kalbi paramparça olmuş birini sevgiyle iyileştirmek

böyle kaygılara ve edebi ifadelere bayılıyorum.
yaralı kuş falan diyenler var nereden aklınıza geliyor bunlar?
çok güzel şeyler yazıyorsunuz takdir ediyorum.
benim aklıma reçeteye tabii ilaçlar geliyor.
sevgi ne mesela nasıl ölçeceğiz; ne kadar ve ne şekilde göstereceğiz? gibi düşünceler geliyor aklıma.
ben roman okumayı film izlemeyi falan da sevmiyorum, ne yapmak gerekiyor?
..

kolay bir iş değil. kalbi paramparça olan birini düşününce ya çok kolay inanan biri gelir aklıma ya da kalbinin kırılmasından sonra kalbi taşa dönmüş biri. her iki türlü de iş zora biner. kolay görünse de zordur. saf biri ile işiniz başka zordur kalbi taşa dönmüş biri ile başka. çok zahmetli iştir. göze alanı tebrik etmek lazım.

zor zanaat. bir yandan tamamen içselleştirilmesi gereken zanaat.

öyle kıç kenarıyla niyetlenmeyin, parçalarını birleştireyim dediğinizi kum haline getirirsiniz haberiniz olmaz.

(bkz: yara bandı ilişkisi)

kendini iyileştirme amacıyla, daha doğrusu bir dala tutunup anlam bulma amacıyla başkasına sevgi beslemeye çalışması, onu iyileştirme çabası içerisine girerek hem mutlu etmeyi, hem de mutlu olmanın amaçlanması, kendine tahammül edemezken başkasına tahammül etmeye çalışması, onun nazını çekmesi, kendini ona adaması sonucunda ilişkinin veya sevginin sonlanması kaçınılmazdır.
ne sevgiyle iyileştirme çabasına giren kişi başarılı olabilmiştir,
ne de sevilen kişi iyileşebilmiştir.
ha sevilen kişi belki iyileşir ama bu seven kişiye ağır bir enkaz bırakılır.
çünkü menfaat alışverişi sonlanmıştır.
sevilen kişi başkalarının kucağına koşacaktır,
seven kişisi tekelden her gece nevale alıp yasını tutacaktır.
lakin geçiyor, çünkü artık bir şeylere uyanma ve hamleye geçme vakti gelmiştir.
o kişiye "sen de hoşgeldin" diyorum.

haddini aşan bir eyleme girişmek demektir. kalbi paramparça olan kişi, kurban rolünde iken, onu sevgisiyle iyileştirebileceğini zanneden kişi ise onun kurtarıcısı olma rolüne bürünecektir. kurtarıcı da aslında kendi içindeki karanlığı aydınlatacak gücü kendinde bulamayan, bir başkasının yarasına merhem olunca kendisinin iyileşeceği zannına kapılan bir kurbandır ama kurtarıcı, her ne yaparsa yapsın kurbana yaranamayacaktır ve sonrasında bir zorbaya dönüşecektir. kurtarıcı, bir başkasının kendisine muhtaç olmasına yoğun bir ihtiyaç duyan kişidir. kurban, bir gün güçlendiğinde yani kurtarıcısına artık ihtiyacı kalmadığında onu terk edecektir çünkü "körün gözü açıldığında kırdığı ilk şey bastonudur." ezcümle, hiç kimsenin bastonu olmayın...

eskiden sevginin her güçlüğü yenecegini düşünürdüm ama o işler öyle olmuyor canım kardeşim kimsenin enkazını devralmayın çünkü sizene , çünkü ne gerek var. çok güzel söylemiş eskiler davul bile dengi dengine.

bu işler için kalp damar cerrahları var ve ülkemizdekiler de dünya klasmanında doktorlar. gerçi parçalanmış bir kalbe ne yaparlar bilmem, biçmesi dikmesi zor bir organ ama en azından kalp nakliyle hayatı kurtarılır elemanın.

iyileşmiyoruz aksine karşımızdakini de bozuyoruz uğraşmayın bizimle

en iyisi parçalara ayrılmış kalbini kimseye elletmemek. bırakın paramparça kalsın kendi kendine onarılsın. defalarca parçalanmasından iyidir.

en fazla sarılırım ya.
o kadar.
fazlasını bekleyen yallah üşenmeyenlere.

yara bandı olmayın... bir gün o kan durur, yara iyileşir, siz attığı çöpte gözükmezsiniz bile.
herkes kendini iyileştirsin...
selametle...

bekar olsam hic ugrasmam.bn tamirhane değilim.kendine azicik değer veren de hic uğraşmaz.öğrenciyken de hic uğrasmazdim.

aman diyim baskasini onarayim derken kendiniz hurdaya ayrilmayin.dünya o kadar iyi ve güzel bir yer değil, diğerkamliğin da bir sınırı var.

imkansızın bir altı olması dışında çok emek ve çok süreç gerektiren bir şey. değecek mi bundan emin olmak lazım.
sabır taşınız sağlamsa ve iyileştirme yolunda yaralanmayı göze alıyorsanız buyurun.
bazıları bunda saçmalamış. ortada sevgi olduğu için mümkün zaten, gerçekten sevmiyorsanız bu kadar zahmete girmezsiniz. aptalca sevgi anlayışlarına sahip olanları kapsayan bir şey değil...

sevgiyle iyileştirmek istiyorsanız illa ki birini, o kişi kendiniz olsun. kendini iyileştiremeyenin kimseye faydası olmuyor