mükemmeliyetçilik

bir başak burcu hastalığı.

eskiden mükemmelliyetçiydim, sonraları kendimi saldım.

eskiden sahip olduğum kişilik. bugünlerde de zaman zaman bazı konularda mükemmellik arıyor veya bazı şeylerin mükemmel olmasını sağlamaya çalışıyorum fakat eskisi kadar değil.

işkence gibidir hatta direkt insanın kendine yaptığı işkencedir. asla tatmin olmazsınız; herkesten iyiyseniz bile yaptığınız iş size mükemmel görünmüyorsa kafayı onunla bozarsınız. tek bir hatada delirmenin eşiğine gelirsiniz. mükemmel olmadığınız sürece işlerin asla yolunda gitmeyeceğine inanmaya başlarsınız, hatta kimi zaman hayatınızda güzel giden şeyleri hak etmediğinizi düşünürsünüz. suçluluk duyarsınız, başkaları bir kenara duruversin, kendinizde kusur arar ve sürekli kusur bulursunuz.

aslında derinlerde bir yerde 'mükemmel'in var olmadığını bilirsiniz ama durum o kadar kontrolden çıkmıştır ki bu fikir kafanızdaki diğer yüzlerce şeyin arasına karışır ve kaybolup gider.

mükemmelliyetçi bir insandan her şeyi akışına bırakan, "artık saldım" diyen bir insana dönüştüyseniz de benzer şeyleri yaşar, hissedersiniz. tek fark artık mükemmel olmak için çabalamıyor oluşunuzdur.

küçüklüğüm mükemmeliyetçi olduğumu duymakla geçti. kimisi bu özelliği iyi bulurken kimisi bu yüzden hata yapmaktan korktuğumu düşünüyor. halbuki hatalar oldukça normal ve kendimizi geliştirmenin önemli bir koşulu. ancak kabul edin, kimse bilerek rezil olmak istemez ve bazıları bu konuda daha titiz davranır. öyle ki mükemmeliyetçiliğin çok kötü bir şey olmadığını düşünsem de her şey dozunda güzel.

lanet olsun içimde ki mükemmeliyetçi ruha, kimsenin yaptigini begenmezsin illa kendin yapacaksin, bir süre sonra “control freak” oluyorsun.

kişinin kendisine ve çevresine farkında olmadan zarar vermesine sebebiyet verebilir.

özellikle çalışma alanından yok etmediğim bunun yanında insan ilişkilerinde de vazgeçemediğim bir durum.

çok yorucu, yıpratıcı hatta kırıcı bile olabiliyor benim için..

mükemmelliyetçiliğin verdiği yetersizlik hissi ve erteleme hastalığı. akabinde okb ve kafayı yemiş bir insan modeli. eh sonuç çöp olmuş bir hayat.

george harrison'ın şu şarksını bir türlü sindirememesine sebep olmuş olan huyu.

o kadar çok kayıt yapılmış ki, eric clapton artık "ya tamam yeter artık bak güzel olmuş şarkı işte" mealinde bir laf söyleyip şarkının kayıtlarını bitirmek istemiş. george da "madem bu halini beğendin, o zaman sen kendi albümüne koy" demiş eric clapton'a.

erteleme hastalığının baş müsebbibi. ayrıca havalı falan da değil. her işin iyisini istemekle mükemmeliyetçi kişilik aynı şey değildir. mükemmeliyetçi kişiliğe sahip olduğunu iddia eden kişi , eğer bir hekim tarafından tespit edilmediyse bu durumu, tanımı yanlış kullanıyordur. hayatı zindan eden bir ruhsal durum.

özellikle başak burçlarının mensup olduğu özellik. hiçbir şeyi beğenmemeleri ve her şeyi kendi bildikleri gibi yapmaları da hiçbir zaman en iyi sonuca ulaştırmıyor ama yine de huylarından vazgeçmiyorlar.

durun bir dinleyin ben bunlardan bıktım yıldım yeminlen. abi bahçe suluyoruz bir bahçe nasıl ne kadar yanlış sulanabilir yav. suyu şöyle verin böyle vereyim . elimizden alıyor.
bir boya yapıyoruz . o boya iz birakti bak dalgalı. yav kümes boyuyoruz salon değil.

geçen tüp odası yaptık dışarı iki yüz tuğla getir ör kapı tak. demesin mi bu duvar ve kapı yamuk ildu ben yıkıp yeniden yapicam.
dedim meşhur sözümü. hayatımda gördüğüm en güzel tüp odası. duvar ve kapı. allah tan müdür geldi. çok güzel olmuş elinize sağlık dedi. herkes döndü bana güldü. zor kurtardim tüp odasını.

bir kablo çekiyoruz depoya dün düz duvardan böyle çivilerle borularla gidiyor. araba yıkıyorsun. iz kalmış baştan yıka.
yav bir çamaşır askısı için üç gün uğraşılır mı.
bu mükemmelliyetçilik insanın kendisine de etrafına da zarar. valla zarar.
hayır dünya da her şey düzgün bir o kalsın.
valla say say bitmez yeminle yıldım.

bunlar nasıl seks yapıyor valla merak ettim ay öyle olmaz ay böyle olmaz haha.
monk dizisi gibi valla.

keşke bazen aramasam mı dediğim şey...herşey mükemmel olmak zorunda değil ama gelde kolaysa bana anlat bunu.

bu mükemmelliyetçilik zımbırtısını ben yıllarca hep kendini övmek için kullandıkları bir şey zannettim. "ben çayı hep şekersiz içerim. ben yesem de kilo almam" gibi.
meğersem lanetmiş bu.
bir işe girişeceksin mesela. kafanda kuruyorsun. en iyisini yapmam lazım. en güzeli benimki olacak. ben ben ben. ama şöyle bir sorun var canlarım. daha ilk yapışında bu olmaz. hata olur. hatta bok gibi olur. yapmak istediğin şeye benzemez.
daha somut örnekle ilk yazdığın öykü korkunç olacaktır. eksikler, saçmalıklar.
senin kafanda ya şimdi zannedeceksin ki anlattım.
e anlaşılmıyor.
neyse böyle böyle hiçbir şey yapmamaya ve işe yaramazın teki olduğuna inanmaya başlarsın.
böyle bir şeydir bu mükemmelliyetçilik.
bok gibi yapın. o zamanla gelişir.
yeter ki bok gibi bir insan olmayın.
önemli not:bok kelimesini kullanabiliyoruz.

"perfect is the enemy of good"

iş görecek bir çözümü yeterince iyi değil diye uygulamaya geçmenizi engelleyen durum.

yap gitsin ya salla. çözüm olsun yeter. farkına vardığım anda derme çatma da olsa hemen işe girişiyorum.

hayatın hakkını vererek yaşamaya engel olan durum...

mükemmelliyeti severim ama abartmamak lazım.
arada a cup da sevmek lazım mesela.
fazlası zarar.

başıma bela olan özellik. küçüklüğümden beri planlı ilerlediğim için şuan her konuda bunu yapmaya ve her şeyi iyileştirmeye çalışıyorum. kötü durumlar karşısında öfkeleniyorum ve çevremdekileri, kendimi yetersiz görüyorum. iyi gitmeyen her şey beni biraz daha kendimden uzaklaştırıyor.

enneagram tip 1 genel özellik

az biraz ben de de var.

çok sıkıcıdır. kusurlarımızla eğlenceliyiz. kasılmaya gerek yok