evleneceklere tavsiyeler

kendi akrabalarınızın yanına bir de onun akrabalarını kaldırabilecekseniz evlenin.

kimseyi işinize karıştırmayın.

evlenmeyiniz.

evlilik sevgililikten veya birlikten yaşamaktan çok farklı bir olay. evlilik işin içine girerse, yani ilişkiye bir kurumsallık gelirse akraba sayısı ortalama iki kat daha artacaktır. yeni akrabanız olan her bireyin huyu suyu da farklı olacağı için davranışlarda değişiklik yapmak bir süre sonra isyana, isyan da aile içi tartışmalara, hatta kavgalara neden olabilir. yıllarca birlikte yaşayıp da evlendikten 3 ay sonra boşanan bir iki çift tanıdığım var ve onlar da neden böyle olduğunu anlamlandıramadılar.

zamanında şahit olduğum bir olayı anlatayım;

izmir kemeraltı'da dolaşıyorum. bir tezgahın önünde genç bir çift var. el ele tutuşuyorlar. kızın bileğinde bilezik, parmağında yüzük vs. takılar yakıyor yani. çiftin yanında da büyükleri var ve tezgahtan kıyafet şu bu bir şeyler bakıyorlar. üşenmeden oturdum izledim. kılık kıyafetin kararını hep büyükler verdi ve çift kurbanlık koyun gibi sadece izlemekle yetindi. bir tanesi çıkıp da "hayır ben öyle değil böyle istiyorum" demedi/diyemedi. muhtemelen bu çocuklar daha önceden de tanışmıyorlar ve el ele tutuşsalar da birbirlerine yabancılar. büyükleri bunları muhtemel başgöz etmişler ve bu çocuklar da kaderlerini yaşıyorlar. gelecekte geçimsiz olurlarsa ne olacağı da belirsiz. neyse;

evlenecek çiftlere önerim; eskiden bir aileleri vardı. artık iki aileleri var. birincil ve ikincil aileler. birincil aile sizin eşiniz ve evinizdir. eşiniz ve eviniz her zaman öncelikli olacak ve kötü niyetli olduğunu düşündüğünüz ikincil aile tavsiyelerini de bir şekilde kırmadan, incitmeden savuşturacaksınız. gerekirse evlilik konusunda makaleler, kitaplar okuyup hem gelen atakları, hem de atak sahibini sektireceksiniz.

evli çiftlere dışarıdan mutlaka bir girdi olacaktır. anne konuşacaktır, baba konuşacaktır; kayın taraf konuşacaktır. konuşacaktır da konuşacaktır. özellikle anneler evlatlarına kayın evlatlarını çekiştirmeye yönelecektir vs. vs. hatta erkek tarafı için belirteyim; anneler paralarına dikkat etme konusunda bile oğullarını uyaracaktır ve bu pek de masum bir uyarı değildir. hedef enflasyon değil; gelindir. çünkü ebeveynin bilinçaltında birincil aile kavramı hala kendisidir.

birbirinize sevgiden daha öncelikli olarak saygı göstereceksiniz. zaten saygı, sevgi kaynaklı bir eylemdir ve -patron/çalışan ilişkisinden bahsetmiyorum- sevilmeyen insana saygı duyulmaz. (kötü patrona da saygı duyulmaz, sadece tahammül edilir)

genelde gelinlerden beklenti yüksek olur ve kuvvetle muhtemel evliliğin birinci yılının bitiminden itibaren bu beklenti baskıya dönüşebilir. mesele evet; çocuk. kimse kadının bu duruma hazır olup olmadığını sorgulamaz. zira doğum yapmadan önce hamallığını yapacak olan kadındır. burada görev erkek eşe düşer ve karısını savunmak durumundadır.

genel olarak; eşlerden birisi eğer bir şekilde birincil aileden ikincil aileye kayma yaparsa kriz kaçınılmazdır. başlangıçta kısa vadeli mutsuzluk zili çalmıştır ve siz kapıyı açacaksınız. kriz çözülmezse mutsuzluk orta/uzun vadeye yayılabilir.

