midye dolma

yemesi iyi güzel hoş lakin hijyen açısından allah'a emanet olan , yinede insana gözü kapalı halde en az bi 10 15 adet götürten dolmamsı şey. bira ile tüketiniz.

leziz bir yiyecek.

lütfen beni linç ya da aforoz etmeyin.hepimiz çocuk olduk.çocukken denizin içinden pilav ile beraber çıktığını düşündüğüm , babam tarafından bunu bir daha dışarıda telaffuz etmemem hususunda uyarıldığım ve tembihlendiğim siyah sert kabuklu limon ve soğuk biranın en iyi arkadaşı.

izmir otogarında yediğim yiyecek.

gece gece böyle şeyleri hatırlatmayın. vallahi sokaklara çıkıp midye dolmaaa diye bağırırım *

midye dolmayı izmir'de yiyeceksin. belli ayları vardı yenilmez. midye dolmanın en sıkıntılı tarafı iç pilavıdır, zehirleyen de orasıdır.

unutmayınız, tüm sokak lezzetleri, midye, kokoreç, şırdan, bunların hepsi günlük olmalı ve anında tüketilmelidir.

(bkz: norovirus)
(bkz: hepatit a)
(bkz: shigella)

sokak lezzetleri denilince, akla gelen bütün yiyeceklerin ayağa kalkıp ceketini iliklemesi gereken şahane bir yiyecektir. diyet bozdurur, diyetisyen kim köpek, kralı gelse tanimazsin midye dolma yerken. midye dolma yerken dünyanın en önemli ve en güçlü insanisin, o kilolar da köpek gibi gidecek yoksa ağzını kırarsın...

bayılarak yediğim ayrıntısına girmeme gerek yok. her şeyimi burada anlatacak değilim.

göcek'te yaşadığım sıralar bir tane seyyar midye dolmaci vardı. gördüğüm yerde çömelip resmen sıra gecesini midye dolmaya uyarlardım. neyse, yine bir yaz gecesi, kankam sevgi ile içtik. iyilik serserilik modunu açtık ama aristokrat bir havamız da var yani. şık serserilerdik. dedim ki sevgi'ye, "kanka canım midye dolma yemek istiyor, nerede acaba?". sevgi dedi ki, "biz nerede olmasını istiyorsak orada kanka". telefonunu almış adamın, çok akıllıca. ben aklımı anlık kullanırdım, sevgi ileriyi düşünerek hamle yapardı. o yüzden ben almamıştım telefonu. neyse aradı sevgi midyeciyi, beş dakika sonra içtiğimiz mekana geldi. o acıyı biz yiyoruz. kuş besler gibi besliyor midyeci bizi. aycekirdegi kabuğu gibi yığdık kabukları. fransızlar demirde iyi diye eyfel dikiyor, biz neden midye kulesi dikmeyelim? biz de iyi yiyoruz. "dünya güzelleri" programındaki bülent ersoy, safiye soyman ve banu alkan gibi yiyoruz yani. gıdamızdan kesmiyoruz asla.

kaç tane yediğimizi hatırlamıyorum ama epey yedik. hesap 60 tl filan.o zamanki ekonomik koşullarda zaten bir kişi üzerine en fazla 100 tl nakit alırdı. 200 tl'lik banknotlar çok dolasmazdi piyasada. bir mekanda agzindan çıkana kadar içsem hesap 1000 tl olmazdı, öyle bir ekonomi.
sevgi genelde maaş gelmeden cortlardi ama. kardeş falan okutuyor. zaten ben ismarliyorum da, yani ondan para isteyen yok; dedi ki: "kanka sen odesene ya, bende bozuk yok"

biliyorum yani aslında parası yok ama biz birbirimize şerefsizlik etmeyi çok severdik, dedim ki: "kanka dert değil ya, ödersin, hesap da bozuk değil, bütün. abi hemen bozar. hatta sen yüz ver, üstü bahşiş sayılır" allah'ın sarhosu kipil kipil bana bakıyor, midyeci ona bakıyor, ben midyeciye. bir süre bakistik. sonra bir süre karşılıklı gülüştük. böyle deyince de olmadı bak, biz bildiğin anira anira güldük. midyeci nerden bilsin bizi. sonra bununla dalga geçtim baya. ertesi yaz ilk buluşmamızda bir kese madeni para ile geldi, "bu defa hazırlıklı geldim" diyor. beş kuruslari falan toplayıp bir lira yaptık bir yandan midye yerken... dedim ki "bim'in kasasını mi patlattin, bu ne biçim bozuk para?"

hâlâ gorunce söylerim,bozuk varsa midye söyle bize, biralar benden deyu.

benden uzak sevenlerine yakın olsun.

ne büyük ne küçük orta boy, bol limonlu.

ne büyük ne küçük orta boy bile yemem onu.

boy fark etmez, taze olsun zehirlemesin yeter. limonsuzda gömerim.

getir getir fark etmez.

midyenin içine baharatlı pirinç pilavı sokulması ile yapılan harika yiyecek.
bu işin oluru şudur, hunharca bira içersin, yalpalaya yalpalaya gidersin önce bir kokoreç gömersin. 5 adım ötede midyeci de vardır zaten. bol limonla mümkünse.

bira nasıl cila niyetine içiliyorsa*, midye de bir cila yiyecektir. bu iş böyledir.