221.
gülümmmmmm. * *
devamını gör...
222.
sen duygusuz ruhsuz bir insansın kafan rahat tabii.
ben iltifattan sayıp geçiştirdim.
ben iltifattan sayıp geçiştirdim.
devamını gör...
223.
mantıken “alınan en son iltifat” olması gerekmez mi, diye düşündüğüm başlık. yok mu aramızda türkçe’ye hakim bireyler? bizi bi aydınlatsalar…
devamını gör...
224.
boş yapma bubbles... almadım de geç.
devamını gör...
225.
“yine çok değişmiş geldin gözüme. her gördüğümde daha da güzelleşiyorsun. ben seni çok yakışıklı buluyorum biliyor musun ve her seferinde yıllar geçmesine rağmen daha da güzelleşiyorsun nedense. bu normal değil”
eksiğiyle fazlasıyla buna benzer bişeydi.
eksiğiyle fazlasıyla buna benzer bişeydi.
devamını gör...
226.
“ağzın iyi laf yapıyor, çapkınsındır sen.”
yani hiç alakası da yoktur… bu iltifat da değil bence.
yani hiç alakası da yoktur… bu iltifat da değil bence.
devamını gör...
227.
sen edebiyatçı mısın? kitap kulübünde söylendi bana ve sadece iki paragraf kadar konuşmuştum. valla gururum okşandı!
devamını gör...
228.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2023/09/14/8lzxrmfrnbw8t66g-t.jpg)
her gün kız arkadaşlarımı hem modunu hem de gününü güzelleştirmek için iltifatlara boğarım. bana onlardan gelen iltifat olunca 'yiaaa' diye kalıyorum, hiç alışık değilim...
burunlarımızı karşılaştırıyorduk. burnunu beğenmiyormuş hanımefendi. sonra ben de burnumu attım. benzediğini vs. söyledi kendi burnuna. niye benzemesin ki zaten diye bir şeyler geveledim. sonunda da kirpiklerimin uzunluğuna düştü. *
devamını gör...
229.
annem sen kirpik mi taktın kendi kirpiğin mi bu diye sordu biraz önce. öz annem sordu. şaka mısın annecim...*
devamını gör...
230.
en son aldığım iltifatı hatırlamıyorum ama iltifat denilince aklıma gelen şu oluyor; "ellerinden çıkıp kitaplığında yerini alan bir kitap olmak vardı." ilginç bence :)
devamını gör...
231.
232.
olayı yalan sanatına çevirip itici ve samimiyetsiz olan birinden. zaten hoşlanmıyorum bir de sinirleniyorum (özellikle fiziksel özelliklere dayanıyorsa.)
"bana bir tek sevdiklerim iltifat edebilir ve sen o kişilerin içinde yoksun." demek istedim. diyemedim çünkü aile içinden bir gereksiz. gerginlik varken gerginliği arttırmak istemedim. laf edince anneme/babama şikayet ediyor beni. annem kızarken babama da denk getiriyor:
"asra ha(yı)lan sana iyi bir şey diyor niye onu bozuyorsun?" ve ilk annem konuşuyor sonra kendi. gereksiz uzatıyorlar, bundan çokça nefret ediyorum. o yüzden çoğu haklı olduğum konuda içtensizlikle kabullenme olayı başlıyor.
"evet, baba.", "haklısın baba.", tamam baba." yeter ki artık beni sal.
birincisi sevmediğim insanların hiçbir şeyini istemem. ve ben o insanı sevmediğim sınıfına koymuşsam alanını sıfırlarım.
ikincisi babam kardeşi diye taraflı davranıyor. halamın onu salladığı yok. ama bağlara tek taraflı olsa da düşkün. ben de ona düşkünüm ve sevmediğim insan yüzünden bu tarz laflar yerken daha çok sinirlerim bozuluyor. bu önceki kendi çekirdek ailesini günümüzde hâlâ ön plana koyuyor. ve yemin ediyorum hak etseler ağzımı açmayacağım. ben de sevip sayacağım ama yok. bu konuda babama sinirleniyorum "yine kardeş savunmaları", "yine kardeş perdesinden bakmalar" deyince "asra saygısızlaşma."
"yaptıklarını diyorum, onun yaptıklarını sineye çekiyorsun ben daha hafif bir şekilde arada karşılık versem (lafta) hatalı sayılıyorum çünkü bir büyüğe(!) hiç hak etmediği (!) şekilde haddini ya da yerini bildiriyorum değil mi? kardeşim o, bu yüzden objektif bakamıyorum. diyemiyorsun? sen daha kendine benim sana davrandığım kadar dürüst davranamıyorsun."
"kes sesini, bir daha benimle bu şekilde konuşursan konuşacağın ağzın kalmayacak."
insanlara duymak istediklerinden çok duymaları gerekenleri dediğim için pek sevilmiyorum, evet bu babam olsa bile.
dediğime saygısızlık derken bana yaptığı saygısızlıkları ve hak yemeleri görmüyor mesela. o yılan kadına onca şeyden sonra kardeşim diyebiliyor ben ise o kadının yaptığı hiçbir şeyi yapmamışım. ama ilkte gözden çıkarılacak benim.
ben adiliği yüzünden halamı yolsam o beni onu yoldum diye yolar. bazen babamdan nefret ediyorum çünkü terazisi şaşıyor...
