ego

çok derin bir tanımı olan varlığı ve yokluğu ayrı ayrı dert oluşturan büyük kelime. kendini sevmeyen kadar çok seven de tehlike arz ediyor. çözümü gideceğin günü düşünmek ışığın söndüğü günü. belli bir müddet kendine geliyor insan sonra oohhh sanırım dünyanın merkezinde ben varım

(bkz: alter ego)

ben merkezciliğin ta kendisidir..

güzel bir willy william sarkisi.

youtube

aslında insanı tamamen açıklayabilecek üç harf iken günümüzde şu seviyede olması günümüzün ne kadar berbatov olduğunu gosterir: (bkz: senin egon benim legom bebeğim)

yeterince ezilirse çok ses çıkararak patlar.

eğer etrafta egomdan daha önemli birşey varsa, hemen yakalanıp vurulmasını istiyorum!

zaphod beeblebrox - otostopçunun galaksi rehberi

ego, kendi hikayesini tutarlı kılmaya o kadar eğilimlidir ki, kendi boşluklarının farkında bile olmuyor. bu boşluklara bazen ilaveler yapıyor; kendi hikayesinde bulunmayan her türden şeyi yaşadığını zannedebiliyor.
“oysa freud’daki ego teorisi tam tersine, egomuz dediğimiz şeyin kendimizle ilgili sahip olduğumuz, hiç şüphesiz bir bütünlük, serap hissi veren belli bir imge olduğunu göstermek için tasarlanmıştır” der lacan.
freud, jessen’den alıntılar: tam unutkanlık ciddi değildir; ama kısmi unutkanlığa güvenilmez. çünkü unutmadığımız şeyi açıklamaya giriştiğimiz takdirde belleğimizdeki tutarsız ve kopuk parçaları hayal gücümüzle birleştirmeye, boşlukları doldurmaya eğilimli oluruz.

insanın kariyer hayatının içine eder

şöförlerinin azımsanmayacak kısmı berbat ve hödükçe araç kullanan ankara şehir içi otobüsleri.

bende fazlasıyla bulunan şey.
durdurayım diyorum, durmuyor.
kendimi bir şey sanıyorum ve buna engel olamıyorum.

bu illetten nasıl kurtulurum?

fark etmeden esiri olabildiğimiz şey. bazen göz göre göre yapılan gereksiz fedakarlıklar bile ego kaynaklı olabiliyor. sevilme arzusu ya da karşılığında bir şey görebilmek için kullanıyor insan bunu, fark etmeden narsisistik davranışlar gösteriyoruz. egosunu terbiye eden kendisini neredeyse tamamen terbiye etmiştir bence, umarım bana da nasip olur bu.

ego, halk arasında bencillik ve kibirle eş anlamlı olarak kullanılsa da terim anlamında bu karşılıklarına denk gelmez. hatta egonuz yüksek olduğunda, süperego ve idin dengesini sağlayabilmeyi başarabiliyorsunuz demektir.

freud' un görüşleriyle ve psikanalitik yaklaşımla bu kavramları açıklamaya çalışalım:

id, bizim zevk (haz) prensibiyle çalışan hemencecik tatmin olmak isteyen dürtüsel tarafımızdır. örneğin cinsellik, yeme-içme, öfke vb. biyolojik durumları yok ederek hemen hazza ulaşmak ister.

ego, gerçeklik prensibiyle çalışan id'e "hoop bir dur bakalım cinsellik istiyorsun, hemen yemek istiyorsun ama ortam müsait mi?" diye sorgulamaya iter. yani idin isteklerini erteleyerek uygun bir vakitte tatmin olmasını sağlar. buradan hareketle ego aslında iyi bir şey.

süperego, bazen vicdanın bazen toplum bazen ailen bazen hükümet. yani sana neyin doğru neyin yanlış olduğunu söyleyen mekanizmalar; senin benimsediğin kurallar, yasaklar vb. durumlar demek. süperegonun mükemmel olanı istediği kısımlarda ego prensibini çalıştırırır ve bu isteğine gerçekçi bir yönden yaklaş der. çünkü mükemmellik gerçekçi değildir ve kişinin kendini hep yetersiz hissetmesine yol açar.

mustafa sandal'ın güzel şarkılarından biridir.

ankara'nın iett'si.

psikolojideki anlamından farklı olarak felsefede benlik sevgisi

(bkz: egoizm)

thomas hobbes in “ insan insanın kurdudur. sözlerinden ve insanın bencil, kötücül bir canlı olduğu düşüncesinden hareketle, evrensel ahlaki bir değer yargısına ulaşılabileceği fikrini reddeden akım.

ankara'nın belediye otobüslerinin ismi.

(bkz: 341)

65 yaş üstü uygulamasına son vermesi gereken kuruluş. hangi akla hizmet zaten anlamadım.

ev araba sahibi olmuş oturduğu yerden minimum 7500 lira alan adam otobüse bedava biniyor ben öğrenci olarak para veriyorum.

üstelik ayakta gitmek zorunda kalıyorum. ya bedava olayını kaldırın herkes parası neyse onu versin ya da öğrenciye bedava yapın.

fox tv ekranlarını çıkmış konu ve oyunculuk açısından berbat olan dizimsi.

bazı insanlardaki çok ilginç. "prensip olarak bunu yapmıyorum" diyorsunuz "benim için yapmaz mısın?" diyorlar. prensip, mantık olarak tartışmaya kapalı ilke demek zaten. bir de hiç tanımadığınız biri "benim için" diyince komik oluyor. o 'benim için'e kadar varlığından haberdar olmadığınız biri çıkıyor ve sizin bir ömür sürdürdüğünüz prensibi kendisi için yıkacağınıza inanıyor. gerçekten komik.