normal sözlük yazarlarının bugün fark ettiği şeyler

aslında dün fark ettim.

neyi inşa edersen et, hatta onu inşa etmek için bir ömür ver, senden sonra onu yıkacaklar, kendim şiirle ilgilendiğim için demiyorum, mesela bir şairsin, şiire yeni bir soluk getirdin, denenmemiş bir şeyi yaptın, ama hepsi sana kadar. senden sonraki nesil senin yaptıklarını yıkmak isteyecek, yıkacak.

öyleyse bunca uğraşımız neden?

hani insan hayat kısa diye her şeye yetişmeye çalışıyor ya, klasikleri bitireyim, her müziği dinleyeyim, her filmi yalayıp yutayım, vs.

o klasikleri okumak evet önemli, ama okumamak, bizi yarım mı bırakır, dostoyevski, nietzsche, voltaire, montaigne, virginia woolf, küçük iskender, ayşe kulin, her kim olursa olsun, hepsinin yazdığı bir hayal ürünü.

ya o insanlar hiç doğmasaydı, biz o eserleri hiç tanımamış olarak yolumuza devam eder ve ölürdük, ha, yine öleceğiz, ama o eserler olmasa da olur mu, yoksa olmaz mı, işte bunu fark ettim.

hayal ürünü olan her şeye yetişmek zorunluluğunu ne zamandır taşıyoruz yüreklerimizde, hayatın kısa olduğunu ne zaman fark ettik?

ebu mariya çaylak yapılmış. ergenlik de bir yere kadarmış.

bir şeye sahip kişi onun peşinde koşmuyordu, onun eksikliğini hiçbir zaman yaşamamıştı ve yaşamayacaktı.

insan ruhunda veya bedeninde neyin eksikliğini duyuyorsa onun kölesiydi.

sözlük kızlarına yürüyemiyormuşum...

ben kendimi iyi niyetli sanıyordum meğer ben enayiymişim ya.
aydınlandım resmen.

kadınların bir gününün diğerine uymadığını fark etmiştim geçtiğimiz yıllarda. bugün fark ettim ki çok doğruymuş bu tespitim.

kışın dışarıda götün ıslanınca çok üşüyormuşsun.

cumartesi salıncak görüp heveslenip sarhoş sarhoş oturduk
tabi tüm gün boyunca yağmur yağdığı detayı da unutuluyor
parkta iki bira içelim, sallanalım hevesi yerini sıcak ev ve çakma adidas eşofman altını giymeye bıraktı.

hayırlısı

işten ne kadar bunaldigim ve istifa etmeye karar vermem.

merhametli olduğunu fark eden insanlar, merhametinden faydalanmak için ne kadar da merhametsizler.

sözlükte eksi verilemediğini

tepki ekle butonu birçok uygulamada iyi ki var. mesaj yazmak içimden gelmiyor ve tepki atıp geçiyorum. şahane.

kalp kırıklıklarını kamufle etmenin bir yolu da "saçma paranoya ve düşüncelerle insanlarla kurduğum ilişkileri mahvetmek istemiyorum " fikrine sığınmak. inanılmaz müthiş, kendini ikna edebilirsen...

günün ünlüleri moderatörünün 35 gün 7 saat 1 dakikadır günün ünlüsü yazarını paylaşmaması.

ne yaptınız adama? hesabını geçici süreliğine yazılımcı deneme hesabı yapacağız, hesaba girme diye mi kandırdınız? ya da sözlüğün instagram sayfasında günün ünlüsü yazarımız diye kendi fotoğrafını paylaşacakken baskın mı yaptınız? günün ünlüsü diye paylaştığı yazarlardan rüşvet aldığı mı ortaya çıktı yoksa belediyemizin... kafamda deli sorular.

üzülme çiçeğim onlar yokluğunu farketmese de ben 1 ay sonra farkettim.

sözlükte ıq'su düşük çok fazla insan olduğunu farkettim. neyse ki hepsini engelliyorum.

çok yorgunuz. anlık gülmelerimiz olsa da etrafımızda sevdiğimiz insanlar olsa da mutsuz ve tatsızız.

yalanlara çok çabuk kanıyormuşum.

yalnızlıktan ölüyor muşum ama böyle mutluymuşum.

verdiğiniz değerle gördüğünüz değer hiç bir zaman aynı olmaz ve bunu size öğreten her zaman arkadaşım sandıklarınızdır.

kendimi çok sevdiğim.