kediler konuşabilse sorulacak sorular

hepiniz kısırsınız, niye kardeşlerinin kıçını koklayıp duruyorsun kızım?

"olm sığır herifler, niye bu kadar garip garip hâl ve hareketleriniz var sizin? ruh hastası mısınız?"

şimdi kendi kedime direkt olarak 'sıkıntın nedir doberman köpeği terörist kedi?' diye bir soru yöneltmek istiyorum.

köydeki evin bahçesi bu. fotoğrafları annem çekmiş. şimdi gördüğünüz üzere birisi annemin dibinden ayrılmıyor. diğeri ise.... bizim kedi de hayatına batman gibi devam edebiliyor artık.



neyse yani demek istediğim şey (sokaktan kurtardığım, beslediğim, büyüttüğüm, veterinere götürdüğüm, maltını eksik etmediğim, uğruna aile bireylerini karşıma aldığım...) uzaktaki el arabasının dibinde duran sarı doberman benim kedi sezar. fotoğrafta yakında duran, uysal, sırnaşık, vefa sahibi olan kedi ise sıradan bir sokak kedisi. yani uzaktaki efkarlı olan duracell ve yakındaki sıradan çinko karbon pil.

şimdi
şimdi
sorarım sana ey doberman!
hayırdır koçum aslanım nedir senin derdin? anlat hele söyle.
sen bizim yavrimizken neden sezercik gibi takılıyorsun sürekli? insanı el-aleme rezil rüsva edersin.
misafirlikte 'ben bundan hiç yememiştim ve annem de bana şundan almiyordu zaten' diyen nankör bir velet gibisin.

bu ne efkar koçum aslanım? sen de mi coğrafya kaderini dert edindin?

valla neden 1 yere dogru kitleniyon derdim.

senin o mirildama sesin nerenden cikiyor?
kime bu havan?
sabahin 6 sinda maman suyun varken sirf" canim sikildi, oyna lan benle" der gibi uyandirmaya utanmiyor musun?
sen mi benim kedimsin, ben mi senin kolenim sence?

kendine tutulan lazer ışığını yediğini sanan kediye sormak istediğim bir soru var, tadı nasıldı diye.

kedi : naber lan !
ben : neden türk görünce türkçe bilmeyen millet kökenli rus vatandaşı numarası yapan azeriler gibi davranıyorsun!?!
kedi : aşkolsun..
ben : miaow!

constantine filminde john abimiz kediler için yarı burada yarı öteki tarafta diye şeyetmişti.

hakkat öyle mi len pisicik derdim ilk olarak.

sağır bi kedi var adı selpak. beni sevip sevmediğini sorardım ona

-neden hep sen istediğinde sevdiriyorsun da, ben istediğimde sevemiyorum?
-bazen sebepsiz yere neden koşmaya başlıyorsun deli gibi? benim görmediğim ne görüyosun kızım yaa

sahiden iyi mi miyavlar?

bilim ve teknoloji sayesinde yakında hayvanlar, böcekler ve hatta bitkilerle iletişime geçilebilecek. ve o zaman sorulacak sorulardır.

oğlum siz ne ayaksınız la.. fareler için düşündük misafir ettik. tamam sağolun fare sorunu yok artık. e mevcut durumda fare görse bile tanımaz hatta kaçarsınız, hala ha bire de çoğalıyorsunuz. bu nasıl misafirlik yav. palyaçoluk sizde, ekmek elden su gölden yan gelip yatıp yine de duygu sömürüsü sizde, kendisi doktora gidemeyip size veteriner masrafı için dilendiricilik yaptırıyonuz lan insanlara.. hala olmadık tripler şımarıklıklar sizde. siz sosyal medya fenomeni olmaya mı geldiniz dünyaya.. bi kendinize gelin ya..

neden gecenin bı vakti bı anda evin bı ucundan diğer ucuna saatte 300km hızla koşuyorsun ?

neden ayak yalıyorsun? ruh hastası!
lastik tokalarımı neden çalıyorsun, köpek?

özellikle duvara ya da boşluğa uzun uzun bakan kediye
" ruhaniler mi geldi, niye baktın oraya öyle uzun uzun? " sorusunu sorardım.

ben kedi sevmediğim halde neden sürekli benim kucağıma oturuyorsunuz?

insanlar hakkında ne düşünüyorsun?