bugün değişik bir hava var dışarda. güzel. yani en azından benim için. çünkü şu an bu satırları masmavi bir gökyüzünün altında bir zamanlar özel, önemi büyük olan biri için yazıyorum. biri dedim fark edersen. iki tanesi deseydim aynı etkiyi vermezdi. iyi ki bir tanesi dedim; çünkü bilirsin bir önemlidir. ikinci ve sonrası istatistiklerde bir kayıttır derim, susarım.

susmak; aslında söylenilecek onca şeye rağmen umudu kesip konuşmamaktır bence ve en büyük detaylardan biri bu umutsuzluğun arkasındaki söylenmemiş sözlerdir. hem kimin bilmesine ne gerek var ki? bilmediler zaten, hep döktüm satırlara. yollar aştım, sayfalar eskittim. sonra dönüp baktım ki hep aynı yerdeyim. aylar, yılları sanki hiç kovalamamıştı. hiç mi akıllanmamıştım? beklemişim sadece beklemişim. beklemek asla cevap değilmiş. hem iyi şeyler bekletmez ki insanı. bir anda bulursun sen onu. beklemek yalnızca hayal kırıklığı üretir ya da hayal kırıklığına varan mutluluk ve ben bunca zaman sonra tekrar aynı yerdeysem, ulaşmayı düşündüğüm bilgeden çok tanıdığım en büyük cahil olmuşum. belkide yüreğimdeki mutluluğun en büyük kaynağı da beklemek değil cahilliğimdi.

mutluluk, cahillikten veya beklemekten ziyade sen de biliyorsundur, dünya üzerinde insanoğlunun en çok aradığı şey. kiminin bulmak için çok çaba sarf ettiği kiminin de kokusundan dahi bihaber olduğu. bizim için ise bunu yaratmak hiçte ulaşılmaz değildi. düşünebiliyor musun? bir küçük gülümseme, bir telefon ve yahut ne zaman hangimizden geleceği meçhul h.c mesajıyla bile buna erişebiliyorduk. ben bunu her zaman bir ayrıcalık olarak görüyordum. aynı lisede 4 sene boyunca birbirimizi bulamamış olmamız ne kadar büyük talihsizlikse mutluluğu böyle küçük şeylerden çıkarabilmemiz tam tersi büyük bir mucizeydi.

malum koşullar ve pandemi yüzünden seni ayda bir yada şanslıysak haftada bir görebilmek belkide bu hayatta eksikliğini en çok hissettiğim şeydi. zamanı değiştirmek istiyordum ilk defa. 2021'de değilde bu devirden çok uzak bir ışık yılına ışınlamak istiyordum bizi. el ele sinemaya, tiyatroya gidebileceğimiz biri beş edebileceğimiz günlere. seninle her an çok özeldi ama birlikte her şeyi deneyimlemeye öylesine aç gözlü ve iştahlıydım ki, her şeyi istiyordum ya! delicesine, teatral bir duyguyla istiyordum seni. sıcak bir yaz akşamında nasıl gözükürsün ya da sinemada koca boy mısırını yerken benimkine salça olur muydun? marketten koca koca limonlar kapıp mısırlarımıza sıkar mıydık mesela? ufak ellerin adana artı lahmacunu kavrarken şakalarıma karşın ne tarz küfürler yerdim? mutfakta yapacağın sakarlıklara savuracağımız kahkahalar, huzursuz veya aç olduğunu bir vakit kafanı ütülememe karşın bana atacağın bir bakış peki? ve çoktan senin zihninde unutulmaya yüz tutmuş, benim aklıma kazınmış onlarca şeyi merak ediyordum. hepsini merak ediyordum. sabırsızdım ama acele etmiyordum; çünkü beraber daha da güzel şeyler yaşayacağımızı hissediyordum. beni pozitif yapanda buydu.

sen, bana nasıl sevdirmişsin kendini bu kadar? şimdi anlayabiliyorum efsaneleşmiş sevdaları. insan bilemiyormuş kalbine dokunacak kişiyi. dokunduğunda dünyasını değiştirecek kişiyi. iyi ki kalbime sen dokundun diyemiyorum çünkü çok sevip kavuşanlardan veya kavuşamayanlardan değil kavuşmamaya çaba edinmişlerdeniz.

peki, kendine benim gözlerimden bakmak ister miydin? üsteki paragrafın sorusuna belki bir cevap bulurduk birlikte ama emin ol istemezdin. yoksa o çok sevdiğin aynada gördüğünü beğenmeyip muhtelif ruh hallerine bürünür seni nasıl yücelttiğime inanamazdın. senle dolan her zerrem nasıl zuhur ettiğini bana bakan birinin, seni gördüğünü görmek istemezdin.

