441.
devamını gör...
442.
van gogh <3
devamını gör...
443.
çoğunuzun gördüğü bir tabloyu bırakacağım ama detayları bilmeyenler için ilgi çekici olabilir.
eser ressam jan van eyck tarafından 1434 yılında yapılmış ve "arnolfini'nin evlenmesi" * ismiyle biliniyor.
normal, hatta sıradan bir tablo gibi görünebilir bu size. ancak bu tablonun boyutu 82,2 cm × 60 cm, yani oldukça küçük diyebiliriz az sonra bahsedeceklerim için.
öncelikle, resimdeki adam giovanni arnolfini; italyan bir tüccar. yanındakinin ise karısı olduğu tahmin ediliyor çünkü o dönemlerde evli kadınların başı bu şekilde kapalı olurmuş. yalnız normalde tüccarın karısı o tarihte ölmüş olmalıydı. bu nedenle bunun kendi karısı mı yoksa onun ölümünden sonra evlendiği bir başka kadın mı olduğu sorusu gündeme geliyor. burada da detaylar devreye giriyor. avizeye bakarsanız tüccarın olduğu taraftaki mum yanıyor. kadın tarafındakiler ise sönük. bu da kadının yaşam ışığının sönmüş olması anlamında bir sembol olabilir.
görselin kaynağı
aynı zamanda bu mum her şeyi gören, tanrı'nın gözünü de sembolize ediyor.
diğer detaylara gelince... duvardaki aynaya iyice bakın ve oradaki ayrıntılı çizimleri inceleyin. duvarda "jan van eyck buradaydı 1434" yazıyor. bu da aynadaki yansımada bulunanlardan birinin van eyck'in kendisi olabileceği gerçeğini gündeme getiriyor. ayna etrafında hz. isa'nın başına gelen ve çarmıh ile sonuçlanan olaylar sırayla resmedilmiş. burada şaşırtıcı olan şey, ayna etrafındaki bu çizimlerin boyutlarının sadece 1'er santimetre olması.
görselin kaynağı
aynada bulunan kişiler, büyük ihtimalle evlilik töreninin şahitleri. zira arnolfini elini yemin eder gibi kaldırmış.
pencere önündeki portakallar ve kadının üzerindeki giysi gibi bazı detaylar, tüccarın zengin bir adam olduğunun sembolü. açık pencereden mevsime ilişkin bilgi edinebileceğimiz bir kiraz ağacı manzarası görülüyor. çiftin ayaklarının dibinde bulunan köpeğin birbirlerine olan sadakatlerinin simgesi olduğu tahmin ediliyor. bu arada, öyle gibi görünse de kadın hamile değil. dönemin modası gereği kadınlar elbiselerini bu şekilde göbekleri üzerinde toplarmış.
kadının terliklerine kadar tüm detaylar düşünülmüş:
görselin kaynağı
ön tarafta, sol alttaki takunyalar, sokakların kirinden kaçınmak için giyilirmiş o dönemde. yine belirli bir statüye işaret ediyor. ancak altın takılar yok sahnede. bu da bir burjuva sınıfına dahil olabileceğini düşündürüyor ailenin.
sanat tarihçileri için oldukça önemli bir tablo bu çünkü daha buraya yazmadığım pek çok detayı barındırıyor. bize de sadece tabloyu hayranlıkla incelemek kalıyor.
eser ressam jan van eyck tarafından 1434 yılında yapılmış ve "arnolfini'nin evlenmesi" * ismiyle biliniyor.
normal, hatta sıradan bir tablo gibi görünebilir bu size. ancak bu tablonun boyutu 82,2 cm × 60 cm, yani oldukça küçük diyebiliriz az sonra bahsedeceklerim için.
öncelikle, resimdeki adam giovanni arnolfini; italyan bir tüccar. yanındakinin ise karısı olduğu tahmin ediliyor çünkü o dönemlerde evli kadınların başı bu şekilde kapalı olurmuş. yalnız normalde tüccarın karısı o tarihte ölmüş olmalıydı. bu nedenle bunun kendi karısı mı yoksa onun ölümünden sonra evlendiği bir başka kadın mı olduğu sorusu gündeme geliyor. burada da detaylar devreye giriyor. avizeye bakarsanız tüccarın olduğu taraftaki mum yanıyor. kadın tarafındakiler ise sönük. bu da kadının yaşam ışığının sönmüş olması anlamında bir sembol olabilir.
