81.
kendisinin olduğunu iddia eden bir sürü insan olmasına rağmen gerçekten ve hakkıyla olanına çok çok az rastlanılan karakterdir.
birlikte yaşanması veya çalışılması çok zordur fakat mazoşist birisi iseniz ve katlanırsanız çok tecrübe edinebileceğiniz şahıslardır.
genelde hayranlıkla karışık bıkkınlık hissi yaşatırlar.
birlikte yaşanması veya çalışılması çok zordur fakat mazoşist birisi iseniz ve katlanırsanız çok tecrübe edinebileceğiniz şahıslardır.
genelde hayranlıkla karışık bıkkınlık hissi yaşatırlar.
devamını gör...
82.
çağımızın hastalıklarından sadece birisi.
devamını gör...
83.
hastalık olduğunu düşünüyorum. daha az önce konusu geçti. arkadaş çocuğunun mükemmeliyetçi olduğunu övünerek söyledi, kendisine benziyormus. e dedim iyi bir şey mi sence? mükemmel diye bir şey yok, olduramiyorsun kendini yiyorsun ya da bırakıyorsun ne yapıyorsan devamı gelmiyor ya da hiç bulasmiyorsun kendine kapanıyorsun. küsmüş olabilir bilmiyorum, azıcık kızmış olabilirim. ama bir sürü takıntım var bence benim halim bin kat iyi.
devamını gör...
84.
david burns (bkz: iyi hissetmek) mükemmeliyetçiliği:
”ulaşılabilir olanın ötesinde yüksek standartlara sahip olma, imkansız hedeflere ulaşabilme uğruna takıntılı ve sürekli bir şekilde çabalama, yalnızca üretkenlik ve kazanılan başarılar doğrultusunda kendine değer biçme” olarak tanımlıyor.
kendinden çok dışa yönelik mükemmeliyetçi tavır geliştiren kişi, esasen barındırdığı -inandığı- kusurları(!) ve özgüvensizliği örtme çabası, mükemmelin nasıl olacağına dair şüpheli ve çelişkili kavram kargaşaları içinde debelenecek tavrı ve bu tavrın altında da çeşitli travmaları barındırıyor olabilir.
”ulaşılabilir olanın ötesinde yüksek standartlara sahip olma, imkansız hedeflere ulaşabilme uğruna takıntılı ve sürekli bir şekilde çabalama, yalnızca üretkenlik ve kazanılan başarılar doğrultusunda kendine değer biçme” olarak tanımlıyor.
kendinden çok dışa yönelik mükemmeliyetçi tavır geliştiren kişi, esasen barındırdığı -inandığı- kusurları(!) ve özgüvensizliği örtme çabası, mükemmelin nasıl olacağına dair şüpheli ve çelişkili kavram kargaşaları içinde debelenecek tavrı ve bu tavrın altında da çeşitli travmaları barındırıyor olabilir.
devamını gör...
85.
insanı farkına varmadan içten içe yiyip bitiren bir karakter özelliğidir. doğuştan olmakla beraber genellikle sonradan oluşan karakteristik bir durumdur. adı üstünde vasatla azla yetinmeyen, hatasız, kusursuz bir hayat arayarak hayatını kendisine ve çevresine zindan etmenin farklı bir şeklidir.
devamını gör...
86.
bırak peşimi
devamını gör...
87.
her zaman daha iyiye daha güzele daha doğruya olan inancın vücut bulmuş halidir.
alelade yapılan bir iş tatmin etmez. üstün körü, elinin ucuyla, düşünüp araştırmadan etraflıca gözlemlemeden yapılan her iş yarımdır. öyle değil midir?
hep daha iyisi olduğuna hep daha iyiyi yapabileceğine inanır mükemmeliyetçi kişiler.
kimilerine göre hastalık gibi gelmiş ama tam aksine doğru kullanıldığında ve doğru düşünme şekline ulaşıldığında insanı geliştiren daha iyi olabilmeye teşgik eden bir özelliktir.
takıntılarla karıştırmamak ya da takıntı boyutuna getirmemek gerekir. zaten mükemmeliyetçi insan kendi iç huzurunu da en mükemmel seviyede olsun ister ve nerede duracağını bilir. bilmez mi?