özetle; başarılı bir evlilik yaptığınızı varsayarak, eşinize ve evinize her durumda sahip çıkacaksınız. peki başka yolu var mı!? var.

boşanmak!

not : yıkandıktan sonra perdeleri erkek takar!

evlenmeyin evlilik insan doğasına aykırı.

• küçük şeylerden tartışabiliyor, bunları büyütüp, hayat memat meselesi haline getirip sizi kırabiliyorsa,

• onunla her tartışma sonunda, bitap düşüyorsanız,

• tartışmalar sorunları halletmek yerine üzerini örtmek ya da daha fazla tartışmayalım, konuyu kapatalım cümlesiyle son buluyorsa,

• kendinizi anlatamadığınızı ve en önemlisi de anlaşılmadığınızı hissediyorsanız,

• birilerini size örnek gösteriyorsa,

• takıntılı olduğu konular varsa ve bunu sürekli dile getirip, (cevaplamanıza rağmen) tekrar be tekrar soruyorsa,

• ailesini, onun hatırına kabul ediyorsanız ya da o sizin ailenizi istemiyorsa,

• evlilik onun için; sadece saygıdan, sadece sevgiden, sadece cinsellikten ya da sadece işim görülsün, yemek, bulaşık ve evle bir ilgilenen olsundan ibaretse,

• namaz niyaz boğaz zihniyetindeyse,

• evliliğin; ruhu doyuran bir zenginlik olduğundan bihaberse,

• düzeltilmesi gereken huyları varsa, onu, olduğu gibi kabul etmiyor, daha sonrasında değişmesini isteyeceksiniz;
bir zahmet, evlenmeyin...

evlenince düzelmez, evlenince sorunlar küçülmez, evlenince daha büyük sorunlara bu sorunlar da eklenir. o düzletme ve değiştirme düşüncesinden vazgeçin.

ne kendi hayatınızı ne de bir başkasının hayatını karartmayın. emin olun evlenmek, boşanmaktan daha kolay. karşı tarafı tanımak için sadece muhabbet etmek, birlikte güzel vakit geçirmek yeterli olmaz.
onun; içine doğduğu çevreyi, aileyi ve hayatı boyunca geçirdiği evreleri tek tek bilmek ve ona göre hareket etmek gerekir. bu anlamda karşı tarafın ve ailesinin, nasıl insanlar olduğunu soruşturmak ve iyice öğrenmek zorundasınız.
aşk denilen mefhum, her yarayı saran bir merhem değildir çoğu zaman. içine düştüğünüz ortam ve muhatabı haline geleceğiniz insanlar; sizin ve çocuklarınızın; geleceğini, psikolojisini ve tabii çevresini oluşturacaktır. bu bağlamda sağduyulu, duyarlı ve ağır hareket edip, emin olunması elzemdir. herkese iyi insanlar diliyorum.

1- hayat arkadaşınızı doğru seçin.
2- her şeyi abartısız ve makul şekilde yapın.
3- gereksiz masraflardan kaçının. düğün yerine güzel bir balayı ve güzel bir ev eşyaları alın mesela.
4- birbirinizin ailelerini, kendi ailelerinizden ayrı görmeyin ve saygı da asla kusur etmeyin.
5- 1. madde'ye çok dikkat edin.

mutlu olun ve güzel aileler olun. benim yerime de öyle olun. çünkü benim öyle olmam bu devrin kadınları ile hiç mümkün değil.

insan faktörü her zaman için öngörülemez değişkenlerle dolu olduğundan, subjektif yapısını koruyacak tavsiyelerdir.

kavga, gürültü, patırtı, çatışma, kıskançlık, aldatma vs. gibi olumsuzluklar bu işin tuzu biberi falan değildir. bunlardan herhangi birisini daha ilk başta yaşıyorsanız, sonrası için mucize olmasını beklemeyin.