yüzyıllar önce hatırlamadığım bir şarkıda diyor ki: ya da neden desin ki zaten zımbırtıdan onlarca şarkı sözleri dinlettim sana. bunu da bilmeyiverelim değil mi? yalnız bazı şarkılar insanın yüreğine kar değil yağmur yağdırır bence. kar yağdırsa buz tutar yürek hem. gönül dediğin karlar altında bırakılır mı? yürek yalnızca bir et parçası mıdır ki dondurup vakti gelince çözelim? içimdeki küçük oğlan çocuğu bilmez sanırım. duygularımda benim gibi doğru her şeyden münezzehtir; ama o bahsettiğim şarkılar yazılmasa belki sevmeyi bilmezdik. kim bilir kavuşulmasa belki de sevmezdik. zaten kimse sevmeden kavuşamaz ki sevdiğine.

"ya rab öleyim mi, neyleyim ben? ayrı yaşayım mı sevdiğimden" demiş, abdülhak hamit tarhan. kesinlikle bir daha asla kavuşulmayacak bir sevginin diğer tarafta kavuşabileceğine inanan umut dolu bir sitemdir yazarın bu sözleri. şiir okusaydın bilirdin neden diğer tarafta kavuşmaya umutlu olduğunu yazarın. magazin boyutuyla ilgilenseydin karısına yazdığı bu şiirin hemen ardından taziyeye gelen bir kadına göz koyduğunu da öğrenirdin. her şeyi de bilmemek lazım sanırım. her sözü de söylememek mesela.

sözler baştan başa riyadır. ya da kalpten gelen bir dua. tabii duanın ulaşıldığı düşünülen yüce bir varlık varsa.

aslında herkes kendi içinde tanrıdır biraz. yalnızca bunu ilk söyleyeni zındık ilan ettiler. mesela tanrım ben de küstah biriyim en nihayetinde sen de; ve tanrım bazen işini gerçekten sevmediğini düşünüyorum. yoksa tanrı kendi verdiği ruhu neden cezalandırır ki? acaba tanrım, sen de benim gibi biraz olsun anarşist misin? ya da biz şeker hastası bir çocuğun gizlice yediği kendine zararlı şeker gibi bir şey miyiz? neyse ne, tanrı her şeye kadim olduğuna göre buna da bir cevabı yok; oysa yaşama sevincim hep bir varlıktan gelirken inanırdım ben mucizelere ve yüceliğine tanrının.

mucizeleri mütemadi diyebileceğim kadar çoktu sanırım tanrının. mesela düşünebiliyor musun, gelen bir bildirim sesiyle ağzın kulaklarına varana dek sevindiğini ya da düşünmeksizin parmakların onlarca tuşun üstünde gezinirken sebepsizce sırıttığını? düşünebiliyor musun, o uyurken bile aklına saplanıyor; acaba günü nasıldı, karnı aç mıydı, sinirli miydi, yorgun muydu, sağlıklı mıydı, bir şeye ihtiyacı var mıydı?.. sanırım bu uzun cümleleri de o günlerin mucizesi için yazıyorum; ve uzun cümlelerimi o günlerden tezi yok sevmediğini biliyorum. o yüzden daha fazla devam etmeyeceğim. bu uzun cümlelerimi asıl yazma amacımla sonlandıracağım. doğum günün kutlu olsun arkadaşım. nice mutlu senelere.

doğum gününü yüz yüze kutlamak isterdim. e tabii birde böyle çokça resmi bir mesajla kutlamamak. eskisi gibi senle buluşmaya hevesli miyim? bilmiyorum. o yüzden doğum gününü dahi bahane edip bir kez daha buluşma teklifinde bulunur muyum? sanmıyorum.

yine de özlüyor muyum diye sorarsan: evet ama neyi özlüyorum biliyor musun? seninle konuşmaya başladığımız zamanı, senle konuşurken hissettiğim o mutluluğu ve huzuru.

geçenlerde sokakta basitçe bir anket gördüm. dönmek istenilen yıl, diye. cevabım: her ne kadar tüm insanlık için en beter yıl olsa da 2020'nin son demleri olurdu; ama bir şeyi değiştirir miydim? emin değilim. yine de dönmek isterdim.

