayeleri wattpadi andırıyor bu arada, dinlemesi keyifli, dinleyip yok abicim diyip uzaklaşıyorum.
2)arap dilenciler
genelde allah-kitap-hz muhammed ekseninde bozuk türkçeyle para isterler, bunlar çok ısrarcı olmuyor ama bunların tespih satan versiyonları tam bully, o tespihi almazsanız agresyon gösterebiliyorlar. genelde dilenme bölgesinde kendi tayfaları bulunur, bir caddeyi x, bir caddeyi y alır sonrasında görev değişimi yapıyorlar. tespih satanlarıyla göz teması dahi kurmayın öbürüne allah versin diyip geçin.
3)hastane dilencileri
bunlar genelde yanlarında çocuklarıyla hastane önünde mal mal dolaşıyor, gözüne kestirdikleri iyi giyimli birini bulurlarsa "abem çocuğum için hastaneye geldik , paramız bitti, dolmuş parası verir misin" şeklinde bir duygu sömürüsüne başvuruyorlar.
bu dostumuzu hastane önünde her gün görebilirsiniz, bi' türlü evine dönemiyor namussuz, mancınıkla falan göndermek lazım bunu. hastane iyi fikir bu arada, fizyolojik rahatsızlıkların insanları duygusal olarak etkilediğini de düşünürsek, hasta yakınları kandırılmaya ve duygusal olarak sömürülmeye daha müsait, güzel nokta atışı.
4)türk dilenciler
bu ara işleri kesat, suriyeli kardeşlerimiz her yeri parsellemiş. bulunduğum şehirde zengin arapların bulunduğu bölgelerin tamamını suriyeli dilenciler kapmış ve 100-200tl kelle başı para alıyorlar araplardan. ben olsam ben de bırakmazdım.bu arada suriyeli dilenciler türk dilencilerden daha çalışkan genelde türk dilenciler adliye, hastane, vergi dairesi gibi yerlerde sabit dileniyor, bu suriyeli dilenciler sürekli gezici tim. yanlarında çocuk oradan oraya deli eşek gibi dolanıyorlar.
neyse bu kadar, teşekkürler.
devamını gör...
25.
dilenciler örgütlü bir yapının üyesidirler.
uzun yıllar önce, ankara'da dilenci bir çocuk hem dilenir hem ders çalışırken hayır(!)sever bir iş adamımız tarafından görülmüş. adam çocuğun elinden tutmuş almış, okutmuş; vesaire. aradan bir ay geçti, kızılay'ın her yanı gece üstü ders çalışan dilenci çocuklarla doldu.
ilginç değil tabi. ilginç olanı, mekanımızdan uçakla 14 saat mesafede jakarta'daki dilenci çocuklar da sokaklarda ders çalışmaya başlamışlar. o zaman internet yeni giriyor ülkeye.
yaşadığınız kentin her sokağı, her noktası bir çete tarafından parsellenmiştir. "cuma günü hacı bayram'a bir mendil açayım da üç beş toplayayım" diyemezsiniz. dedirtmezler. önce "sittir git buradan" derler. ardından bıçaklarlar sizi. kim vurduya gidersiniz.
çete şehri sürekli kolaçan eder. bir yerde yaya yoğunluğu oluşmuşsa başka yerlerde boş boş dolaşan ekibi alıp oraya getirirler. ostim metro durağında icrayı sanat eyleyen bir "teyzeyi" bir saat sonra beştepe - emek kavşağında görürsünüz. gazi hastanesine "kalın" bir hasta yatmıştır. hastanede boy göstermek isteyen yalakalar aile boyu oraya akmışlardır. dilenciye iyi ekmek çıkar.
dilenciye para vermeyin.
uzun yıllar önce, ankara'da dilenci bir çocuk hem dilenir hem ders çalışırken hayır(!)sever bir iş adamımız tarafından görülmüş. adam çocuğun elinden tutmuş almış, okutmuş; vesaire. aradan bir ay geçti, kızılay'ın her yanı gece üstü ders çalışan dilenci çocuklarla doldu.
ilginç değil tabi. ilginç olanı, mekanımızdan uçakla 14 saat mesafede jakarta'daki dilenci çocuklar da sokaklarda ders çalışmaya başlamışlar. o zaman internet yeni giriyor ülkeye.
yaşadığınız kentin her sokağı, her noktası bir çete tarafından parsellenmiştir. "cuma günü hacı bayram'a bir mendil açayım da üç beş toplayayım" diyemezsiniz. dedirtmezler. önce "sittir git buradan" derler. ardından bıçaklarlar sizi. kim vurduya gidersiniz.