görselin kaynağı
aynı zamanda bu mum her şeyi gören, tanrı'nın gözünü de sembolize ediyor.
diğer detaylara gelince... duvardaki aynaya iyice bakın ve oradaki ayrıntılı çizimleri inceleyin. duvarda "jan van eyck buradaydı 1434" yazıyor. bu da aynadaki yansımada bulunanlardan birinin van eyck'in kendisi olabileceği gerçeğini gündeme getiriyor. ayna etrafında hz. isa'nın başına gelen ve çarmıh ile sonuçlanan olaylar sırayla resmedilmiş. burada şaşırtıcı olan şey, ayna etrafındaki bu çizimlerin boyutlarının sadece 1'er santimetre olması.
görselin kaynağı
aynada bulunan kişiler, büyük ihtimalle evlilik töreninin şahitleri. zira arnolfini elini yemin eder gibi kaldırmış.
pencere önündeki portakallar ve kadının üzerindeki giysi gibi bazı detaylar, tüccarın zengin bir adam olduğunun sembolü. açık pencereden mevsime ilişkin bilgi edinebileceğimiz bir kiraz ağacı manzarası görülüyor. çiftin ayaklarının dibinde bulunan köpeğin birbirlerine olan sadakatlerinin simgesi olduğu tahmin ediliyor. bu arada, öyle gibi görünse de kadın hamile değil. dönemin modası gereği kadınlar elbiselerini bu şekilde göbekleri üzerinde toplarmış.
kadının terliklerine kadar tüm detaylar düşünülmüş:
görselin kaynağı
ön tarafta, sol alttaki takunyalar, sokakların kirinden kaçınmak için giyilirmiş o dönemde. yine belirli bir statüye işaret ediyor. ancak altın takılar yok sahnede. bu da bir burjuva sınıfına dahil olabileceğini düşündürüyor ailenin.
sanat tarihçileri için oldukça önemli bir tablo bu çünkü daha buraya yazmadığım pek çok detayı barındırıyor. bize de sadece tabloyu hayranlıkla incelemek kalıyor.
devamını gör...
444.
(bkz: doremilallala)
devamını gör...
445.
devamını gör...
446.
zeus'un ganimedes'i kartal kılığında kaçırmasını betimleyen rölyef. sanırım anadoluda yapılmış idi.
devamını gör...
448.
ölümü bile ayrı güzel sanatsal çalışma.
devamını gör...
449.
devamını gör...
450.
bansky imzasıyla birçok ülkede resimler yapan sokak sanatçısının belki de en çok bilinen çalışmalarından . gerçekten mükemmel
devamını gör...
451.
yok ki bir yazar flörtümüz şuraya koyalım.
devamını gör...
452.
henüz tablomu çizdirmedim.
devamını gör...
453.
eye in eye - edvard munch
devamını gör...
454.
şimdi onun fotoğrafını buraya atardım ama kimseyle paylaşmayacak kadar çok seviyorum.
devamını gör...
455.
iyi geceler dünya.
arkhip kuindzhi - after a rain (1879)
arkhip kuindzhi - after a rain (1879)
devamını gör...
456.
devamını gör...
457.
sürrealizm akımının en meşhur eserlerinden olan belleğin azmi, ispanyol ressam dalí tarafından yapıldı. popüler kültürde sıkça atıfta bulunulan bu tablo kimi zaman belleğin azmi kimi zaman eriyen saatler olarak geçer.
bakar bakmaz gizli anlamlarla dolu olduğu kolayca anlaşılan belleğin azmi tablosunda ortadaki figürün dali’nin self portresi olduğu düşünülüyor. garip şekilli figürün üstünde erimiş gibi duran bir saatin benzerlerini ölü ağacın dalında ve ağacın altındaki dikdörtgenimsi yerde de görüyoruz. karınca ve sinekler, ölmüş de çürüyen bir canlıymış gibi saatlerin etrafına akın ediyor. dakik ve metalik nesneler olan saatleri organik ve yok olabilir şekilde sunan dali, bir çeşit çelişki oluşturuyor. bu saatler uzay ve zamanın somut sembolü. tablodaki gibi ‘erimeleri’, insanlığın durağan evrensel düzen algısının nasıl çöktüğünü ifade ediyor.
devamını gör...
458.
devamını gör...
459.
enişteniz; 
bu nasıl yalanır var ya...
bu nasıl yalanır var ya...
devamını gör...
460.
sanat eseri gibi akşamlar.
devamını gör...