"bana bir tek sevdiklerim iltifat edebilir ve sen o kişilerin içinde yoksun." demek istedim. diyemedim çünkü aile içinden bir gereksiz. gerginlik varken gerginliği arttırmak istemedim. laf edince anneme/babama şikayet ediyor beni. annem kızarken babama da denk getiriyor:
"asra ha(yı)lan sana iyi bir şey diyor niye onu bozuyorsun?" ve ilk annem konuşuyor sonra kendi. gereksiz uzatıyorlar, bundan çokça nefret ediyorum. o yüzden çoğu haklı olduğum konuda içtensizlikle kabullenme olayı başlıyor.
"evet, baba.", "haklısın baba.", tamam baba." yeter ki artık beni sal.
birincisi sevmediğim insanların hiçbir şeyini istemem. ve ben o insanı sevmediğim sınıfına koymuşsam alanını sıfırlarım.
ikincisi babam kardeşi diye taraflı davranıyor. halamın onu salladığı yok. ama bağlara tek taraflı olsa da düşkün. ben de ona düşkünüm ve sevmediğim insan yüzünden bu tarz laflar yerken daha çok sinirlerim bozuluyor. bu önceki kendi çekirdek ailesini günümüzde hâlâ ön plana koyuyor. ve yemin ediyorum hak etseler ağzımı açmayacağım. ben de sevip sayacağım ama yok. bu konuda babama sinirleniyorum "yine kardeş savunmaları", "yine kardeş perdesinden bakmalar" deyince "asra saygısızlaşma."
"yaptıklarını diyorum, onun yaptıklarını sineye çekiyorsun ben daha hafif bir şekilde arada karşılık versem (lafta) hatalı sayılıyorum çünkü bir büyüğe(!) hiç hak etmediği (!) şekilde haddini ya da yerini bildiriyorum değil mi? kardeşim o, bu yüzden objektif bakamıyorum. diyemiyorsun? sen daha kendine benim sana davrandığım kadar dürüst davranamıyorsun."
"kes sesini, bir daha benimle bu şekilde konuşursan konuşacağın ağzın kalmayacak."
insanlara duymak istediklerinden çok duymaları gerekenleri dediğim için pek sevilmiyorum, evet bu babam olsa bile.
dediğime saygısızlık derken bana yaptığı saygısızlıkları ve hak yemeleri görmüyor mesela. o yılan kadına onca şeyden sonra kardeşim diyebiliyor ben ise o kadının yaptığı hiçbir şeyi yapmamışım. ama ilkte gözden çıkarılacak benim.
ben adiliği yüzünden halamı yolsam o beni onu yoldum diye yolar. bazen babamdan nefret ediyorum çünkü terazisi şaşıyor...
devamını gör...
233.
sırtıma aldım.
ofisin bahçesinde arabayı yıkadım, yazı işlerindeki abla öyle dedi.
sağ ol abla dedim.
omzu falan çirkin çünkü.
ofisin bahçesinde arabayı yıkadım, yazı işlerindeki abla öyle dedi.
sağ ol abla dedim.
omzu falan çirkin çünkü.
devamını gör...
234.
seni kaybeden kendine yapabileceği en büyük kötülüğü yapar. ( canım arkadaşım)
devamını gör...
235.
şirketin en güzeli olduğum aynı gün içerisinde farklı kişilerce söylendi salı günü. peki o halde, ben de kendimi güzel hissedeyim madem.
devamını gör...
236.
"abi ne giysen yakışıyor" dedi bugün bizim şirketteki güvenlik. "modele falan ihtiyaç yok abi sen varken" diye de ekledi.
eyvallah dedim ama hemcinsimden böyle bir iltifat almak da kıllandırmadı değil!
eyvallah dedim ama hemcinsimden böyle bir iltifat almak da kıllandırmadı değil!
devamını gör...
237.
yemin etmeden inanmam
devamını gör...
238.
en güzel iltifatları en beklenmeyen insanlar yapıyor.orijinal kelimeler cümleler bir anda şaşırtıyor.
beklemediğim birinden geldiği için mi güzel yoksa gerçekten güzel mi bilmiyorum ama “masal prenseslerine benziyorsun,kırmızı saçlar,mor elbise,gülümseyen bir yüz.”gibi bir iltifat almıştım.
bu saatten sonra gerekir mi derseniz ben de emin olamıyorum.
beklemediğim birinden geldiği için mi güzel yoksa gerçekten güzel mi bilmiyorum ama “masal prenseslerine benziyorsun,kırmızı saçlar,mor elbise,gülümseyen bir yüz.”gibi bir iltifat almıştım.
bu saatten sonra gerekir mi derseniz ben de emin olamıyorum.
devamını gör...
239.
şu şarkı diyomuşum.
değil ama yani bence tam iltifat gibi şarkı.
dileyene gelsin.
ben aldığım iltifatların logunu tutamıyorum diyomuşum.
kabul ediyorum gene bir özgüvenleyim, sizde takılın özgüveninizle, kendisi baya iyi ediyor.
değil ama yani bence tam iltifat gibi şarkı.
dileyene gelsin.
ben aldığım iltifatların logunu tutamıyorum diyomuşum.
kabul ediyorum gene bir özgüvenleyim, sizde takılın özgüveninizle, kendisi baya iyi ediyor.
devamını gör...
240.
hep aynı şeyi duyuyorum.
bir yerden sonra başka vasfım yok mu benim demeye başlıyorsunuz. can sıkıcı..
bir yerden sonra başka vasfım yok mu benim demeye başlıyorsunuz. can sıkıcı..
devamını gör...