çete şehri sürekli kolaçan eder. bir yerde yaya yoğunluğu oluşmuşsa başka yerlerde boş boş dolaşan ekibi alıp oraya getirirler. ostim metro durağında icrayı sanat eyleyen bir "teyzeyi" bir saat sonra beştepe - emek kavşağında görürsünüz. gazi hastanesine "kalın" bir hasta yatmıştır. hastanede boy göstermek isteyen yalakalar aile boyu oraya akmışlardır. dilenciye iyi ekmek çıkar.
dilenciye para vermeyin.
devamını gör...
26.
gerek bestesi, gerek sözleri...
128 milyon teleee
pardon dolar...
128 milyon teleee
pardon dolar...
devamını gör...
27.
her doğal afette yapılandır. izmir depremi 2020 de oldu, iban attı devlet halka. kaç yıl geçti hala dilencilik yapılıyor. dilencilik neyse de hem dilenci hem hırsız hiç çekilmiyor.
devamını gör...
28.
geri zekâlı insandır. hayatta hiçbir şey olamamış, faydasız, boş ve tembellikten beslenen biridir. her gördüğümde yüzlerine tüküresim geliyor o kadar midem bulanıyor bunlardan.
dün ibb metrobüsün oraya araba koymuş yemek dağıtıyor ve merdivenlerde de aptal bir kadın "açım, para istiyorum" diye yalvarıyor. ulan zaten dibinde adam yemek dağıtıyor, ne diye utanmadan kendini yerlere atıp milletten para dileniyorsun?
gerçekten bu ülkeye dair hiçbir umudum yok. takmışlar dillerine allah'ı, indir kaldır allah. iyi öğrendiler. milleti çok güzel kazıklıyorlar.
dün ibb metrobüsün oraya araba koymuş yemek dağıtıyor ve merdivenlerde de aptal bir kadın "açım, para istiyorum" diye yalvarıyor. ulan zaten dibinde adam yemek dağıtıyor, ne diye utanmadan kendini yerlere atıp milletten para dileniyorsun?
gerçekten bu ülkeye dair hiçbir umudum yok. takmışlar dillerine allah'ı, indir kaldır allah. iyi öğrendiler. milleti çok güzel kazıklıyorlar.
devamını gör...
29.
victor hugo şiirinde dilenci ile kendisini kıyaslar.
nasıl mı?
sen, her gün köşe başlarında
yırtık urbanla kirli ellerinle
avuç açan, sefil insan.
inan yok farkımız birbirimizden.
sen belki tüm yaşamınca dilenecek;
beklediğin beş kuruşu biri vermezse,
ötekinden isteyeceksin.
ama ben, tüm yaşamım boyunca
tek bir kez dilendim,
bir acımasız kalbin sevdası ile alevlendim.
öylesine boş öylesine açık kaldı ki elim,
yemin ettim bir daha dilenmeyeceğim.
victor hugo
nasıl mı?
sen, her gün köşe başlarında
yırtık urbanla kirli ellerinle
avuç açan, sefil insan.
inan yok farkımız birbirimizden.
sen belki tüm yaşamınca dilenecek;
beklediğin beş kuruşu biri vermezse,
ötekinden isteyeceksin.
ama ben, tüm yaşamım boyunca
tek bir kez dilendim,
bir acımasız kalbin sevdası ile alevlendim.
öylesine boş öylesine açık kaldı ki elim,
yemin ettim bir daha dilenmeyeceğim.
victor hugo
devamını gör...
30.
ekonomik krizin yaşandığı şu günlerde sabırımızı zorlayan insanlar. ulan paramız var da biz mi vermiyoz? benekli ayhan abimizin görüşleri her ne kadar kaba olsa da bu konuda geçerli:
devamını gör...
31.
victor hugo' nun güzel bir şiiri vardır. aynı isimde. kendini dilenciye benzetir..
sen, her gün köşe başlarında
yırtık urbanla kirli ellerinle
avuç açan, sefil insan.
inan yok farkımız birbirimizden.
sen belki tüm yaşamınca dilenecek;
beklediğin beş kuruşu biri vermezse,
ötekinden isteyeceksin.
ama ben, tüm yaşamım boyunca
tek bir kez dilendim,
bir acımasız kalbin sevdası ile alevlendim.
öylesine boş öylesine açık kaldı ki elim,
yemin ettim bir daha dilenmeyeceğim.
sen, her gün köşe başlarında
yırtık urbanla kirli ellerinle
avuç açan, sefil insan.
inan yok farkımız birbirimizden.
sen belki tüm yaşamınca dilenecek;
beklediğin beş kuruşu biri vermezse,
ötekinden isteyeceksin.
ama ben, tüm yaşamım boyunca
tek bir kez dilendim,
bir acımasız kalbin sevdası ile alevlendim.
öylesine boş öylesine açık kaldı ki elim,
yemin ettim bir daha dilenmeyeceğim.
devamını gör...
32.
bir attila atasoy bestesi. ( 1975 )
devamını gör...