en son alınan iltifat

söylemeyeceğim, özel mesaj ifşasına girer.
teşekkürler*

dün, çalıştığım şirkette üretimde görev alan bir operatöre, servo motorun çalışma prensibini ve bakımını anlattım*. o da, ona oldukça teknik gelen bir konuyu, çok basit olarak anlattığımı ve kendisinin rahat anladığını söyledi. birkaç kişi daha, karmaşık şeyleri basite indirgeyip anlattığımı (öğrettiğimi) söylemişti. bence övgüdür...*

bu bankacılar işi biliyor. dün müşteri temsilcim görür görmez, ooo güneşimiz geldi diye yüksek sesle kompliman yaptı. yüzümde bir gülümseme tabi ki. güzeldi...

ulan abi sende ki şu kafa bende olsun şerefsizim dünyayı yakarım.

şimdi bu iltifat mı sövme mi yerme mi.
zekamı mı övdü yoksa o zekayı kullanamayan bir mal olduğumu yüzüme mi vurdu?

dün bir tanesi de :
kiliciye kalem satan aklı noksan abimin s..i kutu koladır gibi demişti. ölümlü dünya izleyen gençlerden seviyorum gençleri.

iltifatçımı kaybettim çocuklar

"gülümmm."

en son alınan degil de yıllar yıllar once alınan:
yas 25. paris te yasıyorum. acayip sosyal, acayip bıcır bıcır donemlerim.
fransız arkadas grubumun muzik grubu var. cesitli paris barlarında cıkıp soyluyorlar.
velhasılı bir menajerleri var. antohny. boyle 40 yaslarında bir zenci.
bir gun beni kenara cekti dedi ki:
-gulmekicinyaratilmis ilk defa boyle bir kadın goruyorum. ışıl ışılsın. geldigin yere enerji katıyorsun. bu menajerlik islerinde bana yardım eder misin? gittigimiz barlarda bir anons yapman bile o şen sesinle bizi birkac adım one cıkartır.

ihih.

yakışıklı denildi. yalan olduğunu biliyorum ama 40 sene duymamış olmanın ardından duymak beni mutlu etti.

bazen biri bolca gülüşmenin üzerine deli ya der; dünyan daha bi renklenir.

reis büyüksün kadınlar iltifat edecek değil ya..

çok düşünceliymişim.

zaten başıma ne geliyorsa*

bunu hiç bir şeye değişmem.

fark ettim ki. yani ne şimdi ne çok yakın bi tarihte. ne de çok eski. bir aralık fikirlerim değişti bu hususta.

beyin, ilk temas anında kodlayıp, belli bir yargıda bulunduğu o mili saniyede, kendi estetik algılarına ters düşen bir kadından iltifat aldığı zaman, 17-20 yaş aralığındaki gibi takdir edilmenin hazzını yaşayamıyor. eskiden tipime, sesime, boyuma, fikrime yani işte neye iltifat alıyorsam o an. sadece duymak bile kan değerlerimi yükseltmeye yeterdi. şimdi düşününce çok ilkel geliyor, basit bir erkek iç güdüsü diye düşününce, utanıyor insan. fakat yaş ilerledikçe, birinin kuru kuruya saçtığı övgüsü ki kısıtlı bir zaman zarfında bir şeyimi takdir etmesi, yavan geliyor. lenn diyorum beni ne kadar tanıyorsun ki.

güzel bir kadın olması ve o fiziki ışıltısıyla bir takım şeyleri duymam da kafi gelmiyor mesela. bahsettiğim mili saniyede hükmünü veren aklımda, bir yere sınıflandırıyorum o insanı. yani diyorum bu sevişilir gardırobunun üst rafında dursun. geleceğe yönelik bir katmadeğer gibi göremiyorum o dakikadan sonra. erkekse, sokayım muhabbetine der, geçerim mesela. mili saniyelik sezgim bunlar. öyle işte. elimde olan değerleme raporu bu.

bu bağlamda. sadece güzel olmak ve güzel olduğunun beklentisi olarak karşılık vereceğimi düşünenlere zaten ayrı gıcığım. sezince soğuyorum. birisi beni övsün de keyfim yerine gelsin de istemiyorum. çok kompleks düşündüğüm bir konu bu.

iltifat belli bir yaştan sonra başkalaşıyor. çook çok uzun uzadıya anlatmak isterdim ama gereği yok sanki. gardırobumda her birinizin bir yeri var. bunu bilin, kafi sısıısıs

sürekli çalıştığım biri var, işleri onun istediği gibi neticelenirse, "muhsincim çok başarılısın yahu" diyor, peşinden ancak belli bir gelir grubuna özgü toklukta kahkaha atarak.* ama bu kalıp hiç sekmez, tekdüze ve artık monoton olsa da iltifat iltifattır, bunu bulamayanlar da var.

az önce 5 yaşında bir beyefendi "sen çiçeksin" dedi.
günüm güzel geçecek anlaşılan

en son dun sokak kopegi dediler bana. sokak kopegi ne alaka anlamadim ama kopek severim. evet.

o guzel gozlerine bakip raki icmek istiyorum diye mesaj atmis sosyal medya hesabima gecen birisi ...iltifat mi adam efkarlandi mi bilemiyorum

pazarcı eşrafından genç bir çocuk, anneannem sandığı teyzeme "torunun da torun yani maşallah!" dedi. diğerinin oradan "sana nee!" demesi iyiydi ama *

sendeki toschak ben de olacak!

"depresif olduğunuz kadar komiksiniz de hanımefendi"