konya

ezbere ve bilinen dini tutuculuğun aksinde bir tutuculukla, sanki herkes sarıkla geziyor sanılan, tebaası ötelenen şehir. burada da 1-2 entry hariç kimse genelleme yapmanın yanlışlığından bahsetmemiş yada bir gruptan şikayet etmek yerine koca bir şehri yaftalamış. üstelik 1-2 hafta kalan insanlar yazmış bunları. binkonuttan daha güneye inmeyen, kafelerden çıkmayan insanlar yazmış. kafelerden çıkılmamasını yada güneye inilmemesini yargılamıyorum, haddime değil ama konya'nın yerlisini görmediğinize ve görmeden yazdığınıza eminim sadece.

son 10 yıla kadar her mahallesi getto sayılabilir bir şehirde şu anki iktidarla birlikte bu 2. sınıf görülen insanlar biraz gün yüzü gördüler. bir tofaş alabildiler, sokağa çıkabildiler ve 90 sonrası nesli okulla tanıştırabildiler. ki okul da olsa bir toplumu hemen eğitemiyor. 3 kuşağı mezunlardan oluşmayan bir sülalenin kültürlü sayılmayacağı gibi. dolayısıyla toplumsal normlara henüz ulaşılabilmiş/ulaşıyor ama bu öncesinde bir normlarının, kültürlerinin olmadığı anlamına gelmiyor. eski yerel norm tüm anadolu'da olduğu gibi şeriat idi.

yani sen fark edilme psikolojisiyle, her gün parti her hafta faklı kız diye üniversite tercih etmiş es kaza sü neü gibi bir üniversite tutturmuşsun. istiyorsun ki yerel halkın yetişkinleri de senin gibi davransın. yerel kültürü olmasın coğrafya farklılıkları, eğitimleri aynı olsun. mümkünse kızlar teklif etsin, fazla yerel bir yapılanma olsa da hiç yadırganmayım. aynı fikirlere sahip olalım, alım al morum mor olsun. siyaseten yaşadıklarımızın farkı varsa da zaten ben en iyisini bilirim, sadece bunlar cahil. öyle mi?

bu trafik adabı, belediyecilik falan... sanki her ankaralı çevre mühendisi(!) sanki chp falan kazansa izmir gibi müreffeh bir belediyecilik olacak(!) sanki çıkıp konyadan antalyaya inince herkes yol veriyor(!) sanki muğlada şehir yüz ölçümüne göre konyadan daha enine değil dikine kentleşiyor(!) sanki medeniyetler şehri hatayda konyalılardan daha medeni insanlar var. ama ben saydığım bütün şehirlerde bulunmama rağmen hepsini konya kadar seviyorum

buraya mevlanayı, meram bağlarını, nasreddin hocayı, şemsi, kapı camii civarındaki sabah çorbacılarını, yağ somununu, (inanmazsınız) belediyenin desteklediği tiyatroları, konserleri, şehir merkezini falan yazacaktım. bi köprü olsun isteyerek yazacaktım. ama her yerde olan ön yargı ve nefret gördüm ki burada da var. nefretinizde boğulun.

etliekmek diyorum başka da bişi demiyorum. tam bir ef-sa-ne. bıçakarası tercihimdir. *
şehir olarak ben de pek sevemiyorum. yobazmış değilmiş ile de alakası yok hiç büyükşehir havası alamıyorum. şehrin içinden görünebilen çıplak dağ tepeler yüzölçümü büyük kocamaaan bir köy kasaba havası veriyor bana. özellikle yeni taraflarını da site site oluşunu başakşehire benzetirim. cadde kültürü de pek yok eski taraflarında belki biraz. haa bi de yüzölçümü genişliğinden olsa gerek yollar kaldırımlar baya baya geniş at koştur fln. *

eğitim nedeniyle bulunduğum, çoğu anadolu şehrine göre daha gelişmiş olan, ama adı 9'a çıkmış olan şehirdir.
önyargısız gezildiğinde; çoğu şehirden daha yaşanabilir, 300 km bisiklet yolu olan, gecekondu yapılaşmasının olmadığı, planlı geniş caddeleri ve parkları ile güzel bir şehirdir. anadolu'ya tayinim çıkacak olsa ilk tercihlerimde olacaktır.

şehire kötü diyen zaten yok burada bahsedilen insan kalitesi

en çok alkol tüketilen yurdum ilidir.

yüzölçümü bakımından en büyük şehrimiz. evet.

alaaddin tepesi meşhurdur. selçuk üniversitesini bünyesinde barındırır. öğrenciler zaferde gezmeyi çok severlerdi. şimdi nasıldır bilemiyorum tabii.

yobazlar şehri.

rivayete göre ortadoģu ve balkanların cuckold başkenti olarak anılmaktaymış. hiç gitmedim allah gitmeyi nasip etmesin..

genelleme yapmak istemiyorum. bulunduğum dönemlerde alışveriş yaptığım esnafından hiç memnun kalmadığım şehirdir.

