21.
ara ara kaydettiğim mısralarını okuyup üzerine düşünmekten keyif aldığım divan şairi.
onlardan biri;
"aslolan aşktır hayatta. gerisi lâf ü güzaf"
onlardan biri;
"aslolan aşktır hayatta. gerisi lâf ü güzaf"
devamını gör...
22.
karıncayı bile incitmem deme,
"bile" den incinir karınca.
söz söylemek irfan ister,
anlamak insan...
"bile" den incinir karınca.
söz söylemek irfan ister,
anlamak insan...
devamını gör...
23.
selamı rüşvet değil diye alınmayan şairimiz.
devamını gör...
24.
selam verdim rüşvet değildir deyu almadılar.
*şikayetname
*şikayetname
devamını gör...
25.
"ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge,
ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı".
ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı".
devamını gör...
26.
aşk acısından zevk alan,lirizm dolu şiirleri olan 16. yy. döneminin güçlü divan şairlerindendir.
aşk derdiyle hoşem el çek ilâcımdan tabîb
kılma dermân kim helâkim zehri dermândadır.
aşk derdiyle hoşem el çek ilâcımdan tabîb
kılma dermân kim helâkim zehri dermândadır.
devamını gör...
27.
kelime anlamı; gereksiz, yersiz, boş ve boşuna olarak tanımlanır.
fuzuli mahlasını tercih edişini şöyle anlatır:
“düşündüm; eğer şiirde başkaları ile müşterek bir mahlas alırsam muvaffak olamadığım takdîrde bana yazık olur. muvaffak olursam mahlas ortağıma zulmetmiş olurum. bunu ortadan kaldırmak için kimsenin kabûl etmediği ve edemeyeceği bir mahlas aldım. böylece mahlas sebebiyle gelebilecek üzüntülerin kapısını kapadım ve şiirlerin karışması endişesinden kurtuldum.”
ayrıca fuzuli, bizim leyla ile mecnun'u yaratandır.
fuzuli mahlasını tercih edişini şöyle anlatır:
“düşündüm; eğer şiirde başkaları ile müşterek bir mahlas alırsam muvaffak olamadığım takdîrde bana yazık olur. muvaffak olursam mahlas ortağıma zulmetmiş olurum. bunu ortadan kaldırmak için kimsenin kabûl etmediği ve edemeyeceği bir mahlas aldım. böylece mahlas sebebiyle gelebilecek üzüntülerin kapısını kapadım ve şiirlerin karışması endişesinden kurtuldum.”
ayrıca fuzuli, bizim leyla ile mecnun'u yaratandır.
devamını gör...
28.
divan edebiyatının önde gelen sanatçılarındandır3 dilde (arapça farsça türkçe) divanı vardır türkçe divanında meşhur su kasidesi bulunur. leyla ile mecnunu yazmıştır.şikayetnamesi mektup türünün ilk örneğidir.
devamını gör...
29.
"bi-vefâdır dâr-ı dünya kimseyi şâd eylemez" diyerek beş asır öncesinde aforizmanın tillahını yapmış üstat.
devamını gör...
30.
31.
kanunî sultan süleyman'a"askerlerine selam verdim,rüşvet değildir diye almadılar" diyerek billûrlarını beton yetmeyecek kıvama getirmiş divan edebiyatı şairidir.
devamını gör...
32.
mende mecnûn'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var
âşık-i sâdık menem mecnûn'un ancak adı var
satırlarının sahibi şair.
âşık-i sâdık menem mecnûn'un ancak adı var
satırlarının sahibi şair.
devamını gör...
33.
rind-i şeyda'dır.
devamını gör...
34.
"ben değildim sana mail
sen ettin aklımı zail
bana tan eyleyen gafil
seni görgec utanmaz mı."
fuzuli
sen ettin aklımı zail
bana tan eyleyen gafil
seni görgec utanmaz mı."
fuzuli
devamını gör...
35.
"ben kimim? bir kimsesiz, biçare, evsiz barksız biriyim; talihim perişan ikbalim altüst olmuş, bahtım kötü, nemli gözyaşımdan yeryüzü, sesimden gökyüzü dolmuş; ah ve feryadımın oku daimidir, bükülmüş boyum keman gibidir; ahımın oku kusursuzdur, feryadımın tesiri şüphesizdir; göğsümün gamhanesinde daima yüz gam misafirdir, nerde bir gam kaybolsa benden istesinler, ben kefilim; bana bela tuzağından ve mihnet bağından aman yoktur; gönlümden keder, gam ve mihnet hemen hiç çıkmadı; ey benim canım sen ve gönlüm seninle neşelidir, sensiz olunca mihnetten ve beladan hiçbir zaman ayrı olmam; ey ayrılık, el-aman! bela ve mihnetinden el-aman!"
demiş, klasik türk edebiyatının en büyük şairlerinden.
ırak'tan dışarı hiç çıkmamıştır. kerbela ve bağdat'da geçer ömrü. geçimini hazret-i hüseyin türbesinin kandilciliğini yaparak sağlar. 1556'da büyük veba salgını dolayısiyle vefat eder, arkasında fuzuli olmayan eserler bırakarak.
demiş, klasik türk edebiyatının en büyük şairlerinden.
ırak'tan dışarı hiç çıkmamıştır. kerbela ve bağdat'da geçer ömrü. geçimini hazret-i hüseyin türbesinin kandilciliğini yaparak sağlar. 1556'da büyük veba salgını dolayısiyle vefat eder, arkasında fuzuli olmayan eserler bırakarak.
devamını gör...
36.
37.
'' selam verdim, rüşvet değil diye almadılar '' kıtasının sahibi olan ünlü şair.
devamını gör...
