121.
ben olacak varlık normal hayatta asla kitap okurken ağladığım kadar ağladığımı bilmem, insan neden bir serinin ilk kitabına gönderme yapıldı diye ağlar ki.
*
*
devamını gör...
122.
tam olarak bu benim kitap okumayı çok seviyorum film veya diziler yerine okumayı tercih ediyorum çünkü okurken sanki kitabın içindeymişim gibi hissediyorum daha çok empati yapabiliyorum bazen gülüyorum bazen ağlıyorum kitap okumanın verdiği zevk inanılmaz.
devamını gör...
123.
kitap benim göz benim, ister ağlar ister gülerim.
ağlamak için bir de izin mi alacaktık?*
ağlamak için bir de izin mi alacaktık?*
devamını gör...
124.
evin içinde böyle deli bir tip olsa, kaldırıp yürüyen kalabalığın üstüne fırlatırdım galiba.
bu nedir ya.
bu nedir ya.
devamını gör...
125.
ilkokuldayken bir şeftali bin şeftali kitabını okurken ilk ve son defa olduğum insan.
kitap, özet geçecek olursak hatırladığım kadarıyla köylerindeki şeftali ağacına bakip özenen ama paraları olmadığı için satın alamayan 2 çocuğun hikayesini anlatır. ağaç ise köydeki meşhur gaddar ağa tiplemesine ait olduğu için tabi ki de ağacın yanına bile yaklaşamazlar.
bir gün ağanın bahçıvanı şeftalileri toplar ve ağanın şımarık kızına, kız birer ısırık alıp yere atsın diye götürür. götürürken sepetinden bir şeftali yere düşer ve bizim fakir çocuklar bunu görünce epey sevinir. sonrasında "bizim de bir şeftali ağacımız olsun" diyerek bu şeftalinin çekirdeğini dikerler ve büyük bir özenle bakarlar.
çekirdek büyür ve fidan olur. çocuklar artık bunu gubrelemek lazım diye düşünürler ve yılanları, hasereleri öldürüp gübre olarak kullanmaya başlarlar.
aradan biraz daha zaman geçer ve ağaç artık ilk meyvelerini vermeye hazırdır. bizim çocuklardan biri ağacın yanına gider ve ağaç da merak eder, "bunlar hep 2 kişi gezerdi, niye öteki reis yok?". öteki çocuk geçen gün ağacı gubrelemek üzere rutin yılan avlarindan birini yaparken yılan tarafından sokulmuş ve bir süre sonra ölmüştür. hayalini kurduğu, gözleri gibi baktıkları ağaçtan bir meyve bile yiyememiştir.
ağacın yanına gelen çocuk ise ağaçtan ilk meyvesini yemiştir ama eski dostunun ölümü üzerine köyde daha fazla kalamayıp köyü terk etmiştir. ağaç ise belli bir süre sonra bahçıvan tarafından fark edilir ve artık ağanın malı olur. olur olmasına ama ağaç üzüntüden bir daha meyve veremez. bahçıvanı da yıllar boyu sebebi hakkında uğraştırır durur.
allahsızlar, ilkokul çocuğuna bunları okutuyorsunuz sonra bu çocuklar büyüyünce neden defresif, neden doomer oldu diye soruyorsunuz. ne biçim çocuk kitabı bu?
kitap, özet geçecek olursak hatırladığım kadarıyla köylerindeki şeftali ağacına bakip özenen ama paraları olmadığı için satın alamayan 2 çocuğun hikayesini anlatır. ağaç ise köydeki meşhur gaddar ağa tiplemesine ait olduğu için tabi ki de ağacın yanına bile yaklaşamazlar.
bir gün ağanın bahçıvanı şeftalileri toplar ve ağanın şımarık kızına, kız birer ısırık alıp yere atsın diye götürür. götürürken sepetinden bir şeftali yere düşer ve bizim fakir çocuklar bunu görünce epey sevinir. sonrasında "bizim de bir şeftali ağacımız olsun" diyerek bu şeftalinin çekirdeğini dikerler ve büyük bir özenle bakarlar.