maddiyat; ev, iş, araba, pırlanta vs. gibi etkenler gerekli/önemli değildir. bunları önemseyen birisi ile birlikteyseniz, "iş ortaklığı" daha mantıklı bir seçenek olacaktır.

aile içi kararlar sadece "aile" içindekileri ilgilendirir. bu tip durumlara, kim olursa olsun, müdahale etmek isteyen veya müdahil olmak isteyenlere, tabi ki karar birliği ile, tavrınız net olmalıdır. yoksa ipin ucu kaçar, kapitülasyonlar kurduğunuz yapının sonunu getirebilir.

oscarlık bir dram senaryosunun baş kahramanı olmak istemiyorsanız; yaş, zaman, çevre gibi akıbeti belli ve üstesinden gelinmesi mümkün olmayan faktörleri düşünerek bu kararı kesinlikle almayın. her konuda olduğu gibi bu konuda da; her koyun kendi bacağından aslımaktadır, kimsenin gazına gelmeyin.

sakin, huzurlu, mutlu ve güven dolu bir hayat vardır, bunu "karşılıklı olarak" anladığınız zaman teklif yapıp, sonra da "evet" diyebilirsiniz.

ilk hangi konuda tartışma yaşadıysanız muhtemelen hep o konuda ya da onun çevresindeki konularda tartışacaksınız. bu nedenle yaptığınız ilk tartismanin içeriğine ve sonucuna dikkat edin.


evlilik bir spor müsabakası değildir. sayı kazanmaya çalışmayın ilk zamanlar size "kendini ezdirme, nasıl alisirsa öyle gider" diyenler olacaktır. gaza gelmeyin. kindar bir eşiniz yoksa özür dilemekten çekinmeyin.

çok bunaldiginiz anlarda hep şunu hatirlayin.
ne kadar akıl alsanız, düşünseniz de doğmadan alnınıza yazilan insanla evleneceksiniz.
çevrenizdeki insanlar size kendi yenilgileri ve zaferleri üzerinden akıl verir. aynı şu an benim yaptığım gibi. kaderinizde olan şeyi yaşayın ve kendi kararlariniza güvenin.
sevmekten vazgeçmeyin. önce kendinizi sonra eşinizi.

evlenmeden önce sorun olan , ilerde düzelir , değişir diye düşündüğünüz hiç bir şey düzelmeyecek , değişmeyecek bilin isterim .

evlenmeyin!

evlenmeyin. yolun sonu hiç iyi biyere çıkmıyor.

evlenin de anlatın bakalım.. merak ettim.

evlenmeden önce psikologa gidin ve kişisel sorunlar için destek alın
evlilik öncesinde ve evliyken hep saygı duyun birbirinize
çocuk düşünüyorsanız da bencil olduğunuzu ve çocuk yapmamanız gerektiğini birbirinize aktarın. sonra sizin bok gibi davrandığınız o güzelim pırıltılı çocukların yok oluşunu izlemek bana kalıyor.

kendi ayaklarınızın üzerinde duramıyorsanız evlenmeyin. kimseye eyvallahınız olmasın.

tavsiye verenleri dinlemeyin. her evlilik başka hikayedir, ama illa tavsiye derseniz, ilişkide satranç oynamayın tamamen kendiniz olun. yürürse yürür yürümezse en azından maymun olmamış olursunuz.

ınat etmeyin inatçı olmayın birbirinizi alttan alın

eğer mutlu olmak istiyorsanız ki unutmayınız. evde son sözü hanım söyler.

evli bir dost öyle demişti selam olsun.

şu an o kadar çok seviyorsunuz ve dünyanın en ayrılmayacak çiftisiniz değil mi? başkaları gibi olmayacaksınız hmm? hep huzurlu ve mutlu olacak, birlikte yaşlanacaksınız öyle mi? değil.

eğer tahammül edemiyorsanız, ilginizi sevginizi verebileceğinize guvenmiyorsaniz lütfen dünyaya çocuk getirip psikolojisiyle oynamayın.