38.
yedi ulu ozan’lardan biridir. şu geceye onun bir sözünü koymak ise bence caizdir.
“….ki beklemek, yaşamanın en acı veren en korkunç halidir.”
leyla ile mecnun dizisi 44. bölüm bu sözün geçtiği fuzuli sahnesi;
öyle işte.
“….ki beklemek, yaşamanın en acı veren en korkunç halidir.”
leyla ile mecnun dizisi 44. bölüm bu sözün geçtiği fuzuli sahnesi;
öyle işte.
devamını gör...
39.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/05/16/mdn5gv8ty7lccad8-t.jpg)
dîvan şâiridir. asıl adı, mehmet bin süleymân'dır ve 1483 yılında, bugün ırak ülkesi sınırları içerisinde, fırat nehri kıyısında bulunan hille'de dünyaya gelmiştir. 1556 yılında ise bağdat'ta, bir diğer rivâyete göre ise kerbelâ'da öldüğü bildirilmektedir. ''ilimsiz şiir, temelsiz duvar gibidir, temelsiz duvar da değersizdir.'' sözü ona aittir. şiirlerinde tasavvufî aşkı, ehl-i beyt sevgisini ve ayrılık acısını konu etmiştir. şiirlerinde ''fuzûlî'' mahlâsını kullanmıştır ki bu söz; ''gereksiz, mâlâyânî, boş'' gibi anlamlara gelmektedir. türkçe, arapça ve farsça dîvânları bulunmakla beraber, özellikle ''leylâ vü mecnûn mesnevîsi'', ''su kasidesi'' ve kasideleri beğenildiği için padişahtan alageldiği 9 akçelik maaşını alamaması üzerine inşâd ettiği ''şikâyetnâme'' adlı yine kaside türündeki şiiri çok meşhur olmuştur. fuzûlî, eserlerinin etki alanı ve şiir sanatındaki başarısı nedeniyle âlevi-bektâşî ekolü tarafından seyyid imâdeddin nesîmî, şah hatâyî, yemînî, virânî, pir sultan abdal ve kul himmet ile birlikte 7 ulu ozan arasında sayılmaktadır. dilim döndüğünce tanıtmaya çalıştığım ve kısa bilgilerle meraklıların ilgisini çekmeye çalıştığım şâir'in, bilinen ve genel itibâriyle çok sevilen su kasidesi'nden bazı beyitleri şiir severler için takdim ediyorum:
''saçma ey göz eşkten gönlümdeki odlâre su
kim bu denli duduşan odlâre kılmaz çare su
(ey göz! gönlümdeki ateşlere su saçma.
çünkü bu kadar tutuşan ateşe su çare olmaz.)
âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem
yâ muhît olmuş gözümden günbed-i devvâre su
(şu dönen gök kubbenin rengi su rengi midir; yoksa
gözümden akan sular, göz yaşları mı şu dönen gök
kubbeyi kaplamıştır, bilemem.)
zevk-i tiğundan aceb yoh olsa gönlüm çâk çâk
kim mürûr ilen bırağur rahneler dîvâre su
(senin kılıca benzeyen keskin bakışlarının zevkinden
benim gönlüm parça parça olsa buna şaşılmaz. nitekim
akarsu da zamanla duvarda, yarlarda yarıklar meydana
getirir.)
vehm ilen söyler dil-i mecrûh peykânun sözin
ihtiyât ilen içer her kimde olsa yâra su
(yarası olanın suyu ihtiyatla içmesi gibi, benim
yaralı gönlüm de senin ok temrenine, ok ucuna benzeyen
kirpiklerinin sözünü korka korka söyler.)
suya virsün bağ-bân gül-zârı zahmet çekmesin
bir gül açılmaz yüzün tek verse min gül-zâre su
(bahçıvan gül bahçesini sele versin (su ile
mahvetsin) , boşuna yorulmasın; çünkü bin gül bahçesine
su verse de senin yüzün gibi bir gül açılmaz.)
ohşadabilmez gubârını muharrir hattuna
hâme tek bahmahdan inse gözlerine kâre su
(hattatın beyaz kâğıda bakmaktan, kalem gibi,
gözlerine kara su inse (kör olsa, kör oluncaya kadar
uğraşsa yine de) gubârî (yazı) sını, senin yüzündeki
tüylere benzetemez.)
ârızın yâdıyla nem-nâk olsa müjganum n'ola
zâyi olmaz gül temennâsiyle virmek hâre su
(senin yanağının anılması sebebiyle kirpiklerim
ıslansa ne olur, buna şaşılır mı? zira gül elde etmek
dileği ile dikene verilen su boşa gitmez.)
men lebün müştâkıyam zühhâd kevser tâlibi
nitekim meste mey içmek hoş gelür hûş-yâra su
(nasıl sarhoşa şarap içmek, aklı başında olana da su
içmek hoş geliyorsa, ben senin dudağını özlüyorum,
sofular da kevser istiyorlar.)
dest-bûsı ârzûsıyla ger ölsem dostlar
kûze eylen toprağum sunun ânunla yâre su''
(dostlarım! şayet onun elini öpme arzusuyla ölürsem,
öldükten sonra toprağımı testi yapın ve onunla
sevgiliye su sunun.)
kasidenin tamamının anlamı için buraya bakınız.
devamını gör...
40.
kamu bîmârına cânân deva-yı derd eder ihsan
niçün kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz mı
şeb-i hicran yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım
uyarır halkı efgânım kara bahtım uyanmaz mı
niçün kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz mı
şeb-i hicran yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım
uyarır halkı efgânım kara bahtım uyanmaz mı
devamını gör...