ege bölgesi'ne has güzellikler

asitsiz soğuk sıkım zeytinyağı. ege dışında bir yerde daha iyisini yemedim.

ege'nin gelmiş geçmiş en yakışıklı erkeği babamdır. dedem çirkin, düşüncesizdir. atmış orayı terk edince osmanlı tapularını. vay vay şimdi belki aydın söke'den miras düşecekti bana.

bir ege'li olarak gülümseyerek okumakla yetindim sadece bana bir şey kalmamış :)
eminim anadolu'mun bütün bölgelerinde var güzel kalpli, iyi insanlar ama ege' min kıyılarındaki ve köylerindeki insanlar bir başka be

ege candır... incirden, efelerden, hızlı konuşangillerden, en az romanlar kadar enerjik ve dokuz sekizliklerden, portakal mandalina ağaçları, üzüm bağları, izmir denizli treninin denk geldiği güzel manzaraları, antik kentleri...
daha çok şey sayarım da yeterince ege'me âşık olduğumu belli ettim bence...
bir de nazilli'de pide yemediyseniz pide hakkında seviyorum veya sevmiyorum demeyin. orda bi yiyin yine de sevmezseniz eyvallah...

(bkz: şaka maka balıkesir'in en güzel tatil beldesi olması)

sözlüğün tek oburu benim sanırım. zeytinyağlı mezeleri başı çeker. bunu ilk sıraya yerleştireyim önce. insanları çok güzel, karadenize iç anadoluya, doğuya filan bin basar. ( trakyalıları ikinciliğe yerleştiriyorum (u: swh) ) müzikleri benim zevkime tam olarak hitap ediyor. resmen ruhumu gezintiye çıkarıyor.hemen bir klasik örnekleyeyim.

havası, suyu, dağı, taşı, tabiki taş evleri çok çok başka güzel. eğer memleketimi tercih edebilseydim kesinlikle egeli olmak isterdim. mümkümse cunda'lı.

entryleri okurken memleketimi ne kadar çok özlediğimi bir kez daha farkettim. bana yazacak pek de bir şey kalmamış o yüzden bir link bırakıp gidiyorum. bu türküyü dinleyerek ağlıcam biraz
buradan

değeri bilinmeyen, geliştirilmeyen, anadolu kültürüne ( yeniden) kazandırılaya çalışılmayan sebze ve bitki yemekleri.

anadolu'da hakim bir kültürel hata var sürüp giden. endemik olduğu için kültürel değerler içine kapalı kalıyor, öteleniyor, geliştirilmiyor ve hatta çoğu zaman yabancılar (kendi endemik hallerini yaşasınlar tafrasıyla) kültürel kaynaşma ve alışverişlerden men ediliyor. siyasi ve ekonomik çatışmalar da işin içine girince anadolu gibi zengin bir coğrafya ithal ürünlerin esiri olabiliyor.

yazık cidden, göz göre göre..