elde sprey boya olsa duvara yazılacak şey
başlık "hürgeneraliye" tarafından 16.01.2021 21:27 tarihinde açılmıştır.
481.
"ben bu dünyadan değilim evladım"
devamını gör...
482.
"betsy kettleman iyi yenir"
devamını gör...
483.
müstehcen şarkılar da kayboldu bu çocuklar
devamını gör...
484.
"yeterince kalmadan başka bir yerlere varılmaz.”
devamını gör...
485.
kahrolsun faşizm tek yol devrim
dev-genç
40 sene önce yazmıştım.
"dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım”
dev-genç
40 sene önce yazmıştım.
"dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım”
devamını gör...
486.
487.
“kahrolsun bağzı şeyler”
devamını gör...
488.
hey dostum iyi dinle bak bağır, çağır, saçmala keyfine bak
devamını gör...
489.
duvarlara yazı yazmayın.*
devamını gör...
490.
sarahaten, acaba, söylesem darılmaz mı?
darılmak adeti, bilmem ki çapkının naz mı?
desem ki: 'ben, seni...' ,yok, dinlemez ki, hiddet eder!
niçin? bu sözde ne var? sanki hiddet etse ne der?
desem ki: 'ben, seni pek...' ya kızar, konuşmazsa?
derim: 'bu çektiğim insaf edin, eğer azsa...'
desem ki: 'ben, seni pek çok...' hayır, kızar bilirim,
tereddütüm acaba hiddetinden az mı elim?
desem ki: 'ben, seni pek çok...' sakın gücenme emi,
sakın gücenme, eğer anladınsa sevdiğimi…
darılmak adeti, bilmem ki çapkının naz mı?
desem ki: 'ben, seni...' ,yok, dinlemez ki, hiddet eder!
niçin? bu sözde ne var? sanki hiddet etse ne der?
desem ki: 'ben, seni pek...' ya kızar, konuşmazsa?
derim: 'bu çektiğim insaf edin, eğer azsa...'
desem ki: 'ben, seni pek çok...' hayır, kızar bilirim,
tereddütüm acaba hiddetinden az mı elim?
desem ki: 'ben, seni pek çok...' sakın gücenme emi,
sakın gücenme, eğer anladınsa sevdiğimi…
devamını gör...
491.
devamını gör...
492.
din, iman, töre, göz göz göztepe!
devamını gör...
493.
devamını gör...
494.
y
u
k
r
ı
d
a
n
a
ş
a
ğ
ı
y
a
z
a
c
a
ğ
ı
m
a
m
a
b
o
y
u
m
y
e
t
m
i
y
o
r
u
k
r
ı
d
a
n
a
ş
a
ğ
ı
y
a
z
a
c
a
ğ
ı
m
a
m
a
b
o
y
u
m
y
e
t
m
i
y
o
r
devamını gör...
495.
"faşizm döktüğü kanda boğ"
şimdi bu nedir hemen anlatıyorum.
sene seksenler. bizimkiler köyde devrimcilik oynuyor. köy burası. sen kime yazılama yapıyorsun ama yapıyorlarmış. bir grup ateşli genç devrim ateşini bizim köyden yakmak istiyormuş. köydeki üç beş duvara ara ara yazılar yazarlarmış. karanlık çöktüğünde, köy halkı uyku moduna geçtiğinde.
yine bir gece. bir grup genç bir araya gelmiş ve köyün ana yolunda bir duvara yazmaya başlamış koca koca harflerle. sprey yok ama o zamanlar. baya düz boyayla yapıyorlarmış yazılamaları.
o geceki slogan belli. "faşizm döktüğü kanda boğulacaktır."
o müthiş sloganı yarıladıkları sırada gecenin sessizliği birtakım gürültülerle bölünmüş. gençler ne olduğuna anlam verememiş. asker mi? bekçi mi? sıkıyönetim komutanlığı mı? kim? ne? yoksa köyün faşo ağası ve muhtarı mı peşlerine düşmüş? yazıyı yarım bırakıp kaçışmışlar sağa sola. ve saklanmışlar köyün karanlığının koynuna. cümle öyle yarımyamalak kalmış duvarda. "faşizm döktüğü kanda boğ"
başlamışlar yoldan kimin ve nasıl bir kalabalığın geçeceğine bakmaya. evet bir kalabalık yaklaşmaktaymış. bir bağrış çağrış. çünkü çünkü bir kadın doğum yapmaktaymış. olayın askerle, polisle hiçbir ilgisi yokmuş. sadece bir bebek o akşam, tam da o saatte "merhaba" demek istemiş bizim köye. kalabalık o yarım yazılı, yıkık dökük duvarın yanından geçerken yazının tuhaflığını fark etmişler mi bilemiyorum. ama bizim ateşli gençlik kalabalık gözden kaybolur kaybolmaz çıkmış karanlığın koynundan ve rahat rahat tamamlamış yarım kalan yazıyı ve işlemişler uğruna savaştıkları dileği duvara büyük harflerle:
"faşizm döktüğü kanda boğulacaktır."
şimdi bu nedir hemen anlatıyorum.
sene seksenler. bizimkiler köyde devrimcilik oynuyor. köy burası. sen kime yazılama yapıyorsun ama yapıyorlarmış. bir grup ateşli genç devrim ateşini bizim köyden yakmak istiyormuş. köydeki üç beş duvara ara ara yazılar yazarlarmış. karanlık çöktüğünde, köy halkı uyku moduna geçtiğinde.
yine bir gece. bir grup genç bir araya gelmiş ve köyün ana yolunda bir duvara yazmaya başlamış koca koca harflerle. sprey yok ama o zamanlar. baya düz boyayla yapıyorlarmış yazılamaları.
o geceki slogan belli. "faşizm döktüğü kanda boğulacaktır."
o müthiş sloganı yarıladıkları sırada gecenin sessizliği birtakım gürültülerle bölünmüş. gençler ne olduğuna anlam verememiş. asker mi? bekçi mi? sıkıyönetim komutanlığı mı? kim? ne? yoksa köyün faşo ağası ve muhtarı mı peşlerine düşmüş? yazıyı yarım bırakıp kaçışmışlar sağa sola. ve saklanmışlar köyün karanlığının koynuna. cümle öyle yarımyamalak kalmış duvarda. "faşizm döktüğü kanda boğ"
başlamışlar yoldan kimin ve nasıl bir kalabalığın geçeceğine bakmaya. evet bir kalabalık yaklaşmaktaymış. bir bağrış çağrış. çünkü çünkü bir kadın doğum yapmaktaymış. olayın askerle, polisle hiçbir ilgisi yokmuş. sadece bir bebek o akşam, tam da o saatte "merhaba" demek istemiş bizim köye. kalabalık o yarım yazılı, yıkık dökük duvarın yanından geçerken yazının tuhaflığını fark etmişler mi bilemiyorum. ama bizim ateşli gençlik kalabalık gözden kaybolur kaybolmaz çıkmış karanlığın koynundan ve rahat rahat tamamlamış yarım kalan yazıyı ve işlemişler uğruna savaştıkları dileği duvara büyük harflerle:
"faşizm döktüğü kanda boğulacaktır."
devamını gör...