1.
toplum tarafından meydana gelen soyutlanmadır.
devamını gör...
2.
dışlanan kişi için oldukça üzücü ve onur kırıcı olan durumdur.
devamını gör...
3.
bir ortamdaki kişilerin sizi içlerine almayı reddetmesi, kabulgörmezlik.
ayrıca şu sıralar abd başkanı donald trump'ın sosyal medyada içinde bulunduğu durum.
(bkz: donald trump’ın twitter hesabının askıya alınması)
ayrıca şu sıralar abd başkanı donald trump'ın sosyal medyada içinde bulunduğu durum.
(bkz: donald trump’ın twitter hesabının askıya alınması)
devamını gör...
4.
bedeniniz, sesiniz, cinsiyetiniz kısacası tamamıyla her şeyinizin aynı olmadığı herkes tarafından düşürülebildiğiniz durumdur.
devamını gör...
5.
diğerleriyle aynı olmadığı için bir ötekileştirilme durumu.
devamını gör...
6.
diğerlerinden farklıysa dışlanırsın.
devamını gör...
7.
erken yaşlarda; dışlanan kişiye her zaman kendini sorgulatan, yanlış giden bir şeyler olduğunu düşündüren durumdur. zaman içerisinde dışlandıkça kendine daha çok zaman ayırmış, kendini gerçekleştiren birey olma yolunda ilerlemiş, karakterine sağlam yapı taşları eklemiş biri haline geldiğinde; artık tek başına koca bir grubu dışlayabilecek donanıma sahip olur ve hayata teşekkürlerini sunar.
devamını gör...
8.
özgüvensizliğe yol açar. ve gitgide yalnızlaşır insan.
devamını gör...
9.
herkes gibi olmadığını göstirir.
devamını gör...
10.
herkes birbirini olduğu gibi kabul etse aslında olmayacak problemdir.
devamını gör...
11.
ötekileştirilmektir. ıleride ciddi psikolojik rahatsızlıklara yol açabilir
devamını gör...
12.
yerini kimseye güvenmemeye bırakan olgu.
devamını gör...
13.
kapanmayacak yaralara yol açar...
devamını gör...
14.
hayatının bir döneminde mutlaka maruz kalınan zorbalık türü. hayatın bir döneminde -bilinçli olmasa da- uygulanan bir zorbalık türü. küçük yaşlarda insanı çok acıtan, ciddi izler bırakan bir durumdur. ilerleyen zaman içinde bununla baş etmeyi öğrenirsiniz. belki siz de başkasına yapıp durumunuzu eşitlersiniz. yeterince olgunlaştığınızda ise hem yapmamalı hem de yapıldığını fark ettiğinizde müdahale etmelisiniz. insan olmak bunu gerektirir. dışlayanlara tepki vermeseniz de dışlananın elinden tutabilirsiniz*.
devamını gör...
15.
yaşam enerjisi ve motivasyonu düşürdüğü konusunda şüphelerim var. yalnız kalan elbet kötü hisseder ama asla dışlandığı gruba ameliyatlı yerini göstermez. iyileşmek için her gün fizik tedavisine gider. sporunu aksatmaz. güçlenir. hem de bir grup üyesinden daha çok.
devamını gör...
16.
kendimi bildim bileli maruz kaldığım davranış. ben daha 5-6 yaşlarındayken bile hiç kimse benimle arkadaş olmak istemez kimse benimle oyun oynamazdı. kaç yaşındayım halen daha bu durum böyle ne yazık ki.
tamam insanlar beni sevsin demiyorum yalnızlık güzel bir şey ama yaşadığım müddet boyunca sürekli bunun olması sürekli dışlanmam, istenmemem, arkamdan konuşulması, küfredilmesi bilemiyorum.
kötü, kaba bir insan olduğumu zannetmiyorum hatta hatta naif, kırılgan, hassas, alıngan bir bünyem var. öyle über zeki, topluma tamamen aykırı biri de değilim bence. egoist veya bencil olabilir miyim? belki biraz ama kim böyle değil ki?
bu yazdıklarım beni kimse sevmiyor, herkes bana düşman gibisinden bir şey değil. sadece dediğim gibi çocuktum böyleydi gencim halen daha böyle gidiyor. kendimi kimseye kabullendirmek gibi bir amacım yok ama hayatta her zaman zor anlarınızı tek başınıza atlatan bir bireyseniz bir yerden sonra insan güvenebileceği bir dost, bir aşk istiyor. istiyorsun işte insan doğasına karşı çıkamıyor ki.