günümüz şartlarında her şeyi baştan savma şekline getiren ve eğer biraz dikkat ediyor daha iyisi olsun istiyorsan seni hemen hasta, takıntılı, abartan olarak gören bir zihniyet palazlandı malesef. 'ee bu kadar oluyor. benim elimden bu kadar geliyor. siz çok abartıyorsunuz' ların arkasına sığınarak kendilerini olması gereken gibi göstermeye çalışan bir kitle var.
eve usta çağırıyorum misal yılların ustası gözlerime bakarak 'ee banu hanım anca bu kadar oldu diyor' ustalık tarihinde böyle bir söz eminim sadece bu yıllara denk düşüyordur. adamı gönderip arkasında bozduğu yerleri düzeltip sonra fotoğrafını atıyorum bakın diye.
özellikle işini başkasına yaptırmak zorunda kaldıysan vay haline. beğenmek istiyorsun bak zorluyorsun kendini ama olmuyor. 'aynı göz aynı duyu aynı hayal gücü karşımdakinde yok mu?' diyorsun. bu da seni bir süre sonra tabi 'acaba ben hasta mıyım yahu? ' getiriyor.
hasta değilsin güzel kardeşim değilsin. insanların bir çoğu tembelliği ve iş bilmezliği şiar edindiği ve bu durumu çok benimsediği için seni öyle lanse etmek kolaylarına geliyor.
yaptığın iş her neyse yapabildiğinin en iyisini yapmak istemek yapmaya çalışmak hastalık onu savsaklamak normal. hadi ya?
alelade yapılan bir iş tatmin etmez. üstün körü, elinin ucuyla, düşünüp araştırmadan etraflıca gözlemlemeden yapılan her iş yarımdır. öyle değil midir?
hep daha iyisi olduğuna hep daha iyiyi yapabileceğine inanır mükemmeliyetçi kişiler.
kimilerine göre hastalık gibi gelmiş ama tam aksine doğru kullanıldığında ve doğru düşünme şekline ulaşıldığında insanı geliştiren daha iyi olabilmeye teşgik eden bir özelliktir.
takıntılarla karıştırmamak ya da takıntı boyutuna getirmemek gerekir. zaten mükemmeliyetçi insan kendi iç huzurunu da en mükemmel seviyede olsun ister ve nerede duracağını bilir. bilmez mi?
günümüz şartlarında her şeyi baştan savma şekline getiren ve eğer biraz dikkat ediyor daha iyisi olsun istiyorsan seni hemen hasta, takıntılı, abartan olarak gören bir zihniyet palazlandı malesef. 'ee bu kadar oluyor. benim elimden bu kadar geliyor. siz çok abartıyorsunuz' ların arkasına sığınarak kendilerini olması gereken gibi göstermeye çalışan bir kitle var.
eve usta çağırıyorum misal yılların ustası gözlerime bakarak 'ee banu hanım anca bu kadar oldu diyor' ustalık tarihinde böyle bir söz eminim sadece bu yıllara denk düşüyordur. adamı gönderip arkasında bozduğu yerleri düzeltip sonra fotoğrafını atıyorum bakın diye.
özellikle işini başkasına yaptırmak zorunda kaldıysan vay haline. beğenmek istiyorsun bak zorluyorsun kendini ama olmuyor. 'aynı göz aynı duyu aynı hayal gücü karşımdakinde yok mu?' diyorsun. bu da seni bir süre sonra tabi 'acaba ben hasta mıyım yahu? ' getiriyor.
hasta değilsin güzel kardeşim değilsin. insanların bir çoğu tembelliği ve iş bilmezliği şiar edindiği ve bu durumu çok benimsediği için seni öyle lanse etmek kolaylarına geliyor.
yaptığın iş her neyse yapabildiğinin en iyisini yapmak istemek yapmaya çalışmak hastalık onu savsaklamak normal. hadi ya?
devamını gör...
88.
buraya ikinci tanımımı girdiğime göre bir derdimin olduğu aşikar olay.
yaş ilerledikçe sanki azalıyor gibi bu meret.
yaş ilerledikçe sanki azalıyor gibi bu meret.
devamını gör...
89.
mükemmele ulaşamayacağını anladığında vazgeçilmeye çalışılan meret.
devamını gör...
90.
genelde hırslı ve biraz da agresif olan, mükemmele ulaşmak endişesinde hayatın kusurlu taraflarını kaçıran insan tipidir. oysa hayatın renkleri o kusurlarda gizlidir daha çok.
devamını gör...