çekirdek büyür ve fidan olur. çocuklar artık bunu gubrelemek lazım diye düşünürler ve yılanları, hasereleri öldürüp gübre olarak kullanmaya başlarlar.
aradan biraz daha zaman geçer ve ağaç artık ilk meyvelerini vermeye hazırdır. bizim çocuklardan biri ağacın yanına gider ve ağaç da merak eder, "bunlar hep 2 kişi gezerdi, niye öteki reis yok?". öteki çocuk geçen gün ağacı gubrelemek üzere rutin yılan avlarindan birini yaparken yılan tarafından sokulmuş ve bir süre sonra ölmüştür. hayalini kurduğu, gözleri gibi baktıkları ağaçtan bir meyve bile yiyememiştir.
ağacın yanına gelen çocuk ise ağaçtan ilk meyvesini yemiştir ama eski dostunun ölümü üzerine köyde daha fazla kalamayıp köyü terk etmiştir. ağaç ise belli bir süre sonra bahçıvan tarafından fark edilir ve artık ağanın malı olur. olur olmasına ama ağaç üzüntüden bir daha meyve veremez. bahçıvanı da yıllar boyu sebebi hakkında uğraştırır durur.
allahsızlar, ilkokul çocuğuna bunları okutuyorsunuz sonra bu çocuklar büyüyünce neden defresif, neden doomer oldu diye soruyorsunuz. ne biçim çocuk kitabı bu?
devamını gör...
126.
hayatta çok şey görmüş duymuş olsa da karakterin yaşadıklarını bire bir hissedip başka bir evrende onun yerine gözyaşı döken insandır.
devamını gör...
127.
kitabı tam anlamıyla hissederek okuyan insandır. bütün kitapları içine girerek okurum sanki onlarla orada yaşadıklarını yaşıyormuşum gibi. beni kitap okurken izleseniz hem ağladığımı hem güldüğümü hem üzüldüğümü görürsünüz. çünkü tam anlamıyla içine girmezsem gerçekten okuyormuşum gibi hissetmiyorum. onu yaşamalıyım ki söylemek istediklerini tam anlamıyla alabileyim.
devamını gör...
128.
çok hızlı okumamışsam (o zaman çok içine giremiyorum hıphızlıca bitiyor) ve güzel bir hikayeyse, kendine çekmişse elbette duygulanırım. ama ağlamak sadece 1 kitapta başıma geldi
devamını gör...
129.
en ''ılık'' duyguların insanıdır. ne kadar hassassınız kuzum siz? sizi severler burada...
devamını gör...
130.
sadece kitap okurken değil de, film izlerken, şarkı dinlerken, günün her anı, her dakikası, ufak bir şeye duygulanıp gözlerin dolması...
devamını gör...
131.
yavuz bahadıroğlu - sunguroğlu.. ağladım hüngür hüngür.. bir kitap nasıl bu kadar kötü yazılmış olabilir diye..
devamını gör...
132.
yazmak istediğini başka birinin yazmış olmasıdır ağlatan. komik veya dalga geçilesi değildir.
devamını gör...
133.
dünyası kitap olan adam ağlar. erkekse kesin gaydir yazmış. bu nasıl bir üslup. duyguları olan empati yapabilen insanlar bunu yaşayabiliyor. iç dünyasına ayna tutuyorsa hıçkıra hıçkıra bile ağlar. bak ben okudum ağlamıyorum sidik yarışı değildir. benim babam senin babanı döver kafasından çıkın lütfen.
devamını gör...
134.
bazen kitap bahane olur.
devamını gör...
135.
en son çocukken kemalettin tuğcu romanlarından birini okurken ağlamıştım. bir daha da bu yazarı ve eserlerini okumadım.
devamını gör...
136.
küçük prens ve şeker portakalı beni acayip etkiler. ayı gibi adamım ama camdan bir kalbim var. küçük bir kız çocuğu gibi duygusalım.
devamını gör...
137.
ben. okuduğumdan bağımsız ne zaman bir şeyi sesli okusam ağlamaya başlıyorum. garip bir şey çözemedim.
devamını gör...
138.
hayal gücünün esiri, kalbi pamuk ama salak denebilecek kadar saf, allahın zorba yemi olarak yarattığı ponçik kulu
devamını gör...
139.
kadin anasi yaninda sogan dogruyordur. cok da fularlamayalim mevzuyu.
devamını gör...
140.
kitabın kapağını kapattığı an fark eder çoğunlukla ve duygusallığına her seferinde şaşırır. alt tarafı bir kitaptır fakat kendisi o anı duygusal anlamda yaşamıştır ve bu durum çoğunlukla ruhuna ağır gelir.
devamını gör...