türkiye'nin dümdüz memleketlerinden biridir. öyle düzdür ki konya ovası ufuk çizgisiyle birleşir. mevlana türbesi, alaaddin tepesi, aziziye cami, bedesten çarşısı başta olmak üzere pek çok turistik mekana ev sahipliği yapar. kente adım atar atmaz manevi bir hava sizi içine alır. kentte selçuklu kokusu ve dokusu hakimdir. kent planlaması ve belediyecilik açısından takdir edilecek bir büyükşehir. iktidarın en çok oy aldığı ve en fazla da destek verdiği, iktidarla paralel büyüme gösteren bir şehir.

olumsuz yönü ise genel anlamda insan hal ve tavırları, çok kişi insanlarının soğuk davranışlarını eleştiriyor ki bu konuda çok haklılar. aralarında kibar, insancıl, saygılı davranan da var ama bu profiller azınlıkta kalıyor. mevlana ve inanç turizmi merkezi olan ve bu sayede yerli ve yabancı turistleri çeken bir memleketin genel anlamda olumlu bir imaj çizmesi gerek. ama işte bu şehri ziyaret edenler de bu iç anadolu şehrinden bir akdeniz sıcaklığı bekliyorlar sonuç olarak da hayal kırıklığı ve memnuniyetsizlik yaşıyorlar.

büyük selçuklu ve osmanlı imparatorluklarına başkentlik yapmış şehir. ayrıca (bkz: hollanda)dan çok az küçüktür.

esnafları efsanedir.iş yaptıracak olursunuz başta mükemmel ağırlarlar,herşey süper iş olur biter para verilmiş sorun çıkar abi şu kadar paranı alırım.bide çok kökten dinci görünür bu güruh.genelde böyle döş e kadar sakal elde tesbih ağzında allah kelamı,kalbi aşağıda fellah fellah diyor ama :d dikkat edin efendim denk gelirseniz kaçın hemen..

(bkz: tiritçi mithat)adlı mekana sahip bir şehir. aynı zamanda daha önce et yememişim lan ben dediğim bir andı.

araba kullanırken konya il sınırına girdiğinizde hızınızı sabitleyip il dışına çıkana kadar direksiyon başında uyuyabildiğiniz bir şehir.

memlekete giderken mutlaka ara verip mevlana müzesi'ne uğrarız ve istisnasız her seferinde annem orada uhrevi bir boyuta geçtiği için telefonlara cevap vermediğinden asla kendisine ulaşamadığımız, her yıl annemi içinde kaybettiğimiz şehir.

anadolu'nun parisi olan nadide bir şehrimiz. aksini iddia eden konya ve memleket düşmanıdır, fetöcüde olabilir. (bkz: bok'da çıkabilir)

malum partiye çıkan oy oranı hasebiyle, haksızlık edildiğini düşündüğüm, derin bir tarihi olan il.
insanları şöyledir, insanları böyledir demek benim nazarımda ırkçılıktır ve her güzide ilimiz için yapılmaması gereken bir durumdur.
tarihi dokusunu özetlemek gerekirse; insanlık tarihinin ilk yerleşim yerinden, selçuklu mimarisine, klasik osmanlı mimarisine kadar uzanan tarihi bir dokuya sahiptir.
her damak tadına hitap edecek, geniş yelpazeli mutfağı vardır. şehir planlaması, engebenin de az olmasıyla gayet başarılıdır.


tarihi ve doğal güzellikleri için
mutfağı için

ön yargı mı ?! ben bu şehirde 5 yıla yakın bir süre yaşamak zorunda kaldım.bu kadar iki yüzlü ,erkeklerinin eli uçkurunda olan bir memleket daha görmedim.en çok alkolün gerçekten konya’da tüketildiğine şahit oldum. etrafta ;gündüz camiden çıkmayan geceleri ise publardan ,klüplerden çıkmayan ,evli olduğu halde 18-19 yaşındaki üniversiteli kızlarla sarmaş dolaş gezen adam (!)lar gördüm. çoğu kendilerine müslüman bu insanlar dinden soğumama da neden olmuşlardır.trafikteki magandalık ve dangalaklıklarını hiç söylemiyorum bile...
anlattıklarımın partizanlık ya da politik düşünceyle de uzaktan yakından ilgisi olmayıp ,apolitik biri olduğumdan sadece gözleme dayalı olduğunu da belirtmek isterim.

konya'ya çok çamur atılıyor. evet insanların bir kısmı garip. evet tarikatlar için konya önemli bir yer tutuyor. konya'da göbeğine kadar sakal bırakmış şalvarlı sarıklı tipler de çok var.
fakat konya'nın bilinmeyen modern yönü de var. şehir olarak da çok güzel. her şeyden önce büyükşehir. imkanları fazla. sanayisi türkiye ortalamasının çok çok üzerinde. hızlı tren ile ankara'ya 1 buçuk saat. canın sıkıldı 3 saat sonra mersin'de deniz gir. canın sıkıldı antalya 4 saat. ayrıca dümdüz bir ova. düzlüğün insana verdiği bir huzur var. tramway sistemi çok güzel.

yani konya'ya yozgat muamelesi yapmayın allah aşkına.