521.
522.
523.
524.
525.
526.
527.
528.
529.
530.

kendi ağırlığı
iki heykel de aynı surat, sanki boğulmaktan kurtarmış gibi.
bir insan bilnçlendikçe,öğrendikçe, düşündükçe fırlatılıp atıldığı hayatın içinde ağırlaşıyor. ama aslında insan olmaya da o zaman başlıyor. kendi ağırlığını taşımak zorunda kalıyor.
heykel hafif tebessüm halinde, demek ki ağırlığını taşırken hayatın neşesini ıskalamamış. bir diğer deyişle hayatı ciddiye alan, hakikatle dost ama neşesini kaybetmemiş bir insan var karşımızda.
devamını gör...
531.
532.
eugene delacroix, “the orphan girl at the cemetery“/ “jeune orpheline au cimetiere”, 66 x 54 cm, yağlı boya, 1823.

devamını gör...
533.
534.
535.
536.
537.
538.
539.

resimin güzel ama aynı zamanda hüzünlü bir hikayesi var.
ressamın adı 1471-1528 yılları arasında yaşamış 18 çocuklu bir ailenin resimle ilgilenen 2 erkek çocuğundan biri olan albrecht durer
iki kardeşte sanat okuluna gidip ressam olmak istiyorlar ama ailenin iki kardeşi birden okutacak durumu yok. bunun üzerine iki kardeş kura çekiyorlar. kaybaden çalışarak kardeşinin okumasını sağlayacaktır. kurayı kazanan albrecht okula gider ve okulu birincilikle bitirir.
şimdi sıra ondadır. o'da kardeşi okusun diye madende çalışmaya hazırdır. kardeşine bu fikrini söyler.
kardeşinin yanıtı ise; "imkansız sevgili kardeşim" olur. "seni okulda okutabilmek için çalıştığım senelerde bütün parmaklarım madende defalarca kırıldı ve değil kalem tutmak senin şerefine şu şarap kadehini bile zor tutuyorum". der.
kardeşinin durumuna hakikaten üzülen albrecht ise kendisini dünyanın en ünlü ressamları arasına sokan o ellerin, kardeşinin ellerinin resmini çizer.
devamını gör...
540.