aykırılığımı inkar etsem de belki de gerçekten sorun bu toplumla kendi kişiliğimin bir türlü uyuşmamasıdır. kaba, sirke suratlı insanların olduğu bir coğrafyada sevgi kelebeği olmak insanların tepkisini çekiyor sanırım ama kimse için de kendimi değiştiremem.
bu yazıyı niye yazdığımı da bilmiyorum sadece bazen yalnızlık çok acı verici olabiliyor hepsi bu.
tamam insanlar beni sevsin demiyorum yalnızlık güzel bir şey ama yaşadığım müddet boyunca sürekli bunun olması sürekli dışlanmam, istenmemem, arkamdan konuşulması, küfredilmesi bilemiyorum.
kötü, kaba bir insan olduğumu zannetmiyorum hatta hatta naif, kırılgan, hassas, alıngan bir bünyem var. öyle über zeki, topluma tamamen aykırı biri de değilim bence. egoist veya bencil olabilir miyim? belki biraz ama kim böyle değil ki?
bu yazdıklarım beni kimse sevmiyor, herkes bana düşman gibisinden bir şey değil. sadece dediğim gibi çocuktum böyleydi gencim halen daha böyle gidiyor. kendimi kimseye kabullendirmek gibi bir amacım yok ama hayatta her zaman zor anlarınızı tek başınıza atlatan bir bireyseniz bir yerden sonra insan güvenebileceği bir dost, bir aşk istiyor. istiyorsun işte insan doğasına karşı çıkamıyor ki.
aykırılığımı inkar etsem de belki de gerçekten sorun bu toplumla kendi kişiliğimin bir türlü uyuşmamasıdır. kaba, sirke suratlı insanların olduğu bir coğrafyada sevgi kelebeği olmak insanların tepkisini çekiyor sanırım ama kimse için de kendimi değiştiremem.
bu yazıyı niye yazdığımı da bilmiyorum sadece bazen yalnızlık çok acı verici olabiliyor hepsi bu.
devamını gör...
17.
sizi dışlayanları dışladığınızda, siz de dışlamış oluyorsunuz. dışlamak, kümeye almamaktır insanları. o zaman da kendi boş küme olur, bunu göze alan, dışlasın...
devamını gör...
18.
zamanımızda genellikle ''doğru söyleyenin dokuz köyden kovulması'' darb-ı meselinin gerçekleşmesine şahit olmaktır. halbuki dışlanmak, ilkesizlerin, ahlâksızların ve zâlimlerin kaderi olmalıdır.
devamını gör...
19.
genel kabulün dışında olduğum için burada da hissettiğim olgu. canınız sağ olsun, sizin canınız sağ olsun bizim canımız çıksın ki sizin çocuklarınız daha ahlaklı daha sağlıklı olsun.
devamını gör...
20.
toplamdan sürülmek, görmezden gelinmek, kabul edilmemek.
bunun bünyede alışkanlık yaptığını düşünüyorum. özellikle çok küçük yaşlarda buna maruz kalındıysa kişi girdiği topluluklarda dışlanmasa dahi bir süre sonra kendini soyutlamaya ve başkaları tarafından dışlandığını hissetmeye başlıyor.
bir çok sebebi olabilir dışlanmanın.
sosyo-ekonomik durum
dış görünüş
sağlık problemleri
gibi gibi. hangisinin daha çok sebep olduğu yada daha can sıkıcı olduğu hakkında karara varmış değilim.
dışlanmanın bana göre üç evresi var.
ilk evre farkındalık. dışlanmanın farkına varılması ve üzüntüyle karışık bir çok karmaşık duygunun hissedildiği evre. bu evrede dışlanmanın sebebini insan kendi içinde araştırır.
ikinci evre kendini kabul ettirme evresi. dışlanma sebebinin tespit edilerek bu sebeplerin ortadan kaldırılmaya çalışılması ve "ben öyle biri değilim! beni de görün.." çabaları. olumlu sonuç verse dahi kişinin mutlu olacağını düşünmüyorum. sonuç olarak bulunduğu konuma kendini zorla kabul ettirdiğini daima içten içe bilecektir.
son evre ise kabulleniş. bu noktada dışlanmanın sebeplerini bulmuş, belki kendinizi kabul ettirmiş yahut ettirememiş ancak artık tamamen bu toplumda yer alamayacağınızı seve seve kabul ettiğiniz evredir.
bu evreden sonra artık belirli bir rahatlığa erişilir. sonuç olarak insan gösterebileceği tüm çabayı göstermiştir. bu durumu artık benimsemiş, boşvermiş, kendi içinde çözemese dahi alışmıştır.
küçük yaşlardan itibaren dışlanmak ileriki yaşlarda öğrenilmiş çaresizlik ile kendini gösterir.* bir topluluğa asla ait olamayacağınızı, insanlar tarafından sevilip, hoşgörü göremeyeceğinizi o topluluğa girme çabası ve şans vermeden nasılsa olmayacak, bu da gol olmayacak düşüncesiyle insan kendini geri çeker. bu, asosyallik, melankolik tutum, depresyon, vahşilik gibi insanlar tarafından çok çok farklı yorumlansa da aslında bir savunma mekanizmasıdır. kişi geçmişte atlattığı sıkıntıları öyle olmayacak olsa bile yeniden yaşamak istemez. diyorum ya, bu çaresiz duyguyu öğrenmiş, bundan sonra da aynı şeyleri yaşayacağı kanaatine çoktan varmış, istemsizce kendini geri çekmiştir.
not: kendi gözlemlerimdir. herhangi bir dayanağı yoktur.
bunun bünyede alışkanlık yaptığını düşünüyorum. özellikle çok küçük yaşlarda buna maruz kalındıysa kişi girdiği topluluklarda dışlanmasa dahi bir süre sonra kendini soyutlamaya ve başkaları tarafından dışlandığını hissetmeye başlıyor.
bir çok sebebi olabilir dışlanmanın.
sosyo-ekonomik durum
dış görünüş
sağlık problemleri
gibi gibi. hangisinin daha çok sebep olduğu yada daha can sıkıcı olduğu hakkında karara varmış değilim.
dışlanmanın bana göre üç evresi var.
ilk evre farkındalık. dışlanmanın farkına varılması ve üzüntüyle karışık bir çok karmaşık duygunun hissedildiği evre. bu evrede dışlanmanın sebebini insan kendi içinde araştırır.
ikinci evre kendini kabul ettirme evresi. dışlanma sebebinin tespit edilerek bu sebeplerin ortadan kaldırılmaya çalışılması ve "ben öyle biri değilim! beni de görün.." çabaları. olumlu sonuç verse dahi kişinin mutlu olacağını düşünmüyorum. sonuç olarak bulunduğu konuma kendini zorla kabul ettirdiğini daima içten içe bilecektir.
son evre ise kabulleniş. bu noktada dışlanmanın sebeplerini bulmuş, belki kendinizi kabul ettirmiş yahut ettirememiş ancak artık tamamen bu toplumda yer alamayacağınızı seve seve kabul ettiğiniz evredir.
bu evreden sonra artık belirli bir rahatlığa erişilir. sonuç olarak insan gösterebileceği tüm çabayı göstermiştir. bu durumu artık benimsemiş, boşvermiş, kendi içinde çözemese dahi alışmıştır.
küçük yaşlardan itibaren dışlanmak ileriki yaşlarda öğrenilmiş çaresizlik ile kendini gösterir.* bir topluluğa asla ait olamayacağınızı, insanlar tarafından sevilip, hoşgörü göremeyeceğinizi o topluluğa girme çabası ve şans vermeden nasılsa olmayacak, bu da gol olmayacak düşüncesiyle insan kendini geri çeker. bu, asosyallik, melankolik tutum, depresyon, vahşilik gibi insanlar tarafından çok çok farklı yorumlansa da aslında bir savunma mekanizmasıdır. kişi geçmişte atlattığı sıkıntıları öyle olmayacak olsa bile yeniden yaşamak istemez. diyorum ya, bu çaresiz duyguyu öğrenmiş, bundan sonra da aynı şeyleri yaşayacağı kanaatine çoktan varmış, istemsizce kendini geri çekmiştir.
not: kendi gözlemlerimdir. herhangi bir dayanağı yoktur.
devamını gör...