zaman şimdi biraz daha hoyrat davranıyor bedenime. ruhum ilk sarılışımız gibi ama artık içimde şarkı bitti.

sana bilmediğin bir şey söyleyemem. ben de hiçbir şey bilmiyorum. ne kadar iyilik varsa hepimiz için hepsini dileyip gerisine direniyorum. tekrardan doğum günün kutlu olsun.
devamını gör...
yapılmaması gerekendir.
aldatmamış sadece kavga yüzünden ayrılmış olsanız bile onu sevdiğiniz için yapmayın. yeni sevgilisi, belki evlendiyse kocası o mesajla yıkılabilir. bir ilişkiyi bitirebilirsiniz. bide şey var. türkiye yani burası. sen beni aldatıyor musun deyip cinayet de işlenebilir. yapmayın lan kimseyi rahatsız etmeyin.
devamını gör...
doğum günü hediye vermek ya da almak için ufak bir yoklama taktiğidir.
devamını gör...
çok önem verdiğim bir olaydır.unutmasaydım mutlaka kutlardım.
devamını gör...
bunu bir zamanlar değer verdiğim için yapardım ama şuan gereksiz geliyor gerçekten eski ve bitmişse bırakın orada kalsın.
devamını gör...
yani gerçekten karşılıklı değer veriliyorsa olabilir ama asıl olarak bir yoklama taktiğidir.
devamını gör...
seni unutamıyorum tülaaay!! demenin alternatif yolu.
devamını gör...
hafiften bir yoklama içeren davranıştır. gerek yok. hem kendinizi hem de karşı tarafı dürtmeyin boşa. ayrıldın mı mis gibi sil numarayı engelle her yerden, arada sırada uğrayan şeytana karşı tedbir al.
devamını gör...
benim eskiden görüştüğüm insanlar hep evlendi. evlenmeyenler de var ama kurtlar vadisinde aslan akbey diyor ya suyu bulandırma savcı.




ha işte suyu bulandırmaya hiç gerek yok. su demişken.
devamını gör...
gerek yok, kutlamayın başınıza bela almayın.
gerek olsaydı halen hayatınızda olurdu.
devamını gör...
hatırlanıyorsa ve berbat bitmediyse bir şeyler kutlanır. sevdiğim insanları iyi ki doğdun diye kutlarken az sevdiklerimi doğum günün olsun diye kutlarım. kendimce cezalandırma yöntemimdir *.
devamını gör...
ben hepsininkini (ikisi dışında) kutlarım, onlar da benimkini kutlarlar.
devamını gör...
içimizden kutlamak da sayılır mı?
devamını gör...
ben içimden çok şey yaptım şu an mesela. sayılıyor mu onlarda?
devamını gör...
karşı tarafı darlamaniza ,ezik duruma düşmenize ya da tekrar birlikteliğe götüren hareket.
yeni ayrıldıysanız kutlamayın kudursun. çünkü iyi de kötü de ayrılsanız kesin beklentisi vardır.
uzun zaman geçtiyse zaten hiç tenezzül etmeyin.
devamını gör...
geçen yıl gıyabında kutlandı. taslak mesaj yazıldı. mesaj atılıyor gibi yapıldı ama atılmadı. içte kocaman bir ukte.
devamını gör...
içinden kutlamak da sayılır mı?
devamını gör...
birader yapmayın şöyle şeyler. aşkınızdan ölseniz de biraz gururunuz olsun. he fak badi derseniz iş değişir. fak badi durumu varsa hemen kutlayın dayını. hehehe
devamını gör...
böyle saçmalıklar katiyen yapmamak gerekir.

zira köprüden çok sular akar, yıllar geçer. düşündükçe utanacağınız bir eylem olarak aklınızda kalır. tıpkı ilkokulda alta kaçırmak gibi.
devamını gör...
aslında çok normaldir. acı bir tebessümle yapılır bu eylem. sonuçta bir şeyler yaşamışsınız ve herhangi bir sebepten dolayı iki ayrı insan olarak yolunuza devam ediyorsunuz. fakat genelde ayrılıklar çok meşakkatli, yıpratıcı ve sinir bozucu olduğundan dolayı o iki insan düşman olur birbirine. yaşanmış şeyler yaşanmamış olur. mâzi diye kalmaz bir şey ortada. tabii, yolların ayrılma sebebi çok önemlidir fakat daha "normal" bir şekilde biten ilişkilerde, insanların doğum günü kutlamayı bile yadırgaması çok tuhaf geliyor bana.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"eski sevgilinin doğum gününü kutlamak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim