edinilmiş en kıymetli hayat tecrübesi
başlık "balkon insanı" tarafından 12.11.2020 13:05 tarihinde açılmıştır.
541.
kimseye bir şey kanıtlamak zorunda olmamak.
devamını gör...
542.
kimseye güvenme,kendinden başka kimseye.
bu çok acı tecrübedir benim hayattan öğrendiğim.hepimiz televizyonlarda izlediğimiz,kitaplarda okuduğumuz arkadaşlık ilişkikerine, aşk bağlarına inanarak dışarıda bunları arıyoruz hatta kurmaya çalışıyoruz.yanlışımız burada başlıyor.birilerinin hayal gücü, maalesef dünyanın gerçekliğini yansıtmıyor.
sizi her koşulda koruyan,kendini yakacak kadar dostluğunuza/ aşkınıza değer veren insanlar yok dışarıda.biz, bunlar tarafından manipule edildiğimiz için bunları gerçek kılmaya çalışıyoruz ve insanların kötülüklerine son derece gardsız kalarak açık oluyoruz.
ben yediğimi, içtiğimi, evimi hatta kıyafetlerimi dahi paylaştığım dostumdan tutun,kendi akrabama, erkek arkadaşıma kadar herkesin ihanetine uğramış biriyim.şikayet etmiyorum çünkü bunlar beni gerçek hayata hazırladı.dışarıda aklımızda tasarladığımızdan daha farklı bir dünya var.kurtlar kapılarda,sokaklarda,lüks restaurantlarda kol geziyorlar.
cocukken/gençken cok ufak darbelerle atlatmış oldum bu gibi olumsuz durumları.bu yaşımda öğrenseydim,cok daha yıkıcı olabilirdi.yetişkinlik mantıksal olarak güçlü ama duygusal olarak gençliğinize göre zayıf olduğunuz bir evre bence çünkü.
gençken kaldırdığınız en ağır aşk acısı, 26’lardan sonra ölümcül olabiliyor.
bu sebeple hayatın en iyi dersi: kendinden başka kimseye %100 güvenme hatta yatağını paylaştığın, cocuk sahibi olduğun eşine bile.
her zaman bir %15-20lik “ her şeyi yapabilir” payı bırakmak lazım ki size hata yapılırsa, terapilik hale gelmeyin.
bu çok acı tecrübedir benim hayattan öğrendiğim.hepimiz televizyonlarda izlediğimiz,kitaplarda okuduğumuz arkadaşlık ilişkikerine, aşk bağlarına inanarak dışarıda bunları arıyoruz hatta kurmaya çalışıyoruz.yanlışımız burada başlıyor.birilerinin hayal gücü, maalesef dünyanın gerçekliğini yansıtmıyor.
sizi her koşulda koruyan,kendini yakacak kadar dostluğunuza/ aşkınıza değer veren insanlar yok dışarıda.biz, bunlar tarafından manipule edildiğimiz için bunları gerçek kılmaya çalışıyoruz ve insanların kötülüklerine son derece gardsız kalarak açık oluyoruz.
ben yediğimi, içtiğimi, evimi hatta kıyafetlerimi dahi paylaştığım dostumdan tutun,kendi akrabama, erkek arkadaşıma kadar herkesin ihanetine uğramış biriyim.şikayet etmiyorum çünkü bunlar beni gerçek hayata hazırladı.dışarıda aklımızda tasarladığımızdan daha farklı bir dünya var.kurtlar kapılarda,sokaklarda,lüks restaurantlarda kol geziyorlar.
cocukken/gençken cok ufak darbelerle atlatmış oldum bu gibi olumsuz durumları.bu yaşımda öğrenseydim,cok daha yıkıcı olabilirdi.yetişkinlik mantıksal olarak güçlü ama duygusal olarak gençliğinize göre zayıf olduğunuz bir evre bence çünkü.
gençken kaldırdığınız en ağır aşk acısı, 26’lardan sonra ölümcül olabiliyor.
bu sebeple hayatın en iyi dersi: kendinden başka kimseye %100 güvenme hatta yatağını paylaştığın, cocuk sahibi olduğun eşine bile.
her zaman bir %15-20lik “ her şeyi yapabilir” payı bırakmak lazım ki size hata yapılırsa, terapilik hale gelmeyin.
devamını gör...
543.
544.
devamını gör...
545.
insanlar mutlu olmana, senden bir şey alacakları zaman izin verirler.
devamını gör...
546.
547.
araba sürerken burun karıştırmayın; yolda çukura/tümseğe girince parmak, burnun tavanını delip göze giriyo.
devamını gör...
548.
hiçbir ilişkinde kendinden önce başkasını düşünme, kimseye haddinden fazla değer verme ve hayatının merkezine koyma.
devamını gör...
549.
aman o kırılmasın, aman bu üzülmesin, yanlış anlamasın diye, yapılan şeylere göz yumulmaması, sessiz kalınmaması gerektiği. sinirli, acımasız, patavatsız diyorlar ama olsun, işlerine gelmiyor, ondan.
devamını gör...
550.
kimseye hak ettiğinden fazla değer verme,tepene çıkmasın.
en değerli kendin olduğunu bil ve yoluna devam et.
en değerli kendin olduğunu bil ve yoluna devam et.
devamını gör...
551.
aşkın yaşı yok.
kimseye acıma.
içinden geldiği gibi yaşa yoksa her kafadan bir ses çıkar manyak olursun
kendini sev seveni sev.
hayat bir gün o da bugün.
kimseye acıma.
içinden geldiği gibi yaşa yoksa her kafadan bir ses çıkar manyak olursun
kendini sev seveni sev.
hayat bir gün o da bugün.
devamını gör...
552.
henüz edinmediğimdir. edindiklerimi saymıyorum. çünkü hayat değişiyor.
devamını gör...
553.
“ ya dışındasındır çemberin
ya da içinde yer alacaksın
kendin içindeyken kafan dışındaysa
çaresi yok kardeşim
her akşam böyle içip, kederlenip
mutsuz olacaksın”
ya da içinde yer alacaksın
kendin içindeyken kafan dışındaysa
çaresi yok kardeşim
her akşam böyle içip, kederlenip
mutsuz olacaksın”
devamını gör...
554.
kendini düşünmek, her zaman bencillik demek değildir. çevrene ve kendine faydalı olman için ayakta kalmak zorundasın. ben hayattan her koşulda ayakta kalmayı öğrendim.
devamını gör...
555.
dünya ya bir kere geliyoruz.elalem ne der kaygısı çok gereksiz. bir şey yapılacak ise ben istiyorum diye yapmalıyım.başkası için değil kendim için yaşamalıyım.
devamını gör...
556.
oğuz atay'ın deyimiyle bazı müelliflerin yazdıklarının doğrulanması gerekir. burada ve bu gibi mahallelerde her kalite düzeyinden tanım, girdi vs. görmek mümkün. bakıyorsun, adam yememiş içmemiş inci gibi dizmiş kelimeleri. vay be! iyiymiş diyor, saygı duyuyorsun. sonra yine bu insanlarla bir şekilde iki kelam etme fırsatı doğuyor, bakıyorsun hiçbir mevzusu yok. şu halde, insanların en uzak kaldıkları ya da en olmasını istedikleri yanlarının buralarda ortaya çıktığı aşikar ki bari burada öyle olabilme hakları da anlaşılır. yani bu, bir ikiyüzlülük minvalinde taşladığım bir şey değil de ama ne bileyim, üzücü. müzikalite, şiirsellik, ilahi, dua... insanlık ne çektiyse kulağa hoş gelen bu şeylerden çekti. biçimi güzel kötü içeriklerin albenisindeki maliyet ağır olur. kendimi de neredeyse hiçbir konuda beğenmem. büyük paralar kazanıp basit ve saçma sapan hatalarla kaybettim. hiç hak etmeyen insanları, yersiz ve sebepsiz üzdüm. kimi lafazan, kimi karakter, kimi çap, kimi haysiyet yoksunu, ne derseniz deyin, çoğu kalitesizliğin alıp yürümesine, istemeden vesile oldum. yukarıda da biri demiş ya "acıma, acınacak hale gelirsin" diye, büyük laf ama merhametin de her zaman bizi doğru bir yere götürmediği kadar gerçek.
