41.
hala en sevdiğim oyuncaktır. bana alınan ilk hediyeymiş. eskisi kadar olmasa da beyaz ve pofuduk, siyah gözlü, kısacık kol ve bacaklı bir ayıcık. ağzı yoktu ama bana en güzel oyun fikirlerini hep o verirdi, güya.
devamını gör...
42.
oyuncak aldılar yüzüne bakmadık. bisiklet aldılar binmedik(hala düz yolda zor sürerim).
ama o kutu kolayı ezip yaptığımız maçları hiç unutamam. sayılıyorsa kutu kola tenekesi diyeyim.
sokak çocukluğu çok güzeldi.
ama o kutu kolayı ezip yaptığımız maçları hiç unutamam. sayılıyorsa kutu kola tenekesi diyeyim.
sokak çocukluğu çok güzeldi.
devamını gör...
43.
44.
sırtında bir düğmesi olan ve ona basınca ağzı açılan aslandır. adını da frank koymuştum.
devamını gör...
45.
limon şeklinde bir müzik kutum vardı. müzik çalarken sağa sola giden gözleri, ağzı, burnu olmasaydı, rengiyle, parlaklığıyla ve dokusuyla hakikatten bir limon zannedebilirdiniz. ama aslında ben onu canlı, gerçekten şarkı söyleyen bir limon zannediyordum :) annemin hatırladığı kadarıyla, eve gelen bir misafirimiz onu hediye olarak, kendisinin çalıştığı taksim'deki marmara oteli'nden getirmişti. çocukların rahat uyuması için kapı koluna veya yatağın yanına asılan, klasik eski müzik kutusu prensibiyle çalışır, ipini çektiğinde içindeki çark o ipi etrafına sarana kadar şarkı çalardı (tabi bunu çok sonra kuzenim içini açtığında öğrendim). yatağıma yattığım her gün, annem o beyaz ipi çeker ve ben de limondan çalan johannes brahms'ın lullaby parçası ile hayal kurarak uyurdum. eğer ben uyumadan biterse, annem odama gelip bir kaç defa limonun ipini çekerdi..
devamını gör...
46.
kendi yaptığım oyuncaklardı. ekseriyetle babamın aldıklarını kırıp başka parçalarla birleştirir kendime yeni oyuncaklar yapardım. en sevdiklerim de onlardı.
devamını gör...
47.
bu bilgi kimin ne işine yarayacak bilmiyorum ama kahverengi audi arabam. kapıları, bagajı, ön kaputu falan açılıyordu. deli gibi seviyordum bu arabayı. nereye gitsem yanımdaydı mutlaka. bebek falan umurumda değildi. ille audi arabam!
uzun yıllar sakladım büyüdüğümde de. sonra ne oldu da attım (ya da birine verdim) hatırlamıyorum. keşke vermeseydim. özledim şimdi bak *
uzun yıllar sakladım büyüdüğümde de. sonra ne oldu da attım (ya da birine verdim) hatırlamıyorum. keşke vermeseydim. özledim şimdi bak *
devamını gör...
48.
ben çocukken arabalarla hiç oynamadım sanırım. çok dışarı çıkıp oynayan bir çocuk da değildim. öyle toptu misketti pek bilmem.
ben küçükken hep kendi başıma legolarımla oynadım. biraz daha büyüyünce silahlarla oynamaya başladım. hala silahlarla oynuyorum. tek fark boncuk atmıyorum artık.
ben küçükken hep kendi başıma legolarımla oynadım. biraz daha büyüyünce silahlarla oynamaya başladım. hala silahlarla oynuyorum. tek fark boncuk atmıyorum artık.
devamını gör...
49.
siyah mercedes 300 sel 'im vardı. o halının köşeelerinden az yanlamadım beee
devamını gör...
50.
kel minik bebeklerdi. onlara bakmak, annemlere kıyafet ördürmek, ayağımda sallamak en sevdigim oyunlardandı. anaçlık hissinin zirvede olduğu zamanlar. bebeklere bayılırım. hem canlısına hem oyuncağına. öyle masumlar ki.
devamını gör...
51.
52.
sarı sacli melis bebeğim .
devamını gör...
53.
6 yaşında falandım. o zamanlarda oyuncak demek çok değerli bir şey tabi.
kanal market diye bir tv kanalı vardı. oradan optimus prime siparişi vermiştik. 1 aya yakın sürede gelmişti. geldiğinde öyle çok sevinmiştim ki anlatamam.
kanal market diye bir tv kanalı vardı. oradan optimus prime siparişi vermiştik. 1 aya yakın sürede gelmişti. geldiğinde öyle çok sevinmiştim ki anlatamam.
devamını gör...
54.
55.
en sevdiğimi hatırlamıyorum ama alininca en çok heyecanlandığım oyuncak beyblade di ilk alındığı zaman eve gelip muşambanın üstünde denediğimi hatırlıyorum.
devamını gör...
56.
bir tane bebeğim vardı adı ayşe'ydi. abim ona tükenmez kalemle bıyık ve top sakal çizmişti. neyle yıkarsam yıkayayım izi geçmemişti. bebeğe bakıp bakıp ağlıyordum. en güzel duyguların katiliydi hep böyle..
bisikleti olduğu halde benim küçük, üç tekerli bisikletime binip gidonu yamultmuştu.
lego parçalarını alakasız biçimde birbirlerine uhuyla yapıştırmıştı.
yani; birçok oyuncak sevdim, hiçbiri yoktular.
bisikleti olduğu halde benim küçük, üç tekerli bisikletime binip gidonu yamultmuştu.
lego parçalarını alakasız biçimde birbirlerine uhuyla yapıştırmıştı.
yani; birçok oyuncak sevdim, hiçbiri yoktular.
devamını gör...
57.
boncuk tabancam vardı. duvara nişan alıp sıkmayı seviyordum. gez, göz, arpacık.
devamını gör...
58.
pek bebeklerle oynamam ama tek bir bebeğim vardı. küçük, saçsız bir bebek. hala var. benimle hastane köşelerinde oradan oraya sürünmüş bebektir. güzel dost. çoğu insandan farklı bir yeri olan, cansız bir şey.
devamını gör...
59.
mecburen lahana bebek.akrabamızın pilli bebeği vardı her gün onlara gitmek isterdim...
devamını gör...
60.
alındığında neredeyse boyu boyuma denk olan koca bebeğim.
kendisini o kadar seviyormuşum ki kakülünü kesmişim, lüle saçlarını tiftmişim. sevince deliriyorum demek ki.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2021/12/18/mvrnr8fjapdopdr6-t.jpg)
zamana* meydan okuyor yalnız, saçları dışında her şeyi sağlam. biraz korkutucu ama kabul ediyorum.
bu arada 30 yaş üstünde olan oyuncaklarımın* her şeye rağmen duruyor olması da şahane.
kendisini o kadar seviyormuşum ki kakülünü kesmişim, lüle saçlarını tiftmişim. sevince deliriyorum demek ki.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2021/12/18/mvrnr8fjapdopdr6-t.jpg)
zamana* meydan okuyor yalnız, saçları dışında her şeyi sağlam. biraz korkutucu ama kabul ediyorum.
bu arada 30 yaş üstünde olan oyuncaklarımın* her şeye rağmen duruyor olması da şahane.
devamını gör...