91.
çağımız insanının temel hastalığı. depresyon sebeplerinden biridir ayrıca.
halbuki ortaçağı gördüm rüyamda, yoktu böyle bişi.
halbuki ortaçağı gördüm rüyamda, yoktu böyle bişi.
devamını gör...
92.
babamdan yadigardır kendileri. kendisini severim o ayrı ama, kendisi her konuda o kadar mükemmelliyetçi ve kuralcıydı ki , 2 kardeş hep azı değil mükemmel olmayı istedik. çünkü mükemmel olmayınca sevilmeyeceğimizi düşündük.bu insanı o kadar yoran bir olgu ki , hata yapmaktan korkup, erken bitirdiğim ilişkilerim, kariyerimin doruk noktasında buraktığım işler oldu. sonu hep depresyon,tatminsizlik,vb. siz siz olun çocuğunuza ‘her şeye rağmen seni seveceğim’i aşılayın.
devamını gör...
93.
yakın arkadaşım dini hassasiyetimden dolayı bazı olaylara yaklaşmadığım için bana mükemmeliyetçisin demişti... bunu şimdi anlıyorum o zaman kendimi sorgulamıştım yeminle.
edit: o kişi hala yakın arkadaşım.
edit: o kişi hala yakın arkadaşım.
devamını gör...
94.
öyle bir şey ki bir elmaysan içine giren kurt gibidir mükemmelliyetçilik. dışardan gayet güzel görünürsün. her şey yolunda gibidir. fakat içten içe yer bitirir seni. çıktığın yollarda tek bir soru sana eşlik eder : neden ?
neden daha iyisi olmadı ?
neden başaramadım ?
neden yalnızım ?
neden neden neden..
gözlerimizi kapatırız. ve yolumuzu bulmaya calısırız. ıste gozlerimizi kapayan o engelin adıdır mukemmelliyetcilik. ve göremedik diye şikayet ederiz. halbuki tek yapmamız gereken o bağın farkina varmak. ve onu indirebilmek. cunku hayat boyle cok daha yasanilasi.
neden daha iyisi olmadı ?
neden başaramadım ?
neden yalnızım ?
neden neden neden..
gözlerimizi kapatırız. ve yolumuzu bulmaya calısırız. ıste gozlerimizi kapayan o engelin adıdır mukemmelliyetcilik. ve göremedik diye şikayet ederiz. halbuki tek yapmamız gereken o bağın farkina varmak. ve onu indirebilmek. cunku hayat boyle cok daha yasanilasi.
devamını gör...
95.
ne kadar iyisini yaparsan yap, her zaman daha iyisi vardır.
devamını gör...
96.
“mükemmilliyetçilik” olarak okuduğum başlık.
ne yaşıyorum lan ben?
ne yaşıyorum lan ben?
devamını gör...
97.
engel olamadığım fıtrat. otizmin verdiği ezikliği kapatmak adına verilen çabadır bende. yani öyle tahmin ediyorum.
son yıllarda bayağı azalttım.
kişiyi içsel kaosa, hamakata sürükler. en yakınlarını bile egosu uğruna ezer geçer. sonra da pişmanlık duysr elbet.
son yıllarda bayağı azalttım.
kişiyi içsel kaosa, hamakata sürükler. en yakınlarını bile egosu uğruna ezer geçer. sonra da pişmanlık duysr elbet.
devamını gör...
98.
yaptığınız istisnasız her işin daha mükemmel bir hali vardır ve yaptığımız ilk işle son iş aynı olmaz. bunun ana nedeni de tecrübedir. mini hikayeler yazan bir insan olduğunuzu hayal edelim. 5 sene önceki haliniz mükemmelden uzakken şimdiki haliniz 5 yıllık tecrübe sayesinde mükemmele yakın olabilir ancak her zaman bu işi sizden daha iyi yapan birilerinin var olduğunu da unutmamak lazım.
devamını gör...
99.
hem kendinize hem çevrenizdekilere yaptığınız işkencedir.
devamını gör...
100.
özellikle iş konusunda kendimi hırpaladığım durumdur. büyük geçmiş olsun tüm mükemmeliyetçilik duygusunu iliklerine kadar yaşayanlara.
devamını gör...