sonuç; yaşadığım hiçbir olumsuzlukla kavgalı değilim, yanlışlarımın kabulüyle gebere gebere de olsa başka suçlu aramadan akıp gidiyorum işte. şu dakika başıma taş düşse, dünyaya bırakmış olduğum dişe dokunur bir şey gelmiyor aklıma. bu götü çıplaklıkla bile tenezzül etmediğim ucuzluklarla aramdaki mesafeyi hep koruyan bir şey oldu içimde. o şey ne? bilmiyorum ama pek faydasını görmediğim çok pis bir şey de olsa, insanın neyi tuttuğunu bilmesi önemli son tahlilde.
tabii bir görkemli kaybeden edebiyatı da sanılmasın ama edilgen biri ya da hayatın seyircisi değilseniz, düşmek de yükselmek kadar bir olağanlık sınırı dahilinde. biraz da böyle; akıllanmış, akıllandırılmış insan olmanın yolu. sonra bakmayın bu kadar kendime vurduğuma, bazen yapılması gereken en doğru şeyleri yaptığınız halde olmaması gereken sonuçlar gelip buluyor sizi.
demem o ki, kendimden başka kimseyi aldatıp kimseye yalan söylemedim. gerek de yok buna çünkü o şekil, doğru ve sürdürülebilir şeyler olmuyor. patronunuz, yavuklunuz da olsa başkalarının fikri diye bir şey yok. siz varsınız, kendi içinizde olduğunuz şey neyse, başkalarındaki olası bir gram fazlalıkların da nihayeti çöp.
"siz, siz olun..." diye başlayıp devam eden cümleler vardır ya, orda kalsın, aslolan o, gerisi tevatür.
sonuç; yaşadığım hiçbir olumsuzlukla kavgalı değilim, yanlışlarımın kabulüyle gebere gebere de olsa başka suçlu aramadan akıp gidiyorum işte. şu dakika başıma taş düşse, dünyaya bırakmış olduğum dişe dokunur bir şey gelmiyor aklıma. bu götü çıplaklıkla bile tenezzül etmediğim ucuzluklarla aramdaki mesafeyi hep koruyan bir şey oldu içimde. o şey ne? bilmiyorum ama pek faydasını görmediğim çok pis bir şey de olsa, insanın neyi tuttuğunu bilmesi önemli son tahlilde.
tabii bir görkemli kaybeden edebiyatı da sanılmasın ama edilgen biri ya da hayatın seyircisi değilseniz, düşmek de yükselmek kadar bir olağanlık sınırı dahilinde. biraz da böyle; akıllanmış, akıllandırılmış insan olmanın yolu. sonra bakmayın bu kadar kendime vurduğuma, bazen yapılması gereken en doğru şeyleri yaptığınız halde olmaması gereken sonuçlar gelip buluyor sizi.
demem o ki, kendimden başka kimseyi aldatıp kimseye yalan söylemedim. gerek de yok buna çünkü o şekil, doğru ve sürdürülebilir şeyler olmuyor. patronunuz, yavuklunuz da olsa başkalarının fikri diye bir şey yok. siz varsınız, kendi içinizde olduğunuz şey neyse, başkalarındaki olası bir gram fazlalıkların da nihayeti çöp.
"siz, siz olun..." diye başlayıp devam eden cümleler vardır ya, orda kalsın, aslolan o, gerisi tevatür.
devamını gör...
557.
deveyi diken, insanı seven yaranır diyelim.
devamını gör...
558.
pantograf kantere temas ederken o kapagi acmaya kalkmamak.
devamını gör...
559.
560.
hiçbir şeyi kişisel alma. sorun sende değil karşındakinin kendi içinde.
devamını gör...